@nzlkrcn
|
O günün üstünden bir ay geçmişti. Sevdiğim adamın başkasına evlilik teklifini alkışlamamın üstünden bir ay geçti. O gün o manzaraya katlanmak zorundaydım. Çünkü artık her kaçmaya çalışmam dikkat çekiyordu. Son zamanlarda Ecenin bana bakışları ve tavrı çok fazla yapmacık olmaya başlamıştı. Alper ABİN diye vurgu yapmaları zaten ayrı dertti. Şüpheleri vardı belliydi. Eper ogün ordan kaçsaydım daha çok dikkatini çekecekti. Bu süre zarfında okullar kapanmıştı. Tek kaçış yolum olan okulda bitmişti stajımın başlamasına 10 gün vardı. Ve bugün bahanesiz bi şekilde. Alperin kız isteme ve sözüne katılmaktan kalacaktım. Evet isteme ve söz aynı gün olacaktı. Akşama kadar odamdan çıkmadım. Annemler bile Ayvalıktan gelmişti isteme için. Onlarla bile oturup hasret giderememiştim derdimden. Durgunluğumun onlarda farkındaydı. Türlü bahaneler uydurup geçiştirmiştim. Ama bugüne bahanem yoktu. Akşam olmaya başlayınca zorla az biraz yemek yiyip hazırlanmak için odama çıktım. Kadere bakki sevdiğim adamın sözüne hazırlanmakta varmış nasibimde. Bana kalsa kot tşört giyecektim ama annemin zormalamasıyla buz mavisi elbisemi giymek zorunda kaldım. Yüzüme renk vermesi için hafif bi makyaj yapıp hazırdım. Krem topuklularımıda giyip evden çıktım. Biz erkek tarafıydık lafta. Kapının önünden arabalara binip yola koyulduk. Mahalleye yaklaşınca arabalar durdu. Alper ve arkadaşları arabadan inip ellerindeki meşaleleri yaktılar. Babam direksiyona geçerken ben inmedim. Ayakkabıların ayağımı acıttığını bahane ettim. E bukadarı da fazlaydı benim için. Alper kendisine çok yakışan haki renk bir takım elbise giymişti. İçinde okadar asil duruyordu ki. Elinde kocaman bi çiçek buketi arkasında meşaleler. Vazgeçmem gereken yerde daha çok aşık oluyordum. Kapıya vardığımızda Eceyi de haki renk bir elbise ile gördüm. Çok uyumlu olmuşlardı. Hepimiz içeri girince kapının biraz gerisinde onun girmesini bekledim. O kapıya gelince ikisinde de kocaman bir gülümseme oldu. Bende ise buruk... Büyük demeti Ecenin eline verip alnına bir buse kondurdu. Benim gözlerim kapandı. İçeri girildi sohbet edildi. Kahveler içilirken tüm gözler Alperin üzerindeydi. Kahve yapılırken bende ordaydım koca bir kaşık tuz attı içine. Nasıl kıyabildi ki ben olsam kıyamazdım. Tek yudumda içti kahveyi yüzünü bile ekşitmeden. Daha sonra elini cebine atıp küçük bir kutu çıkardı tepsiye koydu. Ne olduğunu da biliyordum. Çok zarif bir bileklik. Daha sonra isteme gaslına geçildi. Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızı istediler. Sıra yüzüklere gelince herkes ayağa kalktı. Onların parmaklarına giren yüzük sanki benim boynuma takılmış halka gibiydi. Nefesimi kesiyordu. Dulalarla kurdele kesildi. Yerlere incilerle birlikte benim hayallerim döküldü. Önce büyüklerin elleri öpüldü. Sonra arkadaşları tebrik etti. Sıra bana geldiğinde önce Alper geldi yanıma. "Küçüğüm.. " "Hayırlı olsun Alper abi. " dedim sesimin titremesine engel olarak. Sakince sarıldı bana. Eskisi gibi sıkıca sarılamadım. Sadece ellerimi değdirmekle yetindim. Sonra Ece geldi yüzünde samimiyetten uzak bit gülümseme ile. "Hayırlı olsun Ece abla. " "Ah canııım seninde bu günlerini görürüz inşallah" diyerek sarıldı. Daha sonra ne olduğunu anlamadan tepsiden makası alıp kendi kurdelesinden küçük bir parça kesti. "Aç ağzını. Uğur getirir derler" Diyerek kurdele parçasını ağzıma soktu.. Neymiş yeni nişanlının kurdelesini yutarsan sende sevdiğine kavuşurmuşsun. Benim sevdiğimin kurdelesini bana yutturdular.. Dans müziği çalınca el ele tutuşup salonun ortasına geçtiler birbirlerinin gözlerinin içine bakarak aşkla dans ettiler. Danstan sonra herkes bi kenara çekildi. Büyükler kendi arasında gençler kendi arasında hem sohbet edip hem ikramlıkları yiyordu.. İyice içim sıkılmaya. Midem bulanmaya başlamıştı. Sürekli el ele göz göze daha fazla dayanamadım. Su içmek için mutfağa geçtim. Sanki o kurdele hala boğazımdaydı. Nefes alamıyodum. Tezgahtan sürahi ve bardağı alıp doldurdum bir iki yudum içtim. Kendime gelmeyi beklerken daha kötü oldum. Etraf dönmeye başladı. Kulağımda anlamsız uğultular vardı. Gözlerim bulanıklaştı. Önce bardak düştü elimden yere. Sonraki saniye ise bedenim... ..... YAZARDAN.... İçerden kırılma sesi ile Aysel mutfağa koştu. Kapıdan girer girmez arkadaşını yerde baygın görünce çığlığı bastı "SERDAR ABİİİİİİİİ, ABİİİİİ YETİŞİİİİİNNNN" Çığlığı duyanlar mutfağa koştu. İlk giren Serdar dı kardeşini yerde baygın görünce aklı başından gitti. Yanına diz çöküp uyandırmaya çalıştı. "Ebrar! Güzelim aç gözünü abicim. Uyan bebeğim. Hadi gülüm aç gözünü" Uyanmayınca kucağına aldığı gibi kapıya koştu. "Baba arabayı çalıştır çabuuuk" Annesi ve babası kızını baygın görünce eli ayağı dolanmıştı. N olmuştu kızlarına böyle. Ebrarı arabaya koydular annesi arkaya kızının yanına babası öne abisi direksiyona oturup son hız hastaneye gittiler. Evde kalanlar ise ne yapacağını bilemedi. Bitek aysel akıl etti. "Biri beni hastaneye götürsün!!" Herkes bi anda bayılan kıza çok üzülmüştü. Bir kişi hariç 'ECE'.. Sözü mahvolmuştu. Zaten hissediyodu sevgilisinde gözü olduğunu. Kesin bilerek yaptı diye düşündü. Alper ayaklandığında aysel onu durdurdu "Dur abi. Sen gelme senin bugün en güzel günün!! Sen onunla kal!. " Sitemle söylediği bu sözü alper idrak edemedi. Ayselin sevgilisi ümitte ordaydı. İkisi bir hızla çıktı evden. Az sonra kendine gelen alper ise sevdiğinin alnını öpüp çıktı ailesini de alıp hastaneye gitti. Sersar hastaneye vardığında bağırdı "YARDIM EDİN. DOKTOOOR" sesi duyan hemşire ve doktor koşarak gelei acil müşade odasına alıp ne olduğuna baktılar. "Ne oldu hastaya neden bayıldı? " "Bilmiyorum, bilmiyorum nişandaydık bi anda yere düştü anlamadık" Rutin kontrollerde bi sıkıntı yok gibiydi kan alıp tahlil yaptılar. Kendine gelebilmesi içinde serum takıp, gözlem odasına aldılar. Aradan geçen 2 saatin sonunda ebrar yavaşça gözlerini açtı. Önce ışıktan dolayı geri kapattı gözlerini burnuna dolan kokudan hastanede olduğunu anladı. Başıni çevirdiğinde yanında duran ve ağlayan annesini gördü. "A-anne" "Yavrum kııızım iyi misin annem bi yerin ağrıyo mu? " " Su anne bi yudum su" Annesi hemen çantasından suyu çıkarıp içirdi kızına. Daha sonra telefonla oğlunu ve kocasını aradı. Müşade odasında olduğu için herkesi, içerdi almamışlardı. Diğerleri dişarda haber bekliyodı. Ara ara içeri girip kontrol edip tekrar çıkıyolardı. Onlar içeri girince doktor da geldi. "Geçmiş olsun Ebrar hanım nasılsınız? " " Yorgunum dayak yemiş gibiyim" "Değerleriniz çok düşük. En son ne zaman doğru düzgün yemek yediniz.? " "Akşam atıştırmıştım bişeyler. " "Atıştırmanızı demiyorum yemel yemenizden bahsediyorum. " "Kaç gündür doğru dürüst bişey yediğini görmedim" Dedi annesi. "Vücudunuz besinsiz kalmış. Şekeriniz ve tansiyonunuz ciddi derecede düşmüş. Kan değerlerizde de büyük bi düşüş var. Şimdi serum biraz toplar sizi. Daha dikkatli olmalısınız. Böyle giderse daha ağır şeylere sebeb olabilir. " "Dikkart ederim bundan sonra. Teşekkür ederiz" "Serum bittikten sonra çıkabilirsiniz. Biriniz benimle gelsin bir kaç takviye vitamin yazıcam alırsanız daha kolay toparlsar" "Ben geliyorum doktor bey. " Dedi serdar doktorla beraber çıktılar. Onlar çıkınca içeri aysel ve alper girdi. Aysele baktığında ağlamaktan makyajı akmış gözleri kıpkırmızı olmuştu. Alper ise ceketi ve kravatı çıkarmış gömleğin kollarını kıvırmıştı. Onunda yüzünde korku vardı. İlk aysel koştu sedyenin başına "canııımmmm" Diyerek sarıldı arkadaşına "çok korktum. Sana bişey olacak diye çok korktum." Sonra alper yaklaştı sedyeye. Elini tuttu kızın "küçüğümm. Korkuttun bizi nasılsın? " Ebrar eline ateş değmiş gibi çekti elini. "İyiyim" Dedi buz gibi sesle. "Kusura bakma seninde gününü mahvettim" "Saçmalama Ebrar hiç bişey senden önemli değil" Buruk bi gülümseme ile aysele dönüp sarıldı. "Götür onu burdan. Nefesim daralıyo"dedi arkadaşına. "Ne zaman çıkacaksınız? " Serum bitince çıkabilirmişiz"dedi annesi. Aysel. Abisinin koluna girip "gel abi. Dişarda bekleyelim kalabalık etmeyelim" deyip peşinden sürükledi. Bir saatin sonunda serum bitince hastanede çıktılar. Dışarda kendilerini bekleyen alper, aysel ve ailesini görünce öylece baktı onlara. "Sizide yorduk kusura bakmayın"dedi annesi. " Öyle şey mi olur Mine. Benimde kızım o. Ömrümden ömür gitti. " "Saolasın Haticem sen olmasan gözüm arkada kalırdı." Ebrar zorlukla ayakta duruyordu. Abisi kucağına aşmak istese de kabul etmedi. Bir koluna aysel nir koluna abisi girip arabaya götürdüler. Arkaya oturup annesinin dizlerine başını yasladı. Eve girince direk odasına girip üstünü değiştirdi. Uyumak istiyordu ama aklı uyumasına izin vermiyordu. Balkona çıktı çaprazındaki eve bakıp öylece daldı. Taki abisinin sesini duyana kadar. Elinde battaniye ile yanına gelen abisi omzuna battaniyeyi koyup yanına oturdu. Aysel de gelmek istemişti ama serdar engel olmuştu. "Bende geleyim abi belki konuşmak ister. " "Bugün ben dertleşicem kardeşimle aysel siz yarın konuşun olur mu? " "Abi belki sana anlatamayacağı şey... " "Aysel ben herşeyin farkındayım. Kimin ve neyin sebeb olduğunu biliyorum. İzin ver bugün ben konuşayım. Lütfen. " "Abi sen nasıl? " "Kardeşim o benim farkındayım güzelim herşeyin. Sessiz kaldım çünkü kendisi anlatmak istemediği sürece üstüne gitmedim. Merak etme bugün de gitmiycem. Ama kendi isterse konuşsun benimle. Sadece artık bildiğimi bilsin. Ağlayacaksa yastığa değil bana sarılsın. " "T-tamam abi bişey olursa bana haber ver olur mu " "Tamam canım hadi git sen evine. " Balkona kardeşinin yanına oturup ikisi bir battaniyenin altına girdiler. Önce sessizliği dinlediler. "Nasılsın güzelim" "İyiyim abi" "Onu demiyorum burası nasıl? " Diyip elini kalbinin üstüne koydu. Ebrar hızla başını abisine çevirdi ne dmek istemişti. "Nasıl abi? " "Daha ne kadar gizleyeceksin benden? " "N neyi abi? " "Yapma gülüm. Yapma bırtanem. Yapma lütfen yapma" "Abi sen? Nasıl? Kim? " "Kimsenin bişey söylemesine gerek yok. Abinim ben senin bi bakışında anlarım herşeyi. " "Ne zaman anladın? " "Yaklaşık 2 bucuk senedir süphem vardı aslında ama o gün kafede gözlerinin dolması, keremi bahane edip kaçman, eve tanışmaya getiriği gün ki gözlerinin hali emin olmama yetti. " İyice gözleri dolmuştı ebrarın.. Oysa sakladigini sanıyordu oda anlamışmıdır acaba? " "O o biliyo mu anladı mı? " "Anlasa bu kadar şeyi gözünün önünde yaşatırmıydı sence sana? " "Sen nasıl anladın? " "Güzelim benim kaçtane arkadaşım var. Yakın olanları desem sadece. Onur, umut, kadir, akif. Sen hiç birine ona baktığın gibi bakmıyosunki. Bitek ona bakarken ışıldıyo gözlerin. Bitek ona naz yapıyosun. Diğerleti ile samimi konuşmuyosun bile. Bitek ona küsüyosun. Bitek onun yanında içinden kahkaha atıyosun. " "Abiii" Dedi genç kız sesinin titemesine engel olamadan. Beline sarıldı abisinin. Hıçkıra hıçkıra ağladı. "Çok acıyo abi. Canım çok acıyo. Aldığım her nefes içime batıyo. Kalbim çok ağrıyor." "Ağla güzelim ağla için rahat edecekse ağla. " "Neden o zaman neden izin verdin abi. Beni neden zorladın herşeye gitmeme. Gözümün önünde yaşanmasına, canımın yanmasına neden izin verdin? " "Vezgeçmen için!. Umudunu kesmen için. Gözünün önünde olursa kabullenmenin kolay olması için. Affet abim bu kadar canının yanmasına izin verdiğim için affet! " "Sen kabullenebildin mi abi? Seninde gözünün önünde oldu. Sen vazgebildin mi? Şimdi çoluk çocuğa karıştı. Sen unutabildin mi? " O yüzden çok iyi anlıyorum ya seni. Ben yapamadım ama belki senn yaparsın dedim. Çektiklerimi çekmene göz yumdum. İkimizinde kaderi buymuş demekki. " "Abii geçeçek mi? " "Geçmese de acısına alışacaksın güzelim. Başka elden gelen yokki. " "Seni çok seviyorum abim. İyi ki varsın. " "Bende seni çok seviyorum güzelim hadi yatalımmı artık. Çok yoruldun bugün." "Benimle yatsana yine abi saçlarımı seversin hem olmaz mı? " "Olur gülüm olur " İkisi bir yatağa yattılar. Ebrar başını abisinin omzuna koydu abisi saçlarını okşadı. Ebrar uyudu. Abisi ağladı. İkisininde yarası aynıydı. Hem kendine ağladı hem kardeşine... BİR BÖLÜM DAHA BİTTİ. HİKAYEMİZ NASIL GİDİYOR.? EBRARLA ABİSİNİN ORTAK ACISI. BUNDAN SONRA NELER OLACAK. SÜPRİZLERE AÇIK OLUN... OY VE YORUMLARINI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN🙏🙏💓 |
0% |