Yeni Üyelik
28.
Bölüm

TEKLİF

@nzlkrcn

Çok şükür uğur yoğun bakım sürecini sorunsuz atlatmıştı. Normal odaya alındığında ne kadar istesemde başında kalamadım. Annesi ve kardeşi zaten yanındaydı. Benim de revirde olmam gerekiyordu çünkü ay sonu toplaması yapmamız gerekti. Yıkadığım kamuflajı Uğur'un isteğiyle evine götürüp dolabına asmıştım. Cebindeki şeyi ikimizde biliyorduk fakat bilmiyor gibi yapıyorduk. Ben onun planını bozmak istemiyordum. Oda bunun farkındaydı.

 

3 gün zorla tuttuğumuz hastaneden bugün sonunda çıkıp eve gelmişti. Onlar gelmeden ben eve salona yatak hazırlamıştım. Bir süre yatması gerekti ki bu bile onun için zorken odasında asla yatmazdı. Hergün hastaneye yanına uğramıştım zaten. Ben onun mutfağında yiyecek bişeyler hazırlarken kapının açılması ile mutfaktan çıktım. Onur ve Efenin desteği ile salona girdiler. Zorlanarakta olsa koltuğa oturduktan sonra yanına iliştim hemen. Yaraları hafif değildi. Yürürken bile zorlandığını biliyorum

"Nasılsın" dedim elini tutarken. Tuttuğum elime bir öpücük kondurdu. "Şimdi daha iyiyim" diye gülümsedi. Ama ağrısı olduğu her halinden belliydi. Onur ve Efe daha sonra uğrayacaklarını söyleyerek evden çıkmıştı. Sevinç teyzenin mutfağa girdiğini onun seslenmesi ile fark ettim. Tek odak noktam Uğur olduğu için kim ne yapıyor farkında değildim. "Birsürü yemek yapmışsın kızım. Ne zahmet ettin gelince ayarlardık bişeyler" dedi en anaç bir tavırla. "Afiyer olsun ne demek zaten hastane yormuştur sizi" diyerek ayaklanacakken uğur elimden tuttu.
"Bugün pansuman ı'm yapılmadı sen yapar mısın? " dedi gözümün içine bakarken. "Yaparım tabi. Ama evden malzemeleri getireyim bekle" diyerek hızla evime geçip çantamı aldım. Tekrar karşı eve geldiğimde kapıyı Neşe açtı. Salona girdiğimde Sevinç teyze yoktu. "Annem duşa girdi" diyerek açıklamada bulundu uğur. "Yonca abla ben içerde birazdan uzansam sana ayıp olmaz demi"dedi.asıl amacı bizi yanlız birakmak olduğunu çok iyi biliyordum. " Dinlen kuzum sen"derken çantayı açmaya başlamıştım. Oda içeri odaya geçince uğura döndüm. Tişörtünü çıkarmasına yardım ettikten sonra eldivenleri takmak için dönmek üzereyken belimden tutarak engel oldu. "Bırak şimdi pansumanı" diyerek biraz daha kendine çekti. "Çok özledim" dedi burnunu boynuma yaslarken. "Annenler içerde" Diye kendimi çekmek istesemde izin vermedi. "Onlar da farkında zaten o yüzden bizi yanlız bıraktılar" derken boynumdan yüzüme doğru öpücüklerini kondurmaya devam etti. Elim ayağım titremişti. Deli gibi özlediğim doğruydu. Uzun süre görevdeydi zaten. Üstüne yaralanarak gelince kaybetme korkusuyla özlemim daha da katlanmıştı. Ellerim dikkatli bir şekilde omuzlarını bulduğunda o bie elini belimde sabitlerken diğer elini boynuma götürmüştü. Burunlarımız birbirine değerken gözlerimin içine bakıyordu. Bakışları dudaklarıma kaydıktan sonra yavaşça yaklaştırdı yüzünü. Uzun zaman sonra kavuşan dudaklarımız birbirnde hasret giderirken ben onun canını yakmamak için dikkatli olmaya çalışıyordum. Zira şuan sımsıkı sarabilirdim. Küçük küçük başlayan öpüşmemiz daha da derinleştiği vakit uğur daha çok kendine çekti beni. Ama o ani hareketle canı yanmış olmalı inleyince hızla geri çekildim. "Tamam şimdilik yeter" diyerek biraz daha uzaklaştım "Ama bana yetmedi" dedi küçük çocuk gibi. "Yaraların iyileşene kadar idare et canım" diyince dudaklarını büzdü. Son kez bir büzülen dudaklarına öpücük kondurup eldivenlerimi giyip pansumanını tamamladım.

...............................

Olayların üzerinden bir ay geçmiş Uğur nerdeyse tamamen iyileşmişti. Diğer yaralarında çok sıkıntı olmasa da sırtındaki yara onu uzun süre zorlamıştı. Bu yüzden çıkan göreve katılamamış buda canını daha çok sıkmıştı. Geçen hafta uğurun iyleştiğine emin olan annesi ve kardeşi geri dönmüştü. Yonca revirde çalışmaya devam ederken Uğur evde sıkıldığından soluğu yine ve yine revirde almıştı. Ağır spor ve eğitime de izin verilmediği için resmen saracak yer arıyordu.. Akşam dişarda yemek planı yapan Uğur şimdi yoncanın işinin bitmesini bekliyordu. Zaten az kalan işini halleden kızla birlikte revirde çıkığ hazırlanmak için evlere gittiler. Yonca askeri yeşil bir elbise giymiş krem topuklularla tamamlamıştı. Uğur ise aynı rengin faklı tonunda bir gömlek ve siyah pantolonla hazırdı. Tam kapıda buluştuklarında uğur iki adımda yanına geldi. "Acaba yemeği evde mi yesek" diye sordu karşındaki kadını süzerken. Yonca bu tavrına gülerek karşılık verirken adamın koluna girdi. "Hadi koca adam ben çok açım" diyerek asansöre yönlendirdi. Uğur sevdiği kadının beline elini atıp beraber lojmandan çıktılar.

 

Gayet güzel bir restoranda birlikte yemeklerini yediler. Ardından bir kahvecide karşılıklı kahvelerini içip el ele dolaştılar sokakta. Saat iyice geçmeye başladığında evlerine doğru yola koyuldular. Asansörden indikleri vakit ikiside kapısına gelmişti ki. Uğur kızı hızla kendine çekip açık olan kapıdan içeri soktu. Yonca ani çekilmenin şokuyla kısa bir çığlık atmıştı fakat sesi apartmana yayılmadan uğur kapıyı kapatmıştı.
"Delirdin mi napıyosun" dedi şaşkın sesiyle.
"Delirdim!. " Dedi uğur kısık tonda. "Senin evinin müsaitlik durumunu bilmiyorum. O yüzden buraya çektim. Evet delirdim. Hasretinden delirdim. Zaten kaç zaman uzak kaldım senden. Üstüne yok yaran var. Yok ameliyat dedin sen kaçtınkaçtın." Her bir cümlesinde faha çok sokuldu kızın dibine. "Şimdi hiç bir yere kaçamazsın" diyerek kapıyla arasına dahada sıkıştırarak "hasret gidermem lazım". Önce yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına kıstırdı. Gözlerinin içine bakarak saçlarını sevdi. Elinin tersiyle yanaklarını sevdi. Bir eliyle çenesini tuttu. Önce alnına sonra yanaklarına öpücüklerini kondurdu. Bakışlarını dudaklarına indirdi. Son kez gözlerine bakıp dudaklarını birleştirdi. Önce sakin sakin öperken belinden tutup kızı kapıdan uzaklaştırdı. Dudaklarından ayrılmadan içeri salona doğru ilerletti. Koltuğun yanına geldiğinde belinden tutarak koltuğun tepesine oturttu. Bacaklarının arasına girerek öpücüğünü derinleştirdi. Üstündeki ceketi çıkardı. Kendi çeketinide gelişi güzel fırlattıktan sonra kızın bacaklarını beline sararak kucağına aldı. Koltuğa kendi oturduğunda kızı kucağına yerleştirdi. Kızın dudaklarından ayrıldıktan sonra boynuna doğru ilerledi. Her öpüşünde daha da arzuyla doluyordu. Belinden tuttuğu kızı kendine bastırdı. Yoncanın hisettiği sertlik kasıklarında sızlamaya sebeb olmuştu. Uğur hızlı hızlı gömleğinin düğmelerini açıp üstünden çıkardı. Yonca biraz çekingen bir halde ellerini omzuna koydu. Tekrar dudakları birleştiğinde Uğur elbisenin fermuarına elini atıp çıldırtıcak yavaşlıkta indirdi. Kızın gözlerine bakarak izin istedi. Omuzlarından tutup yavaşça aşağı indirdi elbiseyi. Şimdi karşısında siyah sütyeni ile kalmıştı yonca. Uğur dudaklarından başlayıp boynunda omuzlarında gerdanında gezdirdi dudaklarını. Her bir öpücükle kendinden geçen yonca. Uğurun kısa saçlarinın arasına parmaklarını daldırdı. Kasıklarında ki sizlama dayanılmaz hale gelmişti. Ellerini omuzlarından sırtına atıp parmaklarını aşağıdan yukarıya dopru gezdirdi.

 

Daha fazla dayanamayan uğur kızı kucağına aldığı gibi. Yatak odasına götürdü. Odaya girdikten sonra kızı kucağından indirdi. Zaten yarıya kadar inmiş olan elbiseyi sıyırıp attı üstünden. Bu arada hala hasretle öpüşmeye devam ederlerken Yonca elini adamın kemerine attı. Uğur hafif geri çekilerek kızın gözlerinin içine baktı. "Emin misin sevgilim? " diye sordu. Çünkü onu inciticek hiç bişey yapmak istemiyordu. Yonca kemeri açtıktan sonra parmak uçlarında yükselerek dudaklarının arasında milimler kalanınca durdu. "Hiç bişeyden emin olmadığım kadar eminim" diye fısıldadı. Bu cümlesi ile uğur tekrar dudaklarını birleştirdi. Pantolon da yeri boyladıktan sonra onlar için gece çok daha ateşli ve arzulu geçti..

 

 

O gecenin üstünden iki hafta geçmişti. Tim geçtiğimiz günlerde görevden dönmüştü. Çok şükür ki hiç birinde bir sıkıntı yoktu. Yonca revirde rutin işleri ile uğraşırken diğerleri bir telaşe içindeydi. Şuan evde hepsi bir işin ucundan tutmuştu. Kızlar yemeklerle uğraşırken erkekler ortam hazırlıyordu. Efe ve Onur balon şişirme derdindeydi. "Ciğerlerim patlayacak" dedi onur. 15ten sonra saymayı bırakmıştı. "Bu lastik tadı geçer demi lan" dedi efe ağzında balonla konuştuğu için pek anlaşılmasa da. Onlar balonları şişiriyor Akif ve Yavuz tavana yapıştırıyordu. Uğur Ve kahraman orta yere gül yapraklarından kocaman bir kalp yapmıştı. Etrafta minik mumlar vardı. Kapıdan salona kadar iki yanda gül yaprakları ve mumlardan oluşan bir yol vardı. Arkada yemek masası kurulmuştu. Nurdan ve Yeliz masayı düzenlerken Yasemin ortadaki kalbin arkasındaki 'benimle evlenir misin' pankartını düzeltiyordu.

Akşam uğurla yemeğe gideceğini sanan yonca şuan evde kızların ısrarı ile beyaz midi boy bir elbise giymişti. Biri saçlarını yapıyor biri makyajına yardım ediyordu. Yonca hazırlandıktan sonra kızlar evlerine gitti. Çıkacakları saat gelmişti. Ama uğur kızın attığı mesajlara cevap vermiyordu. Kız daha fazla dayanamadı kapıyı çalarım diyerek evinden çıktı. Karşı kapının aralık olması onu tedirgin ederken silahını almadığına pişman oldu. Ayağıyla hafif kapıyı iterken içeri seslendi. "Uğuur! " İki adım attığında yoldaki güllerden yapılmış yolu gördü. Yüzünde belirgin olan gülümseme ile içeri adımlarken tekrar seslendi "uğur? " İkimci seslenmesiyle içeriden çok hoş bir fon müziği duyulmaya başlandı kısık tonda. Minik adımlarla yolu tamamlayıp salona geldiğinde. Sevdiği adam salonun ortasında. Güllerden yapılmış kocaman bir kalbin içinde siyah takım elbisesi ve elinde tutuğu kocaman bir gül demeti ile yunan heykellerine taş çıkartacak halde onu bekliyordu. Yonca yavaş adımlarla ona doğru yaklaştı. Uğurun kendisine uzattığı eli tutarak ortadaki kalbin içine girdi. Uğurun elindeki kocaman buketi kollarının arasına aldı. Arkasındaki pankarta bakışları kaydığında gözlerinin dolmasına engel olamadı.
"Kadınım" dedi uğur. O geceden sonra bu kelimeyi çok sık kullanır olmuştu. Çünkü yonca uğurun kadını olmuştu.
"Seni ilk gördüğüm an içimde oluşan şu hisse bir isim veremedim. Belkide bu yüzden çok gitgelli bir adam oldum. Bazen seni deli ettiğimide biliyorum." Derin bir nesef aldı. Söyleyeceği şeyleri ezberlemişti oysa ama anın heycanı ile hepsi uçup gitmişti aklından "seni çok seviyorum Yonca. Aklımın hayalimin almayacağı kadar çok seviyorum. Ben bu hayatıma kimseyi almayacağıma söz vermişken sen bana verdiğim sözleri unutturan tek kadınsın. Benim kadınımsın. Artık karım olmanı istiyorum"derken tek dizinin üstüne çöktü. Ceketinin iç cebinden çıkardığı kadife kutuyu açtı. " Benimle evlenir misin doktor hanım?"diyerek teklifini yaptı. Yonca gözlerindeb süzülen yaşları silmeye bile tenezzül etmedi. Gözünde yaşı dudaklarındaki gülümseme ile hızla başını salladı. "Evet yüzbaşım. Seninle evlenirim. Heryerde her koşulda seninle evlenirim" diye cevabını verdi. Uğur ayağa kalkarak kutunun içindeki yüzüğü sevdiği kadının parmağına taktı. Yüzünü avuçlarının içine alarak gözyaşlarını sildi alnına uzun bir öpücük kondurdu. "Bundan sonra sana yeminim olsun. Gözünden akan tek yaş mutluluktan olacak."diyerek tekrar alnındn öptü...

 

 

 

ÇOK BEKLETTİM DEĞİL Mİ?

AMA BENCE DEĞDİ NE DERSİNİZ?

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ?

MUTLU SONA AZ KALDI.

UĞURUN TEKLİFİ NASILDI?

SONRAKİ BÖLÜMDE BİZİ NELER BEKLİYOR. ?

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARIM.

DİĞER BÖLÜMÜ DAHA KISA SÜREDE ATMAYA ÇALIŞACAĞIM.

GÖRÜŞMEK ÜZERE. 🖐💕💐

Loading...
0%