@ogretmenbiranne
|
Selam ben geldim.
Yeni bölüm biraz gecikti kusura bakmayın.
Uzun zaman sonra erkenden uyuyunca bölümü atamadım.
Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕
. . .
Devran'nın Anlatımıyla...
.
Bugün sabah kahvaltıya onlara gittiğimden beri bir gariplik vardı Ayliz'de.
Gerçi hep bir kararsızlık içinde bazen yakınken birden uzaklaşabiliyordu. Bunu da eski hayatına yoruyordum.
Arabayı hayvan gibi hızlı kullandığım için kolunu çarpması ve benim onun canını yakmış olmam kendime edeceğim bütün hakaretleri hakettiğimi gösteriyordu.
Asansörde o kadar derin bir şekilde kokusunu alıyordum ki.. kapalı alanlardan pek hoşlanmadığım halde ömrümün sonuna kadar burada onunla kalabilirdim. Tabii kapı açılıp Su bizi görünceye kadar.
Onunla ilgili kafamda soru işaretleri vardı ve evet onun o gökyüzü gözlerine bakan biri acılarını da masumluğunda görebilirdi.
Odaya gelen çiçekten sonra panik yapmasıyla bir şeylerin ters gittiğinden emin olmuştum.
O odadan çıktıktan sonra gerekli belgeleri imzalayıp Savaş'ın odasına gittim.
.
Ama yoktu hava alacağım diyip çıkmış. Koridorda, lavaboda hatta terasta bile bulamayınca demirlere yaslanıp soluklandım.
.
Aşağıda adamın biriyle konuştuğunu daha doğrusu bir şeyler anlatmaya çalıştığını görünce asansöre atlayıp aşağıya indim.
.
Şerefsiz moraran kolundan tutmuş çekiştiriyordu. Büyük adımlarla biraz daha yaklaştıktan sonra Ayliz'in bırak dediğini ama adamın zorla arabaya bindirmeye çalıştığını görünce bendeki şarteller attı.
.
"kız bırak diyor şerefsiz anlamıyor musun?" diyip aradaki mesafeyi epeyce kapattım.
.
Şerefsiz ne kadar sinirlenmişse bana karşı "Sen kimsin lan.. yoksa bu it yüzünden mi gelmiyorsun benimle?" dediği an bütün öfkemi kusar gibi
.
" İt senin yedi sülalendir " diyip kafayı gömdüm.
.
"Irzını s*ktgim seni bir daha burada bu semtte veya Ayliz'in yanında görürsem, bırak görmeyi adını bile düşünüp zikrettigini duyarsam.. o çok değer verdiğini keser g"tune sokar ibreti alem için meydanda gezdiririm"
.
Art arda attığım yumruklardan sonra o gelip havadaki elimi tutarken adımı söyleyip yaşlı gözlerle bana yalvarır gibi bakmasına kayıtsız kalmadım.
.
Tuttuğum eli bırakmadan otoparka doğru yürüyüp mertten savaşı sordum toplantıya girdiğini yazdı.
.
Tabi ki abisinden korktuğum yoktu ama bugün aramızda bir şeyler netliğe kavuşmadan onu zor durumda bırakamazdım.
.
Kapıyı açıp Ayliz yerleştikten sonra kendi yerime geçip sakinleşmek için başımı direksiyona yasladım.
.
Ben sakinleşmek istersen saçlarımda gezen soğuk parmaklarla irkildim. Bu tarif edilemez bir duyguydu. Buz gibi parmaklarına rağmen dokunduğu yer içimi sıcacık etti.
.
Başımı kaldırıp ona bakınca hızla elini çekti. Aklımdaki soruya cevap almak için rahatsız edenin o olduğunu neden söylemediğine dair sordum.
Başıma onun yüzünden belaya açılmasınmış. Bir de kalkmış özür diliyor. Gözlerindeki o kırgınlıkları görünce;
"Özür dileme.. bakma öyle" dedim. Çok kırılgandı bu söylediğimden sonra,
"Herşey için teşekkür ederim.. Abim çıkmadan ben eşyalarımı alıp eve geçeyim artık.. rahatsız ettiğim içinde özür dilerim" diyip kapıyı açmaya çalıştı.
Çalıştı diyorum çünkü müsade etmedim onu tek başına evine göndermeyeceğimi ve ne rahatsızlığından bahsettiğini sordum.
Gerçekten bu kız kalbe zarardı.. kalbime zarardı .
Saçımı okşamasından rahatsız olduğumu düşünmüş.. hayır zaten saçıma dokunmasıyla sakinleşmiştim.
Küçük bir kız çocuğu gibi ellerine bakıp mahcup olunca gür bir kahkaha atıp. Saçıma dokunmasının güzel hissetirdiğini bana kırgın bakmamasını dediğim an bana şaşkın bir halde bakıp tekrar onay istedi.
Onun bu hallerine dayanamadım ve kollarımı açıp "sarılabilir miyim" diye sordum.
Ufak bir gel gitten sonra bana yaklaşıp sarılmana müsade ettiği an ciğerlerime dolan kokusu göğsüme hissettiğim deli gibi atan kalple duygularımın tek taraflı olmadığını düşünmeye başladım.
Ona bakınca dalgın halleri dikkatimden kaçmadı onun isteği olmadan dokunmayacağımı sarılmayacağımı söyledim.
Ama ya eğer o bir daha sarılmayı istemezse diye içime korku düştü.
Birden kollarını bana sarınca içimdeki korku yerle yeksan olup beni resmen alaşağı etti. Bu kızın sarılmasına bile bu kadar düşeceğimi tahmin etmiyordum.
Bana sevgili miyiz diye sorunca aslında benim sadece onun sevgilisi değil herşeyi olmak istediğimi dile getirdim..
Hiçbir şey konuşmadan sadece durduk.
Ben hayatımda daha önce bir kıza güvenmek istemiştim ama bana attığı kazıktan sonra kimseyi sevemem diye düşünmüştüm.
Nerden bilebilirdim gökyüzü gözlü bir kızın gelip kalbimi avuçlarına alacağını.
Biraz daha bekledikten sonra beraber yukarıya çıktık. Ayliz abisinin odasına girince bende odama geçtim.
İçeri girince babamı burada görmeyi beklemediğim için " baba senin ne işin var burada?" diye sordum.
Babam "Sen iyi misin oğlum? Ne demek ne işim var burada kendi şirketim burası. Senin aklın nerde?" diye muzipce sorup göz kırpmıştı.
"Yahu baba 52 yaşına gireceksin ne bu hareketler" dedim ama beni takmayıp masama tekrar geçti. Masanın karşısındaki koltuğa geçip su içerken babamın
" eee gelin- pardon Ayliz kızım nasıl?" demesiyle gözlerim yerinden çıkacak kadar açılmış ve içtiğimiz su genizime kaçmıştı.
Babam bu halime gülüp " eee devran efendi nasılmış buzdan kalbin erimesi"
"Nasıl yani baba sen nereden biliyorsun?" dememle babam gözlerini devirip
"Hayır anlamıyorum oğlum sen bu kadar salak değildin aşk seni iyice bozdu.. ben babayim baba kaçar mı gözümden kızı gördüğün yerde k9 köpeği gibi koklayıp duruyorsun"
Cidden bunu ben bile farketmemişim babamdan korkulurdu.
"Eee cevap vermedin nasılmış kızımız?" Ne diyeyim sana şimdi baba ben daha kendim bir rüyadaymış gibi hissederken sana kalkıp aşkımı mı haykırayım...
"İyi baba abisinin yanına geçti" diyerek kestirip attım.
"Aman ha bak gözüm üzerinde kızı sakın üzeyim deme yaşına başına bakmam alırım ayağımın altına"
Babamın bu söylediğine gülüp bu güzel duyguların bitmemesi için dua ettim.
. . . .
Ayliz'in anlatımıyla..
Abimin odasına girince babamı da burada görünce sabah toplantı için geleceklerini şimdi hatırladım.
Sanırım annem sabah kahvaltılarında çaktırmadan yürek yediriyordu bana. Bunun başka açıklaması olamaz.
Ailemin olduğu şirkette takıntılı bir manyakla buluşup sonra kalbimin ritmini bozan adamla arabanın içinde sevgili olmuştum.
Sevgili..
Ben..
Devranla....
Allahım düşünürken bile içim kıpır kıpır oluyor.
Babamın " meleğim iyi misin? Niye orada bekliyorsun gelsene yanımıza" demesiyle hala açık kapının önünde olduğumu idrak ettim.
Pıtı pıtı yürüyüp babama sarılınca "çok mu özledin babayı ha?" diyen babamın yanağına öpücük kondurup "özledim tabi babamı" diye cırladım resmen.
Abime baktığım zaman bize buruk bir şekilde gülümsüyordu vardı onda da bir haller ama dur bakalım öğrenirdim bir şekilde.
Şirketten çıkıp eve geçtiğimizde evdekilerle hasbihal ettikten sonra odama çıktım. Biraz dinlenip akşam yemeği için aşağıya inecektim.
Telefonumun bildirim sesini duymamla çantamda ki telefonu alıp kendimi yatağa attım.
Devran: Ben bugün bir rüya gördüm sanırım..
Devran: ama uyanık gibiydim, uyuduğumu hatırlamıyorum yani.
Ne rüyası ya ne oluyor?
Siz: hayırlara gelsin, ne rüyası?
Devran: hayırlı olacak inşallah, rüyamda sende vardın 😎
İyice merak ettim, hangi ara uyudu da rüya gördü?
Siz: ben mi? Devran sen iyi misin?
Devran : işte böyle yine bana devran diyordun bir de..
Siz : bir de ne? Doğru düzgün yazar mısın?
Devran: bir de elimi tutuyordun.. sonra saçlarıma dokunuyordun sana sarılıyordum o kadar güzeldi ki hiç uyanmak istemeyeceğim kadar güzeldi..
Bu adam deli cidden rüya olduğunu mu düşünüyor..
Siz: Hayallerini yıkmak gibi olmasın ama o bir rüya değildi.
Devran: biliyorum güzelim 🙃 ama ben hala rüyadaymışım gibi..
Benimle dalge geçiyor resmen ya
Siz: çok kötüsün bende cidden rüya olarak hatırlıyorsun sandım 😡
Devran: kızma güzelim ben sadece rüya gibi güzel anlamında dedim..
Düşme Ayliz düşme düşme... Ne yani Ayaz abinde güzelim diyor..
Siz: İyi tamam.. ben yemeğe gidiyorum görüşürüz
Devran: dur bi dakika sen kızgın mısın? Trip mi yiyorum ben şimdi anlamadım ki?
Kızgın veya kırgın değildim tripte atmıyordum ama sanırım böyle bir şeye vereceği tepkiyi çok merak ediyordum.
Siz: yoo kızgın değilim neyse sonra konuşuruz.. iyi geceler Devran.
Mesajı gönderip telefonu yatağın üstüne bıraktıktan sonra lavaboya geçtim. İşlerimi halledip odaya döndüğümde gördüğüm mesaja anlam veremedim.
Devran: kesin bir şey oldu. Bekle hemen geliyorum? 19:08
Siz: ne demek geliyorum? 19:38
Siz: gelme sakın buraya.. 19:38
Siz: heyy kime diyorum ben..? 19:39
Siz: ben aşağıya anneme yardıma ineceğim gelince konuşalım olur mu? 19:40
Devran: Fıstıklı mı Cevizli mi?
Siz: ne alaka?
Devran: tatlıda fıstık mı seversin ceviz mi?
Siz: haa fıstıklı severim ama bunun ne alakası var konuyla?
Devran: neyse güzelim işim var görüşürüz 😙
Üstümü düzeltip aşağıya inmemle kapı çaldı 'ben bakarım' diyip kapıyı açtım.
"Senin ne işin var burada?" diye fısıldadım.
Daha cevap veremeden annem elindeki salata tabağıyla kapıya gelip,
" Devran oğlum hoşgeldin niye kapıda dikiliyorsunuz? Geçsenize içeriye."
Elindeki poşeti bana verip içeriye geçen Devranın ardından mal gibi kaldım.
Vakit kaybetmeden poşeti mutfağa bırakıp ekmek sepetini alıp yemek masasına götürdüm.
" Kusura bakmayın Mehmet amca böyle aniden geldim ama Savaş'a projeyle ilgili sormam gereken bir şey vardı " diyen devran'a tek kaşımı kaldırarak baktım.
"Ne kusuru oğlum burası evin sayılır hem kaynanan seni seviyormuş su böreği yapmıştı Elif teyzen"
"Yaa çok iyi olmuş o zaman ellerine sağlık Elif teyze" diyip kimseye çaktırmadan göz kırpıp gülümsedi.
Hep beraber sofraya geçip yemek yedikten sonra çay faslı için odaya geçtiğimizde annem,
"Oğlum zahmet etmişsin ne gerek vardı tatlıya?" diyince mesajda niye ceviz mi fıstık mı diye sorduğunu anlamış oldum.
Mutfağa gidip çayın yanına hazırlanmış olan tabakları elime alınca büyük bir keyifle içeriye geçtim.
Sırf trip attığımı düşünüp sevdiğim tatlıdan alıp bahane bularak beni görmeye gelmişti.
Tabakları herkese dağıttıktan sonra Ayaz abimle kuzey abimin arasına oturup tabağı elime alıp bu muhteşem şeyi daha fazla bekletmemek adına ağzıma attım.
Tereyağı çıtır yufka ve fıstığın uyumuyla gözlerimi kapatıp damağımda dağılışını hissettim.
Kuzey abimin kahkaha atmasıyla " kızım görende hiç tatlı yemiyorsun sanacak baklavayla aşk yaşadın resmen"
"Hayır abi baklava değil bir kere bu havuç dilimi ve ben ne şartta olursam olayım bu lezette hayır diyemem" diyip dudaklarıma bulaşan şerbeti de yalayınca devran şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.
Telefonunundan bir şeyler yapıp yanına bırakan devrandan odağımı abime çevirdim.
Ayaz abim "anlaşılan o ki güzelim seni üzgün olduğun zamanlarda mutlu edecek şey havuç dilimiymis" diyip burnunu ucuna fiske vurup kendi tatlısını yemeye başladı.
Utanmıştım yahu ne var yani çok seviyorsam.
Devranla abim yukarıya projeyle ilgili konuşmak için çıktıklarında mutfağa geçip bulaşıkları hallettikten sonra odama çıktım bende.
Üstüme pijamalarımı giyinip yatağa uzanırken telefonuma gelen bildirimi farkettim.
Devran: bu kadar sevdiğini Bilmiyordum öğrendiğim iyi oldu😉
Siz: teşekkür ederim çok güzeldi.. kesene bereket☺️
Mesaja cevap gelmedi zaten abimle iş konuştuğu için mesaj atmasını da beklemiyordum.
Yediğim tatlıdan dolayı iyice susamıştım aşağıya su almak için inmek gözümde büyüse bile bütün gece yanmayı göze alamadım.
Kapıdan çıkar çıkmaz abimle Devranin merdiven başında konuştuğunu görünce merdivenlere yönelmeden odama girmek istedim. Abim beni farkedip, "Papatyam gelir misin?" diye sorunca el mecbur ayağımda panduflar üstümde pijama yanlarına ilerledim.
Abim " 2 gün sonra şirketin katılacağı bir yemek varmış benimle gelmek ister misin?" diye sordu.
"Olur abi gelirim tabi, hem annemlerde gelecek değil mi?"
"Tabi abim Ayaz'ın nöbeti var kuzeyde gelmez böyle ortamlara" dediği an telefonun çalmasıyla " ben hemen geliyorum" diyerek odasına girdi.
Devran bir adım daha yaklaşınca panikle etrafıma baktım her an abilerimden biri veya annem gelebilirdi.
"Geçti mi bana olan kızgınlığın, gerçekten seni kızdırmak için yapmadım" kulağıma doğru sessiz konuşmasıyla nefesinin sıcaklığını hissettim.
Bende onun gibi kulağına doğru yaklaşıp parmak uçlarımda yükselerek " hiç kızmadım ki tamam azıcık kızdım ama hemen geçti ki zaten" dedim.
Sağ yanağım onun boynunun sol tarafına değince " demek beni kandırdın? Ama bu yaptığın karşılıksız kalmaz güzelim"
"Ne ne karşılığı" diyip yüzüne baktım.
Nihayetinde ben istemeden bana sarılmayacaktı bile ama yine de ne olduğunu merak etmiştim.
"Ben senin isteğin olmadan yaklaşmıyorum ya sana hani?"
"Hıhım" diyip başımı salladım.
"Ama bu demek değil ki sen kendi rızanla bana iyi geceler öpücüğü vermeyesin"
Ciddi mi diye yüzüne bakarken içerden abimin sesiyle telefonu kapatmasının yakın olduğunu anladım.
Hızlıca sağ yanağından tutup sol yanağına öpücük bırakıp odama gidecekken elimden tutup sağ yanağını da gösterince "ama bunun hatrı kalır" diyince oraya da uzanıp öptüm.
Başımın üstünden derin bir nefes alıp "şimdi gönül rahatlığıyla gider mis gibi uyurum, iyi geceler güzelim."
. . . .
Bölümle ilgili düşüncelerinizi yazar mısınız? 🍀
Yorum yapmayı yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 🍀💙
|
0% |