17. Bölüm

16.BÖLÜM

Nazlı Kerçin
nzlkrcn

Yiğitin sorduğu soruyla olduğum yerde kaldım. Neyse ki cevap vermeme gerek kalmadan dans müziği bitmiş oyun havalarına geçilmişti. Büyük bir halkanın içine aldığımız gelin ve damat çiftetelli oynarken bizler kenarda alkış tutuyorduk. Herkes sırayla ortadaki çifte eşlik ettikten sonra düğün olağan seyrine dönmüştü. Her köşede birileri eşi dostuyla düğünün tadını çıkarıyordu. Buna bende dahil. Her ne kadar ortada göbek atıyor gibi görünsemde aklımda dönen tilkilerin haddi hesabı yoktu. Ne diyecektim sorusuna. İllaki bir cevap bekleyekti. O sinemaya gitmem demem bişeyleri kabul etmem demekti. En azından bir adım atmam demekti. Ben o adıma hazır mıydım. Kalbim depar atarak ona koşarken aklım ayaklarımı bağlıyordu. Kafamdaki milyon düşünceden beni çıkaran sen müziğin kesilip insanların kenara çekilmesi oldu. Daha sonra arkadan verilen 9/8lik ritimle bakışlarım müzisyenlerin oraya döndü. Gökhan abi çözdüğü kravatı kemerinin oraya takmış kaşlarıyla da bana işareti vermişti. Ben ortaya adım atacağım sıra birileri belime zilli yemeniyi bağlamıştı. Ağır ağir giren ritimle avuç içlerimi belimin üstüne koyarak ortaya doğru adımladım. Beni hertürlü depresyondan en azından bir süreliğine çıkaracak şey danstı. Özellilke de roman havası. Eee övünmek olmasın ama anasını ağlatırdım bu havanın. Ben ortaya doğru yürüdüğümde beni beni ve oyunumu bilenler tarafından çığlık ve ıslıklar salonu inletmişti. O ara gözüm masana oturan adama takıldı. Şaşkınca bana bakarken oturduğu yerden ayaklandı. Ağır ağır halkA olan insanlara doğru yaklaştı.

🎶🎶 gülalimin saçları pırıl pırıl parlıyor. 🎶🎶

Çalan davul ritminrie uyarak kalçamı ağır ağir sallayarak ortaya geçtim.

🎶Aman gülalim, canım gülalim, oyna bana gülalim, çal bana gülalim 🎶
nakarat yerine geldiğinde belimdeki ellerimi havaya kaldırarak ritmi tutturdum. Ellerim bileklerimden dönerek müziğe uyarkan kalçam sağdan sola doğru atılıyordu. Tek ayağımın üstünde belli belirsiz sekerek müziğe iyice uyum sağlıyordum. Tekrar sözsüz müzik yerine geçtiğinde belimi geri atarak yırtmaçtan bacağımı öne doğru kırdım. Parmal ucumla yere basarken hem kalçamı sallıyor hemde belli bir tonda parmak ucumun yerle baplantısını saniyelik kesip geri koyuyordum. Bu hareketle bacağımın tüm çıplaklığı meydana çıkıyordu.

🎶aman gülalim, canım gülalim, oyna bana gülalim, çal bana gülalim 🎶

Tekrar nakarata geçtiğinde iki eliminde işaret parmak uçlarını ağzıma götürüı ısladım. İki elimi başımın üstünde birleştirip parmaklarımı çıtlatmaya başladım. Kendi etrafımda dönerken gözüm Yiğite takıldı. Yüzünde eşsiz bir gülümseme ile beni alkışlıyordu. Toplu saçlarımı savurarak ona tekrar arkamı dönerek oynamaya devam ettim.

 

Müziğin değişip hızlanması ile Gökhan abi meydan senin gibi orta yeri gösterip kenara çekildi. Kimse ortaya girmedi adım dahi atmadı. Koca salonun ortasında tek başıma oynuyordum. Ve ben en çok kendi kendime oynamayı seviyordum.

Hızlanan müzikle hareketlerim de hızlandı.
🎶köşe başı meskenim. Yollarını bekledim. Döneceksen dön artık benim güzel esmerim🎶

Hızlı hareketlerle iyice kendimi havaya kaptırmış.

🎶güzelim allaaaaaaah🎶 derken kalçamı geniş bir şekilde önden arkaya doğru çevirip daire oluşturdum.

🎶Kara gözlü çingenem, âşık oldum ben sana.Seni çok seviyorum, inanmıyorsun bana🎶

kendi etrafımda dönerek kalçamı omuzlarımı sallamaya ellerimi yumruk yapıp kalça kemiğime vurarak oynamaya devam ediyordum. Etrafta büyük bir ıslık çığlık sesleri vardı. Yiğit hem hayran hayran bakıyor. Hemde herkesin beni izlediğini bilerek kıskançlık krizine giriyordu. Şarkının son yerinde elbisemi toplayarak yere dizlerimin üstüne çökmüştüm. Belimi iyice geri atarak yarı yatar pozisyona geldim. Kafamı arkaya attığımda Yiğitle göz göze geldik. Bu hareketimle göğüs dekoltem iyice açığa çıkmıştı. Ve onun alev almış gözleri ordaydı. Müziğin bitimine yakın doğruldum. Tam yerden kalkacakken bir el uzandı gözlerimin önüne. Onun elini tutarak ayağa kalktım. Herkese küçük bir reverans yapıp ortadan çıktım. Biraz nefeslenmem dinlenmrm lazımdı. Çünkü deli gibi terlemiş nefes nefese kalmıştım. Masaya oturduğumda direk suya uzandım. Bir bardağı dudaklarıma dayayım küçük yudumlarla içtikten sonra bardağı masaya bıraktım. O an aynı anda omzuma bir çeket bırakıldı. Dönüp ona baktığımda. "Çok terledin. Üşütme" Diyerek öne doğru çekiştirdi ceketi. Ben oturduğum yerde dinlenirken çalan rakkas bütün damarlarımı harekete geçirmişti. Tam ceketi atıp çıkacakken omzunda bir el beni geri bastırdı. "Sakın.sakın bu şarkıda çıkma" Ona ters ters bakarken omzumdaki ceketi tekrar düzeltti. "Romanda bile nasıl oynadığını gördüm. Hele ki bu şarkıda vücununun nasıl kıvrılacağını tahmin edebiliyorum. Bütün salon zaten seni izlemişken tekrar herkesin gözünün üzerinde olmasını kaldıramam" derken ceketin düğmelerini iliklemişti. Ben aptal aptal ne yaptığına bakarken. O bakışlarını yüzüme çıkarıp önüme düşen tutanları kulağımın arkasına attı. Tabi bu sırada şarkıda bitmişti. "Çok şükür" dedikten sonra sandalyesine geri yaslandı. Ben ise sinirim bozulmuş şekilde masadaki kurabilerden birini ağzıma attım. Çok pis manüpüle adilmiştim. Daha ben oryantal şov yapacaktım. "İyi bende mezdeke oynarım" dediğimde bana aniden dönen başıyla kahkaha attım. Yüzü anında bembeyaz olmuştu. "Şaka yaptım" derken hala kahkaha atıyordum. Kıyamam adam bir an şoktan hık diye gidecekti. Ama ben birgün elbet hem mezdekeyi hemde rakkası oynayacaktım.

 

Düğün bitmiş herkes dağılmıştı. Beni alan Yiğit olduğu için yine o bırakacaktı. Arabada sessizce ilerliyorduk. O benden cevap bekliyor. Ben susmayı tercih ediyordum. Sitenin önüne geldiğimizde arabadan inmek için hareket yaptığımda elimi tutarak durdurdu.
"Cevap vermeyecek misin"
"Yiğit, bak ben bilmiyorum. Sürekli etrafımdasın. Dibimdesin. Çok karıştırıyorsun beni."
"Tamam, anladım. Özür dilerim" gözleri dolu dolu olmuştu. "Çok üstüne geldim. Çok bunalttım bilmiyorum. Tamam. Çekiliyorum"
Çekiliyormuydu. Bu kadar mı dayanmıştı. Pes mi ediyordu. Vaz mı geçiyordu. İstediğim bu değilmiydi. Neden şimdi canım açıyordu.
"Ne o pes mi ediyorsun, vazmıgeçiyorsun" dedim alaylıca.
"Hayır asla vazgeçmem. Aslı şu gözlerinde birgün kendimi değil başkasını görürsem eğer işte ozaman ancak pes ederim. Ben sadece senin çok üstüne geldiğimi seni daha çok üzdüğümün farkındayım. Sana alan bırakıyorum. Ama burdayım. Ne zaman başını çevirsen ben o yöndeyim. Sen kendini hazır hissedene kadar seni rahatsız etmeden bir adım sağında, solunda, yanında, yörendeyim."
Uzun uzun baktım yüzüne. Gözleri çok derin bakıyordu gözlerimin içine. Başımı usulca sallayıp kapıyo açtım.
"İyi geceler Yiğit."
"İyi geceler Aslı'm"

 

Eve geldikten sonra üstümü değiştirip kısa bir duş aldım. Yatağa kendimi atıp uzun uzun düşündüm. Daha ne kadar kaçacaktım. Nereye kadar kendime de ona da eziyet edecektim. Benim ona ihtiyacım vardı. Ellerine gözlerine kokusuna. Ellerini tutmalıydım zamanında tutamadığım kadar çok. Kokusunu solumalıydım, parfümünü değişse de kendi teninin kokusunu.
Öpmeliydim mesela. Karşılık veremediğim o öpücüğü almalıydım ondan. Ne olacaksa olmalıydı artık. Belkide birgün yaşasaydım ne olurdu demek yerine. Ne olursa olsun denedim demek istiyordum. Canım yanacaksa yansındı. Zaten alışkındım onun acısına. Hem belki kötü bitmezdi bu sefer. Biterse de içimde ukde kalmaz önüme bakardım. He olmaz mıydı? Hızla telefonu elime alıp yarın akşamki sinema seanslarına baktım. Yarın akşam 18.30 seansına Aşk Tesadülşeri Sever 2 vardı. Bence o olabilirdi. Ekranı değiştirip mesaj uygulamasına girdim.
'yarın 18.30 seansı sana uygun mu? ' mesajı attım. Sanırım artık dönüşü yoktu. İki dakika sonra bildirim geldi.
'ne? Anlamadım " salak.
'Gördün işte. Yarın akşam 18.30 sinrma için uygun mu sana? '
'sen ciddisin'
'vazgeçmeli miyim? '
'hayır, sakın. Bana uygun. Sen ne zaman dersen uygun'
'Tamam o zaman. İyi geceler'
'İyi geceler:)'
ay bide gülücük koymuş ya. Şapşal. Sonra aynada kendime baktım. Aynı şapşal gülümseme bende vardı. Son kez banyoya gidip dişlerimi fırçaladım.yatağa geçtiğimde telefonda üç bildirim vardı.
'teşekkür ederim. Seni pişman etmeyeceğim. Yemin ederim.'

'yarın 17.gibi alırım seni olur mu? '

'Neyse sustum. İyi geceler tekrardan'

Telefonu kapatıp yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp günü bitirdim.

 

Sabah gözlerimi açtığımda öğlene geliyordu. Gece gözlerimi kapatsam da uyuyamamıştım. Sabaha karşı anca uyuyabilmiştim. Kalkıp çay için suyu koydum. O kaynarken banyoya gidip işlerimi hallettim. kahvaltımı edip evi güzelce temizledim. Vaktim varken Oziyi arayıp son günleri derince konuştuk. Bugün için yaptığım şeyin doğru olduğunu söylemişti. 'içinde kalıp dert yapacağına sal gitsin aleme dert olsun' demişti. Ozi ve anlamlı sözleri.

Saat dörde geldiğinde odama geçip dünden ayırdığım siyah ispanyol paça pantolonumu ve krem rengi cropu giydim. Saçlarımı üstten yarım toplayıp hafif bir makyajımı yaptım. Ne olur ne olmaz diyerek yanıms ince bir ceket almayo ihmal etmedim. Yiğit yaklaştığını haber verdiğinde ayakkabılıktan beyaz spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Sitenin dış kapısına doğru yaklaştığımda oda gelmişti. O inmeden ben arabanın kapısını açıp bindim. Küçük bir selamlaşmadan sonra. ****** Avmye gidip sinemanın olduğu kata çıktık. Afişlerin önüne geldiğimizde istediğim filmi gösterip gişeye geçtik. O yine biletleri alırken ben mısır ve içecekleri aldım. Salona girdiğimizde numaralarımızın olduğu koltuğa baktım. Bu defa iki tane ayrı koltuk değil çift koltuğu almıştı. Ona yandan bir bakış attığımda geçmem için elini uzattı. Önce ben geçip yan tarafa elimdekileri koydum.

Film başladığında sessizce filme odaklanmıştım. Ben neden mal gibi aşk filmi seçmiştim? İlk yarı sadece filmi izleyerek ve elimizdekileri yiyerek geçmişti. Araya girdiğinde elimi yıkamak için lavoboda gittim.

İkinci yarı başladığında yerlerimizi aldık. Bir süre sonra yine aynı şey oldu. Cebinden telefonu çıkarıp bişeyler yapmaya başladı. Onun bu hareketi ile kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Telefonu bana çevirdiğinde dejavu oldum. 'elimi omzuna atabilir miyim?' yine mi?. Herşey aynı mı başlayacaktı. Ya sonumuz aynı mı bitecekti. Öylece gözlerinr bakarken ekraana bişey daha yazdı. 'lütfen' bakışlarım tekrar ona döndüğünde başını sağa doğru eğmiş gözlerini çok hafif kısmıştı. Ben kendimden bile beklemedik şekilde başımı olumlu anlamda salladım. Bu ona teslim olduğumun hareketiydi. Kolunu kaldırıp omzuma doğru atıp bedenimi kendine çekti. Bu defa koltuk kolları yoktu aramızda. Direk göğsüne yaslanmıştım. O şekilde filmi izlemeye devam ettik. Ama o yan taraftan saçlarımı seviyordu. Bunu hissetmek çok ayrı bişeydi. Filmin bitmesine yaklaşık onbeş dakika falan kalmıştı. Bir anda çenemde hissetiğim el yüzümü ona doğru kaldırdı. Bakışları önce gözlerime sonra dudaklarıma düştü. Yavaşça eğildiğinde kendimi geri çektim. Buna hazır değildim. O bakışlarını tekrar gözlerime çıkardı. Kulağıma yaklaşıp "yıllar sonra tekrar seni öptüğüm yerin ilk öptüğüm yer olmasını istiyorum" dedikten sonra cevap ister gibi gözlerime baktı. Tek kelime edemedim. Öylece yüzüne bakmaya devam ettim. Sessiz kalmamı cevap olarak anlamış olsa gerek gözlerini kapatarak tekrar dudaklarıma eğildi. Dudaklarım üstüne küçücük bir öpücük bırakıp durdu. Devam etmedi. Sadece dudaklarmın üstünde dudaklarını bekletti. Son kez bir öpücük daha kondurup geri çekildi. Yıllar sonra ondan aldığım şey küçücük bir buseydi. Derinleştirmedi. Büyütmedi. Sadece dudaklarımızı temas ettirip geri çekildi. Saçlarımın üstüne koklayarak derin bir öpücük bıraktıktan sonra beni iyice göğsüne çekti. Ağzından çıkan kelime tüm vücudumu titretmişti. "Sevgilim"

 

Film bitmiş artık ayaklanmıştık. Şimdi ne olacaktı. Sevgili miydik. Gerçek miydi bu an. "Yemeğe gidelim mi" dedi düşüncelerimi bölerken.
"Olur" demekle yetindim. Tam salondan çıkacakken eli elimi kavradı. Geri çekmek istedim izin vermedi.
"Br gören olur" dediğimde başini olumsuz anlamda salladı.
"Umrumda değil. Bu saatten sonra tüm dünyaya gösteebilirim ellerimizi"
"biri görürse açıklama yapmak istemiyorum"
"Ben yaparım tüm açıklamaları. Sen artık içini rahat tut. Ben burdayım. Bir daha beni bu elden ancak ölüm ayırır." diyerek beni çekiştimeye başladı. "Dışarıda mı yiyelim burda mı" Ben hala el ele olmamızı idrak etmeye çalışırken o konuya çoktan adapte olmuştu bile.
"Dışarısı ile vakit kaybetmeyelim. Burda yeriz." Başini salladığında yemek katının oraya geçtik. Birad düşünüp pizza da kadar kıldıktan sonra yemeklerimizi sipariş ettik. Ben masada beklerken o hazırlanan siparişleri alıp geldi. Karnızımı doyurduktan sonra tekrar elimi tutarak avmden çıktık. Sitenim önüne geldiğimizde inmek istesede bu defa izin vermedim. "İyi akşamlar" diyerek kapıyı açtım. İnmeden yine elimden tuttu. Yavaşça yaklaşıp dudaklarını yanağıma değdirdi "iyi akşamlar sevgilim" diyerek öpücüğü ile noktaları cümlesini. Yiğitten duyacağımı hayal dahi edemediğim kelime SEVGİLİM...

SELAM CANLARIIIIM.

NASILSINIZ

YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.

SONUNDA ASLI HİSLERİNE YENİLDİ. KALBİNİ DİNLEDİ.

SİZCE BU DEFA SONLARI AYNI OLACAK MI?

BUNDAN SONRA ÇEKİNGEN YİĞİTİ DEĞİL DAHA CESUR YİĞİTİ OKUYACAĞIZ.

HERŞEY TERSİNE DÖNECEK. ASLI ÇEKİLECEK YİĞİT ATAK YAPACAK.

BAKALIM BUNLARIN SEVGİLİKLERİ NASIL OLACAK.

ASLININ DÜĞÜNDEKİ PERFORMANSINI NASIL BULDUNUZ.

SİZDE SEVER MİSİNİZ OYNAMAYI

YORUM VE OYLARINIZ BEKLİYORUM CANLARIM. HADİ ÜZMEYİN BENİ 💕💕

 

 

 

Bölüm : 27.12.2024 01:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...