19. Bölüm
Nazlı Kerçin / UKDE. / BÖLÜM 18

BÖLÜM 18

Nazlı Kerçin
nzlkrcn

Saabah başımdaki şiddetli ağri ile gözlerimi açtım. Daha doğrusu açmaya çalıştım çünkü kirpiklerim bile tonlarca ağırlık varmış gibi kıpırdamıyordu. Bir süre tepedeki beyaz tavanı izledim. Elimi şakağıma doğru attım. Yan tarafımda hissettiğim kıpırtı ile başımı soluma çevirdim. Karan sırtını yatak başlığına dayamış elleri göğsünde bana bakıyordu. "Günaydin" dedim daha açılmamış sesimle. Gülümseyerek "günaydin. Başın mı ağrıyor" dediğinde bir süre yüzünü izledim. Sonra gözümün önünden geçen sahneler gözlerimin kocaman açılmasına sebeb oldu. Aman Allah'ım ben dün neler demiştim öyle. Ben tek tek hatırlarken yüzüm nasıl bir ifade alıyorsa eğer karşımdaki adam bundan fazlasıyla hoşnut olmalı ki gülümsemesi büyüyordu. Biranda yattığım yerden kalktım. Saat kaçtı? Allah kahretsin bön bön adamın yüzüne kaç dakikadır bakıyordum ben?

"Saat kaç" diye sordum zorla bulduğum sesimle.
"On çeyrek" Aldığım cevapla hızla yataktan kalktım.
"Eyvah! Sultan teyze, Ada, kahvaltı, Hiii işe geç kaldın" diye bir o yana bir bu yana dönerken odanın çıkış kapısını bulamıyordum. Heycandan çişimde geldi. Bir çıkabilsem banyoya gidicem ama çıkamıyorum ki. "Ukde sakin ol" derken önüme geçti. "Ada hala annemlerde gelmedi. Sultan teyzeye uyuduğunu söyledim. Bende bugün işe gitmeyeceğim. Herşey yolunda"
"Odanın kapısı nerdeydi?" Ya neler diyorum ben?! Erkeksi kıkırtısını duydum. Kafamı kaldırıp bakamıyorum ki. "Kapı mı?" diye sorunca başımı salladım. Omuzlarımdan tutup çevirdi. Aha kapı. Hızlı hızlı adımlarla odadan çıkıp kendimi büyük banyoya attım. Sırtımı kapıya yasladığımda nefes almaya çalışıyordum.
"çok güzel kokuyosun "
"neden bu kadar yakışıklısın"
"ben karana aşığım!" Allahım delirmek üzereyim. Her bir cümle aklımda döndükçe kendimi duvardan duvara vurasım vardı. Yüzümü yıkamak için lavabonun önğne geldim. Aynadaki aksimle karşılaşınca başka bir şok dalgasına girdim. Ben bu pijamaları giydiğimi neden hatırlamıyorum. Yooo. Hayır! O kadarda değildir değil mi. Değildir canım. Değildir desenize!!

Banyodan çıktığımda Karan kapının önündeydi. Sahi neden işe gitmemişti."sabah eğer bunları hatırlarsan uzun uzun konuşuruz" Konuşmak için mi evdeydi. Hayır yaaaa.. Daha sonra üstüm aklıma geldi. Bunu açıklığa kavuşturmam lazımdı.
"Şeeey" dedim üstüme bakarak. Nasıl diyecektim. "üstümü sen mi değiştirdiin. Hayatta demem!! "

"Sultan teyze değiştirdi." Allahım çok şükür. Başımı sallayarak onayladım. "Ben üstümü değiştireyim" diyerek önünden geçtim. Kıyafetlerim hala eski odamdaydı. "Hatırlıyosun değil mi? " Bir cümle adım attırmayı unutturur mu demeyin. Unutturuyor. "Neyi? " dedim ona dönerek saf saf. Yanaklarım kulaklarım boynum cayır cayır yanıyordu. "Hatırlıyosun" dedi kendi sorduğu soruyu cevapladı. "Sen ne kadar inkar etsende vücudun seni ele veriyor" diyince ellerimi yanaklarıma koydum saklamak ister gibi. "Aynen öyle işte" diyerek yanımdan geçti. Ben arkasından bakarken o ıslık çalarak merdivenleri indi. Allah'ım lütfen yer yarılabilir mi? İçine girmem gereken durumlar varda!

 

 

Kahvaltı için aşağı indiğimde Sultan teyzeye bakamıyordum bile. O ise sanki dün hiç bişey olmamış gibi davranıyordu. Sessizce kahvaltımı etmeye çalışırken "hala başın ağrıyor mu?" diyen adama çevirdim bakışlarımı.
"Biraz"
"Yemekten sonra ağrı kesici iç istersen rahatlatır"
"Ada ne zaman gelecek" diyerek konuyu değiştirdim. Çünkü gerçekten ona Ihtiyacım vardı. O olursa konu benden dağılırdı.
"Aslında akşama onu da alıp bişeyler yapalım diyordum. Sana da uygunsa"
"Ne gibi"
"Havalar iyice soğumadan lunapatka gidelim dedim. Ne zamandır istiyordu"
"Olur tabi. Çok sevinecek"
"Sen yanına kıyafet al. Annemlerde üstünü değiştirirsin. Dışarda yemek yer lunaparka geçeriz. "
"Tamam" dediğimde Kahvaltıma geri döndüm.

Gün içinde sürekli kendimce işler üretmiş Karandan kaçmıştım. Oda inatla karşıma çıkıyordu her yerde. Sonunda akşam üstü olduğunda siyah kot pantolonumun üstüne pudra tonundaki tişörtümü giydim. Evden çıkmadan deri ceketimi geçirdiğimde hazırdım. Karan ise mavi kot üstüne siyah bir tişört giymişti. Ada için kırmızı ekoseli bahçıvan elbise içine beyaz tişört ve beyaz kilotlu çorap ayarlamıştım.

 

Nurhayat annelerde Adayı giydirdikten sonra yemek için Adanın isteği ile bir köfteciye gelmiştik. Allah'tan bu defa daha salaş bir mekan olduğu için üzerimizdekiler uyumluydu. Yemekten sonra Ada lunaparka gideceğimizi duyduğunda sevinçten yerinde duramıyordu. Lunaparktan içeri girdiğimizde Ada ikimizin ortasında ellerimizi tutuyordu. Bizi çekiştirerek atlı karıncalara doğru ilerlediğinde ilk durağımız belli olmuştu. Karan aldığı jetonu görevliye verdikten sonra Adayı bir atın üstüne bindirdi. Yanıma geldiğinde ben Adayı videoya almakla meşguldüm. O her önümüzden geçtiğinde el sallayarak onu izlerken belimde hissettiğim ellerle donup kaldım. Yanımda değil tam arkamdaydı. İki elini belime sarmıştı.ne oluyoruz. Boynumun orda yüzünü hissettiğimde kasılmıştım. "Çok güzel kokuyosun" dediğinde ise titremiştim. Eğer belimden tutmuyor olsa belkide şuan dizlerimin üzerine düşebilirdim. Oyuncak durduğunda Adayı almak için kolları arasından çıktım. Yürüyebildiğime şükür etmiştim. Adanın elini tutup indirdiğimde Karanın yanına geldik. Ben Adanın elini tutmasını beklerken o benim elimi tutmuş kızıns dönmüştü. "Şimdi neye binmek istersin prenses" Ada gülerek önce ellerimize bakmış ardından gözlerini etrafta gezdirmişti. Küçük salıncakları gördüğünde parmağıyla işaret edince hep beraber oraya doğru yürümeye başladık ikisi tarafından çekilerek yürümeye zorlanmıştım. Ada salıncağa bindiğinde Karan elimi bırakmadan iyice dibime sokuldu. "Neden bu kadar güzelsin sen?" Dünkü cümlelerimi bana geri satıyordu. "Karan lütfen" dedim sesimi titretmeye çalışarak
"Ne yaptım ki bişey sordum sadece" Cevap vermek için başımı çevirdiğimde fazlaca yakınımda olduğunu farketmemle başımı tekrar geri çevirdim.
"Peki. Eve gidince konuşuruz biz de" Şimdi ne halt yiyeceksin Ukde. Bok varda içiyosun.
"Dün gece dediklerimi unutsak olmaz mı"
"Duyduklarımı asla unutmayacağımı dün gece de söylemiştim" dediğinde daha ne kadar kasılabilirdim acaba.

Adayı türlü türlü oyuncaklara bindirmiştik. Hatta hızlı trene ikimiz binmiştir. Kahkahalarla indiğimizde Karan ikimize de çok güzel bakıyordu. Sonunda eve gelebilmiştik. Adanın üstünü değiştirip yatağına yatırmıştım. O uyuduktan sonra odadan çıkmadan önce etrafa göz atmıştım. Sessiz adımlarla merdivenleri indim. Salonda da ışık yoktu. Demek ki odaya geçmişti. Hızla bşr bardak su içip kendimi odaya saklamam lazımdı. Eski odama!.

Mutfağa adım atmamla tezgaha yaslanmış adamı görmem bir oldu. "Sen yatmadın mı?" Diye gayri ihtiyari bir soru sormuş bulundum. Tezgahtan ayrılıp üstüme doğru bir adım attı. "Konuşacaktık unuttun mu" Yine yanaklarımın kızardığına emindim. "Sonra şey etsek. Çok uykum vardı da benim. Yaa evet çok hemde. Ben yatayım en iyisi". Tam arkamı dönecekken kolumdan tutup çekildim. Biraz önce onun yaslandığı tezgaya şuan ben yaslıydım. İki eli belimin iki yanından tezgaha dayalıydı.
" Acaba bir iki kadeh bişey mi içseydin önce"dediğinde hızla başımı iki yana salladım
"bidaha asla ağzıma sürmem"
"İçince fazla cesaretlisin. Şuanda da biraz o cesarete ihtiyaç var aslında"
Utanarak başımı çevirdim.
"Dün kendin konuştun kendin söylendin sonra uyudun. Bugün de ben konuşayım olmaz mı"
"Karaaan" dedim yalvarır gibi. Baş parmağını dudaklarımın üstüne bastırdı. "Şşşşt. Bu akşam dinleme sırası sende" Nefes alamıyordum. Biraz uzakta konuşsa olmaz mı?
"Biraz uzakta konuşsan"
"Kaçasın diye mi" hadi be anladı.
"neden kaçayım canım."
"ben işimi garantiye alayim da. Ben dün sana verdiğim sözü tutamadım. Malesef"
"Ne sözü?" Söz mü verdirmiştim. Ne konuda!?
"Bana aşık olduğunu bana söylemeyecektim ama ağzımdan kaçırmış bulundum" Offf çok fena rezil durumdaydım şuan. "Peki ben sana bişey desem. Sen bunu kendine iletir misin" Şaşkın şaşkın ona bakarken o biraz daha yüzüme yaklaştı. "Ukde benimde sana aşık olduğumu kendine iletir misin" Ne!? Nasıl?! Hı?!

Koca koca gözlerle ona bakarken oda gözlerime olan bakışlarını çekmemişti. "Ukde durduracaksan beni şimdi durdur. Yoksa bundan sonraki hiç bir zaman diliminden seni öpmeden durmam" Ne gözümü kırpabiliyor nede ağzımı açıp tepki vere biliyordum. Nefes aldığımdan bile emin değildim. Karan daha çok yüzüme yaklaştığında bile gözlerimi gözlerinden çekemedim. Bir anda belimden tutup beni tezgahın üstüne kaldırdığında ağzımdan kaçan küçük bir çığlık onun dudakları arasında kayboldu. Bir anda dudaklarımın üstünde hissettiğim dudaklarla eğer daha öncesinde nefes alıyorsamda şuan almıyordum ondan emindim. Karan bir elini yanağıma çıkardığında hafiften dudaklarımdan ayrıldı "nefes al Ukde." İçime çektiğim kesik bir nefesle tekrar dudaklarıma kapandı. Bu defa dudakları sabit kalmak yerine üst dudağımı dudaklarının arasına aldı. Nereye koyacağımı bilmediğim ellerimi omuzlarına koyup gözlerimi kapattım. Ben ne ara bu adama karşılık vermeye başlamıştım.

 

Bir kaç saniye? Birkaç dakika? Birkaç saat? bilmem süren öpüşmemiz bittiğinde dudaklarımdan ayrılıp alnını alnıma yasladı. Biraz nefesimizi düzene soktuktan sonra gözlerime baktı. "İşte şimdi hayatıma hoşgeldin sevgilim"
Sevgilim mi dedi o?. Valla dedi!
Ben hala öylece bakıyordum. Anlam veremiyordum. "Ukde?" dediğinde sirkilerek kendime geldim. "İyi misin" İyi miydim. Çok iyiydim. "İyiyim".

" Biz biraz tersten başladık sanırım bu ilişkiye" Anlamsız gözlerle ona bakıyordum.
"Normalde önce sevgili olmamız sonra evlenmemiz lazımdı. Ama şartlar böyle gelişti diyelim." Bu konu nereye varacaktı?
"Benim sevgilim olur musun Ukde? "
"Ha!?! " Bu tepkime küçük bir kahkaha attığında ben hala anlamıyordum
"anlaşmalı başladığımız bu evliliğin gerçek olmasını istiyorum Ukde. Ama önce birbirimize alışmamız lazım. Bu süre zarfında sevgilim olur musun? " Jeton köşeli de olsa düşünce yüzüme kondurduğum içten gülümseme ile başımı salladım.
"Olurum" Eğer utançtan ölmezsem.
"Nikahlı karısına sevgililik teklif eden ilk adam ben olabilirim" Bu dediğiyle seslice güldüm. Haklıydı. Nikahlı kocamın sevgilisiydim. Dudaklarıma kısacık bir öpücük kondurduğunda birden tezhantan indirdi. "Uyuyalım mı. Geç oldu". Aha işler şimdi karışmıştı. Öylece yanyana yatmakta sıkıntı yoktu ama şimdi bu durumda ben nasıl onunla aynı yatacaktım. En iyisi odamda yatmaktı. Hem Adada artık alışmış odamıza gelmiyordu. Ben kafamdaki tilkilerle savaşırken üst kata çıkmıştık bile. Ben kendi odama doğru adımlarken tuttuğu elimden kendine çekti. "Nereye? "
"O-odama"
"O nerden çıktı"
"yani şimdi yeni şey olunca sanki böyle daha iyi gibi olur gibi" Ne saçmalıyorum ben?
"Bunca zaman yanımda yatarken kollarımo sana sarmamak için zor durmuşken şu saatten sonra senden ayrı yatar mıyım sence?
" Ama şe-"
"Aması falan yok" Derken tuttuğu elimden çekiştirmeye başlamıştı bile "hem ada falan gece uyanırsa mazallah"
"Uyanmıyo ki artık"
"Uyanır o uyanır" derken kapıyı kapatmıştı bile. Aşağı inmeden üstümü zaten değiştirdiğim için kıyafetlerim uyumaya müsaitti. Karan da eşofmanıyla olduğu için rahatça yatabilirdik. Yani uyuyabilirdik. Yatakta kendi tarafıma geçtikten sonra sağıma dönmüştüm. yani Karana arkamı döndüm" Yatakta hareketlilik olduğunda onunda yattığını anladım. Bir anda belime sarılıp beni kendine çeviren kollarla başım onun göğsüne yaslanmıştı. "Şimdi oldu. İyi geceler sevgilim"
"İ-iyi ge-celer" dediğimde pikeyi iyice üstümüze çekip başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Kulağımın altında ki sesle gözlerimi kapattım. Sanırım hayatımdaki en huzurlu uykuya dalmak üzereyim...

 

 

vee bölüm sonu...

yorumlarda buluşalım canlarım.

🥰😍😘

Bölüm : 01.01.2025 20:14 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...