@nzlkrcn
|
Sabah uyandığımda sarıldığım ayıcığa bakarak gülümsedim. Burnuna bir öpücük koyup kalktım. Bugün aşılara başlayacaktık. 3 gün karargahta ki askerlere aşı yapılacaktı. Hızlıca bişeyler atıştırıp çıktım. Revire girdiğimde Esra hazırlıklara başlanmıştır. Benimde yardımımla hızlıcs hazırlıkları bitirdik. Tam artık beklemeye başlamıştık ki kapıdan yıldırım timi girdi.en önde kahraman abi, arkasında Uğur ve diğerleri vardı. Gözlerim Onuru aradığında en arkada saklanmış vaziyetteydi. "Onuuurr" diye seslendim. "Yok yok burda değil o" diye cevap geldi. Gülerek kapıdan kafamı uzattım. "Gel bakalım sen" "Aa olur mu komutanlarım varken. Cıkcıkcık ben nasıl önlerine geçerim. " "Binbaşım müsade var mı" diye sordum Kahraman abiye. "Ne demek doktor hanım burda komutan sizsiniz"hepsi gülüyordu onur ise ilkokul çocuğı gibi ağlamak üzereydi. Onuru sandalyeye oturtup kolunu açmasını bekledim. " Yonca"diye fısıldadı. "Gözünü seveyim yapıyomuş gibi yap valla ne istersen yaparım söz. Ama batırma o şeyi bana nolur be" "Saçmalama Onur. Nerde benim yeminim" "Ekmek kırarız kafanda bişey olmaz be hadi" "Devrem elini tutayımmı" diye lafa daldı efe. "Ben sana tutturcem bişey şimdi efe" Kafasına yediği şaplakla arkasına baktı. Uğur sinirler ona bakıyordu. "Esra hemşire hazır mı" Diye sormamla onurun gözleri büyüdü. "Gelme esra hemşire gelme katil. Hiiiiii şuna bak kolum kadar deler o benim kolumu elinde suç aleti. Getirme be onu buraya. İmdat adam öldüyolar. Gelmesene be." Bütün tim kahkaha atıyordu. "Onur kendini kasma bak iğne kırılır içinde kalır. " "İşte bunu demicektin doktor hanım"diyen Uğura baktım. " Eyvahhlar olsun. İğne kırılacak içimde kalacak. Vücudumda seyehata çikacak. Mıknatıs tutacaklar bana. Ya bağırsaklara kaçarsa nolcak. B.kumda iğne mi aricam ben. Yapma yonca be kıyma bana. Komutanım kurtarın beni. Kesin öldürecek. Türk askerine suikast var imdaaat" "Geçmiş olsun onur" "He ne ne geçti. Noldu be. Hadi kapadım gözlerimi vur şunu bayılıcam yoksa daha fazla beklersem" "onur bitti" "Nası bitti. Yaptın mı ne ara be" "sen kafanda felaket senaryoları yazarken" "Elinde hafifmiş hee hiç hissetmedim" Dedi ve kalkı. Kahraman abi Esranın önüne. Yüzbaşı bebim önüme otırduğunda aşıları iki koldan başlamış bulunduk. Yıldırım timi bittiğinde sırayla diğer askerlere ve timlere de uygulamaya başladık. İlk gün bittiğinde eve gidip odama girince ayıyı gördüm. Bunu sırf ben baktığım için almıştı. Buna karşılık bende ona bişeyler yapmak istedim ellerimi yıkayıp saçımı topladım. Mutfağa girip önce börek için hamur mayaladım. Onu dinlenmeye bırakıp tatlının kekini çırptım. Keki fırına atıp hamur açmak için masanın üstünü boşaltıp sildim. Patlıcanlı iç harcını hazırlayıp hamurları açtım. Böreği hazırladıktan sonra keki fırından çıkarıp böreği fırına sürdüm. Kekin kremasınk hazırlayıp üstüne döktüm. Çileklerle üstünü süsledikten sonra dolaba kaldırdım. Börekte pişince soğuması için üstünü örtüp salona geçtim. Biraz tv izleidkten sonra dinlenen böreği dilimleyip tabağa koydum. Kekide dilimleyip başka tabağa koydum. Üstüne peçete örttüm ve Uğura mesaj attım. -evde misin yüzbaşı? -evet yeni geldim. Bişey mi oldu? Mesaja bakıp telefonu cebime koydum. Yavaşça kapıyı açıp tabakaları onun kapısının önüne koydum. -kapıya bakar mısın? delikten onu izliyordum. Kapıyı açtı önce bok apartmana baktı sonra başını önüne eğdi tabakları gördü. Yüzünde gamzesini gösterecek bir gülümseme oldu. Benim kapıma bakıp içeri girdi. Sonra telefonuma bildirim geldi. -bunlar ne içindi? -ayıcık için -ben karşılık bekleyerek almamıştım ama onu. -biliyorum. Ben sadece teşekkür etmek istedim. -ellerine sağlik. Çol güzeller -afiyet olsun. -keşke sen getirseydin berabr yerdik. -başka sefere diyelim ozaman -öyle diyelim ozaman.
3 günde karargahı bitirmiştik. Hatta kara timinden olan o gevşek asker yine bir iki sulanma ya kalktı ama iğneyi bilerek sert vurup tepkimi gösterdim. Bugün artık karakollara gidecektik. Üstüme bir pantolon ve uzun bir gömlek giydim. Silahımı belime sokup diğerini çantama atarak evden çıktım. Karargahın girişimde esra ile buluştuk. Timde geldiğinde askeri araca binip yola çıktık. Normalde kamuflajla görmeye alışık olduğum adamları görev kamuflajıyla görmek değişik hissettirdi. Özellikle Yüzbaşı aşırı şey duruyordu. Şey işte yaa. Şey siz anladınız. 2 saatlik yolun sonunda ilk karakola varmıştık. Ordaki aşıları ve rutin muayeneleri tamamladıktan sonra diğer karakol için yola çıktık. Orayıda tamamladıktan sonra akşam üstü karargaha döndük evrakları albaya teslim ettikten sonra eve girip duş aldım. Üstüme kapri ve tişörtten olan ayıcıklı pijamalarımı giydim Mutfakta dünden kalan böreği ısıtıp çay demledim. Karnımı doyurduktan sonra. Kitabımı alıp salona geçtim. 2 3 sayfa okumuştum ki kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda yüzbaşıyı gördüm. Elinde benim tabaklarla. "Tabak boş gelmes derler ama ben pek bişey beceremediğim için. Başka türlğ telafi ederim dedim" diyerek tabakları uzattı. "Aslında neşe bişeyler hazırlamak istedi ama doktor zehirleme olayı olmasın diye engel oldum. " gülerek tabakları aldım. "Hiç gerek yok." diyerek tabakları aldım. "Kahve içer misin" "Zahmet vermiyeyim" "estağfurullah. Gel hadi. Hatta neşeyide çağıralım" "O yasemin ablaya çıktı" "Peki gel hadi. " ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti. Salona buyur ederken üzerimi süzdü. "Gerçekten ayıları seviyomuşsun" dedi. Şöyle üstüme baktığımda ayılı pijamayla mı çıktım ben şimdi bu adamın karşısına. Bravo yonca daha nasıl rezil olabilirdin acaba? İnsan kapıyı açarken bi üstüne bakar en azından. "Ben üstümü değişeyim" diyerek tam arkamı dönmüş giderken bileğimden tuttu. Bileğimden vücuduma yayılan elektriği her zerremde hissettim. Acaba bu elektirikle saçlarım kabardı mı? "Değiştirme. Yakışmış çok yakışmış" "He? " He ne kızım he ne. Dilini mi yuttun? "Yani.şey rahatını bozma" Bişey demeden mutfağa ilerledim. Kahve yapmak için ısıtıcıya su koydum. "3ü bir arada içer misin" diye içeri bağırdım. "Farketmez" Ses çok yakından geldi. İrkilerek geriye döndüm. Kapının orda bana baktığını gördüm. "Korkutmak istememiştim. Sen yokken salona kurulmak istemedim o yüzden buraya gelmiştim" "y-yok sorun değil" Tabi canım kekele bide. Kahveleri hazırlayıp salona geçtik. Sehpanın üstündeki kitabı fark edince uzandı. "Bakabilir miyim? " Başımı salladım. Kitaba uzanıp arkasına baktı. "Sever misin bu tarzları" Askeri tarzda bir kitaptı "Severim daha gerçekçi geliyor" "Bende de var bi kaç tane eğer okumadıysan onlara bakabilirsin eper istersen" "Önce bunu bitireyim"bi süre sessiz kaldık. " Şey ee o seni tekrarr rahatsız etti mi? " "kim? " "Emre.geçen koşuda rahatsız eden" "Yok bidaha denk gelmedik. Sadece aşı zamanı bi iki gereksiz konuştu ama ben onun anlayacağı dilden tepki verdim" "Ne yaptın? " "Hiiiç mesleğimi kullandım. Bir hafta falan o kolla saçını bile kaşıyamaz" İkimizde gülümsedik. Kahvesi bitince kalktı. Sabah erkenden diğer karakollara gidecektik. İyi geceler dileyip evine geçti. Bende bardakları makineye atıp uyumak için yatağa yatıp ayıcığıma sarıldım.
Sabah kalkınca tekrar hazırlandım. Koyu yeşil bir pantolon ve kalçalarımı örten siyah bol kesim bir tunik giydim. Yine silahı belimr koyup evden çıktım. Timle birlikte karakolları hallettik. Dönüş yolunda bişeyler yiyelim dediler. Esra işinin olduğunu söylediğinde önce onu evine bıraktık. Daha sonra bi yerlerde yemel yemel için durduk. Yemeklerimizi yerken bir anda silah patladı. Sağıma baktığım da efe omzundan vurulmuştu. Tim temek yediğimiz masayo devirerek siper aldı karşı camdan ve kapıdan saldırı vardı eğilerek efenin yanına gittim. Yarasına baktığımda sıyırdığını gördüm. Diğer baş masadaki örtüyü son hızla çektim. Üstündeki servisler yere döküldü örtüyü yaraya bastırdım. Durumunu stabil hale getirip arkamı döndüm. Hırsla çatışan time bakarken. Müdahale etmek için fırsat kolluyordum. O an uğurun bakışı bana döndü. Bakışlarımdan anlamış olsa gerek başını sallayarak onay verdi. Onayıyla bir kenara geçip belimden silahı çıkardım. Silahı çıkarmamla arkamdan efenin sesi geldi. "Yok amına koyim"hiç umursamadan saldıranları hedef alıp sıkmaya başladım. Kendilerinden başka silah sesi duyan tim saniyelik bans baktı. Ben hiç onlara bakmadan sııkmaya devam ediyordum. " Noluyo laan"dedi onur. "Doktor dedik nişancı çıktı" "Lan bu silahıni nerden buldu bu" diyen kahraman abiydi. "Allah aşkına sorgulamayı bırakın da önce şu soysuzları bi halledelim sonra öğrenirsiniz" diye tepki verdim enson. Bu arada Akif Albaya haber vermişti. Karargatan destek bekliyorduk. Bir çoğunu halletmiştik diğerleri kaçmak için hazırlanıyordu. Tam o sırada kapı tarafından sinsice yaklaşanı görüp yüzbaşının üstüne atladım. "Eğil yüzbaşı" diyip omzunun üstünden gelen adama sıktım. . "Yuuh tam 12den" Dedi onur. Diğer soysuzlar kaçmıştı. Tim sonkez ortalığı kontrol ederken ben efe'ye koştum "İyi misin? Ne durumdasın' diyip yaraya baktım. Tampon işe yaramıştı ama hala kanama devam ediyordu. " Sen nesin"diye sordu? "Şimdi sırası değil" dedi uğur. "Karargaha varıp albayla konuşana kadar kimse bu konuyu açmasın. Özellikle gelen destek ekibin yanında asla! " "sen hiç şaşırmışa benzemiyosun" dedi kahraman abi. "Şaşırmadım zaten. Ateş onayını ben verdim. Ama gerçekten şimdi sorgulamanın sırası değil!. Karargâhta albay size herşeyi açıklayacaktır " Destek ekip geldikten sonra ortalığı toparlayıp karargaha döndük. Toplantı odasına girdiğimizde albayı beklerken herkesin meraklı gözleri üstümdeydi. Albay geldiğinde durumu anlattık. Benim onayımı alarak time benim gizli kimliğimi anlattı. Hepsinin gözleri kocaman olmuştu. Albay hepsini uyardı. Eşlerinizr bile asla ama asla bu kimlik anlatılmayacak diye. O kadar sene gizlediğim sırrımı artık timde biliyordu. Toplantıdan önce revire gidip efenin yarasına bakmıştım. Sıyırdığı için müdahele etmem sıkıntı olmamıştı. Toplantıdan sonra binbaşının odasına gittik. "Sen bunca zaman doktor kılığında gizli görevdemiydin? " Diye sordu kahraman abi. "Asıl mesleğim doktorluk zaten. Albayın anlattıklarını biliyosunuz. Bu görev anca böyle durumlarda kullanıyorum" "Nasıl 12den vurdun ama" diye laf attı akif. "Nişancılık eğitimi aldım" "Yeminle silahı çıkarınca gözlerim pörtledi" Dedi efe. "Başka silah sesi duyunca arkadan da geldiler sandım" diye ekledi yavuz "ama silahı sende görünce ne oluyor dedim". Bi tek onurun sesi çıkmıyordu. Gözlerimi ona çevirdim. Hala şok olmuş ifadeyle bana bakıyodu " Onur sen bişey demeyecek misin"diye sordum. En azından tepki verseydi. Ve o hepimizi patlatacak o meşhur tepkiyi verdi. Hemde yüksek sesle. "ŞOK OLDUUUUK".
EVEEEET BÖLÜM HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? ARTIK TİM DE ÖĞRENDİ BÜYÜK SIRRI. SİZCE YONCAYA TEPKİLERİ NE OLACAK PEKİ YONCAYLA UĞUR YAKINLAŞMAYA BAŞLADI GİBİ SİZCE HIZLI MI OLDU? BUNDAN SONRA NELER OLMASINI İSTERDİNİZ??
YORUM VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN HEPİNİZE TEŞEKKÜRLER,🥰🌸
|
0% |