Yeni Üyelik
19.
Bölüm
@nzlkrcn

Uğur sabah erkenden albayın odasına gelmişti.

"Yüzbaşı Uğur Keskin Ankara. Emredin Komutanım"

"Gel bakalım yüzbaşıııı. Geeeel" Yüzbaşıııı bu tonlamadan başına gelecekleri tahmin ediyordu. Yavaşça masasına yaklaştı albayın.

"İlk olarak yüzbaşı. Dün benim kızımı masamdan dansa kaldırmanı konuşalım mı" Yüzbaşı sadece başini sallamakla yetindi. "Cesaretine hayran kaldım doğrusu. Ama bunun bir yaptırımı olmalı değil mi"

"Emredim komutanım" dedi uğur.

"İlk olarak tam techizat olarak 100 tur parkur koşusu ile başlıyosun. Mola vermek dinlenmel. Su içmek yasak"
Şimdi sıçtık diye içinden geçirdi uğur.

"Sonra 50 tur sürünmeyle devam et sen. Bem gerisini sana sonra söylerim"

"Emredersiniz Komutanım" Uğur odadan ayrılmış malzeme odasına gitmişti. Tam techizat kuşanıp parkura yol aldı. Albayın onu izlediğini biliyordu. Her birde timin tabi.

Yüzbaşı ter içinde ve susuzluktan bayılmak üzere koşuyı tamamladı. Sürünme parkurunda onı bir süpriz bekliyordu. Albayın emri ile Onur ve Efe sürünme Parkurunu ıslatmıştı. Şimdi heryer çamurdu. Düşünceli şekilde baktı uğur. Kaçarı yoktu. Yere yattı. Yonca için herşeye değer diyerek sürünmeye başladı. 20.turu yeni tamamlamıştı.

"Komutanım orda havalar nasıl? " Dedi onur elinde bız gibi suyu içerken

"Siktir gir Onur" dedi uğur sürünmeye devam ederken. Üstü başı çamur olmuştu. Üstelik 100 tur koşu sonrası susuzluktan dili damağına yapışmıştı.

"Aşk olsun komutanım. Siz bizi süründürürken biz süründürürken biz böyle dedik mi" Diye üsteledi başına geleceklerden habersiz.

"Devrem haklı komutanım" diye arka çıktı Efe. "Burda havalar güzelmiş sürünürken anlamamıştık" Hafif başını kaldırdı yüzbaşı. "Bu durum elbet bitecek koçum. İşte o zaman sizi benim elimden kim alacak? " İkiside yutkundu. "Götünüzden kan alıcam" Efe ve onur ordan kaçmaya çabalarken arkadan ses duyuldu.

"SÜRÜN YÜZBAŞI SÜRÜN SENİN BU CEZQ BİTECEK GİBİ DEĞİL"

"Emredersiniz komutanım" diyerek sürünmeye devam etti uğur. Daha fazla izlemeye dayanamayan yonca Albayın yanına geldi.

"Albaycığım" dedi en şirin sesiyle "yetmez mi artık süründüğü. Perişan oldu yüzbaşı. Bakışlarını yoncaya çevirdi. Olduğu yere sindi yonca. " Seninle sonra görüşücez doktor hanım. Siz sıranızı bekleyin "dedi tehdirvari sesiyle. Yonca omuzlarını düşürüp gerisin geri döndü revire.

 

Sürünme bittikten sonra temiz hiç biyeri kalmayan uğur zorlukla ayağa kalktı. Albayın karşısında hazırola geçti.

" Git üzerini değiştir. Duşunu al gel odama"dedi albay.

"Emredersiniz komutanım" diyerek gitmek için adım atmıştı ki tekrar Albayın sesi duyuldu. " 1 saatin var yüzbaşı "

Uğur hızla duşunu aldı. Üstünü değiştirip koşar adım albayın odasına gitti

"Gel yüzbaşı. Benim odanın dizaynı değişecekti. Bi el atıver" Dedi.

Yüzbaşı el mahkum başladı işe masa oraya dolap buraya sandalyeler şuraya derken tam 3 tur değiştirmişti odanın şeklini. Yine ve yine eski yerine geri koymuştu. Albay durumdan fazlasıyla keyif alıyordu. Sesini dahi çıkarmadan ne dese yapıyordu. Demekki yoncayı gerçekten seviyordu. Son olarak cebinden eski bir yüzük çıkardı Albay. "Düş peşime" Dedi. Karargahın sınırları içinde kalan gölete doğru yol aldılar arabayla. Göletin kenarına geldiğinde uğur merakla bekliyordu. Albay tek hareketle elindeki dostunun al yıldızlı yüzüğünü gölete fırlattı. " Akşam olmadan bul getir onu bana"dedi. Bulacağından emin olmasa asla atmazdı o yüzüğü. Çünkü badisinden emanetti ona. Uğur saniye düşünmeden atladı suya. Albay arabaya binip döndü ve gitti. Defalarca daldı suya Uğur. Buz gibi suda saatlerce aradı yüzüğü. Buraya geldiklerinde hava hala aydınlıktı. Ama şimdi zifiri karanlık olmuştu. Ama onca çabasına değdi. Buldu sonunda yüzüğü. Cebine koyup ıslak üstüyle 1 saar kadar yürüdü albayın odasına. Odaya girip tekmil verdi. Elini açıp avcundaki yüzüğü uzattı Albaya. " Dinlenebilirsin yüzbaşı"dedi albay. Emri alan uğur hızla evine gitti.

Yonca camdan uğuru bekliyordu. Hava çoktan kararmış hala gelmemişti. En son gördü sevdiği adamı üstü sırılsıklam ıslaktı. Hızla girdi içeri tam kapısına gelmişken diğer kapıda kendisini bekleyen sevdiğini gördü. Bütün yorgunluğu geçmişti.

"Sen hemen bi duş al." Dedi yonca. "Ben gelicem birazdan" diyerek evine girdi. Acele olarak bir tencere çorba yaptı. Yanına buzluktan çıkardığı içli köfteleri kızarttı. Tepsiye koyup karşı kapıya geldi. Elleri dolu olunca ayağıyla çaldı kapıyı. Uğur saçlarını kurularken açtı kapıyı. Elinde ki tepsiyi aldı sevdiceğinin

"Zahmet etmişsin" dedi nezaketen aslında kurt gibi açtı.

"Çok yordu demi seni. En son nerde ıslandın okadar. "

"Göle yüzük attı. Onu aradım" Dedi uğur

"Buldun mu peki?

" Benden kaçar mı"dedi çapkınca gülerek. Yonca yemekleri masaya koymuştu. Uğur iştahla saldırdı yemeklere.

"Hiç yemek yemedin demi"diye sordu Yonca

" Albayım pek fırsat bırakmadı".

Yemekten sonra beraber kahve içtiler iki aşık. Yonca sırtını Uğurun göğsüne yaslamıştı. Uğur yavaş yavaş saçlarını seviyordu kadının.

"Sence daha uzatır mı bu konuyu erdem albay"

"Bilmiyorum güzelim. Ama ne gelirse razıyım. Değil 100 tur bin tur dese koşarım sana. Göletteki bütün taşları ayıklatsa bana yine de sesimi çıkarmam. Yeterki sonunda göğsüme yaslan böyle"

"Ama deme öyle. Ben sana kıyamam ki" dedi kadın gözlerine bakarak. Uğur omuzlarından tutarak kendine çevirdi Yoncayı. Önce bir tutam saçını kıstırdı kulağının arkasına. Sonra çenesink okşadı yavaşça. Ve dudaklarını bastırdı kızın dudağına. Anında karşılık almasıyla daha da derinleşti öpücükleri. Nefessiz kaldıkları vakit ayrılmak zorunda kaldılar. Başını sevdiği adamın göğsüne gömdü yonca.

 

 

2 gün sonra albay yemeğe çağırdı evine yoncayı. Sıra kendisine gelmişti belliydi. İş çıkışı beraber ayrıldılar karargahtan. Eve geldiklerinde demet ve deren merakla bekliyordu yoncayı. Hemen sofraya oturdular.

"Nasıl kandırdı seni o yüzbaşı" diye girdi konuya albay. Yoncanın yedikleri boğazında kalmıştı.

"O beni kandırmadı ki" dedi kendini toplayınca.

"Hee ben kanmaya zaten razıydım diyosun"

"Erdeem.gitme kızın üstüne" diye lafa girdi Demet teyze

"Sen bi karışma hatun." diye engel oldu albay "biliyosun asker bu adam. Annenden de bilirsin zorluğunu"

"Annemde demet teyzemde bilir asker eşi olmanın zorluğunu. Derenle bende biliriz asker çocuğu ne demek. Annem babam sağken de şehit olduğunda da gurur duydu babamla bende öyle. Eğer allah nasip ederse asker yareni olmaktan da gurur duyarım. Şehit eşi olmaktan da. Herşey Allahtan. Ben babam şehadet şerbetini içtiğinde hiç ağlamadım. Eğer o mertebe Uğura da nasip olursa onun ardındanda ağlamam. Babamın yemininin üstüne. Uğur içinde bir yemin ederim."

Albayın gözlerinde gurur vardı. . "Çağır yüzbaşıyı" dedi bianda.

"Anlamadım" diye şaşkınlıkla sordu yonca.

"Çağır işte gelsin. Komutanı olarak değil. Kız babası olarak tanıyalım bakalım delikanlıyı" dedi içinde kelebekler uçtu. Hemen yanlarından ayrılıp Uğur'u aradı.

-güzelim.

-ne yapıyosun yüzbaşım.

-senden haber bekliyorum doktorum. Nasıl geçti albayımla yemek.

-bende onun için aramıştım. Seni çağırıyor.

-neden ki.

-bide kız babası olarak tanıyalım delikanlıyı dedi.

-hemen çıkıyorum.

 

Uğur gelene kadar demet ve deren sağlam bir sorguya çekip detayları almışlardı yoncadan. Bir zaman sonra çalan kapıya Yonca gitmek istesede albay onu yanına çağırıp derene açtırdı kapıyı. Uğır elinde tatlısıyls girdi içeri. Elindekini derene teslim edip hazırola geçti Albayın karşısında.

"Otur bakalım" dedi albay.

"Emredersiniz komutanım" Diyince albay elini kaldırdı.

"Komutan karargahta. Burda erdem amcayım" diye uyardı. Biraz havadan sudan sohbet edildi kahve eşliğinde kahve bitince elini cebine attı albay. Yüzüğü çıkardı. "Tanıdın mı bunu" diye sordu. Soru uğuraydı. Çünkü yonca tanıyordu babasının yüzüğünü. "Tanıdım efendim" dedi uğur.

"Yıldırımın yüzüğü bu" diyince gözleri yoncaya kaydı Uğur'un. Dolu gözlerle bakıyordu kız. "Şehit olmadan önce bana emanet etmişti. Bana nasip olur mu bilmem. Eğer görürsem ben test eder teslim ederim. Eğer bana nasip olmazsa bu görev senindir dedi bana" Derin bir nefes aldı albay. "Onca eziyet ettim ceza verdim. Gıkın çıkmadı. Of demedin. Demekki gerçekten yonca için katlanacsksın her zorluğa" diye sorgular gibi baktı albay.

"Başımla beraber" diye cevap verdi uğur.

"Uzat elini" dedi albay. Uğur anlamsız gözlerle baktı ilk baş sonra elini uzattı. "Yıldırım'ın emaneti artık senindir. " Diyerek yüzüğü avcunun içine koydu....

 

 

 

BÖLÜM SONUUUUU

NASILDI BÖLÜM.

UĞUR YONCA İÇİN HERŞEYE KATLANIR MI

ALBAYIN CEZALARI NASILDI

PEKİ EMANETİ UĞURA TESLİM ETMESİNE NE DERSİNİZ

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN 🙏🙏💓

Loading...
0%