Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@ogretmenbiranne

Merhaba arkadaşlar bugün biraz geciktim. Gün içinde yaşamış olduğum talihsizliklerden dolayı bölümü ancak atma fırsatım oldu.

 

Satır aralarında yorum yapmayı yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 💙

 

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕

 

Güne güzel başladım demeyi çok isterdim tabi tepemdeki Aras olmasaydı. Hayır yani anlamıyorum sabahın köründe ne işi vardı?

 

Tamam geleceğini biliyordum ama bu saatte değildi ya..

 

"Hadi balım uyan artık beraber çok eğlenceğiz bugün?" Neşeli ve imalı çıkan sesiyle gözlerimi açıp " bu ses tonunun ardından nasıl bir eğlence çıkacak açıkçası hiç merak etmiyorum!" dedim.

 

Ama beni takan var mı tabiki yok, üstümden yorganı çekip "hadi kalk artık ya Elif Anne kahvaltıyı hazırlamış bekliyor bizi" diyince " uff tamam be kalktım, sen geç bende geliyorum" diyerek lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim.

 

Evet Aras anneme artık Elif anne diyordu.

 

Aşağıdan annemle Aras'ın sesi geliyordu. Aras her ne anlatıyorsa annemin kahkahaları mahalleyi sarmıştır.

 

Yanlarına geçip annemin yanağını öpüp "Günaydın annem" diyip Aras'ın yanağından makas alarak yerime oturdum.

 

Babam bugün Savaş abimle birlikte şirkete geçmiş Ayaz abim sabah erkenden nöbetten geldiği için uyuyormuş Kuzey abimde dersler online olduğundan beri bir yerde staja başlamıştı.

 

İçeriden gelen telefon sesiyle hepimiz birbirimize baktık annem ayaklanıp odadan babamın telefonuyla gelince aramayı cevaplamış,

 

"efendim oğlum"

 

.

 

"Evet annem evde unutmuş"

 

.

 

"Ben bir sorayım kardeşine"

 

.

 

"Tamam annem hadi babana da selam söyle öptüm ikinizide"

.

.

 

Telefonu masaya bırakıp "kızım acele bir işiniz yoksa çıkmışken babanın telefonunu şirkete götürür müsünüz?" diyince Aras'a baktım.

 

"Manyak mısın kızım bana niye bakıyorsun sanki yok diyeceğim, tabi Elif annem sen bakma bu şaşkına biz götürürüz."

 

Kahvaltı yapıp evden çıkarken Aras bir ton laf etmişti. Çok bekletmişim beyefendiyi.

 

Araba şirketin önüne gelince güvenlik kapıyı açıp 'buyrun Ayliz hanım' diyince Aras gülmemek için kendini zor tutuyordu.

 

Asansörün önüne gelince bana yavru köpek bakışları atarak "söz veriyorum bizden başkası binerse ineriz ne olur merdiven çıkmayalım" demişti.

 

Onun bu haline gülüp " tamam hadi gel ama buna binemeyiz bu sadece yöneticilerin parmak iziyle çalışıyor, şuradakine binelim" diyip koluna girerek yürümüştüm.

 

"Vayy anasının gözü bizde zenginiz diye geziyoruz adamlar parmak iziyle biniyor asansöre, gerçi zenginlik değil bu ya vizyon sahibi insanlar" diye diye söylenen Aras'a bakıp asansörden çıktım.

 

Sekreterden babamın abimin odasında olduğunu öğrenince kapıyı çalıp gel denmesini beklemeden " Demir ailesinin en güzeli biriciği geldi" diyerek içeriye daldım.

 

Tabi peşimden gelen Aras bu halime alışkın olduğu için tepki vermedi ama böyle bir manzarayla karşılaşacağımı bilsem ağzımı açmazdım.

 

Babam ve Arslan amca karşılıklı koltuklarda abim Arslan amcanın yanındaki tekli koltukta Devran ise ikili koltuğun bir tarafında.

 

Yine rezil olduğum bir gün daha aman ne güzel!

 

Ben utanıp başımı eğince kıkırdama sesleri geldi kulağıma başımı kaldırıp baktığımda Devran, Aras ve abim bana gülerek bakıyordu.

 

Babam bu halime dayanamamış olacak ki " gülmeyin kızıma, sen bakma onlara biriciğim gel babanın yanına" demisti.

 

"yaa baba ya sende dalga geçiyorsun işte" diyip boşta kalan devranın yanına oturdum.

 

Oturmamla beraber derin bir nefes almıştı rahatsız mı ettim diye düşünüp başımı kaldırınca gözleri kapalı başı hafif bana dönük bir şekilde derin nefes aldığını farkettim.

 

Allah'tan Aras buradaydı da bizimkilerin dikkati üstümde değildi.

 

Arslan amcanın öksürmesiyle devran gözlerini açıp babasına bakmıştı. Göz ucuyla baktığım zaman Arslan amca imayla karışık kaş göz yapınca utancımdan yerin dibine girmek istedim.

 

Birden ayağa kalkıp " oldu babacım ben sana telefonu vereyim gidelim artık çok işimiz var hem Aras akşamda bizde evde görüşürsünüz" diyip babama telefonu uzatmıştım.

 

Babam ve abimi öpüp vedalaşırken Arslan amca uzattığım elimi tutup kendine çekerek sarılmış "görüşürüz Arslan amca" dememe karşılık "görüşelim kızım" diyerek beni bir güzel bozguna uğratmıştı.

 

Sıra Devran'a gelince elimi uzattım aklım çıkıyordu o da babası gibi yapıp sarılırsa diye ama çok şükür bakışlarımdan anlamış olacak ki sadece elimi tuttu hafif üstünden okşayıp " görüşürüz biricik" demişti.

 

Kapıdan çıkarken benim unuttuğum şeyi hatırlayan Aras dönüp babamlara "Mehmet amca Elif anne akşama istedikleri bir şey varsa arasınlar dedi" diyip çıkmıştı.

 

Aras'la beraber AVM gezip yemek yedikten sonra kahvelerimizi içerken telefona hiç bakmadığım aklıma geldi.

 

Açıkçası daha önce hiç telefonla pek işim olmadığı için umursamıyordum. Ama mesaj veya arama var mı diye bakmak istedim.

 

Gördüğüm bildirimle güldüm devran yazmıştı ama yazdığı şey daha komikti?

 

Devran: Biricik..

 

Devran: Bir şey sormak istiyorum

 

Devran: Acaba nereden onun Elif annesi oluyor?

 

Devran: Hayır yani anlamıyorum Elif abla desin Elif teyze desin ama anne niye yani..

 

Aras'a belli etmeden cevap yazmaya çalıştım bu onun hassas noktasıydı, devranın yazdığı bana komik gelse de Aras'ın en büyük eksikliği anne olunca ona gösteremezdim mesajları..

 

Siz: Biricik deme ya zaten utancımdan ölmek istedim

 

Siz: Aras'ın annesi doğum yaparken öldüğü için annem senin de annenim beb dedi lütfen bu konuyu bir daha açma olur mu?

 

Çok geçmeden mesajlarım görüldü olmuştu ardından yazıyor.. ibaresini görünce mutlu olmuştum.

 

Devran: Bilmiyordum iyi ki kapıdan çıkarken kötü bir şey demedim.. daha dikkatli olur o konuyu bir daha açmam, biricik 😉

 

Akşam eve geldikten sonra tüm aile Aras dahil olmak üzere yemekler yenmiş babamla annem melislere gidelim diyince kabul etmeyip evde kalacağımızı söylemiştik.

 

Abilerim ve Aras'la beraber kahve içip sohbet ettikten sonra Aras müsade isteyip evine gitti.

 

Ayaz abim beni kolunun altına çekip "güzelim uykun var mı?" diye sordu.

 

"Çok fazla yok abim, neden ki?"

 

" Yarın sabah mesaim var ama birazda seninle vakit geçirmek istiyorum"dedi.

 

Evet Ayaz abimle hastane okul derken çok fazla bir araya gelemiyorduk.

 

"Tamam o zaman başlasın abi-kardeş gecesi" diyerek kalktım onunda elinden tutup kaldırdım,

 

"Biraz sohbet edip sonra beraber uyuyalım m?"

 

"Olur abim, sen odana geç bende üstümü giyinip geleyim o zaman" diyip odama geçtim.

 

Üstümü değişip dişlerimi fırçalayıp şarjda olan telefonuma baktım.

 

Devrandan ve Aras'tan mesaj vardı. Aras eve vardığını yazmıştı ona mesaj atıp iyi geceler diyip Devran'nın mesajını açtım.

 

Devran: iyi geceler biricik😎 (23:34)

 

Siz: iyi geceler ☺️ (23:58)

 

Devran: Uyumadın mı?

 

Siz: Daha uyumadım, Ayaz abimin yanına gidiyorum şimdi uyumak için. Sen neden uyumadın?

 

Devran: gecemin iyi geçmesi için mesaj bekliyordum.. şimdi uyurum gecem iyi geçer 🙃

 

Elimi kalbimin üstüne koyup hızlı hızlı atmasına şaşırdım. Evet hayatıma yağızda girmişti ama bu denli çarpmıyordu kalbim.. gerçi onu sevdiğimden bile emin değilken ona yaklaşmış olmam benim salaklığımdı.

 

Daha fazla abimi bekletmemek için hızla üstümü başıma çeki düzen verip Ayaz abimin yanına gittim.

 

Kapıyı çalınca "gel güzelim" demesiyle " nereden anladın benim olduğumu" diye sordum.

 

Burnumun ucunu baş ve işaret parmağı arasına alıp "abiler bilir" diyince şaşkın şaşkın ona baktım, bu halime gülüp,

 

" güzelim sen ve annem dışında diğerleri kapı çalma nezaketinde bulunmuyorlar annemde uyuduğuna göre.. hem bende seni bekliyordum zaten" diyip açtığı kolları arasına girdim.

 

Uzun uzun sohbet ederken gözlerimin ağırlaştığını hissedip abime iyice sokularak " benim uykum geldi" dedim ama ses gelmeyince abimin de uyumuş olduğunu görünce üstümüzü örtüp abimin yanağını öperek uyudum.

 

 

🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀

 

.

.

.

 

Sabah gozlerimi tepemden gelen sesle açtım. Yahu ben bu evde neden hiç alarmla uyanamıyorum..

 

Kuzeyi abimin sesiyle gözlerimi ovuşturarak " sabah sabah ne oldu abi?" diyip Ayaz abime daha sıkı sarıldım.

 

Abimin erkeksi gülüşünü kesen " ne mi oldu sabahtan beri telefonun üst üste çalıyor kayıtlı numara olmayınca açmadım " diyip telefonu bana uzatarak gözlerime baktı.

 

Ayaz abim üstünü değişmek için banyo geçmişti. Arayan numaraya baktığımda kayıtlı olmamasına rağmen tanımıştım.

 

Sırtımdan aşağıya kadar terlediğimi hissedince kendime gelip abime döndüm " yabancı numara tanımıyorum, hadi kahvaltıya gidelim çok açım" söylenerek beline sarılmamla yanağımdan makas alıp "üstünü değiştir cadı misafir var" diyerek beni odamın önünde bırakıp merdivenlerden indi.

 

Nasıl yani dönmüş müydü ya karşıma çıkarsa ne yapacaktım.?

 

Hızlıca banyoya geçip giyindim ne kadar rahat giyinmek istesemde evdeki misafir kim bilmediğim için eşofman giymedim.

 

Banyodaki aynandan bir fotoğraf çekip hemen aşağıya indim.

 

 

Mutfağa girip " Günaydın" dedim. Bizimkiler bana karşılık gülümseyip "günaydın" diye cevap verdi.

 

Arkası bana dönük oturan kişi yüzünü çevirince adımlarım çivi gibi çakıldı yerine.

 

Kuzey abim "yine transa girdi" diye dalga geçerken Ayaz abim kafasına vurarak "karışma lan, gel güzelim" diyerek yanındaki boş yeri gösterdi. Başka yer yokmuş gibi Devranın yanına düştüm.

 

" Hoşgeldin Devran" diye kedi gibi mırıldandım. Bu halim onu eğlendirmiş olacak ki "Günaydın, Hoşbuldum biri-- Ayliz" bu sefer gülen ben olmuştum.

 

Tam biricik diyecekti ki abimler ve babamın yanında demek sanırım biraz yürek isterdi.

 

Pis pis sırıtıp ona hafif yaklaşarak " bu ortamda yemedi sanırım biricik demek" diye fısıldamamla kaskatı kesildi.

 

Savaş abim doldurduğu bardağını masaya bırakarak "abim bugün gelecek misin? Benim önce bir yere uğramam gerekiyor geleceksen siz Devranla geçin bende 2 saate gelirim" dedi.

 

Aslında bugün evden çıkasım yoktu sabah ki gördüğüm aramayla evden çıkmaya korktum. Ama yanımda devranın olma fikri beni mutlu etmişti.

 

Korkularımı bir kenara bırakıp "evet abi zaten çizimleri danışmak istiyordum, bende şirkete geçeyim" dedim.

 

Abim onaylayınca Devran'a dönüp "ben çantamla telefonumu alıp geleyim" diyerek ayaklandım.

 

Arabaya bindiğimizde ikimizden de çıt çıkmıyordu. Benim aklım sabahki arama mevzusundaydı ama onun niye konuşmadığını anlamadım.

 

Araba ışıklarda durunca bakışlarının bende olduğunu hissedip ona baktım " yapma şunu" diyerek tısladı.

 

"Neyi yapmayayım?" Ne yapmıştım da bu kadar soğuk ve sert bir şekilde konuşmuştu anlamıyordum.

 

"Şunu işte" diyip eli yüzüme yaklaşıp ısırdığım dudağıma dokundu.!

 

Isırdığım dudak.. benim dudağım.. devran dokundu..!

 

Az önce ısırdığım alt dudağımda ki baş parmağını dudağımın üstünde gezdirip torpidodan peçete alarak parmağını sildi.

 

Benden iğrendiğini düşünürken peçetede gördüğüm kanla ne yapmak istediğini anladım.

 

"Şeyy dalmışım, farketmemişim" diye içimden sayılacak kadar sessiz konuştum.

 

"Neyin var, sabah kahvaltıda da farkettim ama soramadım. Canını sıkan bir şey mi oldu?"

 

Devranın o' nu bilmesini istemediğim için bakışlarımı yola çevirip " yeşil ışık yandı" diyebildim sadece.

 

Hiçbir şey demeyip birden gaza basınca koltuğa sert bir şekilde yapıştım.

 

Kemer kutusuna çarpan kolumla ufak bir inilti çıktı dudaklarımdan.

 

Sesimi duyup bana dönünce ifadesiz bir surata bürünüp yüzümü çevirdim.

 

Şirkete gelince asansörün önünde durduğunda bugün onunla yalnız kalma kotami doldurduğumu düşündüm tabi geçmiş aklıma gelince de adımlarımı merdivene çevirdim.

 

Ardımdan gelen ayak sesleri kolumun tutulmasıyla kesildi.. benim nefesimi kesen ise sıcacık parmakları az önce kolumu çarptığım yere değince oldu.

 

" Neden asansöre binmiyorsun, yanında olmam seni rahatsız mı ediyor?"

 

Onun gözleri bendeyken benim gözlerim kolumu tuttuğu elindeydi. Evet canım acımıştı ama sert tuttuğu için değildi.

 

Baktığım yere bakınca acıdan dolan gözlerimi de gördü. Elini hemen çekip " Özür dilerim, canını acıtmak istememiştim.. sen birden gidince durdurmak icin-"

 

Hemen kazağımın kolunu sıyırıp " bu-bunu ben yapmış olamam, yemin ederim Ayliz canını acıtmak istemedim."

 

                                                                                

Kolumu elinden kurtarıp "tamam devran acımıyor, sen yapmadın zaten tutunca bir anda acıdı sadece" diyerek hem kolumu hem de konuyu kapatmaya çalıştım.

 

"Kim yaptı? Ne zaman oldu? O yüzden mi sabahtan beri canın sıkkındı" diyince daha fazla kafasında kurmasın diye;

 

"Arabada.. şey yani aniden gaza basınca arabada oldu" gözleri önce yüzümü taradı doğru mu söylüyorum diye inanmış olacak ki birden parladı yine.

 

"Allah beni kahretsin benim yüzümden olmuş işte"

 

Sakinleşmesi için az önce kolumu tuttuğu sol eline uzanıp " sakinleş lütfen herkes buraya bakıyor yukarıya çıkalım" diyip binmek istemediğim asansöre ilerledim.

 

Yanıma gelip sıkmaktan beyaza dönen parmağını okutup asansöre binmemizi sağladı.

 

"Ayliz.." sözünü bitirmeden kestim lafını " lütfen devran isteyerek yapmadığını biliyorum" dedim.

 

Yanıma biraz daha yaklaşıp saçlarımın arasında hissettiğim sıcaklıkla derin bir nefes alma sesi duydum.

 

Öyle bir salaklık yaptım ki bana o kadar yakın olana adama yüzümü döndüm.

 

"Nefesim kesiliyor" dediği an panikle başımı kaldırıp ona baktım. Derin derin bakıyordu.

 

Başımı kaldırmamla aramızda sadece bir konusmalık dudak mesafesi kalmıştı. Birimizden biri konuştuğu an dudakların birbirine değmemesi imkansızdı.

 

Sıcaktan ve yakınlıktan dolayı t

uttuğum nefesi dışarı bıraktım benim verdiğim nefesi o çekti içine..

 

Asansörden çıkan sesle kapı birden açılınca

 

" Yok artık daha neler.."

 

.

.

.

.

.

 

Arayan kimdi sizce?

 

Devran hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Ve en önemlisi asansörde kim gördü onları?

 

Loading...
0%