Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@ogretmenbiranne

 

 

 

 

Öncelikle bu kurguya başlarken bana her şekilde destek olan @pembikhayallerr'e teşekkür ederim.

 

..

 

 

 

Merhaba arkadaşlar yeni bölümle geldim. Yeni bölüm isteyen çok olunca pazartesiyi bekleyemedim.🍀

 

 

Umarım beğenirsiniz 🍀

 

 

Keyifli okumalar diliyorum 🍀

 

.

.

 

Daha kapıya ulaşmadan "Ayliz!" diye adımın seslenilmesiye adımlarım durdu ve yavaşça arkamı döndüm. Karşımda onu görmeyi beklemiyordum.

 

.

 

Selin o buradaydı.. eski ailemdeki ablam gerçi hiç ablalık yapmadığı gibi bulduğu her fırsatta beni aşağılayan yapmadığım şeyleri bile babasına söyleyerek beni hırpalatan ve bundan keyif alarak izleyen kişi..

 

Üzerime doğru yürüyüp "ne o ablana hoşgeldin demeyecek misin?" diyip pis pis güldü.

 

.

 

"Kimden bahsediyorsun bilmiyorum selin ve hiç ilgilenmiyorum bile ama bir an önce gitsen iyi edersin, artık ablam olmadığına göre senin bana göstermediğin merhameti bende sana göstermem bilesin."

 

.

 

Biraz daha bana yaklaşıp " hala aynı salaksın kimden bahsediyorum biliyor musun peşinden koşup sonra inanmayan ama senin her erkeği kandırdığını söyleyip bana inanmasını sağlayan yağızdan bahsediyorum, hiç bir zaman sevilmeyeceksin, herkes sana cem gibi yaklaşıp sadece bedenini kullanmak isteyecek" diyip güldü.

 

.

 

"Sende senin yalanlarında artık umrumda değil selin tekrar söylüyorum git buradan"

 

.

 

Üzerime doğru gelip elini kaldırdığı an o tok ses sayesinde eli havada kaldı. Duyduğum sesle nerede olduğumu hatırlayıp etrafıma baktım.

 

.

 

"O elini indir beni bir kıza el kaldırmak zorunda bırakma." Devranın sesiyle onun girmediğini anladım ama acaba konuşmaları duydu mu emin değilim.

 

.

 

Selin gerileyip tekrar konuştu " ne o kendine yeni kurban mi seçtin, bakıyorum da hem zengin hem yakışıklı kriterlerin güzelmiş ama bu da diğerleri gibi olacak kalbine değil bedenine dokunmak isteyecek, hani bil diye söylüyorum"

 

.

 

"Yeter artık çık git hayatımdan bunca zaman hayatımı mahvettin zaten ne istiyorsun benden" iyice titreyen vücudum beni taşıyamaz duruma gelmişti.

 

.

 

Sendelediğimi gören devran büyük adımlarla yanıma ulaşıp sol kolunu belime sarıp beni kendine yasladı. Sonra Selin'e dönüp" tekrar etmeyeceğim buradan hemen git ve bir daha sakın Ayliz'in karşısına çıkıp rahatsız edeyim deme."

 

.

 

O kadar soğuk bir sesle konuştu ki karşısında ben olsaydım korkudan dilimi yutardım.

 

.

 

Selin geldiği arabaya binip uzaklaşınca Devran yüzüme düşen saç tutamlarımı geriye atarak "iyi misin? İstersen arabaya geçelim biraz rahatla sonra eve gir Elif teyzelere endişelenmesin."

 

.

 

"O-olur" diyip belimdeki eliyle ilerleyecekken yağız'ın "Ayliz konuşalım mı 2 dakika" demesiyle.

 

.

 

"Konuşacak bir şey yok, kalmadı."

 

 

"Lütfen sadece 2 dakikanı alacağım sonra istemezsen bir daha çıkmam karşına"

 

"Dediğim gibi konuşacak bir şey yok iyi günler Yağız Abi."

 

Benden duyduğu isimle Devran yağız'a ölümcül bakışlar atarak "istemediğini söylüyor ne uzatıyorsun bas git işine, gerçekleri öğrenince yapacağın konuşmanın neyini dinleyecek"

 

Haklıydı o bana inanıp güvenmek varken benden çok herkese inanmıştı.

 

Devran ise benden daha çok sinirlenmişti Yağız'a.

 

Arabaya tekrar binince yakındaki sahile sürdü. Yan tarafından çıkardığı suyu uzatınca " teşekkür ederim, herşey için." Açıklama gereği hissetim ama dudaklarımı aralayıp "onun söyledikle-" diyemeden

 

" Senin ağzından çıkacak söz bırak çıkacak sözü gözünde gördüklerim benim için doğrudur Ayliz, o yüzden bana bir açıklama yapmana gerek yok"

 

Ben işte yağızdan da bunu beklemiştim meğerse yanlış insandan doğru sözler beklemek en büyük hatam oldu.

 

.

 

Kendimi daha fazla tutamayıp gözümden akan yaşlara müsade ettim. O ise gözyaşlarımı silmek için uzattığı elini indirdi.

 

.

 

Ben biraz daha sakinleşince başımı kaldırıp ona baktım. O kadar değişik bakıyordu ki içinde acıma olmayan ama şefkatle kıyamayan gözlerle bakıyordu.

 

Daha fazla burada durmak istemediğim için " gidelim mi artık annemler merak eder" dedim.

 

"İyi olduğuna eminsen gidelim, ha bu arada abinlere söylemem sen söylemedikce seni zor durumda bırakmam"

 

Allahım sana geliyorum madem bu kadar düşünceli insanlar vardı da ben neden hep öküzlere denk geliyordum.

 

"Müsait bir zamanda ben konuşurum anlayışın için teşekkür ederim" diyip. Telefonu cebimden çıkarıp Aras'ı aradım akşam bize gelmesini söyleyecektim.

 

Birkaç çalıştan sonra meşgule düşünce mesaj atmaya karar verdim.

 

 

Siz: Aras akşam bize uğrar mısın?

 

Aras'ım: uğrarım tabi de kötü bir şey mi oldu?

 

Siz: oldu biraz bir şeyler..

 

Aras'ım: o zaman gelip seni alayım dışarı çıkarız biraz.

 

Siz: tamam ben evdekilere haber vereyim.. çıkmadan önce beni ara..

 

Aras'ım: tamam balım dikkat et kendine.

 

Evin önüne tekrar geldiğimizde Devrana dönüp içimden gelen en büyük tebessümü göndererek teşekkür ettim.

 

Evde annemde dahil kimse olmayınca derin bir nefes alıp odama çıktım. Ne yorucu bir gün geçirmiştim.

 

Kendimi sıcak suya atıp biraz rahatladım. Odama geçip üstümü giyerken aşağıdan gelen seslerle annemlerin geldiğini anladım.

 

Aşağıya inip anneme babama ve kuzey abime sarılıp öptüm.

 

Annem bana bakıp " kızım mahallede bir şeyler konuşuldu sen bugün yabancı bir kızla mi tartıştın?" diye sorunca bu mahallenin en sevdiği şeyin dedikodu olduğunu tekrar hatırlayıp gülümsedim.

 

"Bende sizinle konuşacaktım.. Yabancı bir kız dedikleri eski evdeki ablam selindi. Buraya beni aşağılamaya hakaret etmeye gelmişti, ki fazlasınıda yapacaktı ama Devran bey araya girince gitmek zorunda kaldı?" dedim.

 

Kuzey abim şaşkınlıkla " devran bey derken hani şu ortağımız olan devran mı? Onun ne işi vardı ki burada annesigilin yanına bile nadiren gelir bu mahalleye" diyince bende şaşırdım.

 

Nasıl yani ailesi bu mahallede mi oturuyordu.

 

"Evet abicim o devran.. şirkette yorulunca dinlenmek için eve geçmek istediğimi söyledim Savaş abime, onunda toplantısı olunca beni devran bıraktı eve."

 

Babam beni kolunun altına alarak " güzel gözlüm onlar bir daha sana zarar veremezler ki verdikleri zararın acısını onlardan daha çıkarmadım, o yüzden sen kendini üzme baban yanında" babamın yanağına kocaman bir öpücük bırakıp anneme yavru köpek bakışları attım. Bana destek olsun diye.

 

"Babacım biz ne zamandır Aras'la bir şeyler yapmıyoruz ya kafam dağılsın diye akşam dışarı çıkalım dedi, çıkabilir miyiz?"

 

"Güzel gözlüm o da soru mu tabi ki çıkın ama telefonlarınızın sesi açık olsun aklımız kalmasın olur mu?"

 

"Olur tabi o zaman ben hemen çıkıp hazırlanayım" diyerek koşar adım odadan çıktım.

 

Arkamdan " cadıya bak bir öpücükle kandırdı babamı" diye söylenen kuzey abime dönüp öpücük attım.

 

.

 

Üstümü giyinip beklerken Aras'ın sesi aşağıdan geliyordu. Alacaklarımı toparlayıp odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde herkes buradaydı. Evdekilere vedalaşıp arabaya bindik.

 

Yolda giderken Aras'a herşeyi anlattım. Her zamanki gibi beni rahatlatan konuşmasını yapmıştı.

 

Sabaha nazaran daha iyi hissediyordum. Mekanın önüne gelince arabayı park edip indik. Bizim için ayrılan masaya geçip yemek siparişlerimizi verdik.

 

 

Hemen sol çaprazımdaki masada devran mert ve 2 kişi daha vardı. Çok güzel bir kadın ve yine mert yaşlarında bir erkek. Beni farkeden mert devran'a doğru eğilip birşey söyleyince bana arkası dönük olan devran da başını çevirip bizim masaya baktı.

 

Çok geçmeden mert ayaklanip bize doğru yürümeye başladı. Onun geldiğini görünce yerimden doğrulup uzattığı elini sıktım.

 

"Aman Allahım benim meleğim buradaymış, ben melek diyince kızıyorsun ama her yerde karşılaşmamızın başka ne gibi bir açıklaması var acaba?" diyip elime öpücük kondurunca Aras şaşkın ve kızgın bir şekilde bize bakıyordu.

 

"Oturmaz mısın? Tanıştırayım sizi mert bu bahsettiğim Aras, Aras sana arabada bahsettiğim mert işte" diyip kısa bir tanıştırma yaptım.

 

Aras'ın kızgın bakışları normale dönünce mert kulağıma eğilip " meleğim bu beni öldürecek gibi bakıyordu beni korur musun?" diyince gülümseyip koluna vurdum.

 

"Saçmalama alışkın değil benim birileriyle samimi olmama o yüzden şaşırdı" diye açıklama yaptım.

 

Mert biraz daha oturduktan sonra masasına gitmek için müsade alıp " kahve için bize eşlik ederseniz seviniriz" diyince, Aras lafa girip " teşekkür ederiz işimiz var size afiyet olsun" diyip kibarca kovdu Mert'i.

 

Mert masasına döndükten sonra devran bana dönüp baş selamı verince onun bu sabah ki hali geldi aklıma. Ama şimdi çok mesafeli duruyordu. Herhalde o anda beni üzmemek için yanımdaymış gibi davrandı. Alışmıştım artık, insanlara güven vermeyen bir duruşum olduğunu düşünmeye başlamıştım.

 

Durgunluğumu farkeden Aras " sıkıldıysan kalkalım çok güzel tatlısı olan bir mekan keşfettim seni oraya götüreyim mi?" diyip kaçan keyfimi yerine getirmeye çalışıyordu.

 

" Olur.. ben bir lavaboya gideyim sonra çıkarız." dedim.

 

Lavaboya girip kendimi kontrol ettikten sonra bozulan rujumu tazeleyip saçlarımı havalandırdım. Çıktığımda duvara yaşlanmış bir devran beklemiyordum. Aniden görüp korkunca damağımı çektim.

 

" Korkuttum sanırım, özür dilerim nasılsın?"

 

"Birden görünce oldu önemli değil, iyiyim devran bey siz nasılsınız?" dememle suratı düştü.

 

"Teşekkür ederim Ayliz hanım, ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim sevgiliniz bekliyor" diyip arkasını dönerek gitti.

 

Ne sevgilisi ya, kim bekliyor beni.. tabii ya Aras, o Aras'ı sevgilim mi sanmıştı..

 

Mekandan çıkarken arasın uzattığı koluna girip arabaya geçtik. Yorgun olduğumu söyleyince beni eve bıraktı.

 

Eve geldiğimde ailemle biraz oturup odama çıktım. Üstümü değişip yatağıma uzandım. İnstagrama girmemle ekrana bir bildirim geldi.

 

Devran Çağlar fotoğrafını beğendi*

 

Bunu hiç beklemiyordum o beni mi stalklıyordu yani. Hemen girip bakınca beğenisini geri aldığını farkedip güldüm.

 

Mesaj kısmına girip devran'a mesaj attım.

 

Siz: Sevgilim değildi.. yani yanımdaki sevgilim değil Arastı.

..

 

Devranın ağzından..

 

O gün sekreterin bağırma seslerini duyunca elimdeki projeyi bırakıp kapıya çıktım. Arkası bana dönük sarı saçlı bir kız vardı. Durup onları dinlemeye başladım.

 

Sekreterde gözü ne kadar dönmüşse karşısındaki aşağılamaktan beni bile fark etmedi. En son kız sesini yükseltince tebessüm ettim. Sabrı dolmuştu anlaşılan.

 

Yanlarına varınca Ceyda hanımdan özür dilemesini istedim. Kız bana döndüğü an 25 yıllık hayatımda böyle güzel bir çift mavi göz görmediğimi anladım. Ama o gözlerin ardında çok şey gizliydi.

 

Savaşın kurduğu cümleyle az önce düşündüklerimden utandım bir an. Sevgilisi miydi? Çok sürmedi utancım abi demesiyle saçma bir şekilde mutlu oldum ve şaşırdım. Ne oluyordu bana.

 

"Abicim mi? Hanımefendi kardeşin mi Savaş?"diye gereksiz bir soru sordum.

 

Savaş tekrar " Evet kardeşim papatyam Ayliz" dediği an isminin yüzüne ne kadar yakıştığını farkettim. Ay gibiydi zaten.

 

Ceyda hanıma İşten çıkışını söylemem savaşın olanları öğrenmesi ve Ayliz'in itirazı çok çabuk gelişti. Ceyda hanımın ima ettiğinin aksine çok alçakgönüllü bir kızdı Ayliz.

 

Savaş beraber yemeğe çıkmamızı teklif edince o gözlere biraz daha bakma isteğimi durdurup itiraz ettim ama ısrarlarına ayak uydurdum. Yemekteyken oluşan sessizlik tanışmamız ve teşekkür etmesiyle sağ yanağında oluşan gamzeye takıldım.

 

Her konuşmamızda yeni bir şeyi keşfeder gibi oluyordum. Şirkete geçtikten sonra toplantıya geçip yeni aldığımız işi bağladık.

 

Odaya geçip Ayliz'e baktık göremeyince sekretere sormak için çıkmıştık ki Hacer ablayı görünce ona sorduk " Mert beyle beraber terasa çıktılar efendim bir isteğiniz varsa hemen getireyim" teşekkür edip yukarıya çıktık.

 

Mert ne halt anlatıyorsa gamzelerini gözler önüne serecek kadar güzel gülüyordu. O an sadece gamzelerini benim görmek istemem normal miydi?

 

Mert mi? Onun bugün izinli olduğunu sanıyordum ona da böyle söyleyince müşterisi için geldiğini söyledi.

 

Eve geldikten sonra ilk işim profiline bakmak olmuştu. Güzeldi yalan değil ama bir o kadar masum ve yaralı duruyordu.

 

Ertesi gün şirkete geçip savaşın gelmesini bekledim. Sekreterim geldiğini haber verince bodoslama odaya girdim. Toplantı öncesi konuşalım diyip kapıyı kapatacağım an masada onunda oturduğunu görünce affalladim.

 

Rengi soluk gözleri kızarmışti. Hasta mıydı acaba? Hastaysa neden kendini zorlayıp gelmişti ki?

 

Hep beraber oturup kahvelerimizi içerken Savaş'a gelen telefonla yanımızdan ayrıldı. Bir süre sonra Ayliz'in rahatsız surat ifadesi beni telaşlandırdı.

 

Hava almaya çıkacağını söyleyip kalkınca çok durmadan peşinden çıktım. Merdivenlere yönelince halsiz adımları ona yakın durmam gerektiğini söylüyordu.

 

Lavabonun önüne varmadan durunca bende durdum. Duyduğum konuşmalarla kan beynime sıçradı bu ne hadsizlikti böyle. Kızlara çıkışlarını ve tazminatlarını almasını söyledikten sonra Aylizi beklemeye başladım.

 

Asansöre binerken olan şaşkın bakan mavi gözleri ve balık gibi açık kalan ağzıyla çok tatlıydı.

 

Elime ve parmaklarıma bakınca içimdeki heyecanı gizleyerek durumu açıkladım. Savaşın asansöre parmak iziyle bindiğini farketmemesi beni mutlu etti. Demek ki beni izliyordu.

 

Ama sonra donuk bakışlarının nedenini sorunca tanımadıklarına karşı böyle olduğunu söyledi mertide yeni tanıdığını söyleyip bozulduğumu belli ederek toplantıya geçtim.

 

Toplantı sonrası savaşın odasından gelen gülme sesleri meraklandirdi beni karşımda kuzenimi yani merti görünce yine sinirlendim. Her fırsatı değerlendirip Ayliz'in yanında olmasını canımı sıkmaya başlamıştı.

 

Benden önce savaş kızınca bir şey diyemedim. Ayliz'in yapmış olduğu açıklama yetti zaten.

 

Hep beraber yemek yedikten sonra Ayliz eve geçmek isteyince Savaş toplantıya katılması gerektiğini söyledi. Sanırım şu anda fırsatçılık yapan ben oldum onunla biraz daha zaman geçirip otobüsle gitmesini engellemek için benim bırakabileceğimi evden almam gereken dosyayı da bahane ederek kabul ettirdim.

 

Arabada müzik açmak isteyince elimiz düğmenin üstünde birbirine değdi buz gibiydi elleri. Zaten savaş kahvenin yanına tatlı bir şeyler isteyince ne olduğunu anlamıştım ama utanmasını istemediğim için ses çıkarmadım.

 

Arabayı durdurup karşıdaki cafeden sıcak kahve ve birkaç parça çikolata alıp arabaya binince ona aldığımı düşünmemiş olacak ki bana uzattı. Ona aldığımı söyledikten sonra kahvenin üzerime dökülmesiyle çok korktu miniğim.

 

Ama yaptığı hareketler beni kahveden daha çok yaktı. Elini uzattığı yer gömleğim olsada değdiği kısım karın kaslarım olunca kasıldım bir de üflüyordu daha fazla dayanamadım bu duruma.

 

Evlerinin önüne gelince daha kapıdan çıkar çıkmaz duraksadı ve karşıda bir yere baktı. Onun baktığı yere bakınca bir genç kız ona doğru geliyordu. Dayanamayıp arabadan indim.

 

Duyduklarımla sinirden yerimde duramaz oldum karşımdaki erkek olsaydı elimden kolay kolay kurtulamazdı ki bunu da Ayliz'e el kaldırdığını farkettiğim an söyledim.

 

Ayliz'in zar zor ayakta durduğunu görünce yanına geçtim e incecik beline sarıp destek oldum.

 

Arabaya doğru ilerlerken Yağız'ın ona seslenmesiyle durduk. Ailem bu mahallede oturduğu için ve ayazlarla arkadaş olduğu için tanıyordum o piçi. Ayliz konuşmak istemediğini söylediği halde ısrar edince sinirlerime hakim olamayıp tersledim şerefsizi.

 

Arabayı sahile sürüp biraz daha sakinleşmesini sağladıktan sonra eve bıraktım. Annemlerin evine uğrayıp oradaki kıyafetlerimden bir gömlek alıp giyindim. Akşam kuzenlerle dışarıda buluşacaktık.

 

Yoğun şirket saatlerinden sonra Mert , Su ve Enesle beraber yemeğe çıktık. Yemek yerken mert birden bana bakıp gülümseyip Ayliz'in de burada olduğunu söyledi.

 

Mert onların yanına gitti ama Enes zevzeğini ağzına laf vermemek için kalkmadım yerimden birde yanındaki çocukla çok samimiydi gidip bölmek bana göre değildi.

 

Mert bir süre sonra yanımıza gelip " sevgilisi kahve teklifimi reddedip beni kovdu resmen" diyince söyledikleri içime oturdu. Olabilirdi yani güzel kızdı sevgilisinin olması normal bir şeydi.

 

Onun lavaboya gittiğini görünce peşinden bende kalktım. Kapının yanında beklerken beni karşısında görünce korktu. Nasıl olduğunu merak ettiğimi sorup sevgilisinin onu beklediğini söyleyerek oradan uzaklaştım.

 

Yaptığım biraz çocukça gelebilir ama sevgilisi olan biriyle köşe bucakta konuşmam onu zora sokabilir ve bu durumu kendime de yakıştrmazdım.

 

Onlar gittikten sonra kaçan keyifimle birlikte bizimkileride kaldırıp annemlere geçtim bugün.

 

Yatakta uzanmış onun fotoğraflarına bakarken yanlışlıkla bir fotoğrafını beğenmemle kendime kızıp beğeniyi geri aldım salakça.

 

Hayır yani ya gördüyse demez mi madem beğendin neden geri çektin. Ama ya görmediyse inşallah görmemiştir yoksa büyük rezil olurdum. Çünkü beğendiğim fotoğraf eski bir gönderiydi.

 

Ben bunları düşünürken ekranda 'Ayliz Demir size bir mesaj göndermek istiyor' yazısını görünce heyecanla hemen mesajı kabul edip okudum.

 

AylizDemir : sevgilim değildi.. yani yanımdaki sevgilim değil Arastı.

 

Derin bir nefes aldım mesajı görmek daha doğrusu mesaj atanın Ayliz olduğunu bilmek mutlu etmişti.

 

Yaktım seni Mert bu hafta full mesaiye kal bakalım.

 

Kendime gelip hemen cevap yazdım.

 

Siz: yanlış anlaşıldım sanırım sevgilin olduğun için gitmedim sevgilin varken köşe bucakta konuşmak seni zor durumda bırakır diye gittim Aras olduğunu bilseydim selam verirdim, bellezza (;

 

 

 

 

 

Ortalığı kızıştıran Mert, devrandan çekeceğin var😃

 

 

 

Devranla ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

 

 

 

Ağzından yazmamı istediğiniz kimler var?

 

 

Yorum yapmayı yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 🍀💕

 

 

Yeni bölüm nasıldı?

 

 

Mert hakkındaki düşüncenleriniz neler?

 

 

Devran biraz dengesiz mi acaba?

 

 

Bakalım yeni bölümde bizi neler bekliyor?

 

 

Loading...
0%