@nzlkrcn
|
Tim ve Yonca helikopterden inip karargaha doğru yürüdüler. Albay kapıda zaten onları bekliyordu. Kollarını açarak kızın gelmesini bekledi. Kız baba yarısına sıkıca sarıldı. "İyi misin kızım. Var mı sıkıntı" Deren ve Demet delirmişti. Hülyanın öğrenmemesi için kılı kırk yarmışlardı. İşlemler bittikten sonra yonca eve geçmişti. Ve tabiki uğur ile birlikte. Akşam albay mesai sonunda Yoncayı kendi evine götürecekti. Yoksa Demet eve dahi almazdı. İçeri girdiklerinde uğur direkt kolları arasına aldı kızı. Kız duşa girmişken Uğur yemek ve tatlı sipsrişi verdi. Kendi beceremezdi. Kız duştan çıkmış saçında havlu üstünde tayt ve tişörtle salona geldi. Saçları yine ıslaktı. Uğur hiç bir kelime etmeden elini tutup banyoya geri soktu. Dolaptan makineyi alıp saçlarını kuruttu. Saçları kuruduktan sonra kızı omuzlarından tutup kendine çevirdi. Ani bir hareketle belinden tutup kaldırdı. Lavabonun kenarına oturttu. Saçlarını sevdi. Saçlarından öptü uzun uzun. Alnından öptü. Burnundan, şakağından yanaklarından. Asıl hedefine gelmişti sıra. Yavaşça yaklaştı uğur. Tam dudaklarına değecekken çalan kapıyla uzaklaştılar. "Zamanlamanı sikeyim" dedi ağzının içinden. Yonca yavaşça vurdu bitane ağzına. "Şşhhhtt" Parmaklarını öptü uğur "yemek söylemiştim o gelmiştir" Diyerek kapıyı açtı. Yemekleri masaya koyup karınlarını duyurdular. Aslında yoncanın içi içini yiyordu. Bir konuşmaya şahit olmuştu ordayken. Eğer yanliş anlamadıysa içerde köstebek vardı. Kimdi bilinmez ama kendisini bunlara anlatan biri vardı. Kaçırılmasına sebeb olan biri. Albaya bu konuyu anlatması lazımdı. Akşam yemek için Uğuruda alıp eve geçmişlerdi. Albay bırakmamıştı damadını :). Deren ve Demet sıkı sıkı sardı kızı. Hele Deren ağlamaktan yüzü gözü şişmişti. Yonca sıkıca sarıp sakinleştirdi kızı. Hep beraber yemeklerini yediler. Bi ara Albayın kulağına "önemli bir konu var" diye fısıldadı. Yemekten sonra yüzbaşı yonca ve Albay çalişma odasına geçmişti. "Sorun nedir kızım" diye sordu. Yonca konunun ciddiyeti için resmiyeti kullandı. Diğer günlerde hastanedeki şerefsizler kontol altında kalmıştı. Yoğun bakımdaki çıkmış normal odadaydı. Karargahta ise üst rütbeliler büyük bir çalişma içindeydi. İçerdeki haini çıkartmak için. Yonca tim ile birlikte atış poligonundaydı. Yonca eline aldığı silahı hedefe doğru uzattı. 5 atış. 5 nokta atışı. Tak tak tak. Tam onikiden. Hiç şaşma sekme yok. Tim iyice şaşırıyordu yoncaya. Bu kız öyle bassettiği gibi basit bir eğitim almamıştı. Nişancılığı mükemmeldi. Silah kabiliyetide öyle. Ee bide onların arasından böyle rahatça çıkabildiyse. Asla hafife alınmaması gerekti. Onları uzaktan izleyen biri vardı. "Kim lan bu kız" dedi yabancı. "Tek yara almadan kurtuldu. Bu nasıl doktor" diye söylendi kendi kendine. İyice sinir olmaya başlamıştı. Bian önce bu doktorun işinin bitmesi lazımdı.
Aradan geçen 10 günün sonunda piçlerin nerdeyse hepsi iyileşmiş sayılırdı. Sorguya alınmışlar ama asla konuşmuyolardı. Albayın müsadesile elinde çantası üstünde önlüğü sorgu odasına girdi yonca. İlk olarak küfürlerinden nasibini alanlara ilerledi. "Naber" dedi sakince çantasını masaya açtı. Bir bezle neşteri temizledi ve koydı "özlediniz mi beni" Eline şırıngayı aldı. İki ilacı birbirine karıştırdı. "Ee adamınızı iyi edeyim diye getirdiniz ama ne yazıkki zehirledim. Acı çeke çeke kıvrana kıvrana hemde. " Saditsçe gülümsedi. Yanında sadece yüzbaşı vardı. Diğerleri dışarıdan izliyordu. Hele onur ve efe heycanla bekliyordu. Uğur adama doğru yaklaşıp ayağa kaldırdı. Yonca iyice dibine girdi adamın "senin götünden kan değil ama organlarını alıcam" diyerek sırıttı. "Canın çok yanacak ama dişini sık olur mu" diye klempi gözünün önünde salladı. Uğur tam adamın pantolonuna saldırmışken adamın dili çözüldü. "Temem temem vallah bırak anlatacam ne varsa anlatacam" Adam bülbül gibi şakımıştı. aralarında hain olduğunu ama kimin olduğunu bilmediğini anlattı. Sorgusu bitince adamı dışarı aldılar. Sonra diğeri girdi içeri. Yonca zaten içerde bekliyordu. Adam yoncayo görünce bir durdu zaten. "Geeel geeel" dedi sırıtarak. "Şansına küs pezevengin kalp sıpazmı seçti sana beyin kabaması kaldı" diyerek oturttu adamı. "Şansızmışsın.beyin kanaması daha zordur. Sende yok ama beynin kafa tasına sığmayacak derece de büyüyecek" dedi. İğneyi elinde sallarken. "İstersen baştan konuş ki onun gibi canın yanmasın." Bu daha kolay çözülecek gibiydi. Çünkü titriyordu. "Yüzbaşım sizin burda karga var mıdır" diye sordu. "Karga heryerdr var doktorum" Dedi uğur. Şimdi sırada zehirlenen vardı. Yonca ona ayrı bir süpriz hazırlamışyı. Yüzüne maskesini takarak kendini gizledi. Adam içerde askerlere kafa tutuyordu. İnatçı gibiydi. Kapı açıldı. Önlüklü ve maskeli doktor içeri girdi. " Zehirlenmişsin" dedi adama sesini değiştiterek. "Yapana helal olsun ama işini biliyormuş. İyi kivrandırdı mi seni" diye sordu. "Siktir git başımdan işini bilse öldürürdü" diye yanıt verdi it soyu "belkide amacı öldürmek değildir" diyerek yarasına bastırdı. Adam çığlık atarak kurtulmaya çalıştı ama kaçamadı. Yonca dibine yaklaşıp maskeyii indirdi. "Belkide ölmen değil kıvranmanı istedim" diyerek yaraya iyice bası uyguladı. Ve bam dikişler attı. "Aah tüh dikişler patladı ya. Ay korkma korkma ben hemen atarım bilirsin elim çoook hafiftir." Diyerek dikiş setini çıkardı. "Ama önce şunu bi uygulayalım" diyerek iğnedeki zehri adamın damarına enjekte etti. "Merak etmee korkmaaa öldürmeeez" dedü sakince "sadece yavaş yavaş organların patlayacak. Kan kusacak işeyecek ve sıçacaksın. Biliyomusun. Öldürmekten beter eder. " Diyerek dikiş setini aldı eline "anesteside kalmamış. Bu açıklıktan organlar fırlamasın." Diyerek iğneyi yaraya yaklaştırdı. Adam geri çekildi. "Ha sahi panzehir burda" diyerek diğer iğneyi gösterdi"eğer anlatmak istersen dinlerim" Tekrer yaraya yaklaştı "dur" Dedi korkuyla adam" Dur anlatıcam yap şu iğneyi ".
BÖLÜM SONUUUU GEÇ KALDI BİLMİYORUM AMA ELİMDE DEĞİLDİ. NASILDI BÖLÜM. YONCA SADİST ÇİKTİ UĞUR KORKMASA BALİ YONCANIN YÖNTEMLERİ NASILDI SİZCR HAİN KİM DÜŞÜNEN TAHMİN EDEN VAR MI. BAKALIM KİMLER BİLECEK. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canlarım seviliyorsunuz. |
0% |