Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Kamuflaj.

@nzlkrcn

Hava alanından indikten sonra derin bşr nefes aldım. Babamın son nefesini aldığı memlekette ben ilk nefesimi aldım.. Hava alanın orda taksilere bakınırken bir tanesi dikkatimi çekti. Ön camında yapışık duran TÜRK BAYRAĞI. Direk ona yönelerek bindim. Önce karargahın adıno verdim sonra ilk oarak ona yakın bir otele gitmek istedim. Erdem albayım daha geldiğimi bilmiyor. Tabi annem kendini tutabildiyse. Otele gelince beni beklemesini söyledim taksiye. Otele girip rezervasyonu yaptırıp çantalarımı odaya bıraktım. Ardından tekrar taksiye binip karargaha doğru yola çıktım. Karargahın önünde inip taksi ücretini ödeyip çıktım. Girişteki nöbetçi askere selam verip konuştum.

"İyi nöbetler. Erdem albay ile görüşe çektim ben ama mümkün mü? "

"Saolun.bilgisi varmıydı kendisinin? "

"Geleceğimi biliyodu ama bugün geleceğimi bilmiyodu"

"Anlamadım, nasıl? "

"Ay ben kendimi tanıtmadım. Bi saniye. " diyip çantamdan görev evrağını askere uzattım. "Ben karargahın yeni doktoru Yonca Yılmaz. Erdem Albayın geleceğimdebin bilgisi vardı. Fakat beni yarın beklemekteydi. Ben erken geldim. Eğer kendisini sorarsanız o sizi bilgilendirecektir. "

Aptal kafam. Salak. Nereye geliyon sen elini kolunu sallaya sallaya. Karargah lan bura. Süpriz yapmaya geldim desen hemen kapı mı açacaklardı sanki. Ben kafamın içinde kendimle savaşırken askerin sesini duydum.

"Buyrun doktor hanım ben size içeri kadar eşlik edeyim. "

"Zahmer vermeseydim. "

"Albayımın emri"

"Anladım" Al işte sankü nezaketen geldi senle içeri. Restorana mı geldin tabi eşlik edecek. Emir aldı elbet

Biz karargahın içine doğru ilerlerken karşıdan tğm ihtişamıyla gelen albayımı gördüm. Kaşları çatık tüm ciddiyetiyle bana doğru geliyordu. Yüzüme her zamanki masum gülümsememi eklesem de pek işe yaşadığı söylenemez. Yanına geldiğimizde asker selam verip beni teslim etti tekrar selam verip geri yerine döndü.

"Albaycığııım"

"Sırıtma karşımda sırıtma. Şuan ciddiyetimi bozamam. Ama odaya bi geçelim sorucam sana hesabını"

"Emredersiniz albayım. "

"Serseri, takip et beni uygun adım marş marş"

Peşine düşüp arkasından takip ettim. Yolda gördüğümüz herkes bana bakıyodu. Ayyy utandım sanki. Odasına girince kapıyı kapatıp karşsındq hazırola geçtim.

"Sen hani yarın gelecektin? "

"Dayanamdım hasretine albaycığım"

Önce serr sert baktı sonra gözleri kısıldı dudakları yukarı kivrıldı. "Gel bakim sen buraya" diyip kollarını açtı. Hiç beklemeden girdim kollarının arasına baba yarımın. Erdem amcam. Ogün bana verdiği sözü hiç unutmadı. Kendi öz amcamlar bile para pul isteriz diye arayıp sormazken erdem amca beni hiç yanlız bırakmadı elini hep hissettim üstünden uzakta bile olsa. Sıkıca sarılsıktan sonra omuzlarımdan tutup uzaklaştırdı beni.

"Neyle geldin sen? "

"Taksiyleeee"

"Taksiyle? Beni neden aramadın? "

"Ozaman süpriz olmazdi ki? "

"Çantaların nerde? "

"Çantalarım mı? Ee şeey onlar şeyde albaycığııım ya şeye bıraktım ben? "

"Kıvranma kıvırcık! Nerde? "

"O otelde"

"Ahh yaşlandım sanırım yanliş duymuş olmalıyım nerde dedin kızım? "

"Otelde" Diye fısırdadım.

"Neden peki? "

"Ben şimdi şöyle düşündüm albaycığııım daha görevime 1 hafta varya. Ben size yük olmiyim dedim. Evi halledene kadar otelde duriyim dedim. İyi demedim mii? "

"Dur ben şunu Demet teyzene sorim bi ne dersin? Diyim ki hatta Yonca terliğin tadını merak etmiş otele gitmiş ne dersin? "

"Ay deme demee! Ama yani ben şimdi"

"İtiraz yok Yonca. Ev işi hallolana kadar bizdesin. Ben kızımı otelde mi bırakır mıyım?. "

"Kaçışım yok demi? "

"Yok.şimdi söyle bakalım lojmanda kararlı misin istersen dişardan da ev bakabiliriz.

" Yok albaycığııım ben lojman ıstiyorum."

"2 kat var şuan boşta olan. Ama biri eşyalı. Takıntıni bildiğin için diğer daireyi düşündüm sana ben. O boş tamemen. Yine de sana sorayım dedim"

"Boş olan oldın albayım. Ben eşyalı kullanamam. "

"Tamam kızım birazdan gider bakarız dairene sonra ben senin yanına birini verırım. Gider eşyalarını alır gelirsin sonra eve geçeriz oldu mu? "

"Kimseye gerek yok albayım ben hallederim. "

"Olmaz kızım buralar sizin oralara benzemez karargaha girip çıkacaksın. Seni bi başına bırakmam öyle. "

"Peki sen nasıl istersen"

"Daireye bakalımmı? "

"önce senden bişey isteyebilirmiyim? "

"söyle bakalım?

" Yani imkanı var mı bilmiyorum. Şuan kim kullanıyo bilmiyorum ama. Ben babamın istirahat odasını görebilir miyim? Belki ona air bi koku bi anı bişey bulursam diye. Biliyorum üstünden çok geçti ama ne bileyim. Şuan kullanan komutan izin verir mi? "

"Verir kızım izin verir. Sence ben o odayı başkasına bırakır miyim? Şehadetinden sonra ben geçtim o odaya. Bana ait. Gideriz şimdi. "

"Gerçekten mi? " Dolu gözlerle baktım kendisine.

"Hadi gidelim. Yine önden o arkasından ben çıktık odadan. Koridorda ilerlerlerken. Şehit köşesi diye ayrılmış duvara gelince durdum. Gözleriim resimlere baktı. Aradığım yüzü bulunca burukça gülümsedim.

" Ben sözümü tuttum baba. Geldim. Ben geldim "

Gözümden süzülen yaşı yavaşça sildim. Gururla dimdik durdum babamın önünde. Sonra abayla ayrıldık ordan. Odanın kapısına gelince derin nefes alıp içeri girdim. Sanki kokusu burnuma geldi. Öyle inceledim odayı. Masaya dokundum. Duvarlara dokundum. Dolaba dokundum. Arkamdan albayın sesinin duydum.

"Aç dolabı"anlamaz gözlerle ona baktım. " Aç kızım sana ait bişey var orda"

Dolabı açtım. Gördüğüm şeyle gözümden akan yaş bşr oldu. "Yıldırımın kamuflajı. Yıllarca sakladım. Seni beklettim. Biliyodum Çünkü geleceğini emindim. O gün gözlerindeki yemini gördüm ben. Şimdi ait olduğu yere gidebilir. Lojmana yerleşince gelir alırsın burdan. "

"Erdem amcaa" Fısıltı gibi çıktı sesim. Önce parmaklarımla dokundum kamuflaja sonra aldım dolaptan sardım kollarımla. "Babamm" Kokladım hala ütündeymiş gibi kokusu. Kaç dakika durdum öyle bilmiyorum. Sonra sakince astım tekrar dolaba. Dönüp amcamın kollarına girdim. Babam gibi sarıldım ona. Hem ağladım. Hem ağlattım.

Sakinleşince lojmana doğru gittik.2.katta olan daireye baktık. Tek kişi için gayet iyiydi 2 odası bir salonu vardı salona bağlı mutfakğı bie banyo birde tuvaler vardı. Hatta ufak bir balkonu bile vardı. Evli biri bile burda yaşardı. E ben bekar olduğuma göre çok rahat yaşardım. Ev için yöntemle konuşup ayarladık. Tekrar odasına gelince birer kahve söyledi albayım. Sonra telefonla birini aradı. "Yüzbaşı Keskin. Odama gelin lütfen"

Biz kahvelerimizi içerken kapı çaldı. Albayımın komutuyla biri içeri girdi. Girdi de hey maşallah. Ne girdi. Kuzenim Nur burda olsa çoktan cilve moduma girmişti böyle bişey karşısında. İki metreye yakın boy, geniş omuzlar, buğday ten, kumral saçlar, ela gözler, duruştaki asallet. O boy o endam tövbe allahım tövbe neler diyorum ben. Kendi kendimle olan düşüncemi gür sesi böldü. "Yüzbaşı Uğur Keskin emredin komutanım."

"Yüzbaşım sen istirahattesin demi"

"Doğrudur konutanım"

"Tanıştırayım.karargahımızın yeni doktoru. Yonca Yılmaz. Benim manevi kızım. " Hafif baş selamına aynı şekilde karşılık verdim.

"Yonca lojmanda daire tuttu. Ama daire hazır olana kadar bende kalacak. Çantalarını otele bırakmış. Senden ricam ona eşlik edenilir misin. "

"Emredersiniz komutanım. Nasıl istersenisiz. "

"Ozaman siz çıkın geç olmadan alın gelin çantaları"

"Emredersiniz"

"Tamam albayım görüşmek üzere. Ama demet teyzeye söyleme süpriz olsun"

"tamam kızım dikkat et kendine "

Bu seferde yüzbaşı önde ben arkada onu takip ettim. Çıkış kapısına gelince "eğer müsade ederseniz üstümü değişsem olurmu doktor hanım. Kamuflajla dışarısı pek uygun değil. "

"sorun değil yüzbaşı. Size de zahmet vermiş oldum ben beklerim burda"

"Estağfurullah. Hemen geliyorum.

15 dakika sonra üzerimde duyduğum sesle kendime geldim. " Hazırsanız çıkabiliriz"

"Hazırım ben çıkalım. "

Sessizce çıktık binadan bahçede ilerlerken ona yetişmek resmen zulümdü. Tamam bende toy değilim ama mübarek adamda bir bacak var onun bşr adımı benim üç adımım ediyor. Ona yetişemediğimi anlayınca adımlarını yavaşlattı. Yanına yetiştiğimde soluk soluğa kalmıştım

"Kusura bakmayın alışkanlık"

"Sorun değil"

Arabaya geldiğimizde nereye oturmam gerektiğini bilemedim. Öne otursam samimyet yok. Arkaaya otursam şoförüm gibi olacak. Ben öyle düşünürken ön kapıyı açtı. Ayyy böylede kapımı açsın diye bekler gibi oldu. "Ben şey nereye geçmem gerektiğini bilemedim"

"Buyrun doktor hanım"

Arabaya binip otelin adını söyleyip devam ettik. Otele geldiğimizde o lobide beklerken ben odaya çikip henüz yerleştirmediğim çantalarımı alıp çıktım. Resepsiyona ödememi yapıp çıkış yaptım. Lobide beni bekleyen adamın yanına gidip çıkabileceğimizi söyledim. Çantalarımı elime aldiğım an elime uzanıp elimden aldı. "Ben taşırdım aslında"

"Siz küçük olanı alın"

"Zahmet ol.. "

"Zahmet olmuyor. "

"birini alsaydım en azından. Ağır olacak öyle"

"bunlar hiç bişey benim için" O belli zaten dedim içinden kollara bakınca bunlar gibi iki tane daha olsa bana mısın demezdi.

Karargaha vardığımızda girişte çantaları bırakıp albayın odasına gittik.

"Saol yüzbaşı sana zahmet oldu"

"Estağfurullah komutanım. Başka bir emriniz varmı"

"Yok yüzbaşı dinlene bilirsin"

"saolun komutanım," Tam çıkacakken albay tekrar seslendi. " Yüzbaşı pansumanınu yaptırdın mı"

"Evet komutanım"

"Nerde ne zaman bugün karargahan çıktığını görmedim. Yoncayla çıkınca da uğramadığınıza göre! "

"Kendim hallettim komutanım"

"Yüzbaşı ben sana kendin hallet demedim hastaneye git dedim. "

"Yarın giderim komutanım"

"Ne pansumanı" dayanamayıp sordum.

"Yüsbaşı son görevde yaralandı. Derin yarası var. Ama hastaneye gitmiyor. "

"Ben bakabilir miyim? "

"Heh kızım çok iyi olur. "

"Zahmet etmeyin doktor hanım ben hallettim"

"Hekim olarak ben görsem daha doğru olur "

"Yüzbaşı doktor hanıma reviri göster. Bundan sonra da hergün Yoncaya yaptırıyosun pansumanını"

"Emredersiniz komutanım"

Yine önlü arkalı koridorda ilerleyip revire vardık. İçeri girdiğimde sedyeyi gösterdim.

"Nerde yaranız?

" Karın boşluğumda"

"Üstünüzü çıkarın lütfen"

ben eldivenleri giyerken arkadan gelen sesle üstüne çıkardığını anladım. Arkamı döndümde bi kaç saniye kaldım. Tamam kıyafetten de belliydi ama bu kadarını beklemiyordum. Adam heykel mübarek. Şöyle bi baktığımda fazla yarası vardı. Son yarası ise sol tarafındaydı. "Uzanın"

Sargıyı açtığımda yaranin büyük olduğunu hatta buğün hiç pansuman yapılmadığını anladım. "Siz bugün pansuman yaptığınızs emin misiniz? "

"Evet"

"Yaranın durumu öyle demiyor ama . "

"Tamam daha vaktim olmamıştı. Yapacaktım. "

"Bide bu yarayla çantaları taşıdınız? "

"Sorun değildi"

"Kanama yapmış biraz sorun olabilirdi"

"Ama olmadı"

"Bundan sonra hergün pansumana geliyorsunuz"

"Ben hallederim"

"Ama halledememişsiniz" Bi yandan yaraya bakıp bi yandan tartışıyorduk.

"Daha dikkat ederim"

"Pansumana gelmezseniz albaya söylerim. Hatta bugün yapmadığınızıda söylerim. "

"şikayet ederim diyosunuz"kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

" Gerekirse evet. "

"peki doktor hanım emredersiniz. "

"Ederim"

 

 

ŞUAN İLK BÖLÜMLER ISINDIRMA TANIMA TANIŞTIRMA BÖLÜMÜ. İLERİDEKİ BÖLÜMLER DAHA HEYCANLI OLACAKTIR

KİTABIMIZIN İKİNCİ BÖLÜMÜ HAKKINDW NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUM.

TEŞEKKÜR EDERİM💕

 

Loading...
0%