Yeni Üyelik
18.
Bölüm

DÜĞÜN

@nzlkrcn

Baskın basanındır Yengecimmm

Ben resmen lal olmuş kapıdakilere bakıyordum. "Anne dedim ben sana şak diye kapıya gelmeyelim diye. Bak şoka girdi kız" Elini gözümün önünde salladı "yonca abla iyi misin? " Oan kendime geldim. Kayınvalidemi kapıda bıraktım resmen

"B-ben pardon bian şey. Buyrun lütfen içeri. Kusura bakmayın" Ne saçmaladım ben şimdi.

"Sen kusura bakma kızım biz çat diye kapına dayandık rahatsızlık vermeyelim"

"Estağfurullah olur mu hiç buyrun lütfen" diyerek içeri davet ettim. Aynadan kendimi gördüm. Bu kılıkta mı çıktım ben kapıya? "Siz oturun litfen ben hemen üzerimi değiştireyim" Diyerek odama koştum. Allah kahretmesin beni. Altıma gri bir eşofman çektim üstüme beyaz bi tişört. Saçlarımı tekrardan düzgünce topladım. Bi iki fıs parfüm sıkıp salona geçtim.

"Kusuruma bakmayın lütfen. Böyle bian ben kapıda görünce şey oldum. Hoşgeldiniz" Kadının elini öpüp neşeye sıkıca sarıldım.

"Annem sevinç" dedi neşe. "Yengem yonca" Deme neşe annenin yanında yenge deme. Elim ayağım dolandı birbirine.

"Memnun oldum Efendim" Dedim. "Ne efendimi kızım. El miyim ben teyze de bana" dedi. Arkadan neşe fısıldadı. "Anne de der bigün" diye. Gözlerimi pörtleterek baktım.

"Çay kavve ne ikram edeyim size"

"Zahmet etme kızım biz daha şimdi geldik eve çantaları atıp kapına dayandık"

"E yol yorgunusunuzdur. Ben bi çay demliyim. Hem sarma da. Hiiiii sarmaaaa" Ocakta unuttum ya ben onu. Yanmamıştır inşallah diyerek murdağa koştum.

Hemen ocağın altını kapatıp tencereyi tepsiye ters çevirdim. En alttan bi kaç tanesi hafif tutmuş ama şükür yanmamış. Ben içeri koşunca neşede arkamdan gelmişti.

"İyi misin yonca abla. "

"İyiyim canım sarma vardı ocakta onu unutmuşum ona koştum. Ben bi çay koyayım" dedim. Çayı koyduktan sonra masanın üstündeki börekleri çıkardım. Neşe de yanımda yardım ediyordu. Tabakları çıkardı. Börekleri tabaklara koyduk. Dolaptan tatlıyı çıkarıp dilimledim. Onları ve sarmalarıda tabaklara doldurduk. O ara çayı demledim.

"Ne çok şey yapmışsın abla neden zahmet ettin"

"Zahmet olur mu canım estağfurullah. " Diyerek erzak dolabından kurabiyeleri çıkarıp tabaklara koydum. Çayda demlendikten sonra birer bardak çay koyup içeri geçtik.

"Ah kızım neden uğraştın ellerine sağlık"

"âfiyet olsun sevinç teyze. Ne zahmeti"

Yemeklerimizi yiyerek sohbet ettik. Bi anda telefonuma bildirim geldi.

-annemler mi sizde güzelim?

-sen nerden biliyosun ki?

-bir fotoğraf gönderildi...
Neşe gizlice annesiyle bizi çekip Uğura atmış.

-neşe çok fena gizlice bizi mi çekmiş :) evet sohbet ediyoruz annenle.

-bana da varmı yiyecek bişey. Geleyim mi?

-olmaz mı sevdiğin börekten yapmıştım. Gel tabi.

5 dakika sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Uğur kapıda gülümsüyordu. "Hoş geldin" dedim onun gibi gülümseyerek. "Hoş bulduum" dedi anlıma ufak bir öpücük kondurup içeri geçti.

"Aaaa abim gelmiiiş"

"Hoşgeldin oğlum"

"hoş bulduum. Sizde hoşgeldiniz anacım. Bende sizi evde bekliyor sanıyorum"

"ne var canım yonca kızımı görmeye geldik biz"

"Ben sana tabak hazırlayayım" diyerek araya girdim. Mutfağa geçip uğur için tabak hazırladım. Yanına çayı da koyup içeri geçtim

"Valla abi çok şanslısın. Yonca ablanın eli çok lezzetli"

"Öyle valla. Tekrar ellerine sağlık kızım" Bunlar ailecek beni utandırma konusunda profesyonel.

"Afiyet olsun sevinç teyze" Hep beraber yedik içtik arkadan birer kahve yaptım. Onuda içtikten sonra kalktılar. Onları evlerine gönderip bulaşık ları toparladım. Üstümü değiştirip yatağa yattım. Yarın kına gecesi vardı. Sadece kızlar arasında ufak bir eğlence olacaktı. Deren ve demet teyze de gelecekti. Kızlarla yasemin ablada hazırlandık. Herkes birbirinim saçını makyajını yaptık. Kendi aramızda olacaği için kuaföre gitmedik. Kına gecesi olacağı için hepimiz kırmızı gitmiştik. Ben kırmızı uzun kollu göğüs dekolteli bir tulum giymiştim. Arkasından kuyruğu vardı.
(temsili yoncanın kıyafeti)

Askeriyenin kafeterya sında yapılacaktı. Camları perdelerle kapattık. Derenler direk salona gelecekti. Biz kızlar olarak hazırlanıp salona gitmek için yola çıktık. Erkeklerde dışarıda ocak başında bekarlığa veda yapacaktı.

Salona gelince Yeliz bindallısı ile oynayarak salona girdi. Biz kızlar arkasından ortaya geçip hep beraber kurtlarımızı döktük. Gece sonuna kadar deli gibi oynadık zıpladık. Kına yakıldı ağladık. Ardından tekrar oynadık. Gece bittiğinde bende bitmiştim. Sevinç teyze yorulduğu için onlar biraz erken ayrılmıştı. Ayaklarım fena ağrıyordu. Eve doğru girerken mesaj geldi.

-eve girmeden aşağıda bekler misin?

-nerdesin ki?

-lojmana gelmek üzereyim 2 dakikaya ordayım.

-binanın köşesindeyim ozaman.
Köşede onu bekliyordum. Bütün erkekler gelip apartmana girdi. Uğur girmeden yanıma doğru geldi. Beni görünce gözleri ışıldadı. "Çok. Çok güzel olmuşsun" dedi elimi tutarken. Beni kendi etrafımda çevirdi. Elimin üstüne bir öpücük kondurdu. "Neşe fotorafını atmıştı. Eve girmeden kendi gözlerimle görmek istedim".

" Siz naptınız. Nasıl geçti"diye sordum

"Nasıl olsun güzelim onca erkek ocak başında napabilir. Yedik içtik"

"İçtik derken? "

"Sadece bir iki kadeh abartmadan. Başımızda albayım vardı. Cesareti olan çok içsin de göreyim" dedi gülerek. "Hem, albayım müstakbel damadını alkolik mi sansın" Gözlerim kocaman açıldı. Damat mı dedi o? "Kocaman oldu yine gözler" dedş resmen benimde dalga geçiyor. Kaşlarımı çattım. Sahte sinirler ona doğru baktım" Çatma kaşlarını şaka yaptım"dedi beni göğsüne doğru çekerken. Köşe başinda bir iki dakika sarıldıktan sonra geri çekildim "biri görmeden eve girelim" dedim utanarak. "Girelim hadi yarın işimiz çoook"

 

Sabah erkendeb kızlar olarak kuaföre gittik. Ben zaten kıvırcık olan saçımı daha da kıvırcıklaştırıp açık bıraktım. Lila renklerinde majyajlarımızı yaptık. Hepimiz aynıydık zaten. Kuaförden çikinca fotorad çekimine gittik. Eski bir binada çekim yapıldı. Nedimeler ve sağdıçlarla da çekimler yapıldı. Sonra herkes eşleri ile çekildi. Böylelikle uğurla ilk resmi fotoğrafımız oldu. Çekimden sonra kız evine geçip karnımızı doyurduk. Arkadan gelin almaya geldiklerinde kapıyı tuttuk. Eee bizdeen kız almak kolay mı. Akifi iyice terlettik. Kız alımından sonra ben Uğurların arabaya binecekken albayım seslenince mecbur onların arabaya bindim.

 

Şimdi gelin odasında düğünün başlamasını bekliyorduk. Görevliler başlamak üzere olduğunu söyleyince yerlerimize geçtik. İlk dansı yapan gelin damattan sonra çiftler dansa kalktı. Ben tabi albaydan korktuğum için uğura kaşlarımı kaldırıyordum. İşte tam o ara olmaması gereken bişey oldu. Gereksiz kişi Emre beni dansa kaldırmaya geldi. Uğur sinirden kıpkırmızı olurken. Albayı falan unutup yanıma geldi

"Sevgilim, benimle dans eder misin? " Ney ney ney. Hemde albayın yanında. Ne yaptın sen uğur. Emre gözleri koskocaman bana ve Uğura bakıyordu. Deren ve demet teyze ağızları açık kalmıştır. Albayım mı bence ne siz sorun ne de ben söyliyim. Kısacası sela seslerini duymaya başladım sanırım. Korkarak bakışımı albaya çevirdim. Kaşları çatık gözlerinden alev çıkıyordu. Korkarak elini Uğur'un eline bıraktım. Battı balık yan gider napalım. Ortaya diğer çiftlerin arasına katıldığımızda göz ucuyla masaya baktım. Demet teyze ve sevinç teyze anında sohbeti kurmuştu neşe ve deren bizi çekiyordu albayım imkab olsa gözleriyle cinayet işleyebilirdi

"Korkuyorum" diye fısıldadım Uğura.

"Sen mi ben mi. Albayım öldürecek gibi bakıyor" dedi. Haklıydı. Dans bittikten sonra korkudan masaya dönemedik. Ortada oynayanlara eşlik ettik. Daha sonra biz nedimeler ve sağdıçlara ayrılan masaya oturduk. Albayımın gözü hep burdaydı. Ama düğün ortada albaycığım. Yapma nolur bacaklarım titriyor. Düğün sonuna doğru damat ve arkadaşları anans edildi. Hepsi ceketini çıkarmış. Ciddi bir ifadeye bürünmüştü. Onur ve Efe bile. Ben ne olacak diye beklerken Tim zeybek oynayama başladı. Ben aşık aşık sevdiceğimi. İzliyordum. Nede güzel oynuyor ama. Bi ara gözüm albaya kaydığında sinirli değil gururlu bakıyordu askerlerine.

Düğün bitmiş artık dağılacaktık. Herkes birbiri ile vedalaşırken albaycığım geldi. Beni kolunun altına alıp saçıma bir öpücük kondurdu. "Yarın odama gel yüzbaşı" Dedi sertçe. "Emredersiniz komutanım"
Albayın tekrar başımı öperken kulağıma fısıldadı. "Seninle sonra görüşüces doktor hanım" seslice yutkundum. Başımı salladım sadece. Konuşursam sesim çıkmayacaktı çünkü. Arkadan demet teyze ve derene sarıldım. "En kısa zamanda anlatıyosun herşeyi" dediler. Onlarıda onayladıktan sonra. Herkes evlere dağıldı kapıdan önce sevinç teyze ve neşe eve girdi.

"Sis geçin anne ben geliyorum birazdan" dedi onlar kapısını kapattı. Saniyesinde benim kapıma geldi. Beni içeri itip kapıyı kapattı. Ne olduğunu anlamama fırsat kalmadan sırtımı kapıya dayayıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Daha da büyüyebilecekmiş gibi iyiyce açıldı gözlerim. Dudaklarımdan ayrılıp alnını alnıma dayadı. "Yarın sağ çıkabilir miyim bilmiyorum. Albayımın gazabına uğramadan önce bunu yapmam gerekiyorsu. Zira yarından sonra uzun bi süre seni öpebileceğimi sanmıyorum" Başını biraz geri çekti. "Seni öpmeme izin verir misin? " dedi. O an hiç konuşmadan elimi ensesine atıp kendime çektim. Bu defa ben bastırdım dudaklarımı dudaklarına...

 

 

 

BÖLÜM SONUUUU

SONUNDA İLK ÖPÜCÜK GELDİ.

ALBAY YÜZBAŞIYA NELER YAPACAK. ?

PEKİ EBRARA NELER YAPACAK?

BÖLÜM NASILDI

DÜĞÜNDE BİTTİ SONUNDA DARISI BEKLEYENLERİN BAŞINA.

EE YORUM VE OYLARINIZI ALIRIM ARTIK. İLK ÖPÜCÜK ANISINA...

DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE 🖐🌺💕🌸

Loading...
0%