Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm

@o_biryazarkitaplar

Merhaba canlarım Asker Yareni'in birinci bölümüyle karşınızdayım umarım severek ve beğenerek okuyacağınız bir bölüm olur

 

Satır aralarında yorumlarınızı bekliyorum ve sol alt köşedeki yıldızı parlatmayı unutmayın canlarım ☺️☺️🥰🥰🥰💚💚

 

Umarım diğer kitabım beğenildiği gibi bu kitabımda severek ve beğenerek okuyacağınız bir kitap ve bölüm olur

 

Sizleri çok bekletmeden Şimdi yeni bölüme geçelim.

 

Umarım beklediğinize deyen bir bölüm olur☺️☺️💖💖

 

Şimdiden Keyifli Okumalar Dilerim Canlarım 💚💚💚

 

Buraya başlama tarihini alabilir miyim canım ☺️☺️🥰🥰

 

Eftelya'nın anlattımıyla;

 

Her zamanki gibi erken uyanmış, hastaneye gitmek için banyoya gidip,suyu açıp kendimi suyun altına bıraktım.kısa bir duşun ardından sonra banyodan çıkıp giyinme odasına gittim,dolaptan dar kot pantolonumu, üstüne beyaz bir tişört çıkartıp giyinmeye başladım. Giyindikten sonra saçlarımı şekilendirip,sade bir makyaj yapıp,parfüm sıktıktan.sonra kol saatimi ve eklem yüzüklerimi takıp,beyaz spor ayakkabılarımı giyip üstüme bir ceket giydim ve çantamı alıp odamdan çıktım.

 

Aşağı indiğimde annem, kız kardeşim Melisa'ya günaydın dedikten sonra,sabah pek kahvaltı etmezdim,çoğu zaman kahvaltı yapmadan hastaneye giderdim,zaten sabahları kahvaltı etmeyi sevmezdim evden çıkıp arabama binip çalıştırdıktan sonra hastaneye sürdüm.hasteneye vardığım zaman arabamı otoparkta parketim ve hastaneye giriş yaptım asistanım Selin yanıma gelip konuştu.

 

"–Günaydın Eftelya hanım."

 

"–Günaydın Selin, bu arada kaç hastamız var?"

 

"–11 hastamız var ve 5 hastamız taburcu olucak."

 

"–Hangi hastalar bunlar?"

 

"–Beril,Mert bey,Rabia hanım,Ömer bey son olarak Hakan bey."

 

"–Tamam Selin teşekkürler." Selin'le konuştuktan sonra tek tek hastalarımı kontrol ettim hastaları kontrol ettik'ten sonra taburcu işlemlerini yapıp. Selin'den bana bir kahve getirmesini söyledim odama gittim Selin kahvemi getirdiğinde kahvemden bir yudum aldığımda benim için günün şimdi başladığını anladım.

 

Kahvemi içerken telefonum çaldı ekrana baktığımda sevgilim Emir arıyordu bekletmeden açtım ilk olarak Emir konuştu;

"–Günaydın aşkım."

 

"–Günaydın canım."

 

"–Bugün görüşelimi? Aşkım."

 

"–Görüşmek isterdim ama bugün çok işim var Emir ve yoğunum."

 

"–Tamam sevgilim sen işlerini halet sonra görüşürüz aşkım."

 

"–Görüşürüz canım." Emir'le konuştuktan sonra kahvemi içmeye devam ettim. Kahvemi bittikten sonra ameliyathaneye gittim, hazırlanıp ameliyathane odasına gittim operasyon başladı. Ameliyat başarılı bir şekilde geçtikten sonra en sonunda bitmişti.

 

Ellerimi yıkayıp odama gittim. Hastalarımı muayene ettikten sonra. Artık hastalarımı bitmişti yerime oturup,derin bir nefes aldım ve verdim bugün bilmem kaç kez çalan telefonuma bakıp en son aramada Can parçam vardı yani Zeynep Zeynep hem arkadaşım hemde bir arkadaştan ötesiydi hiç beklemeden hemen tekrar aradım iki çalıştan sonra açmıştı;

"–Ne yapıyorsun canım?"

 

"–Oturuyorum canım sen ne yapıyorsun? Ve nasılsın? güzelim."

 

"–Bende oturuyorum canım ayrıca iyiyim sen nasılsın? aşkım."

 

"–Bende iyiyim canım. Senin şeyden haberin yokmu?"

 

"–Neyden bahsediyorsun Zeynep hiç bir şey anlamadım?"

 

"–Neydenmi bahsediyorum senin tahinin Diyarbakır'a çıkmış haberin yokmu?"

 

"–Şaka yapma? Zeynep doğru söyle?"

 

"–Şaka yapmıyorum gerçekten doğuya çıktı tahinin."

 

"–Gerçektenmi doğrumu bu söylediklerin?"

 

"–Gerçek tabi kızım doğru söylüyorum." Zeynebin söylediği şeyler üzerine bilgisayardan baktım gerçekten doğru söylemişti. Biraz şoktan sonra tekrardan Zeynep'le konuştum"- Görüşürüz canım ben seni sonra ararım."

"–Görüşürüz canım."

 

Çok mutlu olmuştum uzun zamandır bunu bekliyordum tahinimi doğu bölgesine istemiştim ve sonunda çıkmıştı,bugün bu hastanedeki son günümdü bundan sonra orda görev yapıp ordaki insanlara bakıp yardımcı olucaktım içim içime sığmıyordu çok mutluydum bundan sonraki zamanım orda geçicekti kendi kendime konuşurken odamın kapısı açıldı gelen kişi Selin'di bana bakıp konuştu. "-İyimisiniz Eftelya hanım?"

 

"–Hemde çok iyiyim Selin."

 

"–Bu mutluluğunuz sebebi nedir peki?"

 

"–Mutluluğumun sebebi bugün burdaki son günüm."

 

"–Nasıl yani?"

 

"–Bundan sonra burda değil Diyarbakır'da görev yapıcam Selin."

 

"–Gerçektenmi? Eftelya hanım peki ben siz olmadan ne yapıcam?"

 

"–Öncelikle gerçek ve sen yine bu hastanede görev yapıp çalışıyor olucaksın."

 

"–Tebrik ederim. Eftelya hanım ve teşekkür ederim."

 

"–Rica ederim Selin. Ayrıca ben teşekkür ederim bu zamana kadar benim asistanlığımı yaptığın için"

 

"–Bir isteğiniz varmı peki?"

 

"–Sen bana bir kahve getir başka bir şey istemiyorum."

 

"–Hemen getiriyorum." Selin odadan çıktıktan sonra bugünkü programıma tekrardan baktım başka bir işim yoktu kahvemi içtikten sonra Emire sürpriz yapıp yanına gidicektim. Selin kahvemi getirip gittikten sonra kahvemi içerken odamın kapısı açıldı gelen annem'di içeri gelip oturduktan sonra anneme konuyu açtım;

"–Anne sana bir haberim var."

 

"–Ne haberi bu? Eftelya."

 

"–Şey anne tahinim Diyarbakır'a çıkmış bundan sonra orda görev yapıcam."

 

"–Ne dediğinin farkında mısın sen!!Eftelya."

 

"–Doğru söylüyorum anne bundan sonra orda görev yapıcam." Bu söylediklerimin üzerine annem sinirlenmişti ve kızmıştı,yüksek bir sesle konuşmaya başladı. "-Böyle bir şey olmucak Eftelya sen burda çalışıp görev yapmaya devam ediceksin!!!"

 

"–Hayır anne böyle bir şey olmucak ben Diyarbakır'da görev yapmaya başlıcam!!"

 

"–Ben sana söyleyeceğim söyledim Eftelya!!"

 

"–Bu benim kararım ben kararımda kesinim burda değil orda yapıcam!!."

 

"–Sana hayır dediysem hayır Eftelya!!."

 

"–Bu benim kendi şahsi kararım sen buna karışamasın anne."

 

"–Burdaki insanların bana ne kadar ihtiyacı varsa ordaki insanlarında bana ihtiyacı var ve bu benim bugün burdaki son görevim,son günüm bundan sonra doğuda görev yapıcam anne. Ben son sözümü söyledim!!" Bunları söylerken çok sinirlenmiştim çantamı,telefonumu alıp odamdan çıktım Emir'in yanına gidersem belki sakinleşirdim? otoparka gidip arabama binip çalıştırıp sürmeye başladım.

 

Yarım saatin sonunda Emir'in evine gelmiştim yukarı kata çıktım. Kapının önünde durup kapıyı çalmıcaktım çünkü bende anahtarları vardı çantamdan anahtarı çıkartıp kapıyı açtım içeri girdim. Aşağı kata baktığım zaman kimse yoktu yatıyor diye düşünüp yukarı kata odasına çıktım odasınının önüne geldiğim zaman odaya girdiğimde.

 

Gördüğüm manzara karşısında şok uğradım, gözlerimi kapatıp bunun bir hayal yada başka bir şey olmasını diledim ama gözlerimi tekrar açtığımda gördüğüm şeyler gerçekti. Sevdiğim dediğim adam kız kardeşim ile aynı yataktaydı bir saniyede dünyam başıma yıkılmıştı. Ben sürpriz yapmak isterken tam tersi onlar bana sürpriz yapmıştı,beni gördükten sonra hemen kalktı.

 

Bu çirkin manzara karşısında daha fazla kalamazdım hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı indim aşağı geldiğimde çıkıp gidiceken. Emir'in benim kolumdan tutması bir olmuştu beni içeri çekip konuşmak istiyordu daha ne konuşmak istiyordu acaba? Kolumu ondan kurtarıp yüzüne sert bir tokat atıp bağırarak konuştum.

 

"–Bırak beni pislik erif seninle konuşmak istemiyorum!!!"

 

"–Lütfen beni dinle aşkım?"

 

"–Bana aşkım deme. Seninle konuşmak istemiyorum!!"

 

"–Ne söyliceksin herşeyi açıklayabiliri'mi? yada,gördüğün herşey yanlış anlaşılmamı? Diyiceksin ha ne söyliceksin?"

 

"–Bak Eftelya bir anlık bir şeydi ben hala seni çok seviyorum."

 

"–Bir anlık bir şeymi hiçte bir kere bir anlık bir şey değildi haliniz. Apaçık ortadaydı!!"

 

"–Beni dinler misin lütfen?"

 

"–Neyini dinlicem? Beni kız kardeşimle nasıl boynuzladığınımı dinlicem?!! Yada beni nasıl kardeşimle aldattığınımı? Senden nefret ediyorum Allah belanı versin!! Seninle konuşmak istemiyorum ne haliniz varsa görün? Allah'ın cezaları!!"

 

İnsan oğlu bu hayata hep en güvendiği? en sevdiği insan tarafından ihanete uğramaz mıydı?

 

Siz hiç ihanete uğradınızmı peki?

 

Ben uğradım sevgilim dediğim adam tarafından ve kardeş dediğim kız tarafından ihanete uğradım.

 

Peki ben ne yapmıştımda? En güvendiğim en sevdiğim insanlar tarafından ihanete uğramıştım. Benim ne suçum vardı'da? ben bunu yaşamıştım? Gözyaşlarım bir bir akarken ben bu hayattan dünyanın en büyük silesini yemiştim,sevdiğim dediğim adam beni kız kardeşimle aldatmıştı.

 

Boğulacakmış gibi hissediyordum arabaya binmeyip yürümeyi tercih ettim. Arabaya binseydim gözüm kararıp kaza yapardım kaza yapmak en mantıklısı olurdu çünkü hiç bir şey hatırlamaz ve hayatıma son vermiş olurdum.

 

Ama bunu yapmıcak dimdik ayakta durucaktım. Yürüyerek sahile doğru gittim,bir banka oturup gözyaşlarımın akmasına izin verdim, orda yapamadığımı şuan burda yapıyordum orda ağla saydım güçsüz durmuş olurdum dimdik durup kendimi güçsüz göstermedim.

 

Bir süre sonra gözyaşlarım akmayı bırakmıştı,aklıma gelen şeyle telefonumu alıp,internet üzerinden Diyarbakır'a kalkan ilk uçak biletini aldım,ondan sonra evdeki çalışan ama benim gözümde bir abladan farksız olmayan Serap ablayı aradım ve eşyalarımın valize koyup toplamasını söyledim. Artık bir saniye bile bu şehirde bu yerde kalamazdım.

 

Yeni hayatıma başlamalıydım ve bunu burda kalmayarak kanıtlıcaktım, oturduğum banktan kalktım ve yürümeye başladım arabanın yanına gelince binip eve doğru sürmeye başladım. Eve geldiğimde arabadan indim, kapının önüne gittim zili çaldım, kapı açıldığı zaman hemen içeri geçip Serap ablaya hitaben konuştum.

 

"–Serap abla eşyalarımı topladın'mı?"

 

"–Evet topladım Eftelya."

 

"–Teşekkür ederim abla."

 

"–Rica ederim."

Serap ablayla konuştuktan sonra hemen yukarı kendi odama çıktım banyoya gidip suyu açıp kendimi suyun altına bıraktım, banyo ederken yine gördüklerim aklıma gelmişti.su üstümden akıp giderken gözyaşlarım tekrardan akmaya başladı gözyaşlarıma engel olamıyordum bi süre ağladıktan sonra duş alıp bornozumu giydim.Banyodan çıktım.

 

Giyinme odasına gidip önce saçlarımı kurutup sonra dolaptan siyah pantolonumu üzerine ise beyaz crop çıkartıp giyinmeye başladım. Giyindikten sonra saçlarımı şekilendirip. Makyaj masasının önüne geçip sade bir makyaj yapıp parfüm sıktım, saatimi, yüzüklerimi takıp tekrar odama gidip bavulumu kontrol ettim içine babama ait babamla beraber çektiğimiz arkadaşlarımla beraber çektiğimiz fotoğrafları koyduktan sonra.

 

Makyaj malzemelerimi,takımlarımı sırt çantasına koyduktan sonra artık herşey hazırdı bir dakika bile burda kalmıcaktım, üzerime ceketimi giydim bavulumu, sırt çantasını alıp aşağı indim. Kapıyı açıp gidicekken annemin baskın sesini duydum.

 

"–Nereye gidiyorsun Eftelya?!! Arkamı döndüm ve anneme cevap verdim

 

"–Artık burda kalmıcam anne. Diyarbakır'a görev yapıcağım yere gidiyorum ve sende buna engel olamıcaksın."

 

"–Ben sana izin vermiyorum dedim Eftelya!!"

 

"–İzin aldığımı düşünmüyorum? Anne bu benim kararımdı."

 

"–Sözüme saygı duymuyorsan o zaman arabanın anahtarını ve kartlarını bırakıp gidebilirsin?!!"

 

"–Tabi hemen bırakıyorum. Benim bunlara ihtiyacım yok!!" Kartları ve arabanın anahtarını masanın üzerine bırakıp arkama bakmadan evden çıktım. Annem böyle yapınca benim vazgeçeceğim sanıyordu ama yanılıyordu, o inatçıysa ben ondan inatçıydım evden çıkıp, acilen bir taksi durdurup,uçağa yetişmeliydim yoksa uçağı kaçırırdım.

 

Yolda yürürken taksi durdurmaya çalışıyordum,ama hiç bir taksi durmuyordu zaten bütün uğursuzluklarda beni buluyordu. Sonunda bir taksi durmuştu,bi dakika ya benle bir kişi daha vardı. Bu taksiyi kaçırmamalıydım.

 

"–Beyfendi önce ben durdurdum taksiyi."

 

"–Önce ben durdurdum taksiyi. Sen durdurduysan kanıtla o zaman."

 

Bu adam kendini ne sanıyorduda? böyle konuşuyordu. Ben uzun olsam'da o benden daha uzundu ve konuşmak için kafamı kaldırdığım zaman. Kumral tenli, hafif uzamış sakalları,yeşil gözleri vardı, baştan aşağı siyah giydiği kıyafetlerle yakışıklı ve karizmatik duruyordu. Ormanı andıran yeşil gözleri ile mavi harelerime bakıp konuşuyordu.

 

"–Hey kime diyorum cevap versene?!!

 

"–Bakın kibar bir dile söylüyorum önce ben durdudum ve yetişmem gereken bir uçak var."

 

"–Ne yapabilirim tek senin yetişmen gereken uçak yok. Benimde yetişmem lazım, şimdi çekil önümden yer cücesi."

 

"–Bir dakika ne dedin sen? Bir daha söylesene."

 

"–Yer cücesi dedim oldumu." Bu adam kendini ne sanıyordu'da bana yer cücesi diye biliyordu sesimi yükselterek konuştum.

 

"–Ben yer cücesi değilim. Sen çok uzunsun anladın'mı? Sakın bir daha bana yer cücesi deme, o zaman sende dağdan inen ayısın!!"

 

"–Ne dedin sen? O sözlerine dikkat et yoksa!!"

 

"–Yoksa ne olur?"

 

"–Senin için hiç iyi olmaz bunu bil!!" Bu adam gerçekten kendini beğenmişin tekiydi, taksiye binip gitmişti. Şimdi taksiyi kaçırdığım yetmezmiş gibi biraz daha geç kalırsam uçağı'da kaçırıcaktım sinirlenmiştim.

" –Yeter ya yeter neden herşey beni bulur? Anlamıyorum öküz adam onun yüzünden uçağa geç kalıcaktım. Öküz işte ne olucak." Yolda yürürken en son bir taksi durmuştu hemen arabaya binip taksiciye çabuk olmasını söyledim.

 

Sonunda havaalanına yetişmiştim hızlı bir şekilde kontrollerden geçtikten sonra uçağa bindim, oturacağım koltuğu bulduğumda sırt çantamı yerine kattığımda oturacağım zaman gördüğüm yüzle şoka uğradım, gördüğüm kişi taksi için tartıştığım adamdı orda yetmezmiş gibi şimdi burda karşımdaydı. Gittiğim her yerde karşıma çıkıyordu.

 

"– Ne işin var senin burda? Gittiğim her yerde neden karşıma çıkıyorsun?"

 

"– Bundan sanane asıl senin burda ne işin var?!!

 

"– Asıl benimkinden sanane!!"

 

"– Senin yanında oturmaya meraklı değilim anladın'mı? Koltuk numaram burası olduğu için burdayım."

 

"– Asıl ben seninle oturmaya meraklı değilim!!" Biz tartışırken yanımıza hostes gelmişti sorunun ne olduğunu söylüyordu bende sorunu söylemiştim.

"– Sorun nedir hanımefendi?"

 

"–Sorun şu'ki ben burda oturmak istemiyorum."

 

"– Sanki ben seninle oturmaya meraklıyım!!"

 

"– Lütfen bana başka yer ayarları mısınız?"

 

"– Hanımefendi maalesef başka yerimiz kalmadı ve boş koltuk yok. Lütfen yerinize oturur musunuz uçak kalkıcak?"

 

Hostes konuştuktan sonra içimden oflayıp mecburen yerime oturdum kemerimi bağlayıp uçağın kalkmasını bekledim. Biraz geçtikten sonra uçak kalkmıştı ve artık yeni hayatımın ilk adımını atmıştım,yeni bir yer ve yeni bir hayatım olucaktı. Ve oraya gittiğimden hiç bir arkadaşımın haberi yoktu. Onlara sürpriz yapıcaktım.

 

Alparslan'ın anlatımıyla :

 

İstanbula kız kardeşim Miray'ı görmeye gelmiştim şimdide görevim çıktığı için Diyarbakır'a dönmek zorundaydım vatanım,bayrağım benim herşeyimdi,yanımda benimle taksi için kavga eden ve hiç tanımadığım biriyle oturuyordum. Kitap okurken yatığı için ikide bir başı omuzuma düşüyordu bunun için sinirleniyordum ne kadar başını kaldırsamda en son başının omuzumda kalmasına izin verdim ve kitabımı okumaya devam ettim kitap okurken gözlerim kapanıyordu en son dayanamadığı için uykuya daldım.

 

Eftelya'dan;

 

Gözlerimi açtığımda yabancı adamın başı başımın üstündeydi başımı kaldırdığım zaman oda uykusundan uyanmıştı. "–Ne yaptığını sanıyorsun sen? başın neden benim başımın üstündeydi?" Ben içimden umarım bunun için yeterli bir açıklaması vardır diye düşünüyordum? O kendini savunmaya başladı.

 

"–Hatırlatim? Önce sen yatın ve başın sürekli benim omuzuma düşüyordu benim başımda uyuya kaldığım için senin başındayıdı. Burda haklı olan sen değil benim." Biz tartışırken sesimiz'den rahatsız olan insanlar sessiz olmamızı söylüyorlardı,ses etmeden tartışmayı bırak sessiz bir şekilde oturdum.

 

Uçak indiğinde artık Diyarbakır'daydım arkadaşlarımın yanında,yeni hayatımın ve yeni başlangıçların olacağı yerdeydim tabi bu yeni hayata o tanımadığım kişiyle karşılaşmamak umuduyla? Uçaktan inmeden önce o adama söyleyeceğim bir kaç sözüm vardı.

 

"–Bir daha karşılaşmamak ümidiyle? kaba adam!!"

 

"–Asıl sen benim yoluma çıkma ve seninle hiç karşılaşmaylım? karşılaşırsak senin için hiç iyi şeyler olmaz bunu bil!!" Bu kaba adam kendini ne sanıyordu? Ve karşılaşırsak ne olucaktı bu beni biraz düşünmüştürdü. Sırt çantamı alıp uçaktan indim valizimi'de aldıktan sonra bir taksi durdurduktan sonra. Taksiye binerek havalimanında uzaklaştım.

 

Taksi Zeynep'in görev yaptığı hastanenin önünde durduğunda taksiden inip taksinin bagajında çantamı ve valizimi'de aldıktan sonra hastaneye giriş yaptım.Danışmana gidip Zeynep'in ismini söyledikten sonra ona bir misafiriniz sizi bekliyor dedim beni gördüğünde şaşıracağını biliyordum. Hastanenin kafeteryasına gidip orda bekledim.

 

Biraz geçtikten sonra Zeynep geldiğinde beni gördüğü için hem şaşırmış, hemde şoka uğramıştı hemen ayağa kalktım sıkı sıkı sarılıp oda şoktan çıkıp bana sıkı bir şekilde sarıldığında boğulacağımı zanetim zorda olsa konuştum.

 

"–Zeynep biraz daha böyle sarılırsan beni boğarak öldürüceksin? Ve bu beni son görüşün olucak." Zeynep benden ayrıldıktan sonra beraber oturduğumuz zaman Zeynep birden konuşup beni soru yağmuruna tutmuştu.

 

"–Ne işin var burda?. Bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum. Meltem teyze biliyormu? Emir'in buraya geldiğinden haberi varmı? Çabuk hepsini anlat."

 

Nefes almadan konuşmuştu ve ben onun yerine yorulmuştum biraz nefes alması için konuştum. "–Zeynep biraz sakin olurmusun? Biraz nefes alırmısın? Herşeyi sonra tek tek anlatıcam."

 

"–Tamam sakinim ve nefes aldım şimdi sorularımı cevaplarmısın?"

 

Tam konuşacağım zaman yanımıza bir hemşire gelip Zeynep çağırmıştı bende söyliceklerimi sonra kızlara hep beraber konuşuruz diye sustum. Zeynep gitmeden önce benle son kez konuştu ve gitti.

 

"–Seni beni burda bekle? nöbetimin bitmesine az kaldı sonra beraber eve gideriz canım."

 

"–Tamam canım sen gidebilirsin ben seni burda bekliyorum ve bundan sonra burda beraber çalışıcaz."

 

En sonunda Zeynep'in nöbeti bitmişti ve yanıma gelip konuştu. "–Nöbetim bittiğine göre artık çıkabiliriz? güzelim." "–Tamam o zaman." Tam valizimi alacağım zaman Zeynep benden önce davranıp valizimi almıştı bende sırt çantamı alıp beraber hastaneden çıktık. Benim bir arabam olmadığı için Zeynep'in arabası vardı beraber arabaya bindikten sonra arabayı sürdü.

 

Artık eve gelmiştik Zeynep arabayı parketikten sonra beraber aşağı indik arabanın bagajından valiz ve çantayı alıp bina giriş yaptık. Asansöre binip çıkacağımız kata bastı asansör durduğu zaman kapı açıldığı zaman indik. Zeynep kapıyı açtı ve eve geçtik. Valizim ve çantamı Zeynep kaldığı odaya bıraktı.

 

Yanıma geldi konuşmamı söylemişti ama ben kızlar geldikten sonra her şeyi anlatacağım söyledim oda çok uzatmadan. Sustu beraber mutfağa gidip bir şeyler hazırladık ama daha çok Zeynep hazırladı çünkü ben çok mutfak işlerinden anlamıyordum ve çalışanımız olduğu için ben çok mutfağa girmezdim. O yüzden mutfak işlerinden anlamazdım.

 

Bir şeyler hazırladıktan sonra hepsini masanın üstüne indirdik son olarak ekmek sepetinide masanın üstünde indirdiğimde,kapı çalmıştı Zeynep kapıyı açmaya git bende kızların gelmesini bekledim kızlar mutfağa geldiğinde.

 

Zeynep'in şok olduğu gibi Yağmur ve Irmak'ta şok geçirmişti. Ben onlardan önce davranıp yanına gidip ikisinde sarıldım onlarda bana sarıldığında biraz hasret giderdikten sonra ayrılıp beraber masaya oturduk. Ben uzun zaman aradan sonra ilk defa bu kadar mutluydum. Canım arkadaşlarımla beraber keyifli bir şekilde yemek yedik.

 

Yemekten sonra beraber masayı toparlayıp çay üstüne katıp beraber bulaşıkları hallettik. Çayda demlendikten sonra oturup hep beraber keyifli bir şekilde karşılıklı çaylarımızı içtik çaylarımızı içerken Zeynep ve kızlar konuşmamı söylemişti bende çayımdan son yudum aldıktan sonra. Onları daha fazla meraklındırmamak için konuşmaya başladım.

 

"–Benim bu kadar çabuk gelmemi beklediğinizi biliyorum. Ama buraya çabuk gelmemin sebebi var kızlar. Buraya geldiğimden annemin haberi var."

Ben konuşurken kızlar hep bir ağızdan konuşmamı böldü.

"–Ne yani Meltem teyzenin haberi varmı nasıl izin verdi?"

 

"–Evet haberi var ve buraya gelmemi hiç istemedi izin vermedi ama ben dinlemeyip karşı çıktım ve ilk uçakla Diyarbakır'a geldim.

 

Son sorunuza gelmiş olursak Emir'in buraya geldiğimden haberi yok ve bu onu artık ilgilendirmez kızlar. Kızlar yine hepsi birden aynı tepkiyi vermişti.

 

"–Nee haberi yokmu? nasıl yani nasıl onu ilgilendirmez?"

 

"–İlgilendirmez çünkü."

 

"–Çünkü ne? anlatsana kızım? çatlatma insanı."

 

"–Artık benim Emir diye sevgilim yok."

 

"–Neee yokmu nasıl olur? Sen onu oda seni çok seviyordu ne olduda değişti bu hislerin?"

 

Anlatacağım zaman o anlar aklıma geldi ve gözyaşlarım yine kendiliğinden akmaya başladı ağlarken kızlar bir anda bana sarılıp beni teselli ediyorlardı. Ağlamayı bırakıp gözyaşlarımı silip olanları anlattım.

 

"–O Pislik erif beni aldattı ve en yakınımla beni kardeşim Melisa'yla aldattı. Benim bu gözlerim onları aynı yatakta beraber sarmaş dolaşken gördü kızlar." Anlatırken bile gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Kızlar bile benim söylediğim sözler üzerine şok olmuştu.

 

"–Emir seni Melisa'yla'mı aldattı? İkisininde Allah belasını versin?"

 

"–Evet beni Melisa'yla aldattı? Ama en acısıda bunu benim bilmemem." Gözyaşlarım bir bir akarken kızlarda beni teselli ediyordu

 

Ağlama güzelim o pislik erif seni hakettmedi sen daha iyilerine ve daha güzellerine layıksın. Uzun süre ağladıktan sonra göz yaşlarımı sildim saat geç olduğu için kalkıp kızlar odalarına geçti bende Zeynep'le beraber odaya gittim valizimden pijama takımı çıkartıp banyoya gideceğim zaman Zeynep kolumdan tutup konuştu.

 

"–Sen güzel sıcak bir duş al ve kendine gel? canım sonra beraber yatarız olurmu aşkım?"

 

"–Olur beraber yatarız ben seni ve sizi çok özledim. Zaten bundan sonra hep beraberiz hiç ayrılmıcaz."

 

Zeynep'le konuştuktan sonra banyoya gittim suyu açıp kendimi suyun altına bıraktım. Sıcak ve kısa bir duşun ardından sonra Zeynep'in verdiği havluyla kendimi kurulayıp pijama takımlarını giyip saçımıda kurulayıp banyodan çıktım. Zeynep yatmamış beni bekliyordu beraber yatağa girip kendimizi uykunun kollarına bıraktık.

 

Sabah alarmı sesiyle uyandım ilk defa bu kadar huzurlu bir şekilde uyumuştum yataktan çıkıp banyoya gidip günlük işlerimi hallettikten sonra banyodan çıkıp. Valizimi'den beyaz kumaş pantolonumu, üstüne beyaz çizgili bir gömlek çıkartıp banyoya gidip giyinmeye başladım giyindikten sonra,saçlarımı hafif dalgalandırıp,hafif bir makyaj yapıp son olarak parfüm sıktım bir kaç takı taktıktan sonra hazırdım.

 

Kızlarda hazırlandıktan sonra beraber kahvaltı hazırlayıp kahvaltımızı ettik'ten sonra Irmak ve Yağmur gittiğinde,benle Zeynep masayı topladıktan sonra. Üstüme trençkotumu ve beyaz ayakkabılarımı giyip, telefonumu çantama katıp beraber evden çıkıp hastaneye gittik. Tabi benim görev yapacağım hastane Zeynep'in görev yaptığı hastaneyle aynıydı ikimiz beraber aynı hastanede görev yapıcaktık.

 

Hastaneye geldiğimizde beraber hastaneye giriş yaptık işlemleri hallettikten sonra Zeynep beni görev arkadaşlarıyla ve doktorlarla tanıştırdı. Hepsi çok iyi ve güzel insanlardı. Ne kadar doktor olsam'da çok yüksek düşünmüyordum ve hangi bölüm olsa orda görev yapmaya razıydım. Bugün bütün günüm tanışarak geçmişti yarın tam olarak görev yapıcak ve işe başlıcaktım.

 

Zeynep bugün nöbete kalmamıştı beraber hastaneden çıkıp arabaya binip eve gittik. Eve geldiğimizde biraz geçtikten sonra Yağmur ve Irmak'ta geldiğinde beraber yemeğimizi yedikten sonra. Mısır patlatıp kızlarla beraber film açıp mısır eşliğinde film seyrettik. Sonra beraber atıştırmalık birşeyler ve abur cubur çıkarıp hem sohbet edip hem'de konuştuk.

 

Saate baktığımda saat geç olduğu için herkes odasına gitti. Bende valizimi'den pembe şortlu pijama takımlarını çıkarıp giydikten sonra saçlarımı tarayıp makyajımıda sildikten sonra yatağa girip uzandım ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

 

Sabah güne gözlerimi alarmın sesiyle açıp yataktan çıktım bugün ilk iş günümdü ve biraz heyecanlıydım. Valizden dar siyah kot pantolon, beyaz bir gömlek çıkartıp banyoya gidip, hızlıca kısa bir duş aldıktan sonra kurulanıp,giyinmeye başladım giyindikten sonra saçlarımı şekilendirdip, yüzüme hafif bir makyaj yapıp.

Uzun kıvrımlı kirpiklerime maskara sürüp,dolgun dudaklarıma lip gloss sürdüm.

 

Son olarak parfüm sıkıp bir kaç yüzük ve hep taktığım yanımdan hiç ayırmadığım babamla sonsuza dek ayrılmadan önce bana doğum günümde hediye ettiği kolyemi takıp üstümede kot ceketimi giydiğimde artık hazırdım.

 

Odadan çıktım Zeynep'in odasına gidip yanağına sulu bir öpücük bırakıp uykusundan uyandırdım uyandığı zaman yüzünü buruşturup huysuz bir şekilde konuştu. "–Eftelya sana kaç kez söylüycem? beni bu şekilde öpme diye. Sevmediğimi biliyorsun neden hep böyle yapıyorsun anlamıyorum?"

 

"–Tamam tamam özür dilerim? Unutmuşum hadi kalkıp hazırlan? sonra beraber hastaneye gidicez bugün benim ilk günüm çok heyecanlıyım."

 

"–Tamam affettim ama bir daha olmasın olurmu? Evet doğru unutmuşum bugün senin ilk günün tamam canım arkadaşım hemen kalkıyorum."

 

"–Tamam bir daha olmaz hadi çabuk kalk ben seni salonda bekliyorum."

Zeynep'le konuştuktan sonra salona gidip Zeynep'i bekledim.

Yarım saatin sonunda Zeynep hazırlanmış ve gelmişti Irmak ve Yağmur'da önceden kalkmış kahvaltı hazırlamıştı oturtup biraz atıştırdıktan sonra hepimiz evden çıktık,Yağmur ve Irmak işlerine benle Zeynep hastaneye gittik.

Hastaneye geldiğimizde giyinme odasına gidip ben önlüğümü giyip acile gidip bugüne başladık.

 

3 saat sonra burası baya yoğundu ve hiç yorulmamıştım alışmıştım benim için çok güzeldi biraz ara verip. Kafeteryaya gidip kendim için bir kahve alıp boş masalardan birine oturup kahvemden bir yudum aldım kahve o kadar iyiydiki kendime gelmiştim.

 

Tek başıma otururken yanımdaki bos sandalyeye bir adam oturmuştu ilk defa görüyordum dün ben herkesle tanışmıştım ve hiç kimsenin yüzünü unutmamıştım. Yada ben yanlış hatırlıyordum ama ilk defa görüyordum belkide? Dün yoktu ve onun için görmemiştim. Her neyse ben bunları düşünürken adam konuştu.

 

"–Merhaba? Burda yeni olmalısın galiba? Ben doktor Yaman Boran tanıştığıma memnun oldum?"

 

"–Merhaba. Evet burda yeniyim. Bende doktor Eftelya Naz Öztürk bende tanıştığıma memnun oldum Yaman bey."

 

"–İsmin çok güzelmiş. Peki buraya ve hastaneye alıştınmı?"

 

"–Teşekkür ederim Yaman bey. Yeni olduğum için bir şey diyemem ama güzel."

 

"–Bey demesen? sadece Yaman desen daha iyi? Eftelya."

 

"–Tamam bundan sonra sadece Yaman değerim. Görüşürüz benim işim var."

 

Tamam diye geçiştirip bir şey söylemesini beklemeden oturduğum yerden kalkıp acile doğru yürüdüm yürürkende düşünüyordum. Adam ne kadar yakışıklı ve karizmatik olsada hem kendini beğenmiş hemde ukala birine benziyordu çokta ısınmamıştım zaten. Fazla konuşmadan yanından uzaklaşmıştım zaten bundan sonrada fazla konuşmamaya dikkat etmeliydim. Bunları düşünmeyi bırakıp acile geldim ve işimin başına döndüm.

 

Yoğun ve koşuşturmacalı bir günün ardından sonra işlerim bitmişti ve nöbetim yoktu. Giyinme odasına gidip önlüğümü çıkartıp ceketimi giyip çantamıda aldıktan sonra telefonuma baktım buraya geldiğimden beri annemden çok o pislik erif arıyordu beni ama açmıyor ve bundan sonrada onunla asla konuşmucaktım. Acile Zeynep'in yanına gittim ve nöbete kalıp kalmıcağını sordum.

 

"–Zeynep benim işim bitti. Peki senin nöbettin varmı canım?"

 

"–Sen beni bekleme canım ben nöbete kalıcam arabanın anahtarını verim sen eve git istersen?"

 

"–Tamam ama sen sonra nasıl geliceksin? Yok ben beni bir taksiye binip eve giderim araba sende kalsın? İtiraz kabul etmiyorum tamamı?"

 

"–Tamam o zaman dikkatli ol? görüşürüz öptüm."

 

"–Görüşürüz canım." Zeynep'ten evin anahtarını alıp hastaneden çıktım ve bir taksi durdurup taksi şoförüne adresi verdim. Eve geldiğimde şoförüne parayı ödeyip binaya giriş yaptım asansöre binip yukarı kata çıktım. Kapıyı açıp ayakkabılarımı indirip eve geçtim.

 

O kadar yorulmuştum'ki banyoya gidip kısa bir duş alıp üstüme günlük birşeyler giydim ve mutfağa gittim. Dolabın kapısını açıp içine göz gezdirdikten sonra ne hazırlasam diye düşünürken kızların benim en çok yaptığım makarnayı sevdikleri aklıma geldi. İlk olarak makarna için tencereye su koyup ocağın üstüne koydum. Sonra diğer işleri yapmaya başladım.

 

Her şey yapmıştım makarnada artık olmuştu masayı hazırlarken kapı açıldı mutfağa gelen kişi Yağmur'du yemeğin kokusunu almıştı ve konuşmaya başladı "–Hımm burası çok güzel kokuyor. Senin özel tarifin olan makarnayımı yaptın?"

 

Bende onu cevapsız bırakmamak için konuştum. "–Evet makarna yaptım. Ellerini yıkayıp gel? sofrada hazır sayılır zaten canım."

"–Tamam hemen yıkıyıp geliyorum zaten çok acıkmış bekle beni?"

"–Tamam hadi bekliyorum seni çabuk ol?" Yağmur ellerini yıkamaya gittiği zaman bende masayı hazırlamaya devam ettim. Artık Irmak'ta gelmişti oda ellerini yıkayıp geldiğinde beraber oturup yemeğimizi yemeğe başladık.

 

Yemek yedikten sonra masayı toparlayıp Irmak çay demlemiş çay eşliğinde herkes işiyle meşguldü. Gece saat yarımı geçtiğinde yorulmuş bir şekilde valizden kısa şortlu ve askılı pijama takımımı çıkartıp giydim. Buraya geldiğimden beri valizimi boşaltmaya vaktim olmamıştı izinli olduğum bir gün dışarı çıkıp kişisel eşyalarım için bir alışveriş yapmalıydım. Bunları düşünmeyi bırakıp yatağa girdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

Sabah uyanır uyanmaz banyoya gidip kişisel işlerimi hallettikten sonra banyodan çıkıp. Beyaz bir pantolon, üstüne beyaz crop,crop'un üstünede, yeşil gömleğimi çıkartıp giyinmeye başladım giyindikten sonra.

 

Saçlarımı düzleştirip nemlendirici krem sürüp, kirpiklerime maskara,dudaklarıma hafif bir ruj sürdükten sonra parfüm sıkıp hazır olduğum zaman çantamı alıp evden çıktım. Beyaz spor ayakkabılarımı giyip asansöre binip aşağı indim. Taksiye binip hastaneye gittim. Hastaneye geldiğimde Zeynep'le karşılaştım onuda nöbeti bitmiş ve gidiyordu. Hemen önlüğümü giyip kafeteryadan kahve alıp acile gittim kahvemi içtikten sonra işimin başına döndüm.

 

Bugün dünden biraz daha yoğundu ama benim için çok güzeldi yorgunluğumu hiç hissetmiyordum ve bu işi mesleğimi severek yaptığım için benim için çok güzeldi ve hiç bir sorun yoktu. Bugün nöbete bile kalıcaktım ve benim için mükemmeldi. Kafeteryaya gidip acıktığım için kendim için bir şeyler alıp çayda aldıktan sonra boş bir masaya oturdum ve birşeyler yedim.

 

Birşeyler atıştırdıktan sonra tekrardan acile gidip işimin başına döndüm. Acile koşarak gelen anne ve yanında küçük bir kız vardı ve küçük kızın anlı kanamıştı hemen yanına gidip ilgilendim. Pansuman yapmam gerekiyordu ama küçük kız bundan korktuğu için onunla konuşup dikkatini dağıtmaya çalıştım.

 

"–Merhaba? küçük kız şimdi anlına pansuman yapıcam ve hiç acımıcak hemen biticek ben pansuman yaparken benimle konuşabilirsin."

 

"–Merhaba. Çabuk yap? ama ben korkuyorum."

 

"–Hiç acımıcak çabucak biticek. Peki senin adın ne? İsminle seslenim ben sana."

 

"–Benim ismim Kiraz peki senin adın ne? Doktor abla."

 

"–Çok güzel ve çok tatlı bir adın var benimde adım Eftelya Naz peki kaç yaşındasın? Kiraz'cım." Onunla konuşup oyalarken bende pansumanını yapıyordum.

 

"–Teşekkür ederim seninde adın çok güzelmiş doktor abla ben 7 yaşındayım."

 

"–Asıl ben teşekkür ederim güzelim. Demek yedi yaşındasın çok güzel." Yaşınıda öğrendimde pansuman bitmişti. "–Bak çabucak bitti Kiraz acıdımı peki?"

 

"–Hiç acımadı teşekkür ederim? doktor abla."

 

"–Nedemek canım benim görevim bu sizin gibi küçük tatlı kızlarla ilgilenmek." Pansuman bittiğinde annesine dönüp konuştum. "–Öncelikle geçmiş olsun?" "–Teşekkür ederiz sağolun."

 

"–Kirazla tanıştım ama sizinle tanışamadım adınız neydi?"

 

"–Gamze. Sizinde Eftelya olmalı tanıştığıma memnun oldum doktor hanım."

 

"–Evet Eftelya bende tanıştığıma memnun oldum Gamze hanım."

 

"–Bana Gamze değil Gamze abla desen daha iyi olur? Doktor hanım."

 

"–Tamam ama sizde bana doktor hanım değil'de Eftelya deseniz? daha iyi. Kiraz iki gün sonra tekrar pansumana getirebilirsiniz tekrardan geçmiş olsun bu arada bir ağrı kesici yazıyorum ağrısı olursa verirsiniz?."

 

"–Tamam teşekkür ederim Eftelya iki sonra tekrar getiririm." Ben ilk defa bir hastamla bu kadar samimi olmuştum. Gamze abla'yla konuştuktan sonra tekrardan Kiraz'la konuştum. "–İki gün sonra görüşürüz? Kiraz'cım."

 

"– Görüşürüz Eftelya abla." Cebimdeki çikolatayı Kiraz'a verdim ve yanağından öptüm çok tatlı ve güzel bir kızdı onlar gittiğinde diğer hastalarla ilgilendim.

 

Akşam nöbete kalmıştım ama gece gündüzden daha az hasta vardı. Biraz dinlenmek için hemşire odasına gittim zaten bir kaç hemşire ve hemşir'de vardı gidip kanepeye oturup biraz dinlenmeye çalıştım.

 

Sabah olmuştu ve benim'de nöbetim artık bitmişti çantamı alıp diğer arkadaşlara iyi nöbetler diledim ve hastaneden çıkıp bir taksiye binip ve gittim. Eve geldiğimde o kadar yorulmuştum'ki hemen banyoya gidip sıcak ve güzel bir duş aldıktan pijama takımı giyip. Sonra birşeyler atıştırdım sonrada yatağa uzandım ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

 

2 gün sonra

Bugün hastanedeydim ve yine nöbetim vardı ama artık alışmıştım. bugün kiraz pansuman için tekrar gelicekti. Hastalarla ilgilenirken Kiraz gelmişti. Onun yanına gidip onun pansumanını yapmaya başladım.

 

Pansumanı bittikten sonra hastanenin koridorunda sesler geliyordu oraya gittiğimde askerler vardı ve muhtemelen bir asker yaralanmıştı? Yada şehit olmuştu? Binlerce Mehmetçik bu vatan için şehit oluyor yada yararlanıyordu.

 

En acısıda geride kalanlar ve aileleri içindi. Peki arkalarında bıraktıkları eşlerine, nişanlılarına,onlara ne olucaktı? Daha küçük yaşta ölümün ne olduğunu bilmeyen çocuklar bu vatanın güveni ve geleceği için canını hiçe saymadan babaları şehit oluyordu. En kötüsüde çocuklar içindi küçük yaşta babaları şehit oluyordu babasız büyüyorlardı.

 

Düşünmeyi bırakıp koşarak acile gittim yaralanan askeri müdahale ediyorlardı acilen ameliyata aldılar ve hastane salonunda yaralanan askeri diğer silah arkadaşları onu bekliyordu. İki asker yaralanmıştı ama diğeri omuzundan yaralanmıştı ona müdahale etmek için yanına gittim yüzünü gördüğümde yine onu gördüm burda tekrar karşımdaydı.

 

 

 

BÖLÜM SONU :)

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Satır arası ve oylarınızı bekliyorum 💚💚🥰🥰☺️☺️

 

Bölümü olabildiğince uzun yazmaya çalıştım umarım beklediğinize deyen bir bölüm olmuştur?

 

Umarım severek ve beğenerek okuduğunuz bir bölüm olmuştur?

 

Eftelya'nın konuştuğu kişi kimdi? Tahminleri alalım

 

Peki Eftelya ve Alparslan'ın tartışmasını nasıl buldunuz?

 

Eftelya'nın karşısında gördüğü kişi kimdi? Tahminleri alalım

 

Diğer bölümdü neler olucak sizce?

 

İkinci bölümde görüşmek üzere hoşçakalın canlarım.

 

Son bir şey hepinizi çok seviyorum iyiki varsınız canlarımm 💚💚💖💖🥰🥰🥳🥳🤩🤩

 

 

Loading...
0%