Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@obsesifsonix

Serserilik, özgürlüğün en saf halidir; kurallara meydan okuyan, sınırları zorlayan bir ruhun dansıdır.

-

"Apollo! Abi seni bekliyor." İsmini bile bilmediğim çocuk bana seslendiğinde, uzandığım koltukta ağzımdaki sigarayı küllüğe bastırmış ve kalkıp üzerimi düzeltmiştim.

Cesur abi'nin odasına ilerlediğimde önündeki masada bıçaklar ve silahlar vardı. Gergin adımlarla odaya girmiş ve kapıyı yavaşça kapatmıştım.

" Buyur abi beni çağırmışsın?" Cesur abi gözlerini masada gezdirip sayımı bitirince kafasını kaldırıp düşünceli bir şekilde bana bakmıştı.

" Göreve gitmen lazım"

" Ne için abi?" Cesur abi tekrar düşünceli bir şekilde beni izlemiş ve kafasını eğip masadakilere göz atmıştı.

" Bir mahalledeki, birini takip ediceksin. İçlerimizden birisi o kişinin casusu olabilir. Herhangi bir hareketi olmadan bizim onlara hareketimizin olması gerek."

" Abi sorması ayıp olmazsa kim bu herif?"

" Kara'lar. Tek bir kişi değil çete. Mahalleyi Texas'a çevirdikleri haberi geldi bana. Şimdi ki fikirleri de bize saldırmakmış. Kimseye güvenemem, sen hariç."

" Abi eyvallah da Texas mahallesinde beni delik deşik ederler"

" O yüzden bu masada gördüğün şeylerden birini seçiceksin ya" masaya baktığımda bir sürü silah bıçak üzerinden elimi uziye koyucakken cesur abi benden önce davranmış ve elini uzinin üstüne koymuştu.

Kafamı kaldırıp ona baktığımda işaret parmağı ile bıçakları göstermişti bana. " Ne olursa olsun, iyi olduğunu konudan ilerlemelisin Apollo " kafamı sallamış ve üç tane farklı bıçağı elime alıp cebime atmıştım.

Bıçaklar benim çocukluktan beri tutkumdu. Bıçaklar, kılıçlar ve oklar... Benim için yaşam demekti. Daha iki günlükken çöpün kenarına öz babam tarafından terk edilmiş ve bu yaşıma kadar Cesur abinin sayesinde gelmiştim.

Açıkçası el kadar bebeyi neden koruma iç güdüsüne girip ölüme terk etmedi bilmiyorum. Seçme şansım olsaydı beni oradan almamasını ve aynı babam gibi ölüme terk etmesini umardım.

Bıçakları alıp çıktığımda plan basitti. O mahalleye gidicek ve yeni taşınan sıradan bir insanmış gibi davranıp onların içine giricektim. Tabi yerlerse, yemezlerse sonuç belliydi. Kafama iki kurşun ve the end.

Kendi filmimin aptal karakteri olmamak adına herşeyi yapmıştım şu yaşıma kadar. Cesur abi kalıcağım evi el altından ayarlamıştı. Mahallenin göbeğinde Kara'lara en yakın apartmanlardan birinde bir evi yakını sayesinde tutmuş ve çok geçmeden bana konum atmıştı.

Odama gitmiş ve üzerimi değiştirip, valizimi toparlayıp evden çıkmıştım. Taksiye binmiş ve konuma giderken bir çok düşünce ile baş başa kalmıştım arabada. Kendi kendimi ölüme sürüklüyordum belkide ama bunu Cesur abiye borçluydum.

Mahalleye geldiğimde, evin önüne kadar tüm gözler taksinin üzerindeydi. Taksiden indiğimde ise benim üzerimdeydi tüm gözler... Gerilmiş ve neredeyse hepsinde gözlerim gezdirip eve yavaşca girmiştim. Adamlar analarına sövmüşüm gibi beni izliyorlardı resmen.

Evin içine girdiğimde yeni alınmış bir çok eşya ben gelmeden bir gün önce ayarlanmış ve sadece gelmemi bekliyordu resmen. Mutfağa ilerlemiş ve bir su içip dolabı açmıştım. Neredeyse boş olan dolapta gözlerimi gezdirip dolabı kapatmış ve etrafa bakmıştım.

" Sıçtın Apollo..." Telefonumu anahtarı ve cüzdanımı alıp dışarı çıkmış ve markete kadar ilerlemeye başlamıştım. Tüm gözler hâlâ üzerimdeyken adım atmak uçuruma atlamak gibiydi resmen. Markete geldiğimde ise bir kaç ihtiyacımı almış ve çıktığımda zaten karanlık olan hava tamamen zifiri karanlığa dönmüştü resmen.

Sokak lambaları bir bir adımımı izliyor gibiydi. Arkamdan gelen ayak seslerini duymamla bir adım daha atmış ve durmuştum. Benimle birlikte adım atmayı bırakan şahısı görmek için arkamı dönüceğim sırada biri kolumdan tutmuş ve neredeyse sürüklercesine ara sokağa götürmüştü.

Bağırmamam için ağzımı kapatmış ve duvara itmişti. Şapkasından yüzünü göremiyordum ama Kara'ların yaptırdığı geleneksel dövmesinden onunda onlardan olduğunu anlamıştım. Bileğindeki dövme resmen ben Kara'ların adamıyım diye bağırıyordu.

" Kimsin? Seni kim gönderdi? Ne istiyor? Dökül yoksa boğazını ayırırım!" Boynuma bastırdığı bıçağı yeni fark etmiştim resmen. Yutkunup gözlerine bakmış ve şaşkın ifademi korumuştum.

" Kimsenin adamı değilim... Ailemi geçen hafta evimizde çıkan yangın sonucu kaybettik. Bende taşınmak zorunda kaldım."

" Ne sikim saçmalıyorsun amk"

" Saçmalamıyorum lütfen bıçağı çeker misin boğazım acıyor."

" Sana nasıl güvenicem?" Telefonumu çıkarmış ve geçen hafta çıkan yangın haberini ona göstermiştim. Çocuğun ismi falan hiç bir bilgisi yoktu bu yüzden inanması daha kolay olucaktı. Bu tarz görevlerde haberler önemliydi bu yüzden gördüğüm her şeyi zihnime kazırdım.

Haberi okumuş ve bıçağı yavaşca boynumdan çekip yüzümde gezdirmişti.

" Bir yanlışını göreyim, yüzünden başlarım deşmeye " kafamı sallamış ve korkuyor gibi gözükmek için gözlerimi kaçırıp etrafa bakmaya başlamıştım. Benden ayrılıp uzaklaşırken peşinden onu izlemiş ve yere çöküp kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım.

Ayağa kalktığımda yolun ortasına düşen poşetlerimi almış ve hızlıca eve girip, aldıklarımı dolaba yerleştirmiştim. Adamın beni bırakıp gitmesinin verdiği rahatlıkla kendimi yatağa atmış ve tavanı izlemeye başlamıştım.

" Harbiden sıçtın Apollo..." Gözlerimi kapatmış ve kendimi uykuya teslim etmiştim.

 

-

 

Bölüm için düşünceleriniz neler?

Okuduğunuz için teşekkür ederim 🤍

 

Loading...
0%