Yeni Üyelik
12.
Bölüm

KÜÇÜK ADIMLAR.

@nzlkrcn

Uğur bütün gece düşünmüştü içindeki bu hisleri. Artık bir adım atmalıydı fakat o adımdan korkuyordu. Alacağı tepkiden korkuyordu. Acaba kızın içinde de bu kıvılcımlar var mıydı. Artık bu geceden itibaren içindekileri kıza hissettirmeliydi.

Sabaha Yonca erkenden kalkmış revire gitmek için hazırlanmaya başlamıştı. Havaların biraz daha soğuması ile triko uzun bir kazak ve siyah taytını giymişti. Normalde çoğunlukla topladığı saçlarını açık bırakmış yüzüne biraz daha fazla makyaj yapmıştı. İçinde ayrı bşr heyecan umut vardı. İçinde biyerde bişeyler uçuşuyordu. Bunun sebebi yüzbaşımıydı? Evden çıkmadan önce adama mesaj atmıştı.

-bugün elin için pansumana gelmeyi unutma!

Mesajı gören adam istemsiz gülümsemişti. Şimdi karargahta odasında yakında olacak görev için evrakları inceliyordu.

-öğleden sonra uğrarım uygun mudur doktor hanım.?

-uygundur yüzbaşı bekliyorum.. Aldığı cevapla telefonu masaya koyup işine dönmüştü.

Eara ile yoca ise revire oturmuş çay içerek sohbet ediyordu. Kapının tıklatılmasıyla içeri Neşe girdi. Elinde küçük bir tabakta kek vardı.

"Çay var mı? " diye sordu kız.

"Olmaz mı gel canım" diye davet etti yonca.

"Dün abime baktığın için teşekkür etmek istedim. İlk defa kek denedim oldu gibi ama yine de bilemedim" diyerek tabağı masaya bıraktı. 3 kız sohbet ederek çaylarını içip keki yemişlerdi.

Öğleden sonra Esra merkezde işi olduğunu söyleyerek izin alıp revirden ayrılmıştı. Bi süre sonra Uğur revire gelip kapıyı tıklatmıştı.

"Gelebilir miyim doktor hanım"

"Buyrun yüzbaşı bakalım eliniz ne durumda" Diyerek adama sedyeyi göstermiş kendisi pansuman tepsisine malzemeleri koyarak yanına gelmişti. Kız dikkatle elindeki sargıyı sökmüştü. Önce eski krem kalıntılarını temizlemiş. Yeni merhemi sürmeye çalışmıştı. Fakat açık bıraktığı saçları sürekli yüzüne düşüyor kendisine engel oluyordu. Elleriyle müdahele edemediği için koluyla saçını geri atıyordu fakat inatçı saç sürekli önüne düşmeye devam ediyordu. Tam tekrar saçını atacakken kalbini hızlandıran bişey oldu. Yüzbaşı diğer elini uzatıp kızın saçını kulağının arkasına kıstırmıştı. Kız hızla başını kaldırmasıyla yüzbaşı ile burun buruna gelmişti. İkiside bu yakınlıkla yutkunmıştu.

"Şey e rahatsız ediyor diye ben " ne demişti şimdi o

"T-teşekkür ederimm" Kekeledi mi?

Kız tekrar işine dönüp titreyen elleri ile sargıyı sarmıştı. İşi bittiğinde tekrar kafasını kaldırmıştı fakat genç adamın hala onu izlediğini tahmin edememişti. Onlar öylece dalmış bakışırken kapının tıklanması ile kendilerine geldiler. Yonca elindeki tepsi ile geri çekilirken Uğur sedyede biraz daha dik konuma gelmişti. Açılan kapıdan giren adamla yüzbaşı sinirden çenesini sıkmıştı. Bu herif yine neden burdaydı. Odada Uğuru gören Emre ise telaş yapmıştı. Çünkü onu beklemiyordu. Komutanını gören asker hazırola geçip tekmil vermişti.

"Rahat asker"

"Komutanım izninizle hastaneye gitmek için doktor hanımdan sevk isteyecektim" Kafasıyla işaret veren komutanına selam verip doktorun yanına geçti. Bir süredir böbreklerinde ağrı olduğunu ve kontrol için hastaneye gitmek için sevk istemişti. Evrağı düzenleyen kadın kağıdı askere uzatmış işiyle ilgileniyor gibi bilgisayara dönmüştü.

"Çıkabilirsin asker" Konutandan emri alan asker selamını verip odadan çıktı. Sedyeden inen adam kızın masasına yaklaştı. "Çok sık geliyor gibi"

"Biraz öyle. Sürekli bişeyler buluyor ama görünürde net bi sebeb yok. "

"komutanıyla görüşebilirim birdaha seni rahatsız etmem"

"Yok benim yüzümden ceza falan almasını istemem"

"ama böyle yüz bulacak. Daha çok gelecek" sinirine hakim olmaya çalışıtordu. Eğer kendi askeri olsaydo çoktan cezasını kesmişti.

"Eğer tekrar ederse öyle karar verelim olur mı"

"Peki madem. Teşekkür ederim pansuman için. Görüşürüz" Diyerek odadan ayrılmıştı

 

 

Revirden döndükten sonra kızları kendi evinde toplamış durum değerlendirmesi yapmışlardı. Dün elinin yandığını duyan kız telaşla eve gelmiş pansuman yapmıştı. Abisi ise gündüz gelen adamı sormuştu. Onların planı dışında gelen bu adam işlerine çok yaramıştı. Birazz uzaktan izlemeye karar verdiler eğer hala aynı yerde kalırlarsa başka bir adım daha atacaklardı.

 

 

1 hafta boyunca yüzbaşı revire gitmiş eline baktırmıştı. Ara ara pansumandan sonra çay içip sohbet etmişlerdi. Ne hikmetse Uğur her geldiğinde neşe ya arşivr gidiyordu. Ya depodaki ilaçları kontrole yada telefonu çalıyordu. İkili başbaşa kalıyordu bu bir haftanın sonunda hazırlığı yapılan görev başlamak üzereydi. Bu sabah erkenden tim göreve çıkacaktı. Bu uzun bir görev olacak gibiydi. Yasemin nurdan ve yeliz kocaları ve nişanlısından ayrılacağı için üzgündü. Neşe abisi göreve gittikten sonra geri evine dönecekti. Oda abisinr üzülüyordu. Peki yoncanın içindeki ağlama hissi? Neden bu kadar kalbi sıkışıyordu. Bütün timde gözlerini gezdirdi fakat Yüzbaşı ya geldiğinde gözlerinin dolduğunu anladı. Hepsiyke vedalaşıp dolu gözlerle revire doğru yürümeye başladı 10 15 adım atmıştı ki arkasından o sesi duydu. "Yonca! " Arkasıno döndüğünde tam tekmil hazırlanmış yüzbaşı kendisine doğru geliyordu. Adam önünde geldiğinde gözlerini saklamaya çalıştı. "Uzun bir göreve gidiyoruz. Ne olur ne olmaz bilemem. Eğer sağsalim dönersek. " Derin bir soluk aldı adam. "Döndüğümde seninle konuşmak istediklerim var" Bu söz üstüne kızın kaçırdığı gözleri adamın gözlerini buldu. O an bir damla düştü yanağına

"Bekliyor olucam yüzbaşı. Ben meraklı insanımdır. Sağ salim dön. Konuşmak istediğin şeyi merak ediyorum" Genç adam eline hakim olamadan işaret parmağının tersi ile kızın yanağındaki yaşı sildi.

"Bekle doktor hanım. Sağsalim dönmek için daha çok sebebim var artık" diyerek geri döndü. Timle birlikte uzaklaşarak gittiler. Yonca isr yüzünde hafif bir gülümseme ile revire ilerledi.

 

15 gün geçmişti. Tim göreve gideli 15 gün. Kızlarda eşlerinden haber alamamıştı hala. Yoncanın içi içini yiyordu. Ne konuşacaktı acaba. Bekle demişti. Onu beklemesini mi istemişti. Dönmek için daha çok sebebim var demişti. Bunlardan biri kendisi miydi? Daha fazla dayanamadı. Eline telefonu alıp mesaj attı.

-yüzbaşı.

-nasılsın.

-ben merak ettim seni. Yani şey konuşmak istemiştin ya onu

-unutma sözün var sağsalim döneceksin. Beni merakta bırakma.

Attığı mesajın üstünden 10 gün geçmişti hala dönüş yoktu. Revirde işlerini bitirmiş eve gelmişti. Tim göreve gideli neredeyse 1 ay olmuştu. Yonca arada albayın evine gidip ikinci ailesi ile vakit geçirmişti. Demir ve derenle biyerlere çıkıp gezmişlerdi ama kızın aklı hep başka yerdeydi. Albaya sormak istedi. Ama altında başka sebeb arayacağını bildiği için soramadı. Arada kızlarla konuşuyodu fakat onlarda daha haber almamıştı. Neşe geri evine dönmüştü oda ara ara arayıo mesaj atıyordu.

Tim gideli 40 gün olmuştu o akşam ayıcığı kucağına almış düşüncelere dalmıştı. Artık bu adamı özlediğinden emindi. Mesaj da atmamıştı. Acaba kendi mi kafasında fazla kuruyordu. Düşüncelerini bölen mesaj sesi olmuştu. Normal bir mesah sanarak eline telefonu almış gördüğü isimle kalbi göğsünü delecek gibi hızlı atmaya başlamıştı.

-doktor hanım

-ben iyiyim. Yani hepimiz iyiyiz.sen nasılsın

-Mersk etme verdiğim sözü tutarım ben. Az kaldı sayılır. Yakında döndüğümüzde konuşacak çok şeyimiz olacak.

 

-yüzbaşı. Sonunda gördün mesajları. Çok merak ettim. Varmı yaranız kötü durumunuz

-hepimiz iyiyiz doktor hanım. Sen içini ferah tut.

-dikkat et kendine yüzbaşı. Bekleyenlerini unutma

-onlar hep aklımda doktor hanım. Senden bişey isteyebilir niyim,?

-tabi söyle

-burda sürekli konserve yemekten sanırım kusucam artık geldiğimde o yaptığın börekten yapar mısın?

-sen gel istediğin börek olsun. Elbette yaparım.

-benim gitmem lazım yonca. Telefon çekmiyor buralarda. Çektiği ilk an sana döndüm zaten. Beni merak etme. Az kaldı. Kendine dikkat et.

-sende kendine dikkat et uğur. Allaha emanet ol.

Mesajlaşmadan sonra yüzündeki aptal gülümseme ile ayıcığa daha sıkı sarılıp yatağa iyice yerleşti yonca.

 

Tim gitti gideli 2 ay geçmişti. O mesajdab sonra tekrar mesaj alamamıştı genç kız bir iki defa kendi yazmıştı ama cevap gelmemişti. Bugün ise revirde Esra ile otururken helikopterin inişini farketmişlerdi. Acaba gelmişlermiydi. Daha önceleri de bir iki helikopter inmişti ama gelenler başka timlerdi. Yonca hızla kapıdan dışarı çıkmış inen helikoptere bakmıştı. Helikopterden ilk inen Kahraman Binbaşı olmuştu. Sevinçle yerinde kıpırdandı yonca gelmişlerdi. Sonunda gelmişlerdi. Sırayla yavuz ve akifin ardından beklediği bedeni görmüştü. Saçları ve sakalları uzamış biraz zayıflamış yüzbaşı asaketle indi helikopterden. İndikten sonra başını revire çevirdiğinde kızla gözgöze gelmişti. Ne yani kapıda mı beklemişti. İçinde büyük bir sevinç vardı. Arkasından inenlere bakmamıştı bile yonca. Onu görmüştü gerisi silinmişti. Tim hızla karargaha girmiş görev bilgilerini teslim etmişti. İşleri bitirenler evlerine dinlenmeye gitmişti. Yonca günün bitmesini iple çekiyordu. Fakat sanki saatler akmıyordu

"Hadi çık sen" dedi esra "az kaldı zaten ben idare ederim"

"Yok canım olur mu öyle beraber bitiririz"

"Yonca saate bakmaktan gözlerin çikacak. Git hadi. " Yonca arkadaşına teşekkür edip hızla eve gitti. Önce üzerini değiştirdi. Ellerini yıkayıp mutfağa girdi. Hamuru yoğurup dinlenmeye bıraktı. Bu sırada iç harcı hazırladı. Hamur dinlendikten sorna böreği yapıp fırına attı o pişene kadar duş alıp üzerini giyindi. Siyah taytı ve krem tuniğini giyerek saçlarını topladı. Hafif bir maskara ve parlatıcı sürdü. Böreği çıkartıp dilimledi tabağa yerleştirdi. Kalbi küt küt atıyor elleri titriyordu. Tabağı düşürmesem bali diye düşündü. Telefonunu ve anahtarını alıp karşı kapının ziline bastı...

 

 

BÖLÜM BİTTİİİ

SÖVMEYİN LÜTFEN KALANI DİĞER BÖLÜMDE.

UĞUR NE KONUŞACAK.

YONCA NE TEPKİ VERECEK

GELECEK BÖLÜM NELER OLACAK

BEKLEMEDE KALIN 😀

OY VE YORUMLARI EKSİK ETMEYİN BÖLÜM HIZLI GELSİN 🥰🌸

 

Loading...
0%