Karan ile bir haftadır evliydik. Sosyal medyada bir süre bizim evliliğimiz konuşulmuştu. Şüphesiz bu bir haftada en mutlu olan Adaydı. Nikahın ertesi sabahı erkenden Karanın odasına dalmış beni orda bulamayınca soluğu benim odamda almıştı. Neden hala bu odada kaldığımı sorduğunda kurtaran cevap Karandan gelmişti. "Ukde ablan gece su içmeye kalkınca alışkanlıktan oraya gitmiş" demişti. Kücüçük kız bunu nasıl düşündü diye bakışırken cevap yine Adadan gelmişti. Anneannesi "evliler beraber uyur. Babanlara bak bakalım beraber uyuyacaklar mı? " diye kızın aklına girmiş nikahtan önce. Ne kötü insanlar vardı bu dünya da küçücük çocuğu bile kendilerine alet ediyorlardı. O günden sonra daha çok dikkat etmeye başlamıştık. Her zaman uyandığımdan daha erken uyanıyordum Adaya yakalanmamak için.
Kahvaltıdan sonra Karan işe giderken Ada ile beraber onu geçiriyorduk. Önce Ada sonra ben yanağına küçük bir buse kondurmuştum. Evet buda Ada hanımın işiydi. Neymiş Denizin annesi babasını işe gönderirken öpüyomuş. Hergün pancar gibi suratla Karanı öpüp işe yolluyordum. O ise hergün bu halime gülmekten başka bişey yapmıyordu.
Bu akşam Nurhayat hanımlarda yemeğe davetliydik. Ben elim boş gitmemek için bir tepsi haşhaşlı revani yapıp borcamı taşıma kabına koymuştum. Yarın akşam Sultan teyze artık dönüyordu. Dönmeliydi de. O bu evde bana arkadaş gibiydi. Adanın kabir sorusu gibi sorularını da bertaraf etmede yardımcı olacağından emindim.
Akşam Karan geldiğinde o duş alırken ben önce Ada'nın sonra kendi üstümü giyinmiştim. Üzerime bebe mavisi dizlerimin altında bir elbise giyip saçlarımı açık bırakmıştım. Ada'ya ise beyaz üzerine mavi çiçekleri olan bir elbise giydirmiştim. Karanda hazır olduğunda evden çıktık. Nurhayat hanımların evinin önüne geldiğimizde Karan elimdeki kabı alarak eve doğru yürümeye başladık. Kapıyı açan Nurhayat hanım hepimize sarıldıktan sonra içeri girdik. Biraz sohbet ettikten sonra hazırlanan sofraya oturduk. Adanın iyice iştahı açılmıştı. Sevmediği bir yemek bile olsa en azından tadına bakıyordu artık.
Yemekleri yemiş salonda kahvemizi içerken Ada koşarak babannesinin kucağına atladı. "Babanne bişey sorcem sana" diyerek dizlerine kuruldu.
"Sor kızım" dedi babannesi
"Ukde ablayla babam gerçekten evli mi?" bu nerden çıkmıştı?
"Evet güzel kızım. Sende vardın ya düğünlerinde"
"E ozaman neden hala Ukde ablam odasında yatıyor. Her gece mi yatağını şaşırıyor" ilk gece için bu yalanı uydurmuştuk ama onun bunu böyle taktığını bilmiyorduk. Hepimiz birbirimize bakakaldık. "Her gece uyanınca bakıyorum. Ama Ukde abla odasında yatıyor." Her gece buna mı bakıyordu.?
"Yok güzelim sana öyle gelmiştir." dedi Babannesi. "Ukde ablan yerini yadırgıyordur onda öyle yatmıştır"
"o ne demekki"
"Şimdi kendi yatağına alıştığı için diğerinde uyuyamıyordur. Uyuyamayınca kendi odasına geçiyordur"
"Ee hep öyle mi yayacak? " Adacım sen ne olsun istiyosun acaba.
"Hayır kızım. Alışır Ukde ablanda. Sende görürsün ozaman" Ada ikna olmuş olsa gerek geri oyununa döndü.
Şimdi ne halt edecektik. Bizim bu oyunu çıkarsa çikarsa Ada çıkaracaktı meydana. Mahkemede ayrı yatıyorlar derse bu bizim aleyhimize olurdu.
"çocuklar buna bir çözüm bulmalısınız" dedi Haluk bey. "Ada çol dikkatli. Biryerde ağzından kaçırırsa kötü olur"
"Ne yapalım baba?" dedi Karan.
"Vallahi oğlum ne yapacağınız belli. Ada bunu gerçek sanıyor"
"Aynı odada mı kalıcaz" dedim şaşkınlıkla
"öyle görünüyor" dedi Nurhayat hanım.
"Ukdeyi buna zorlayamam" diye söze giren Karandı.
"Zaten zorlamam gibi bişey yok oğlum. Ama Ukde sende Adanın dikkatinin farkındasın. Bu sana kalmış bişey"
"Ben yani şey ne desem"
"Sen bunu bi düşün Ukde. Ada eğer mahkemede bunu söylerse hakim hakkımızda ters sonuç verebilir." Aslında haklılardı da bu nasıl olacaktı. Ben onunla aynı yatağa nasıl girecektim. Yatağa girmek diyince tövbe estağfurullah çok yanliş ibare oldu. Yani nasıl aynı yerde uyıyacaktım. Allahım sen aklıma mukayyet ol!
Gece eve döndüğümüzde ne Karan ne de ben hiç bişey konuşmamıştık. Adayı uyuttuktan sonra kendi odama çekilmiştim. Uyuyamıyordum. Ya gece Ada yine kalkarsa. Ufacık çocuğun aklına bu düşünceleri sokmakta neydi böyle! Başka yolu çaresi yoktu. Ada içindi. Başka şey düşünme Ukde. Sadece yanyana uyıyacaksınız. Yatağın üstünden pikemi kucağıma alarak odadan çıktım. Pıtı pıtı adımlarla Karanın kapısının önüne geldim. yapanilirsin ukde. Sadece kapıyı çal. Elimi kaldırıp iki kere kapıyı tıklattım. İçeriden evet diye ses gelince usulca kapının kolunu indirdim. Benim kapıyı aralamamla bakışları beni buldu. Şaşkınca yüzüme bakarken ben ondan daha şaşkındım. bu adam her gece çıplak mı yatıyordu??? Karşımda üstsüz Karanı görünce hızla arkamı döndüm.
"Şey özür dilerim. Ada yine gece gelirse diye ben şey için. Ama sizi rahatsız etmiyim ben. Evet evet ben çıkayım" Ben kendi kendime saçmalarken arkadan gelen bir kaç tıkırtıdan sonra Karanın sesi duyuldu. "Dur Ukde. Çıkma." Olduğum yerde kaldım
"Arkanı dönebilirsin"
"Ama şey siz"
"Giyindim Ukde. Kusura bakma geleceğini bilmiyordum" Bende bilmiyordum ki. Yavaşça arkamı döndüğümde üzerinde siyah bir tişört vardı.
"Sen emin misin peki. Eğer istemiyorsan böyle bişey olmak zorunda değil. Adaya bişeyler uydururuz"
"Yok. Şey yani. Riske atmayalım. Belli ki aklına işlemiş geceleri kontrol edecek"
"Peki madem" dedi yatakta kenara kayarken. "Elindeki ne? "
"Pikem"
"Onun farkındayım. Burda da vardı pike" diyerek kendi üstündekini gösterdi.
"Şey yani böyle daha doğru olur diye düşündüm" derken küçük adımlarla yatağa doğru yanaştım.
"Tamam sen nasıl rahat edeceksen" İkimizde gerdindik. Fazla gergin! O pikesini kendi tarafına çektiğinde bende kendi pikemle yatağa uzandım. Üstümü örttükten sonra "iyi geceler diyerek yan döndüm yastık o gibi kokuyordu. Heryer o gibi kokuyordu. Ben bu kokuyla nasıl uyıyacaktım. " İyi geceler Ukde"
Dediğimiz olmuştu gece yarısı Ada odaya gelmiş ikimizin arasına yatmıştı. Ve bu durumdan fazlasıyla mutluydu. Bana iyice sokularak koynuma girmişti. Minicik elleri boynumu sararken bende onu kollarımın arasına almıştım.
Sabah uyandığımda Ada yoktu. Ne ara uyanıp girmişti?. Yavaşça kendime gelmeye başladığımda bişeyin beni sardığını hissediyordum. İşin garip tarafı bende o şeye sıkı sıkı sarılmıştım. Yastığım mı acaba? Yastık bana nasıl sarılacak.? Hem yastığım böyle sert değil ki. O zaman! Bir dakika! Yooo! Hızla başımı kaldırdığımda aklıma gelen başıma gelmişti. Ben karanın göğsünde yatıyordum. Ve onun bedenine sımsıkı sarılmıştım. Sanki kaçacak adam Aptaal! Ama o da bana sarılıydı. Panikle olduğum yerden kalktım. Benim bu ani hareketim onun irkilmesine sebeb oldu. Kısıkça araladığı gözlerle bana bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Benim üstümde neden onun pikesi vardı? Peki benim pikem nerdeydi,? Odaya göz gezdirdiğimde yerde duruyordu. Nasıl atılmıştı o yere? Bakışlarım Karan'a kaydığında hala anlamsız gözlerle bana bakıyordu. "Şey ben özür dilerim. Sanırım uyurken farkında olmadan şey olmuş galiba."
"Sakin ol Ukde. Bişey olduğu yok" ay bide olsa ne olacaktı acaba. ben söyliyimmi ne olacağını. Ay sen sus diyerek iç sesime kızarak yataktan kalktım. Yerdeki pikeyi kucağıma alıp "ben kahvaltıyı hazırlayayım" diyerek odadan kaçtım.
Geçen bir haftadır Karanla aynı odada kalıyorduk. İlk geceler Ada aramıza gelse de sanırım son üç gecedir gelmiyordu. Hala anlamadığım şekilde ben her gece bu yatağa kendi pikemle girsemde sabah pike yerde ben onun kolları arasında oluyordum. Allahım bu nasıl oluyordu. Hadi benim uykum ağır deli yatarım. Bilmeden gidiyorum adamın üstüne. Be adam sen kuş kanat çırpsa uyanırsın tepene çıkanı nasıl duymuyorsun? ya duyuyor ama oda bundan memnunsa yok daha neler!
Bu akşamda Adayı uyuttuktan sonra odamdan kendi pikemi alıp Karanın odasına geçtim. Artık beraber yattığımız için rahat edemesede üzerinde tişörtle uyuyordu. Kendi odamda olsam kısa şort ve askılı ile yatacak olan ben ise kısa kollu ve uzun pijama altı ile yatıyordum.
"Bence ona gerek yok" diyen Karanla başımı ona çevirdim
"Neye? "
"Elindekine. Nasıl olsa gece yeri boyluyor. Boşuna kalabalık yapma yatakta." Hee oldu aynı örtünün içine girelim birde.
"Rahatsız mı oluyorsun"
"Hayır tabi ki. Ama bu yeterince geniş. İkimizide örter. O elindeki her halükarda yeri boyluyor. Sende benim pikeyi üstüne çekiyorsun." Ay rezillik. Doğruydu. Ben üstündekini atıp onun pikesinin altına giriyordum. Keşke sadece pikeyle kalsam.!
"Peki" diyerek elimdekini yatağın önündeki koltuğun üstüne bıraktım. Titreyen ayaklarla yatağa gidip onun açtığı örtünün altına girdim. Soluma dönüp yattım. Uzun süre aynı pozisyonda kalsamda uyuyamayınca diğer tarafıma dönmemle Karanla yüzyüze geldim. Oda hala uyanıktı. Bir an gözgözr gelince panikledim. Hızla tekrar eski pozisyonuma dönmek isterken elini belime atıp durdurdu. "Dönme arkanı, nasıl rahat ediyorsan öyle yat" Hiç bişey demeden başımı salladım. Gözlerimi kaparatak kendimi uykunun kollarıns bıraktım.
Sabah kahvaltı masasındayken çalan zili Sultan teyze açtı. Her kim geldi bilmesekte Sultan teyzenin huzursuz içeri girişi iyi şeylerin olmadığının kanıtıydı. Elinde tuttupu sarı zarfı Karana uzattı. "Mahkeme kağıdıymış Karan bey oğlum" Anında masanın havası değişti. Sonunda o kişiler davayı açmış olmalıydılar. Karan sinirle elindeki kağıdı okurken benim gözlerim dolmuştu. Bakışlarım herşeyden habersiz süt içen Adaya kaydı. Eğer onu elimizden alırlarsa ne yapardık. Ama bunub olmasına asla müsade etmeyecektik. Ne ben ne de Karan. Biz küçük kızımızı kimseye vermeyecektik. Ada her zaman bizimle ve mutlu olacaktı!!
seeelaaaam
nasılsınız canlarıııım
Yeni bölümü beğendiniz mi?
mahkeme celbi geldi. Şimdi ne olacak
sizce Ada'yı alabilecekler mi?
Ada onlara giderse mutlu olabilecek mi?
peki bu iki aptal aşık hislerini ne zaman kabul edecek.
bakalım yeni bölümde neler olacak?
yorumlarda buluşalım canlarım
Okur Yorumları | Yorum Ekle |