@nzlkrcn
|
O akşamın ardından kızlar aralarında toplanmıştı. Yasemin Nurdan ve Neşe. Genç ikilinin arasında başlayan kıvılcımı ateşlemeye kararlıydı. Ama nasıl? "Bişeyler yapmamız lazım brn gitmeden" dedi neşe. "Evet bunlar kendi başına yola çıkamayacaklar belli. Bi yol bulmalıyız" diye ekledi Nurdan. Aralarında en kıdemlisi olan yasemin ufaktan planı kurmuştu bile. "Aklımda bişeyler var ama işe yarar mı bilmem." "Ne var aklında? " "Sen abine dışarı yemeğe gitmek istediğini söyle. Hatta yoncayı çok sevdiğini tanımak istediğini söyle üçünüz yemeğe çıkın. Daha sonra yemekten sen kaçarsın. Başbaşa kalırlar. " "Abim hayatta göndermez beni tek başıma" "Orasını bana bırak. Ben kahramanı gönderirim seni alması için. Ama onların kalması senin ikna kabiliyetine bağlı " "Orası bende tamam. " "Ben sizin hızınıza yetişemiyorum" Dedi nurdan. Plan basitti üçü yemeğe çıkacak, daha sonra neşe bi bahaneyle kalkacak onlar başbaşa kalacak.
Yonca haftayı aşılara hazırlıkla tamamladı. Gelen aşıları hazırladı. Dolaba yerleştirdi. Listeyi tamamladı. İlk grup yıldırım timiydi. Hatta ilk onurla bsşlayacaktı. Son zamanlarsa sporu boşlamıştı. Taşınma yerleşme yeni yere alışma derken spor kalmıştı. Vücudu hamlamıştı. Albayla görüşüp karargahta spor yapabileceği imkanları sordu. Bugün cumaydı. Yarın sabah erkenden koşu ile başlayacak sonra salonun boş zamanında kondisyon yapacaktı.
Sabah erkenden uyandı. Sporcu atletini ve taytını giydi. Saçlarını tepeden topladı Kulaklığını taktı. Telefonunu kolundaki bandajın içine koydu. Suyunu alıp evden çıktı. Apartmandan çikip koşu parkuruna yürüdü. Parkura yaklaşırken ileride antreman yapan timi görmemişti. Ama timdekiler onu görmüştü biri hariç. arkası dönük olan Uğur. Bütün tim gözlerini tek noktaya dikmişti. "Oohaaaa" dedi onur. Herkesin tek noktaya baktığını gören Uğur kafasını çevirdi. Gördüğü kadınla gözleri büyüdü. Askeriye içince onca adamın arasında daracık tayt ve sadece göğüslerini kapatan bir atletle parkura giden kızı gördü. "Önünüze dönün lan! " Komutu alan tim kendi idmanına döndü. Uğur ise ara ara bakışlarını o tarafa çevirmekten geri duramıyordu.
Parkura gelen kız suyunu kenara koydu. Koşmadan önce vücudunu ısıtmak için. Açma germe hareketleri yapıyordu. Artık koşuya hazırdı. Ama yanına gelen bedenle durdu. "Selam" diyen adama yandan ters ters baktı. "Selam" Dedi soğuk sesle. "Emre ben kara timinden üsteğmen emre demir" "Yonca" dedi sadece. Ve yürümeye başladı.
"Yuuh" dedi efe. "Bizim playboy yine boş durmuyor" "Bu defa fena kayaya çarpacak ama" dedi onur gözleriyle Uğuru işaret ederken. Uğur ise gördüğü manzaraya sinirle bakıyordu. Boynunda ki damar belirmiş gözleri ateş saçıyordu. Karargahın en yavşak, en pezevenk herifi. Kara timinin çapkın adamı emre şuan düpedüz yoncaya sarkıyordu.
"Ooo demek karargahımızın güzel doktoru sizsiniz. Adınızı duymuştum ama tanışmak nasip olmadı" dedi emre adımlarının kıza uyarlarken. Yonca yandan ters bi bakış atıp hızını arttırdı. Ama emre durmadı. "Sizde sabah koşusu seviyorsunuz sanırım. İsterseniz size eşlik edebilirim. Yanlız koşmak biraz sıkıcı oluyorda. " Yavaştan tempoyu hızlandırmışlardı. "Yanlız koşmayı seviyorum" Dedi yonca. Bu yılışık herif biraz daha böyle durursa elinde kalacaktı. Kulağındaki müziğin sesini yükseltti. "Düzenli spor yapıyor olmalısınız. Fiziğinize bakılınca baya fitsiniz" dedi arsız adam. "Eğer gözlerinizi vücudumda gezdirmeye devam ederseniz. Yarın göz muayenesi için revirde tekrar karşılaşmak zorunda kalıcaz" dedi tehditvari sesiyle. Adam dönmüş ters ni şekilde koşmaya başlamıştı kızla yüzyüze bakabilmek için. Parkurun ilk turu tamamlanmak üzereydi. "Eğer sizinle tekrar karşılaşacaksak kurşun yemeğe de razıyım" Dedi adam ama geri geri koşarken ardında kalan bedeni görmedi. Yonca görmüştü ama uyarmadan yolun ortasında dikilen kişi susmasını işaret etti. Emre geri geri koşarken birine çarptı. Arkasını döndüğünde karşısında yüzbaşıyı görünce hemen hazırola geçti."bu kadar meraklıysan ben seni vururum üsteğmen"dedi uğur. "Komutanım ben.. " "Kes! Belli senin sporun bitmiş. Odana dön üsteğmen" Diye emir verdi. Ee karşısında ki komutan emir demiri keser. El mahkum dönerken yoncaya laf atmayı unutmadı. "Görüşmek üzere doktor hanım" dedi çapkınca. Ve koşarak uzaklaştı...
Uğur timiyle idmana odaklanamıyordu. Çünkü bu herif kızın peşinde koşuyor sürekli konuşuyordu. Yoncanın yüzünden ise memnuniyetsis olduğu belliydi. Başindan kibarca def etmeye çalışıyor ama belliki başarıli olamıyordu. "Akif emir komuta sende siz devam edin" Diyip parkura doğru ilerledi. "Geçmiş olsun" dedi efe. "Yavşak falan ama iyi çocuktu rahmetli dedi" Onur "Yer sallanıyor hissediyor musunuz" diye sordu yavuz. "Tamam beyler dönün idamana" diye uyardı Akif. "Ama komutanım valla ben bu anı kaçıramam" "Şunu izleyelim sonra söz iki katı yapalım" aslında akifte merak ediyordu. Ama yüzbaşı görürse canına okurdu. "Lan en azından direk gibi dikilmeyin. Uğraşıyo gibi yapın. Bi görürse götümüzden kan alır" Yüsbaşı ortada dikilmiş koşarak gelenlere bakıyordu. Yoncanın farkettiğimi görünce susmasını işaret etti. Adam gelip kendisine çarpınca ilk tim yerinden sıçradı. Ve onur bombayı patlattı. "Esselaaaaaa"
Hızlı adımlarla giden adamın arkasından ikiside bakıyordu. "Ne dedi bu hırbo sana? " "Efendim? " "Bu yavş-.. Yani bu herif ne dedi sana? " "Sen nerden gördün? "Eliyle arkayı işaret etti. "İdmandaydık. Emre biraz fazla şeydir. Kibarlıktan anlamaz" Adamın gösterdiği yere baktı tim ordaydı. Sözde spor yapiyolardi ama hepsinin gözü burdaydı. Time doğru el salladı. Onur ve Efe se karşılık olarak el sallarken Uğur arkasıno döndü. Tim anında spora geri döner gibi yaptı. Sinirle soluyan adam geri önüne döndü. "Dediğim gibi pek laftan anlayan bi tip değildir. Rahatsız olduğunu hissettim. Müdahale etmek istedim. " "Teşekkğr ederim. Zaten az daha devam etseydi günü kesinlikle revirde bitirecektik. " Adam kızı baştan tekrar inceledi. Aynı anda yonca da kendini inceledi. "Yanliş anlama ama karargahta bu kadar askerin içinde bu şekilde koşarsan emin ol koşuna eşlik edecek çok olur daha" "Ne var ki? " "Bişey olmaması mesele zaten" diye mırıldandı adam. "Efendim? " "hiç yok bişey" "Uygun değilmi bunlar" "Bana karışmak düşmez ama sahil kenarı koşu yerinde değilsin. Sence de biraz fazla şey değil mi" "Fazla ney değil mi.? " "Yonca illa konuşturucan demi. Fazla açık değilmi üstündeki" Tekrar üstüne baktı. Şimdi o açıdan düşününce de galiba haklıydı. Üstünde sadece kısacık bi atlet vardı ve etraf asker kaynıyordu. "Ben o açıdan düşünemedim. " "Onu farkettim" dedi uğur. "Neyse ben idmana döneyim. Görüşürüz" "Uğur! " "efendim" "Salon ne zamanları boş oluyor? " "Hangi salon" "Spor salonu" "Pek boş bulmam mümkün değil. Her daim birileri olur. Ama timlerin gireceği zaman sadece onlara özel saatlerde boş olur. Salona mı gideceksin" "Yani öyle istemiştim ama. Dişarda bi salona yazılsam daha iyi sanırım. " "İsrersen bizim gideceğimiz satte bize katılabilirsin. Ama üstüne daha makul şeyler giyersen daha iyi olur" "Ya sizi rahatsı etmek gibim olmasın" "Öyle olsa teklif etmezdim. Haftada 3 gün gidiyoruz ben sana saati günü mesaj atarım" "Tamam teşekkür ederim" Kız koşusuna devam etti. Uğur ise idmanına döndü.
Akşam evde neşeyle uğraşan uğurun kafası patlamak üzereydi. "abi ya kaç gün oldu geleli bi yere çıkarmıyosum. Kendinde götürmüyosun. Valla yarın kaçar giderim bak" "Kaçta bacaklarını kırayım" "Bulursan kırarsın" "Eve gelmicen mi nasıl olsa" "Yasemin ablaya giderim. O korur beni. Abi valla çok sıkıldım. Bi yemek bali yiyelim" "tamam başımın belası tamam. Yarın akşam çıkarız" "Yonca abla da gelseye! " "O nerden çikti? " "Ya fırsatımız olmadı hiç konuşmaya. Ben sevdim yeng-. Yoncay ablayı. Belli oda pek çikmiyor bıyere. Hem beraber oluruz tanışırız" "Kızın yanında da saçma salak kelimeler kullanmıcaksan eğer neşe söyleriz isteree gelir" "Tamam abicim söz kullanmıcem. " Hızlan salondan çıkış kapısına ilerledi. "Nereye küçük hanım? " "Yonca ablaya söylemeye" abisinin söylenmesini dinlemeden karşı dairenin kapısına geldi. Zili çaldı.
İçerde allem edip kallem edip ikna etti yoncayı. Her ne kadar siz abi kardeş gidin dese de kız dinlememişti. Ertesi gün akşam için plan yapılmıştı.
Sabah uyanan kız. Kahvaltıdan sonra evi temizlerken üst katta konsey kurulmuş kahramanı ikna etmeye uğraşıyorlardı. "Yapmayın bak beni Uğurla kötü edeceksiniz. " "Ama hayatım bişey yokki bunda. Hem laf edecek olursa at bana suçu haberim yoktu de. Sevenleri kavuşturmak sevaptır kocacım" dedi cilve yle yasemin. Ah bu kadın kocasının bam telini çok iyi biliyordu. Yavaşça karısının kulağına eğildi "Bu fedakarlığımım ödülünü gece isterim ama" Dedi arsızca. Kadının yanakları kızarmıştı bile.
Akşam olduğunda gidecekleri yeri belirlemişlerdi. Ocak başına gideceklerdi. Neşe itiraz etsene abisi dinlememişti. Yoncayı götürme sözü vardı. Neşe ise daha romantik bir yemek hayal etmişti. Ama hiç yoktan iyidir dedi. Yonca abartmama içim siyaj ispanyol paça bir pantolon giymişti. Üstüne ise hafif gerdanı açık kayık yaka biraz göbeğini açıkta bırakan krem renk bi blüz geçirmişti. Saçlarını toplamış makyajını yapmıştı. Çantasını ve ayakkabısını giyip telefondan haberleştikten sonra kapıya çıkmıştı. Karşı dairenin de kapısı açıldığında gelen kardeşlere baktı. Neşe kendisi gibi cıvıl cıvıl pembe bir elbise giymişti. Uğur ise siyah bir tişört ve koyu mavi bir pantolon giymişti. Beraber arabaya binip yemek yiyecekleri yere geldiler. Yemeğin ortasında neşe huysuzlanmaya başladı. Karnının ağrıdığını eve gitmek istediğini söyledi. Tam hepsi kalkacakken durdurdu. "Yok siz yemeğinizi yiyin bak yarım kaldı. Kalmasın. Ben yasemin ablaya dedim. Kahraman abi gelecek beni almaya." "Olmaz öyle milleti rahatsız etmeye gerek yok" dedi uğur "Beraber kalkalım canım yemek mi dokundu hastaneye gidelim yada ben bi muayene edeyim. " "Yok yok gerçekten sadece midem bozuldu sanırım eve gidip dinlensem geçer. Siz sakın kalkmayın valla darılırım küserim. Yiyin yemeğinizi. Sakın beniö yüzümden bozmayın. " Neşe kıvranırken kapıdan kahraman girdi. Ne ara haberi olup gelmişti? "İyi akşamlar, afiyet olsın. Neşe gidelimmi abicim. " "Gidelim abi evde yasemin ablam bana çorba yapar hemen geçer. " Uğur olayı anlamıştı. Kahramana görüşücez bakışı atarak başını salladı.Yonca ise hala kıza üzülüyordu.
Güzelce yemeklerini yediler. İlk defa bu kadar uzun sohbet ettiler. Yemekten sonra dışarı çıkıp biraz yürüdüler. "Daha önce derenle geldiğimizde bi yere oturmuştuk. Yerini tam bilmiyorum ama adı Mavi Köşktü sanırım buraya uzak mı? " "Pek değil neden sordun" "Orda bi tatlı yemiştim çok güzeldi. Aklıma geldi. " "gidelim mi" "Gerçekten mi" "Arabayls 15 dakika falan istiyosan gideriz" "Ama tatlılar benden" "Olmas bugün ben davet ettim" "Sen yemeğe davet ettin. Tatlıyı ben dedim ama" Peki öyle olsun ozaman hadi gidelim. " Arabaya binip bi süre yolculuk ettiler. Park yerine arabayı koyup yürümeye başladılar. Sokaklar biraz kalabalıktı. İnsanlar sıkışık yürüyordu. Gece görmediği sokaklara hayran hayran bakarken birinin kıza çarpması ile sendeledi. Can havli ile yanındaki ilk şeye tutundu. Düşmesini son anda engelleyen kolundan tutan ellerdi. Aynı ellere kendisi de sımsıkı yapışmıştı. Hemen toparlanıp yola devam ettiler. Küçük bi hediyelil dükkanın önünden geçerken kız vitrinee takılı kaldı. Vitrinde kocaman ayıcık lar vardı. Genç adamın dikkatini çekmişti. Geçen oyuncakcıda da böyle bakmıştı ayılara. Demekki onlara ayrı sempatisi vardı. Kafeye geldiklerinde tatlıları ve kahveleri söylemişlerdi. Kız tatlıya öyle aşkla bakıyordu ki bu adamın gülümsemesine sebeb oldu. Bi süre sorna uğurun çalan telefonu sohbeti böldü. "Buna bakmam lazım biraz bekler misin? " "Rahat ol sen ben burdayım " Dedi kız. Adam telefonla konuşmak için dışarı çıktı. Telefonla konuşurken gözü ilerdeki vitrine kaydı. Hızla oraya ilerledi. Vitrinde duran kocaman pembe ayıyı aldı. Hızlı adımlarla arabasına gidip bagaja koydu. Aynı şekilde kafeye döndü. İçeri girmeden önce nefesini düzenledi. İçeri girip masaya oturdu. Kahveleri bitince kalktılar ayno sokaktan yürüyerek arabaya binip eve geldiler. Yonca önce Neşeye baktı. İyi olduğunu öğrenince eve girdi. Abi kardeş eve girip odalarına çekildiler. Biraz zaman geçince adam arabaya inip ayıyı aldı. Kimseye görünmeden Yoncanın kapısına bıraktı ve mesaj attı. -uyudun mu? -henüz değil bir problem mi var? -yok herşey yolunda kapıya bakar mısın? -neden? -sen bak! Kız telefonu bırakıp hızla kapıya yöneldi kapıyı açtığında ayaklarına düşen ayıyı görünce kocaman bir gülümseme oldu yüzünde. Ayıyı kucağına alıp sarıldı. Önce karşı dairenin kapısına bakıp içeri girdi. Karşı dairede kapının deliğinden kendisini izleyen adamdan haberi yoktu. Kızın gülümsemesini gören adamın da yüzünde aynı gülümseme vardı. İçeri girip telefonunu aldı Yonca. -(bir fotoğraf gönderildi) -teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. -öyle içten bakıyordun ki kayıtsız kalamadım. Umarım izinsiz aldığım için kızmamışsındır. -bu şeye kızmam mümkün değil yüzbaşı. Çok düşüncelisin. Tekrardan çok teşekkür ederim. -rica ederim doktor hanım. Gülümsetebildiysem ne mutlu -fazlasıyla hemde. İyi geceler yüzbaşı -iyi geceler doktor hanım.
Genç kız ayıcığa sarılarak uyumaya geçti. Genç adam ise kızın yüzündeki gülümsemeyi düşünerek yatağa yattı.
SELAAAAAMM. BİR BÖLÜM DAHA BİTTİ. NE DERSİNİZ BU ÜÇLÜ BUNLARIN ARASINI YAPABİLECEK Mİ? PEKİ UĞURUN BÖYLE İNCE DÜŞÜNMESİ?... BÖLÜM HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN HEPİNİZR TEŞEKKÜRLER 🥰🌸 |
0% |