Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@ogretmenbiranne

 

 

 

Merhaba arkadaşlar yeni ve uzun bir bölümle geldim.🍀

 

 

 

Satır aralarında yorum yapmayı yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 🍀

 

 

 

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕

 

 

 

Savaş abim gülümseyerek yanıma geldikten sonra mertle tanıştığımızı söyleyince rahatlamış yalnız kalmadığım için mutlu olmuştu.

 

Devran bey ise yanımda duran merte "senin izin günün değil miydi bugün neden geldin şirkete?" diye sordu.

 

"Eh be devran abi sana da yaranılmıyor, bir müşterimin acil il dışına çıkması gerekince tasarım görüşmesini bugüne almak istedi o yüzden geldim."

 

Ne yani kuzen dediği kişi Devran bey miydi?

 

Hep beraber terasta oturduktan sonra mesai bitimiyle evlerimize geçmek için kalktık.

 

 

Eve gelince anneme yardım edip sofrayı kurduktan sonra hep beraber akşam yemeğini yedik. Ayaz abimin bugün nöbeti olmadığı için sofrada eksik aile bireyi yoktu. Kısa sürede aileme alışmış sanki doğdum doğalı hep onlarla berabermişim gibi mutluydum.

 

 

Karnımın ağrımasıyla odama geçip hemen takvime baktım. Tabii ya regl tarihim gelmişti lavaboya hemen koşup bakınca regl olduğumu farkettim.

 

 

Odaya geçip çantamı kontrol edince pedimin sadece 1 tane kaldığını görüp suratımı astım. Bu saate ped almaya çıkmak özellikle bu ağrıyla çıkmak gözümde büyüyordu. Yapacak birşey yok el mahkum aşağıya indim.

 

 

Annem babam ve Ayaz abim oturmuş sohbet ediyordu. Yanlarına yaklaşınca babamın bakışları beni buldu.

 

 

"Bebeğim noldu rengin solmuş kötü bir şey mi oldu?" diye soran babama kalkıp regl oldum diyemezdim.

 

 

"Yok babacim ama benim markete gitmem gerekiyor, ben bir gidip gelsem olur mu?"

 

 

"Olur kızım git tabii de dur ben götüreyim."

 

.

Ayaz abim "yok baba sen dur biz abi kardeş beraber gidip geliriz" diyip bana göz kırptı.

 

 

Evden çıkıp arabaya binince Ayaz abimin konuşmasıyla utandım "Güzelim neden utanıp söylemedin regl olduğunu bu ayıp bir şey değil biliyorsun değil mi?"

 

 

Ne, nasıl anlamıştı.. tabi ya doktor adam birde üstüne market diyince anlamaması salaklık olurdu.

 

 

"Utanmadım abi ama birden söylemeye çekindim işte"

 

 

"Çekinme güzelim normal şeyler bunlar hem çok mu ağrılı geçiyor?"

 

 

"Yani biraz ağrım oluyor ama ağrı kesici alınca hafifliyor"

 

 

"Tamam hadi bakalım gidelimde sana iyi gelecek şeyler alalım"

 

 

Abimle markete geldikten sonra ben kendime ped almak için reyonlara bakınca abim başka reyonlara doğru yürüdü.

 

 

Aradığım pedi bulunca bana doğru gelen abimle şaşırdım. Elindeki sepette çikolata bitki çayı sıcak su torbası gibi bir sürü şey vardı.

 

 

Beni düşünmesi neyin bana iyi geleceğini bilmesi doldurmuştu gözlerimi. Bunu farkeden abim " hormonlarına söyle seni ağlatmalarına müsade yok artık, hadi bakalım eve geçip dinlenmeye" diyip beni de kolunun altına alarak yürümeye başladı.

 

 

Eve geldikten sonra abim beni odama gönderip 10 dakika sonra geleceğini söyledi. Lavaboda işimi hallettikten sonra yatağıma uzanıp karnımın ağrıması geçinceye kadar bekledim. Daha yeni uzanmışken abim elinde tepsiyle geldi.

 

 

Bitki çayı, yanına çikolata ve sıcak su torbasını alarak yanıma geldi.

 

 

 

Çayımı içip sıcak su torbasını ayaklarımın altına yerleştirdikten sonra yorganı açarak ikimizinde uzanmasını sağladı.

 

 

Abim yarım uzanmış bense onun göğsünde saçlarımı okşamasıyla mayışmış bir şekilde uykuya yenik düştüm. Son duyduğum sözler ise "affet beni güzelim" oldu.

 

🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀

 

 

Gece abimin desteğiyle rahat bir uyku çektikten sonra ağrımın biraz daha hafiflemiş olması mutlu etti beni.

 

 

Saate bakıp Savaş abimin daha çıkmasına yarım saat olduğunu görünce üzerime hemen siyah bir pantolon buz mavisi bir gömlek giyindim siyah kot ceketim ve çantamı alarak aşağıya indim.

 

 

Herkes kahvaltı sofrasındaydı "günaydın" diyerek masadaki yerimi aldım.

 

 

Günaydınlar bana eşlik ederken savaş abimin "abicim sen bugün gelme istersen evde dinlen kendini iyi hissedince gelirsin" demesine itiraz edip "hayır abi kendimi iyi hissediyorum projeyi tamamlamam lazım" dedim.

 

 

Annem de abim gibi evde kalıp dinlenmemi istemiş olsada projenin benim için ne kadar önemli olduğunu bildiğinden ısrar etmemişti.

 

 

Abimle beraber evden çıkıp şirkete varınca odasına geçtik. Çok geçmeden kapısı çalınca oturduğum sandalyede dikleştim.

 

 

Devran bey odaya girip kapının arkasında olan benden habersiz bir şekilde "Günaydın Savaş saat 10 da olan toplantı için konuşalım mı?" diyerek kapıyı kapattı.

 

 

Beni sonradan farkedince başını tekrar bana çevirip yüzüme sorgular bir şekilde bakıp " Günaydın Ayliz nasılsın? Solgun gibisin iyi misin?" diye sordu.

 

 

 

"Günaydın.. Teşekkür ederim Devran bey, siz nasılsınız?" dedim.

 

 

"Bende iyiyim teşekkür ederim." diyip abimin karşısındaki koltuğa oturdu.

 

 

Abim "bir şey içer misin? Bu arada toplantıyla ilgili konuşuruz " diyince onları dinlemeyi bırakıp projeme döndüm. Tabi bir kulağım hala onlardaydı.

 

 

 

"Olur bir sade kahve içeyim" dedi.

 

"Güzelim sen bir şey içmek ister misin sıcak çikolata isteyeyim mi sana da?" diye sorunca abim konunun muhatabı olduğumu anlayıp.

 

 

"Yok abi dünden beri çok çikolata yedim bana da orta şekerli kahve söylersen yeterli olur aslında"

 

 

Abim telefonu eline alıp " Hacer abla bize 2 sade bir orta kahve getirir misin? Varsa yanına çikolata kek bir şeylerde bırak olur mu?"

 

 

Abim böyle söyleyince yine gereksiz yere utandım üstümde olan devran beyin bakışları iyice rengimin kizarmasına sebep oldu. O da anladı işte neden solgun olduğumu.

 

 

Devran bey'e de rezil olduğuma göre bugünlük rezil olma kotam doldu bence.

 

 

Kahvelerimiz gelince abimin karşısındaki koltuğa yani Devran beyin karşısına oturdum. Abim yurt dışından gelen bir telefonla kendi odasından toplantı odasına açılan kapıya yönelip oraya geçti.

 

 

Karnıma giren keskin sancıyla dudağımı ısırıp huzursuz bir şekilde kıpırdandım. Devran beyin önündeki toplantı dosyasına baktığını düşünerek elimi karnıma attım. Lavaboya gitmem gerekiyordu.

 

 

Başımı müsade istemek için kaldırdığım an o bakışlar bende karnımdaki elimde ve ısırdığım dudağımda gidip geliyordu.

 

 

"Devran bey ben bir hava alıp geleyim siz abime söyler misiniz?" diye hızlıca konuştum.

 

 

"Tabii söylerim ama sen iyi olduğuna emin misin? Sana eşlik edebilirim."

 

 

Nee tuvalete gidecem oraya mi gelecek yani.. ah salak kafam hava almaya çıkacağım dersen adamda geleyim der.

 

 

"Yok yok siz hiç rahatsız olmayın. Ben hemen gelirim"diyerek yerimden kalkıp çantamı alarak odadan çıktım.

 

 

Katta bulunan lavabonun önüne gelince arızalı olduğunu görünce yönümü merdivenlere çevirdim. Arkamdan gelen adım seslerini şu anda umursamayacak kadar kötüydüm.

 

 

Aşağı kattaki lavabonun önüne varmadan bazı çalışanların konuşmalarına şahit oldum.

 

 

"Hayır anlamadığım şey Savaş beyin kardeşi başka biriydi. Savaş bey kardeşim demese inanmazdım gerçi"

 

 

"Aynen ya birde beni tongaya düşürür gibi yapıp Savaş bey dedi, o gerizekalı yüzünden işimden olacaktım."

 

 

Bana mı gerizekalı demişti o.

 

 

"Sessiz olsana kızım biri duyar şimdi işinden olursun, zaten dün uyarı aldın göze batma"

 

 

"Kızlar kendinize gelin eğer Savaş bey kardeşim demişse size saygı duymak düşer, ki ben kızı hiç görmedim ama abarttığınız kadar olduğunu düşünmüyorum"

 

 

İşte insanlık neymiş bu konuşan kişiden öğrensinler. Ben neden tongaya düşürmek isteyeyim ki sadece abim diyip bana yağcılık yapmalarını istememiştim.

 

 

Daha fazla dinlemek istemeyip adımlarımı onların olduğu lavabonun önüne çevirdim.

 

 

Beni görünce hakkımda konuştuklarını düşündüğüm kızlar -ki biri abimin sekreteri- affalamış bir şekilde bana bakıyorlardı.

 

Sekreter " buyrun Ayliz hanım bir sorun mu vardı bende hemen yerime geçiyordum" diyince yüzümü buluşturdum.

 

 

Arkamdan duyduğum sesle cevap bile veremedim.

 

"Ceyda ve Kübra ikinizde muhasebeye inip çıkışınızı ve tazminatınızı alabilirsiniz"

 

 

Diğer kız onlara ben size demiştim bakışları atarken Devran bey elini kaldırıp itirazımı kesti.

 

 

"Bu konu itiraza kapalı Ayliz nerde ne konuşacaklarını, kimin hakkında nasıl ithamlarda bulunmaları gerektiğini bilecek yaştalar ha değillerse bu şirketimize ters ve zarar veren bir durum" nefes alıp devam etti " kaldı ki seninde şirketin olan bir yerde durmaları gereken yeri bilmemeleri onlara müsamaha göstereceğimiz anlamına gelmiyor, şimdi işini hallet gel seni bekliyorum."

 

 

Bu adam neden bu kadar sert ve duygusuz bilmiyorum ama haklılık payı yüksek. Dün kardeşi olduğumu bilmediği halde küçümseyen kişi bugün öğrendiği halde arkamdan çok güzel atıp tutuyor yüzüme gelince sahte bir şekilde gülümsüyordu. Onlar için üzülmeyecektim.

 

 

Lavaboya girip pedimi değişip solgun duran yüzüme hafif bir allık sürerek kuruyan dudaklarıma kirazlı nemlendiricimi de sürdükten sonra çıktım.

 

 

Bu adam cidden deliydi hala kapıda beni bekliyordu.

 

 

"Sen istersen savaşın odasına geç bizim toplantı başlamak üzere ben sana odaya bir şeyler gönderirim" diyince başımla onaylayıp peşinden yürümeye başladım.

 

 

Asansörün önünde durunca şimdi asansöre binmezsem neden diye sorgulayacağını düşündüm hem zaten teorik olarak yabanci biriyle asansöre binmeye korkuyordum.

 

O da çok yabancı sayılmazdı.

 

 

Gelen asansöre onun parmak iziyle binince meraklı bir şekilde baktım ne yani parmak izi olmadan asansöre binemez miydim? Neye baktığımı anlayınca dudakları iki yana kıvrılıp,

 

 

"Bakma öyle şaşkın şaşkın bu asansör sadece bizim kata çıkıyor parmak izi tanımlanmayan kimse kullanamaz bu asansörü"

 

 

"Abimin parmak iziyle bindiğini farketmemisim kusura bakmayın o yüzden öyle baktım" utana sıkıla nasıl bir cümle kurduğumun bile farkında değildim.

 

 

Yoksa adamın bakımlı temiz kemikli ve uzun parmakları dikkatimi çektiği için değil tabiki.

 

 

2 adım atıp önüme durarak asansörü durdurdu "neden öyle bakıyor gözlerin?" diye sordu. Bu yakınlık biraz fazlaydı.

 

 

"Ne-nasıl bakıyor, rahatsız ettiysem özür dilerim nasıl baktığımı farketmemişim"

 

tamam mavi gözlerimi güzel buluyor olabilirim ama bazılarına ürkütücü gelebilir veya adam ona hayran hayran baktığımı mi anladı.

 

 

"Sssh sakin ol, özür dileyecek bir bakış değil, kırgın yorgun bakıyor gözlerin abinle veya mertle konuşurken daha canlı bakarken geri kalan herkese donuk bakmanı merak ettim"

 

 

" Bilmem tanımadığım insanlara karşı ördüğüm bir duvar gibi sanırım" diyince bu sefer onun gözleri kırgın baktı bir anlık acaba yanlış mı gördüm diye düşünürken,

 

 

"Ama mertlede yeni tanışmıştın" diyerek bana baktı hemen ardından asansörü hareket ettirip "neyse benim toplantiya gitmem gerek abinize veririm Ayliz hanım, iyi çalışmalar" diyerek gitti.

 

 

Noldu az önce öyle ya trip mi yedim ben şimdi.

 

 

 

🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀

 

Abimin odasında 1 saattir projeyle ilgileniyordum kapının çalınmasıyla gel diye seslendim. Karşımda merti görünce kocaman gülümseyip gelsene içeriye dedim. O da transtan çıkmış gibi.

 

 

"Bak kızım ikidir karşıma çıkıyorsun, peri diyorum yok diyorsun melek diyorum yok diyorsun kalp var bende anlıyor musun?" diye sahte bir kızgınlıkla baktı bana.

 

 

Onun bu haline gülüp "anlıyorum tabi ki ama sende beni bir süre şirkette görmeye alışsan iyi edersin" diyip elimdeki çizim kalemini bıraktım.

 

 

"Böyle alışkanlığa can kurban ya suratsız insanlardansa seni görmek çok daha güzel" diyip yanağımdan makas aldı. Eline vurup,

"Teşekkür ederim içer misin bir şeyler, işin yoksa oturalım" dedim.

 

 

Biz muhabeti koyulaştırmış nerede olduğumuzu tamamen unutmuş bir şekilde gülerken kapı dan diye açıldı.

 

 

Abimle Devran bey içeriye girip bize bakınca "hoşgeldiniz abi nasıl geçti toplantı?" diye sordum.

 

 

Bana göz kırpıp "Güzeldi papatyam da ulan mert neden her arkamı döndüğümde seni kardeşimin yanında görüyorum?" diye merte ciddi ciddi kızdı.

 

 

"Aşk olsun Savaş abi sana uğramak için geldim ama tabi bu güzelliği görünce yalnız bırakmak istemedim, niye kızdın ki şimdi alındım gücendim" diyerek kollarını göğsünde birleştirdi .

 

 

Abimin merte kızmasını istemediğim için "ben teklif ettim abi sizin toplantı uzun sürünce sıkıldım. Sağolsun Mertte kırmayıp bana eşlik etti."

 

 

Devran Bey'in homurdanarak "her fırsatı değerlendirsin zaten srefsz" dediğini duydum ve şaşkınca baktım yüzüne. Omuz silkip yanımdaki koltuğa oturdu.

 

 

Abimde kendi yerine geçerken "tamam papatyam sorun yok, hadi çıkalım da yemeğimizi yiyelim artık" diyerek ayaklandı.

 

 

Hep beraber restoranta gidince abim yanıma, onun karşısına mert Mert'in yanına yani karşıma da Devran bey oturdu.

 

 

Yemekleri yedikten sonra sancımın artmasıyla abime eve geçmek istediğimi söyledim. Abimin önemli bir toplantısı daha olduğunu söyleyince Devran bey "Savaş sen toplantıya geç ben bırakırım eve Ayliz'i hem evden almam gereken dosyada var"diyince itiraz etmeme kalmadan abim onayladı.

 

 

Devran beyle arabaya vardığımızda bana ön koltuğun kapısını açıp binmemi bekledi. Teşekkür ederek oturdum.

 

 

Yol boyunca konuşmamıştık üşür gibi olunca elimle kollarımı sıvazladım. Bana yandan bakan Devran bey arabanı klimasını açıp içeriyi ısıttı.

 

 

Ortamdaki sessizlikten sıkılıp "Müzik açabilir miyim?" diye sormamla müzik açtı. Çıkan şarkı çoğu zaman okula giderken dinleyip hüzünlendiğim şarkı olunca elim ses tuşuna gitti.

 

 

Tabi eli ses tuşuna giden sadece ben değildim aynı anda devran beyde elini uzatınca ellerimiz birbirine değdi. Benim buz gibi elime nazaran onun sıcacık parmakları klimadan daha sıcak geldi bir an.

 

Utanıp elimi hızla çektim "neden o kadar soğuk ellerin baştan söyleseydin ya arabayı ısıtırdım"

 

 

"Şey hep böyle sanırım kansızlıkla alakalı teşekkür ederim düşündüğün için" diye saçmaladım. Arabayi yolun sağındaki markete çekip "hemen geliyorum" diyerek indi.

 

 

Aradan geçen birkac dakika sonunda kapı açılınca başımı telefondan kaldırıp baktım bir elinde sıcak kahve diğer elinde poşet vardı.

 

 

Kahveyi ve poşeti bana uzatınca aldım. Yerine geçtikten sonra kahveyi ona uzatıp poşeti yerine koyacakken sağ eliyle elimi tutup "kahve senin için ve posettekilerde" diyince reglininde vermiş olduğu duygusallıkla doldu gözlerim.

 

 

Başını kaldırıp affalayan bana bakıp "ne oldu bir yerin mi ağrıyor?" benden cevap gelmedi çünkü Aras ve ailem dışında birilerinin beni düşünmesi beni duygulandırmıştı.

 

 

Benden cevap alamayınca çenemin altından işaret parmağıyla tutup kaldırarak "Ayliz çok mu kötüsün, bir şey mi oldu?" sözünü tamamlamasına fırsat vermeden çenemdeki elinin tutup indirerek

 

 

"teşekkür ederim Devran, ben alışkın değilim birilerinin beni düşünmesine şey yani ailem ve Aras dışında sende bunları alınca böyle oldu işte" diyerek açıkladım.

 

 

Evet ya devran diyecem hem artık kimseye abi demek istemiyordum hemde bey kelimesini kullanmaktan sıkılmıştım isimlerin yanına sıfat koymak sıkıyordu beni.

 

 

"Aras mı? O kim?" diye korku ve endişeyle baktı bana.

 

 

"Çocukluğum gençliğim kardeşim herşeyim yani kimse yokken yanımda olan tek kişi" neden açıklama yaptım bilmiyorum ama gözlerindeki korkunun gittiğini görünce mutlu oldum.

 

 

Bakışları önce gözlerime sonra az önce tutarak indirdiğim eline değince salaklığımın kurbanı olduğumu farkettim.

 

Adamın elini tutup indiriyorum ama bırakmıyorum şaka gibi ya.

 

 

Utanıp hızlıca elimi çekerken diğer elimdeki kahveyi döktüm beyaz gömleğine.

 

 

Panik yaparak " çok özür dilerim istemeden oldu off ya yaktım" diyip elimle gömleği çekiştirip karnına doğru üflemeye başladım.

 

 

Hiçbir tepki vermeyince ona baktım dudakları kıvrılmış nefesini tutmuş bir şekilde beni izliyordu " tamam sakin ol yanmadım, birazdan eve geçip değişirim" diyip karnındaki elimi çekti.

 

Derin bir nefes verip kemerini takarak arabayı çalıştırdı.

 

Yol boyunca utancımdan kafamı kaldırıp bakamadım. Kahvemi içip boş bardağı da poşete koydum.

 

Evin önüne geldiğimizi farkedince ona dönmeden " teşekkür ederim ve tekrar özür dilerim Devran" diyip ineceğim an kolumdan tutup beni durdurdu.

 

 

"Rica ederim ve artık özür dileme ha birde yüzünü çevirir misin bana?" Utana sıkıla ona dönünce "gözlerini kaçırma benden tamam mı? Şimdi eve geç güzelce dinlen, yarın görüşürüz"

 

 

"Tamam yani olur yarın görüşürüz" diyip hızla indim arabadan.

 

 

Evin kapısına varıncaya kadar aklıma not ettim yarın onla

r toplantıdayken gidip beyaz bir gömlek alacaktım ona.

 

 

Daha kapıya ulaşmadan "Ayliz!" diye adımın seslenilmesiye adımlarım durdu ve yavaşça arkamı döndüm. Karşımda onu görmeyi beklemiyordum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

 

 

 

 

Kitapla ilgili merak ettikleriniz için beni buradan veya Instagram adresimden takip edebilirsiniz.

 

 

 

Yeni bölümde görüşmek üzere 🍀

 

Loading...
0%