Yeni Üyelik
11.
Bölüm

OPERASYON BAŞLASIN.

@nzlkrcn

Kadınlar kurulu bu defa Nurdanın evinde toplanmıştı. Konu belliydi. Uğur ve yonca aşkını alevlendirmek. 3 kız kafa kafaya vermiş plan kuruyordu.

Neşe ogün ayıcıkla arabadan inip karşı kapıya bıraktığını görmüştü. Abisi eve girmeden odaya geçip haberi yokmuş gibi davrandı. Sonrasında kapıya gelen tabaklar da teşekkür mahiyetinde olmalıydı. Kızlara bunu anlattığında iyice keyifleri yerine gelmişti.

"Tamam işler yeterinde iyi sadece hızlandırmak kaldı" dedi yasemin

"O nasıl olacak" diye sordu Nurdan

"Azıcık ortamı kızıştırmak lazım. Kıskançlık tohumlarını ekmeliyiz ki geç kalırsa neler kaçıracaklarını fark etsinler. "

"ne yapıyoruz" diye sordu Neşe

"Akşama hazırlık yapın Yonca ya çaya gidiyoruz. Hazır bizimkiler halısadahayken."

Erkekler görevde olmadığı sürece her ay halısaha maçına gidiyorlardı. Önce yoncayı arayıp müsaitliğini sorup emrivakiyle kendilerini davet ettirmişlerdi. Hiç bi hazırlık yapmamasını da tembih etmeyi unutmadılar.

Aralarında kararlaşırdıklarında Neşe pek bişey beceremediğini söyleyip pasta almayı seçmişyi. Yasemin sarma saraacaktı. Nurdan hamile olduğu için ona bişey bırakmak istemeselerde o eli boş gitmemek için patates salatası yapacağını söylemişti.

Yonca işten çıkıp eve gitmeden markete uğradı. Bişey yapma deselerde. En azından hazırdan kurabiye alabilirdi. Tuzlu ve tatlı birer paket kurabiye alıp eve geldi. Önce evi biraz toparlayıp duşa girdi. Evde olacağo için biraz saha rahat bişeyler giyip kızları beklemeye başladı. Çol geçmeden çalan kapıyla kızlar gelmişti.

Çay demlenmiş tabaklar hazırlanmış havadan sudan sohbet ederken en sonunda yasemin ortaya topu atmıştı.

"Neşe deryayı hatırlıyor musun? "

"Teğmen olan mı abla. Haberleşmedeki hani? "

"Evet evet o."

"Eee nolmuş ona. Hiçte sevmem ya kendilerini" Yazık yoncam normal sohbet sanarak dinliyordu ikiliyi.

"Hala Uğur'un peşindeymiş" Bunu duymasıyla yoncanın içtiği çay boğazında kalmıştı. Yasemin "helal helal" diyerek sırtını sıvazlarken. Avını elde etmiş edasıyla sırıtıyordu. İstediği tohum ekilmişti.

"Ayyyy ablaaa tövbe de. Hiç sevmıyorum o kadını ben"

"Valla öyle duydum ben. Orda burda sürekli Uğur'un karşısına çıkıp duruyormuş. Yenge olacak gibi sana. "

"Anlamıyorum ki nasıl kadın bu yüzsüz yüzsüz dolanıyo peşinde. Hem öyle yenge istemem ben" Onlar aralarında konuşurken yonca huzursuzca yerinde kıpırdandı. Lavaboya gitmek bahanesiyle yanlarından ayrıldı. Kızlar ardından ellerini birbirine çarparak bu iş oldu diye sevindi.

Lavaboya giden yonca içindeki bu hissi anlamadı. Ne vardı yani şimdi. Neden içi sıkılıyordu. Zaten o kadının kendisine bakışları falan bi değişikti. Neden onun Uğur'un etrafında olması onu rahatsız ediyordu.

Yonca banyodayken içerde kızlar fısıltıyla planın diğer kısmını konuşmuşlardı. Şimdi sıra neşenin Uğur'un içine tohum ekmesindeydi. Akşam kızların bol dedikodu ve sohbetiyle bitti. Eee planın parçası olarak fotoraf çekmeyide ihmal etmediler.

 

Artık eve gelen Neşe abisiyle salonda otururken 'sözde'kendi kendine konuşuyodu.

"Ee güzel kız tabi baksana su gibi" diye sürekli telefondan birini övüyordu. Abisinin dikkatini çekmeyi başarmıştı.

"Kime bakıyosun kız sen su gibi falan" istediği tepkiyi alan Neşe abisine sokulup bugün çekilen fotorafı gösterdi.

"Yonca ablayı diyorum. Çok güzel kadın. Ee böyle güzel olunca da dikkatlerden kaçamıyor tabi. " işte ilk tohum atıldı bu söz üstüne Uğur hafiften gerilmişti. Kimin dikkatinden kaçmamıştı şimdi.

"Ee kimlerin dikkatindeymiş" İşte neşenin şimdi keyfi iyice yerine gelmişti. Abisinin görmediğini bilerek keyifle sırıttı

"Ne demişti yasemin abla ya kara timindeymiş sanırım. Emrah mı dedi emre mi dedi bişey dedi ama"

"Emre mi" Diye sordu dişlerinin arasından.

"Heh emre tabi ya. Sürekli etradındaymış yoncanın. daha önce koşuda mı ne karşılaşmış sanırım. Sonra da sık sık revire uğrar olmuş"

"Yasemin ablan nerden biliyomuş bunları"

"Esra hemşireden duymuş galiba. Aman neyse abi geç oldu ben yatayım artık" Abisinin içine kurdu düşürüp yanından ayrıldı neşe

Ee yasemin akıllı kadın işi sağlama almak için esra ile de ortaklık kurmuştu. esra da aradaki durumu sezdiği için onlarla iş birliği yapmayı kabul etmişti. Emre gerçekten de türlü bahanelerle sık sıl revire geliyordu. Yok ağrı kesici istiyordu, yok yalandan bileğini burktuğunu söyleyip yoncanın yanında alıyordu soluğu.

 

Uğur'un duydukları ile içi sinirle doldu. Ne yani o herif sürekli kızın yanında mı dolanıyordu. Şuan emrenin kafasını duvara sürtüp çıkan kıvılcımla sigara yakmak istiyordu. Ama neden bu kadar sinirlenmişti.

 

Ertesi günlerde emreyi göz hapsinr almış sık sık onu gözetliyordu. Sonunda revire girdiğini görüp peşine düşmüştü. Çikinca Yüzbaşıyı gören emre hazırola geçmiş karşısındaki komutanına bakıyordu

"Hayrolsun emre hasta falan mısın"

"Komutanım biraz midem ağrımıştı da" Uğur elini emrenin omzuna atıp hafiften sıktı.

"Asker adamsın oğlum sen ağrıya acıya dayanıklı olman lazıım"

"Haklısınız konutanım"

"Hem öyle sürekli ilaç alma aslanım böbreklerine zarar" diyerek biraz daha sıktı omzunu.

"Emredersiniz komutanım"

Emre ordan ayrıldıktan sonra Uğur revire uğramak istedi ama ne bahane edecekti. Arkasını dönüp çıktı oda. İçinde oturtamadığı şeyler vardı. Aslında tahmini vardı da konduramıyordu.

Tim bahçede çardakta oturmuş sohbet ediyor çay içiyordu. Karargaha giren genç adamı görmüş dikkat kesilmişlerdi. Bu yabancı adam önce binaya girdi yarım saat sonra çıkıp revire doğru ilerlemeye başladı. Birtek kişinin dikkatini çekmişti gittiği güzergah. Revirin önünde oturmuş kızlara doğru yaklaşmıştı yabancı.

"Pişşt güzellik" Diye seslendi. Gelen sese arkasını dönen kızlardan yonca şaşkınlıkla gözlerini açtı.

"Hiiii Demiiiirrrr" diye koşarak adama sarıldı. Adam kızı belinden tutup kaldırmıştı havada döndürüp yere indirdi. Hala sıkıca sarılmaya devam ediyorlardı.

Bu sahneyi gören uğur elindeki bardağı hesap edemeden yumruğunu sıktı. Karton bardak büzülmüş sıcak çay eline dökülmüştü. Elinin yanmasıyla kendine gelince kısık bir küfür edip bardağı elinden attı. Hızla Çardaktan çıkıp karargaha doğru yürüdü ve odasına girdi. Bu sahneyi gören tim kafasını revire doğru çevirdiğinde sarılmış yabancı ile kızı gördü. Olayı hepsi anlamıştı. Revirin önünde ki durum ise çok başkaydı.

"Abi kızım demir abi. Öğretemedim sana bi şunu"

"Demicem işte banane. Bende sana öğretemedim şunu" diye karşılık vermişti Yonca.

"Bücür cadı diye boşa demiyorum ben sana"

"Hıh iron man nolcek, albaycığımın yanına gittin mi? "

"Babamın yanından geliyorum zaten o söyledi yerini"

"ee kaç gün burdasın"

"valla bu defa biraz uzun bir ay kadar burdayım. Sen ne zaman gelcen eve oturalım hep beraber"

"Hafta içi zor oluyor biraz ama hafta sonu ayarlayalım mutlaka."

"Tamamdır güzellik ben kalkayım şimdi. Arkadaşlar bekliyor hafta sonu görüşürüz ozaman"

"Tamamdır efendim görüşürüz" sarılarak ayrılmışlardı.

 

Akşam eve geldiğinde elini gören neşe panik olmuştu. Adam sinirden ne eline su tutmuş ne krem sürmüştü. Bu yüzden eli kıpkırnızı olmuş hatta biraz kabarmıştı.

"Abiii! Eline noldu senin"

"Bişey yok Neşe çay döküldü sadece. "

"Nasıl sadece abi krem falan sürmedin mi çok kötü olmuş"

"Gerek yok" diye kestirip atmıştı adam. Neşe hızla içeri gidip ecza dolabına bakmıştı. Ama içinde yanık kremi yoktu. Tekrar aynı hızla dış kapıya yönelince abisinin sesini duydu.

"Nereye? "

"yonca ablaya evde krem yok ona sorucam. "

"Neşe gerek yok dedim gel buraya" Ama kız abisini dinlemeden evden çoktan çıkmıştı. Karşı kapının ziline bastığında 2 dakika sonra kapıyı açan yonca karşısında endişeli kızı gördü.

"Yonca abla sende yanık kremi var mı" Yonca hızla kızın üzerini taradı gözleriyle.

"Noldu canım bi yerini mi yaktın"

"Ben değil abla abim elini yakmış baya kötü duruyor. Krem falanda sürmemiş. Evde de krem yokmuş sende varsa diye gelmiştim. "

"Dur öyle olmaz bekle ben çantayo alıp geliyorum " Diyerek içeri girdi. Üstüne bakmadan hızla çantayı alıp karşı daireye geçtiler.

Salona girdiklerinde kafasını koltuğa dayamış gözleri kapalı adam konuştu

"Neşe neden beni dinlemiyosun. Gerek yok dedim" diye sinirle soludu adam.

"Bırak ona ben karar vereyim" Yoncanın sesini duyunca hızla başını kaldırdı. Karşısında puantiyeli pembe pijamaları elinde sağlık çantası endişeli kızı gördü. Kız hızla yanına oturmuş elini avcunun içine almıştı. Adam gözleri açılmış şekilde dikkatle elini inceleyen kıza bakıyordu

"Ne zaman oldu bu"

"Öğleden sonra"

"Neden revire gelmedin kötü yanmış"

"Gerek yoktu" Kız kafasını kaldırıp adama baktı onun kendisine baktığını görünce hızla gözlerini kaçırdı. Bu durumu fırsat bilen Neşe ise mutfağa geçmiş kahve için su koymuştu ısıtıcıya. Fırsattan istifade başbaşa bırakmıştı.

"Gerek varmış demekki. Keşke bi uzmana bıraksaydın bunu"

"Geçer gider"

"kabarmaya başlamiş uğur sen dalga mı geçiyosun. Acısınıda mı hissetmedin. "

"O an acıyı hissedecek halde değildim. "

"Nasıl? Bu arada yonca kremi sürmüş adamın elini sarmaya başlamıştı. Bi yere değmemesi daha iyiydi. Çünkü değerse daha çok canı yanardı.

" Kimdi o? " Uğur daha fazla dayanamamış içinde tutamamıştı en sonunda sormuştu.

"Kim kimdi? " Ah saf kızım hala anlamamıştı.

"Bugün revire gelen. Seni havada döndüren. " Yonca duyduğu şeyle dondu kaldı. Görmüşmüydü. Yoksa eline çay dökülmesinin bununla alakası var mıydı?

"Demir" diye xevap verdiği sıra başını kaldırıp adama baktı tek kaşı havada sorgular gibi bakıyordu

"Demir? " diye tekrar etti adam

"Aslında demir abi. Ama ona abi demeyince sinir oluyor. Bende gıcık etmek için abi demiyorum. " İşte şimdi adamın içi rahatlamıştı. Buda ayan beyan gözlerine yansımıştı. Kız devam etti.

"Erdem albayın oğlu. Almanyada çalışıyor. Uzun zamandır gelmemişti Türkiye'ye. Gelince benimde yanıma uğramış. Derenden ayırmaz benğ saolsun" Kız anlattıkça adam iyice rahatlamıştı. Demek yanlış anlamıştı. Kızın işi bitince kalkmak için ayaklandı

"Ben gideyim artık" Daha koltuktan kalkmışken neşe elinde tepsiyle içeri girdi.

"Kahve yapmıştım abla. İçte öyle gidersin akşam akşam rahatsız ettik senide"

"Yok estağfurullah olur mu hiç. Eline sağlık teşekkür ederim " Diyerek tepside ki kupayı aldı.

"Yarın uğra revire. Bi kaç gün pansuman yapalım su toplamasın. İz kalmasın" diye uyardı adamı.

"Uğrarım" dedi adam yüzünde silemediği bir gülümseme ile. Mutfaktan içeriyi dinleyen neşe kızlar konseyine aktamak için bütün konuyı hafızaya almıştı. Hele ki o son gülümsemeyi...

Neşe telefona dalmışken uğur yavaşça kızın kulağına fısıldadı. "Yakışmış" Genç kız anlamsız gözlerle ona bakarken adam kaşıyla üzerini işaret etti. Daha anca üstüne bakmayı akıl eden kız puantiyeli pijamalarını görünce utançtan yanakları kızardı. Yine adama rezil oldum diye düşündü. Evden çıkarken hiç üstüne bakmamıştı telaştan. "Ben artık kalkayıl" Diyerek hızla ayağa kalktı. Neşenin otursaydın itirazlarını kibarca redderek evine girdi. Kapıyı kapatıp odasına girmişken telefonuns mesaj geldi.

- Utanınca pijamaların ve yanaklarının uyumu daha çok yakıştı. Kahretsin bide dalga geçiyordu

-Utanmadım ben. Ne diye bugün erkenden giymişti ki pijamasını.

- o yüzden kaçarak gittin ya.

-kaçmadım geç olmuştu

-daha saat 12 bile olmadı

-olabilir yorgunum uyumak istedim belki hemen

-peki tamam demedim bişey. :) ay bide gülüyor.

-iyi geceler yüzbaşı.

-iyi geceler pembe yanak...

 

 

 

 

 

BÖLÜM SONUUU

NASILDI BÖLÜM.

AY YÜZBAŞI PEK KISKANÇ ÇIKTI SANIRIM.

DEMİR HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?

PEKİ KIZLAR KONSEYİ BU İŞİ YAPABİLECEK Mİ?

ÖNCE HANGİSİ İTİRAF EDECEK SİZCE. ?

YORUM VE OY VERMEYİ UNUTMAYALIM LÜTFEN.

DESTEK OLAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM😘💕

 

 

 

Loading...
0%