@ofkelicivciv
|
İnsan başta anlamaz kendisine zarar veren şeyi veya birini. Anladığında ise artık çok geçtir onun için. Zarar verenden kurtulsa bile ruhunun her bir köşesinde imzasını bırakmıştır. Benim ailemdi bana zarar veren. Ruhumun her köşesinde onların imzası vardı. Beni ne mutlu ederse elimden almışlardı. Oyuncak ayım vardı bir tane mesela. Bembeyazdı. Geceleri hep onunla uyur, hep onunla oynardım arkadaşım olmadığı için. Annem… Elimden alıp yere fırlatmış ve üzerine zift gibi bir boya dökmüştü. Sonra ise yer pislendiği için beni babama demiş ve babamda beni kemerle dövmüştü. Daha sonra ise ağlayarak yeri temizlemek zorunda kalmıştım. Oyuncağımı ise ne kadar temizlemeye çalışsam da simsiyah kalmıştı. Asla eski rengine dönmemişti. O günden sonra oyuncak ayıma asla bakamadım. Çünkü her baktığımda ruhumun karardığını hissetmiştim. Camdan aşağı fırlatmıştım.
Okula gelmiş ve gizliden onu izliyordum. Ceyhun’u… Bir bankta arkadaşlarıyla oturuyordu. Bir tanesi bizim sınıftandı. Diğer ikisi ise yan sınıftan. Yan sınıftan olanlardan bir tanesini tanıyordum. Liseye başladığımda ilk benim sınıfımdaydı. Ama sonra ise sınıfını değiştirmişti ve buna ben sebep olmuştum… Fizik hocamız, Oğuzhan Hoca, oturma düzenimizi değiştirmeye karar vermişti. Ben tek oturuyordum o zaman yine. Sonra ise o çocuğu yanıma oturtmuştu. Adı Koray’dı. Çok yalvarmıştı Oğuzhan Hoca’ya. Oğuzhan Hoca ise her zaman ki gıcıklığını yapıp inatla yanıma oturtmuştu. Çocuk o günden sonraki günler okula gelmemişti. Sonra ise sınıfını değiştirmişti. Neden benden bu kadar nefret ediyorlar? İnsanlar neden beni hiç sevmiyor ve benden kurtulmak istiyordu? Ben kötü bir insan mıyım? Yoksa çok mu çirkinim? Keşke biri bana açıklasa. En azından kendimi değiştirme şansım olurdu. Omzuma dokunulmasıyla yerimden sıçrayıp arkama döndüm. Bir kız vardı karşımda. Kim olduğunu bilmiyordum. Bana öfkeli ve meraklı gözlerle bakıyordu. “Kime bakıyorsun sen?” sorusuyla beraber yutkundum. Sıçmıştım, yakalanmıştım. “Kimseye.” Bir adım atıp “Yalan söyleme,” diye tısladı. Bir dakika tıslamayı nasıl başardı? Konumuz bu değil Aypare! Öfkeli gözleri önce arkama kaydı ardından tekrar bana çevirdi. “Yoksa… Bana Emre’ye baktığını söyleme sakın.” Emre… Çok şükür! Emre benim sınıfımdaki çocuktu. Kısa bir sürede Ceyhun’la kaynaşmayı başarmıştı. Acaba ona benim hakkında bir şeyler söylemiş miydi? “Sana diyorum!” Düşüncelerimden sıyrılıp tekrardan kıza odaklandım. “Hayır, Emre’ye bakmıyordum. Ben…” Tek kaşını kaldırıp “Sen… Doğruyu söyle, kime bakıyorsun!” Kendimi tutamadım ve “Ceyhun’a,” dedim. Elimle hemen ağzımı kapattım. Lanet olsun! Bu kız, söylediklerimi bütün okula yayabilirdi ve ben her zaman ki gibi alay konusu olabilirdim. Kızın yanından koşarak uzaklaşıp arka bahçeye gittim. Burada neredeyse kimse olmazdı. Şu anda da sadece birkaç kişi vardı. Onlardan en uzak köşeyi seçip oturdum. Dizlerimi kendime çekip başımı yasladım. Ellerimin titrediğini hissediyordum. Sımsıkı bir şekilde ellerimi karnımın üzerinde birleştirdim. Midem bulanıyor, kalp ritmim artıyordu. Kriz geçiriyordum (Anksiyete krizi)… Ani bir kusma isteğiyle oturduğum yerden ellerimin ve dizlerimin üzerinde durup öğürmeye başladım. Kusmam bittiğinde arkama yaslanıp gözlerimi kapattım ve her zaman ki gibi sessiz sessiz ağladım. … Yavaşça gözlerimi araladım. Neredeydim ben? Etrafıma bakındığımda okulun arka bahçesinde olduğumu anladım. Kolumu kaldırıp saate baktım. Şu an herkes derste olmalıydı. Oturduğum yerden doğrulup yavaş adımlarla okulun ön bahçesine yürüdüm. Kapıyı kontrol edip kimsenin olmadığını görünce içeri girdim. Umarım kimseye denk gelmeden tuvalete gidebilirdim. İkinci kata çıkıp koridoru kontrol ettikten sonra tuvalete girdim. Burada da kimse yoktu. Derin bir nefes alıp aynaya baktım. Korkunç görünüyordum. Gözaltlarım morarmış, saçlarım birbirine girmiş ve burnum kıpkırmızı olmuştu. Bir de leş gibi kusmuk kokuyordum. Musluğu açıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı düzenleyip en sonda kıyafetimi düzelttim. Şimdi daha iyi görünüyordum. Zil çalana kadar biraz daha tuvalette bekledim ve sonra sınıfa girdim. Sırama geçip çantamdan parfümümü ve karpuzlu sakızımı çıkardım. Parfümümü sıkıp kusmuk kokusunu biraz bastırdıktan sonra bir tane sakızı ağzıma attım. Ağzımdaki o iğrenç tattan kurtulmam lazımdı. “Neredeydin sen?” Duyduğum sesle beraber başımı yana çevirdim. Ceyhun görünce biraz şaşırırken midemde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim. İçimden gülümseme isteğini bastırırken gözlerindeki endişeyi, korkuyu ve öfkeyi gördüm. “Yine mi soruma cevap vermeyeceksin?” Sakin kalmaya çalıştı sesinin tınısından bile anlaşılıyordu. Yutkundum. Söylemek istemiyordum. Göz temasımızı kesip yerime oturdum ve pencereden gökyüzünü izlemeye başladım. Derin bir nefes aldığını hissettim. Bir an da çenemde hissettiğim eliyle irkildim. Nazikçe başımı kendine çevirdiğinde gözlerimiz tekrar birbirine kenetlendi. Bu sefer biraz sert bakıyordu. “Aypare, lütfen söyle. Neredeydin?” Beni merak mı etmişti yani? Daha fazla dayanamayıp “Arka bahçedeydim,” dedim. “Uyuyakalmışım” diye de ekledim. Bakışları yumuşarken “Uyuya mı kaldın?” Başımı evet manasında salladım. “Üzerindeki ceket zaten incecik, bu soğukta uyumayı nasıl başardın acaba?” Sesindeki şüphe tınısını iliklerimde hissettim. “Bana inanmıyor musun?” “Daha yeni tanıdığım birine neden inanayım? Ya da güveneyim?” Sözleriyle kalbim bin parçaya ayrılırken onun da diğerleri gibi olduğunu anladım. Ama haklıydı, kabul etmeliydim bunu. Birbirimizi yeni tanıyorduk. Ben ne kadar onun ağzından çıkacak her şeye inanacak olsam da onun için aynısı geçerli değildi. Son sözlerine cevap vermeyip “Elini çeker misin?” dedim ve onun çekmesini beklemeden nazikçe ittirdim. “Kalbini mi kırdım?” Sorusuyla birlikte nedensizce sinirlenirken “Daha yeni tanıdığım biri benim nasıl kalbimi kırabilir?” Sözlerimle birlikte şaşırırken dudağının sol kenarı alayla yukarı doğru kıvrıldı. “Gözlerin Aypare.” Yüzünü bana doğru yaklaştırdı. “Gözlerin öyle söylemiyor ama.” Onun yaptığı gibi bende yüzümü ona doğru biraz yaklaştırdım. “Gözlerim, gözlerim sana ne söylüyor Ceyhun?” Sustu. Dudaklarımla alayla yukarı doğru kıvrıldı. “Tam da tahmin ettiğim gibi.” Başımı tekrardan pencereye çevirdim. Halen bana baktığını hissediyordum lakin bu çok uzun sürmedi. Duyduğum adım sesleriyle beraber sınıftan çıktığını anladım. Onun çıkmasıyla beraber tuttuğum nefesimi bıraktım. Az önce ne olmuştu öyle? Ben… Ben ilk defa kendimi bu kadar cesaretli hissediyordum. İlk defa birine karşı kendimi ezik gibi hissetmiyor, aksine ona karşı kendimi daha güçlü hissediyordum. Acaba onu kırmış mıydım? Ama neden onun kırılmış olması diğerlerine göre daha çok umurumdaydı? Of Ceyhun of! Hayatıma girmenle beraber bütün dengem alt üst oldu! Ama hayatımdan da çıkmanı istemiyorum. Hep kal yanımda. Yanımda olmasan da varlığını hissedebileyim istiyorum. Zilin çalmasıyla bütün düşüncelerim dağılırken kapıda teneffüsteki gördüğüm kız belirdi…
|
0% |