Yeni Üyelik
20.
Bölüm

SIRA SENDE YÜZBAŞI.

@nzlkrcn

"Yıldırımın emaneti artık senindir"
Uğur avcuna bırakılan yüzüğü aldı. Önce bana baktı. Gözlerimle onayladıktan sonra Parmağına taktı.

"Bundan sonra emanetleri başımın üstündedir. Binbaşımdan aldığım iki emanette canımdan ötedir. " Bu sözüyle gözümden bir damla düştü.

"En kısa zamanda annenede anlat kızım. " dedi albayım.
"Ay evet yonca. (annesinin adını daha önce yazdımmı hatırlamıyorum. Eski bölümlerde de bulamadım. Eğer yazdıysamda artık hülya olsun} Hülya benim bildiğimi sonradan öğrenirse canıma okur" dedi demet teyze

"En kısa zamanda ona da anlatıcam zaten"

 

Bşr süre daha oturduktan sonra müsade isteyip kalktık. Uğurun arabasına bindiğimizde direk konuştum

"Çok acım. Bişeylet yiyebilir miyiz"
"Ne o albaycığın aç mı bıraktı seni" Eee evden çıktık ya cesaret geldi.
"Dönüp sor istersen" Hayali fermuar çekti ağzına
"Tövbe valla bişey demedim"
"Korkudan çekinmekten bişey yiyemedim ki" diye durumu belirttim. Yol üstünde seyyar bir köftecide durduk. Bol malzemeli ekmek arasından bir ısırık aldım. İşte bu lezzeti en lüks lokantada yiyemezsin. Karnımızı doyurduktan sonra evlere döndük. Annesi ve kardeşi iki gün önce gitmişti. Kapıya geldiğimizde önce hafiften etrafı gözetledi. Ne yaptığını anlamaya çalışırken bi anda dusaklarımdaki baskıya kendimi geri çektim.
"Napıyosun bi gören olucak"
"Haklısın"diyerek elimden tuttuğu gibi kendi evinin kapısını açtı. Hızla içeri girerek beni kapattığı kapıya yasladı. " Şimdi kimse göremez"dedi fısıltıyla dudaklarıma yaklaşarak. Ardından o saniye birleşti dudaklarımız. Sakince ve yumuşak başlayan öpüşmemiz boynumu kavraması ile hızlandı. Sertçe öpüyordu. Ama canımı yakmıyordu. Belimden turarak daha çok kendine çekti. Bi anda bacaklarımın altından geçen elleri ile kendimi kollarında buldum. Saniyelj dudaklarımı ayırınca dünyaya tepeden bakmış gibi hissettim.. Tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Kucağında benimle yürüyerek koltuğa oturdu. Beni de yan olarak kucapına oturttu. Nefessiz kaldıktan sonra ayrıldı dudaklarımız. Başımı göğsüne yasladı. Saçlarımla oynamaya başladı. İyice mayışmıştım. "Teşekkür ederim" dedi fısıltıyla. "Beni hayatına kabul ettiğin için teşekkür ederim" Dahada sırnaştım boynuna doğru. Tam boynunun ortasından öptüğümde hemen başını yatırdı.
"Yapma" diye fısıldadı.
"Neden" diye sordum masumca.
"Huylanıyorum" dedi kendini sıkarak. Tekrar öptüm "yaparsam nolur? " Gözleri karardı bian!
"Yap güzelim yap" dedi sessizce"fakat sonrası için sorumluluk kabul etmiyorum " Ooppsss galiba anladım hızla kalktım kucağından.
"Geç oldu ben gideyim" Kıkırtısını duydum.
"Utandın yine" dalga geçiyor resmen ya sahte sinirle baktım yüzüne
"Hiçte bile neden utanayım ki"
Bunlar öyle demiyor ama pembe yanak"diyerek işaret parmağının tersini yanağıma sürttü.
"Gidiyorum ben iyi geceler" diyerek kapıya doğru adımladım. Tam kapıya gelmiştim ki belime sarılan kolalr durdurdu.

"İyi geceler sevgilim. Seni seviyorum" Ayyy ne dedi o. Seviyorum dedi demi. A dostlar valla dedi.
"İyi geceler sevgilim" dedim onun gibi. Kollarından çıkmak için adım attığımda beni durdurdu.
"Eksik oldu sanki" dedi.
"Dalga geçmeden önce düşünecektin yüzbaşım" Dedim cilveyle ve çıktım kollarından. Kapıyı açıp kendi kapıma geldim. Tam kapıyı açmıştım arkamaa baktım. Hızla yanına yaklaştım omzundan tutup parmak uçlarıma yükseldim kulağına yaklaşıp "seni seviyorum yüzbaşım" diyerek yanağına bir öpücük kondurdum ve koşarak eve girdim. Üzerimi değiştirip yatağıma yattım.

 

 

Ertesi gün revirdeyken annemi aradım

-kızıııım

-anneeemmmm

-napıyosun yavrum nasılsın

-iyiyim sultanım sen nasılsın ne yapıyosun

-sesini duydum iyi oldum kızım. Ee nasıl geçiyotir orda günler.

_aynı anne herşey yolunda. Benim sana bişey demem lazım

-ay hasta mı oldun kızım bişey mi oldu. Korkurtms beni

-anne sakin ol korkulacak bişey yok.

-ne oldu yavrum söylesene

-kızın gönlünü bir yüzbaşıys kaptırdı annemm

-ne? Ne diyosun kızım

-kızın aşık oldu diyorum anne.

-asker mi

-yüzbaşı olduğuna göre hemşire annecim

-sus kız anneyle dalga geçilmez

-ama sende fırsat veriyosun annecim

-eee neyin nesi ymiş bu yüzbaşı bakalım

-aynı kaderin ortağıyız anne.

-nasıl yani

-şehir çocuğu.. Böyle dememle annem bian sessiz kaldı

-gerçekten mi

-evet anne belkide bizi birbirimize çeken en büyük şey buydu

-kızım asker eşi olmak zordur

-ben bunu biliyorum anne. Senden de. Çevremden de biliyorum

-emin misin yavrum

-sen babamdan hiç pişman oldun mu

-bir saniye bile olmadım. Ne yaşarken ne de o mertebeye erdiğinde

-bende pişman olmam anne. Ben kendimden de ondan da eminim

-erdem biliyor mu

-valla yanlışlıkls öğrendi anne

-eyvahlar olsun nasıl çocuk iyi mi

- en azından sağ anne yaşıyo

 

Annemle bşr süre daha bu konuyı konuştuk. Albayımın yaptıklarını anlattım. Yüzüğü anlattım. Beraber ağladık. Haftaya annem buraya gelecekti. Karar alındı. Ama bunu yüzbaşına söyler miyim hayır. Çat kapı dayanıcam kapısına. Göze göz dişe diş :)

 

Bu hafta sonu sabahın köründe Uğur beni almış yola çıkmıştık. Nereye neden gidiyoruz bilmiyorum. Tabeladan en son gördüğüm mardin tabelasıydi. En az 5 saatir yoldaydık. Sabahın ayazında çıkmış yolda kahvaltı etmiştik. Şimdiöise öğlen olmuş mardine girmek üzereydik. Albayımdan izin almıştı hafta sonu 2 günlük gezmeye gelmiştik. İlk olarak tarihi biyerde durup yöresel yemeklerden yemiş karnımızı doyurmuştuk. Bir çok yeri gezmiştik. Meşhur midyad çarşısında hammavi bağlatmıştım. Uğur aşka bana bakıyordu. Bütün mardini el ele gezmiştik gün sonunda tarihi bir han otelde kalmıştık. Rahatsız olmamam için ayrı odalar tutmuştu. Ertesi gün biraz daha gezip yola çıktık. Geze geze karargaha gelmiştik. Geldiğimizde akşam olmak üzereydi. Direk eve girip duş aldım. Yol yormuştu. Üzerime pijamalarımı giyip uzanmıştım uyuyakalmışım.

Kapımın deli gibi çalmasıyla yerimden fırlayıp kapıya koştum. Kapıda teleşlı bir yüzbaşı beklediğim şey değildi

"Telefonun nerde" direk bu soruyu sordu.

"Ne telefonu" dedim daha ayılamamıştım ki

"Yoncam kaç kere aradım. Aklım çıktı. "

"Gel içeri" diyerek salona aldım. Daha sonra orta sehpada telefonumu gördüm. Onlarca mesaj ve arama vardı. "Duştan sonra uyuyakalmışım. Telefon salonda olunca duymadım kusura bakma'dedim

" Sımsıkı sarıldı önce. Karşı kapımdasın ama kapıya gelmek son dakka aklıma geldi. Bişey oldu sandım. "

"İyiyim canımın içi. Kıyamam sana ben"

"Yemek yedin mi "dedi yüzüme bakarken.

" Hayır daha yemedim. Hemen hazırlayayım bişeyler "

"Ben sipariş vermiştim. Hadi gel geçelim bana soğudu bile yemekler"

Onun evine geçip karnımızı doyurduk. Birer çay demleyip film açtık. Bi sra film izlerken gözlerimin kapandığını hatırlıyorum. Sonra bedenimin yükseldiğini hissetim. Bi an hafif sarsılınca gözlerimi açtım. Uğur kucağında benimle kapımı açmaya çalışıyordu.

"Uyu güzelim açma uykunu" dedi. Hayhay zaten hiç uyanmaya niyetim yoktu. Sırtım yumuşak yatakla buluşunca kocaman ayıcığıma sarılıp uykuma devam ettim. Bişeyler mırıldandı ama anlamadım. Sonra başımın üstünde nşr öpücük hissettim. Son duyduğumsa kapanan dış kapıydı.

 

Günler gelmiş geçmişti. Bugün annem gelecekti. Ben almak istesemde albayım izin vermemiş kendisi gitmişti almaya. Bende evde hazırlık yapıyordum. Önce annemin sevdiği şehriye çorbasını yaptım. Yanına imam bayıldı ve pilavda hazırdı. En son salata ve cacığı yapıp annemi beklemeye başladım. Bşr saat sonra kapı çaldi. Kapının önüne nur yüzlü annemi görünce gözlerim doldu. Oda ilk defa geliyordu kocasının son kızının ilk görev yerine. Kapıda sarıldım sımsıkı. Albaycığımıda davet ettim fakat evden beklenildiğini söyleyip kabul etmedi. Annemle biraz öpüşüp koklaşıp hasret giderdikten sonra sofraya geçmek için ayağa kalktıkk

"Yüzbaşı nerde? " diye sordu.

"Tam karşıda" Diye söyleyince

"Çağır yemeğe gelsin" dedi.

"Daha iyi fikrim var yemekleri alıp biz gidelimmi." Dedim heycanla "kapıda seni görünce yüz ifadesini merak ediyorum"

"Bilmiyor mu geleceğimi"

"Çık" Dedim dilimi damağıma vurarak "söylemedim şok olacak" Nasıl eğleniyorum ama varyaa. Benim çektiğimi çeksin.

"Tamam o zaman" dedi annem.

Elimize 2 tencere alıp kapıya dayandık. Zili çaldığımda beklemeye başladık. Sonunda kapı açıldı. Önce beni gördü. Gözlerinin içi güldü. Sonra annemi gördü. Gözleri kocaman açıldı.

"Süüopprriiizzz" dedim saf sevinçle. Gülmemek için zor duruyorum çaktırmayın. Yüz ifadesi o kadar komikki.

"Hh-hoşgeldiniz" dedi annemin elindeki tencereyi alırken. "Buyurun içeri"

"Rahatsız etmedik ya oğlum" dedi annem

"E-estağfurulah efendim olur mu hiç" Ah kıyamam elleri mi titriyo onun. Elimdeki tencereyi mutfağa bıraktım

"Siz oturun ben kalanları alıp geliyorum"dedim.

" Yardım edeyim"dedi titrek sesiyle. Omuzlarından tutup içeri ittim
"Ben alırım siz oturun. " Ahahaha çok kötüyüm. İlk saniyede başbaşa bıraktım.

Koşarak eve girip imam bayıldı tepsisini aldım. Onu da mutfapa bırakıp son kez eve döndüm salata ve cacığı alıp kapıları kapattım. Salona şöyle bir göz attım. Annemle sohbet ediyordu. Daha doğrusu etmeye çalışıyordu. Elleri dizlerinin arasında. Boynu küçük emrah gibi bükük. Bi dakka bi dakka ayak parmaklarıda mı bükük onun. Ayy ben çok eğlenicem bu akşaam. Ben masayı hazırlarken Uğur yardıma gelmişti.

"Neden haber vermedin" dedi kısık sesiyle

"Eeee sıra sende yüzbaşııı" dedim eğlenen sesimle.

 

 

 

BÖLÜM SONUUUUU.

AY BUNLAR İYİCE OLDU YA.

MARDİN MACERASI DA BİR DEĞİŞİK OLDU SANKİ

PEKİ UĞUR'UN KAYINVALİDESİ KARŞISINDAKİ HAREKETLERİ.

KENDİNE GEL UĞUR SEN YÜZBAŞININ PARMAK BÜKMEK NE DEMEK 😊

BEĞENDİNİZ Mİ?

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN LÜTFEN​​​​​​

SİZLERİ SEVİYORUM 😍🥰💕

 

Loading...
0%