Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@ogretmenbiranne

🍀

🍀🍀

🍀🍀🍀

 

 

 

Selam kıymetli okurlarım.

 

 

Biraz gecikmeli bir bölüm oldu kusura bakmayın. Ramazan olunca gerçekten düzenim değişti.

 

 

 

Daha fazla sizleri bekletmeden şuraya ufak bir bölüm bırakarak sahur hazırlamaya kaçıyorum.

 

 

 

 

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕

 

 

 

 

 

 

Annemin bakışları bizi bulunca ufak bir tebessümle adımlayıp yanımıza gelerek

 

      

    

"Abinleri zor durdurdum onlardan biri gelmeden hadi inelim" diyen anneme şaşkın bir şekilde bakmış olmalıyım ki "şimdi değil meleğim anneler bilir, hadi oğlum sen önden geç bizde geliyoruz " diyerek devranı gönderdi.

   

   

 

"Anne kötü bir şey yapmıyorduk gercek-"

 

     

   

"Ssst ben kızımı bilmez miyim sana güvenim sonsuz açıklama yapma annem bunu akşam anne kız dertlesirken konuşuruz" diyip girmem için uzattığı koluna girip annemle aşağıya indik.

 

      

   

 

Odada basılmamızdan sonra aşağıya inince neredeyse bütün mahallenin bize gelmiş olduğunu görüp geri adımladım.

 

  

 

   

Annemin arkamda durmuş olması kaçmama engel olmuştu. El mahkum içeriye geçtim.

 

    

   

Köşede oturan Melis ve cemreyi farkedince onların yanına geçerek gelenlere ufak bir baş selamı ile hoşgeldin diyip geçmiş olsun dileklerini aldım.

 

      

  

 

Kafamı çevirmemle onu da burada görmüş olmanın şaşkınlığıyla gülüşüm yüzümde soldu.

 

     

Nereye baktığımı farkeden Devranında bakışları onu bulunca kaşları çatılmış elleri yumruk haline gelmişti.

 

   

 

Gözlerimi devran'a çevirip kimseye çaktırmadan göz kırpıp gülümseyince çatılan kaşları düzelmiş elini birini ensesine atarak kaşımıştı.

    

 

     

Yanımıza Su da gelince sohbetimiz koyulaşmış zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım.

 

   

   

Misafirler teker teker çıkmaya başlayınca ev biraz daha sakinleşmişti.

   

Melisten öğrendiğim bir bilgiye göre onun eğitimini tamamlamak için yurt dışına gidecek olmasıydı.

    

Giderse gitsin ben sevilmemiş olmanın verdiği toylukla ona bir şans vermiştim ama o verdiğim şansı sonuna kadar kullanıp başlamadan bitirmemize sebep olmuştu.

 

Hoş bende bu durumdan şikayetçi değildim bana değer veren icimdekileri dilimden dökülmesine müsade etmeden gözlerimden anlayan Devran vardı.

      

Zaman bize ne gösterir bilmiyorum ama ben bu adama deli gibi bağlanmaya başlıyordum.

      

       .

Annemin seslenmesiyle mutfağa geçip ailecek akşam yemeğimizi yedikten sonra kuzey abim anında kalkıp beni kucaklayarak odama çıkarmıştı.

           

Yatağa uzandıktan sonra "kimseye söz verme bugün benimle uyuyacaksın cadı" diyerek kendi odasına gitmişti.

     

Kapı tıklatılınca 'gel' dememle annem içeriye girmis elindeki portakal suyunu ve ilaçlarımı vermişti.

   

     

Boşalan bardağı tepsiye koyarak bana bakmayı sürdüren anneme " Anne bir şey mi oldu" diye sordum.

 

"Oldu meleğim oldu.. bana şu devranla olan durumu anlatırsan rahatlayacağım valla"

 

"Şey anne.. bilmiyorum ki yani ben daha önce hiç böyle hissetmemiştim.."

    

"Nasıl yani kızım siz sevgili değil misiniz?"

 

"Sevgiliyiz tabi nasıl desem bana olan sevgisini değer verdiğini hiç çekinmeden gösteriyor daha önce yaşadıklarımı biliyorsun birine güvenmek sevmek zor olur sanıyordum.. o kadar değişik seviyor ki, beni incitmeden kararlarıma saygı duyarak bunu yapması bile yetiyor onu sevmeme"

 

   

"Güzel kızım benim çok canın yanmış ama devranı tanırım efendidir, güvenilirdir, dürüsttür yani demem o ki bu hayat senin.. yüreğinden nasıl davranmak geliyorsa öyle davran ben hep senin yanındayım"

 

Anneme sarılıp "teşekkür ederim anne, ben anne ne demek onu da seninle öğreniyorum" gözümden akan yaşı fark eden annem,

 

"Artık ağlamak yok meleğim.. hadi ben çıkayım kuzey odaya girerken uyardı bugün ben uyuyacağım kardeşimle diye, siz beraber zaman geçirin"

 

Saçlarımı öpüp odadan annemin çıkmasıyla kuzey abim söylenerek içeriye girdi neymiş efendim neden bu kadar uzun konuşmuşuz.

   

Abimle sarılıp uyuduktan sonra ailem için Allah'a bir kez daha şükrettim.

 

🍀

🍀🍀

🍀

 

10 gün sonra..

 

.

.

.

 

Bu 10 gündür tabiri caizse evde pinekliyordum abime şirkete gelmek istediğimi söylediğim halde biraz daha dinlenmemi söylemişti.

  

Devranla o günden sonra telefon harici hiç görüşmemiştik o da aynı şekilde çok özlemiş olduğunu dile getirip ama istirahat etmem konusunda abimle aynı fikirdeydi.

 

Artık bugün canıma tak ettiği için duşumu alıp üstümü değişerek Devran'a mesaj attım. Şirkete gidecektim ama önce orada olduğundan emin olmam gerekiyordu.

 

Havaların biraz daha ısınmış olmasını fırsat bilip bugün etek giymeye karar vermiştim

 

Siz: selam.. napıyorsun 🥰

 

Mesajı atıp çantama gerekli olan şeyleri koyduktan sonra eşyalarımı alıp aşağıya indim.

 

Annem mutfakta akşamın yemeğini hazırlıyordu.

 

"Annem ben çıkıyorum.. var mı bir isteğin"

 

     

"Yok annem dikkatli ol.. akşam sevim teyzenlere gideceğiz yarın yağız yolcu ya bir gidip vedalaşalım sen gelecek misin?"

 

      

"Su ile dışarıya çıkacağız annecim sözüm var iptal etsem hoş olmaz"

 

Bu programı dün kuzey abimden duyunca hemen Su ile konuşup akşam beraber bir şeyler yapmak için mesaj atmıştım.

 

"Tamam annem selam söyle"

"Olur annem söylerim"

  

Telefonuma bakınca mesaj geldiğini görünce sırıttım.

 

Devran: selam güzelim

  

Devran: birazdan toplantı var onun için hazırlanıyoruz.

  

Devran: sen ne yapıyorsun?

.

.

.

 

Siz: hiç öyle evde sıkılıyorum..

 

Siz: tamam canım kolay gelsin öptüm

 

Öptüm ne gerizekalı! diye kendi kendime söylendim.

 

Devran: ahh bide icratte görsek..

 

Yüzüme doğru akın eden kanla kızardığıma eminim.

 

     

Gelen taksiye hemen binip şirketin adını verdim .

Şirkete geldiğimde artık beni tanıyan güvenlikçiler sağolsun sorun çıkarmadan geçmeme müsade ettiler.

 

Abimle Devran'ın odasının olduğu kata gelince Su ile karşılaştım.

 

Birbirimize sarılıp ayak üstü konuşurken asansörlerin oradan kahkaha sesiyle ikimizde dumura uğradık.

       

Daha doğrusu Su devran'a acıyarak bakarken ben sinirden deliye dönmek üzereydim.

 

Devran elindeki telefondan başını kaldırmadan yürürken Kızın biri ağzını yaya yaya devranla konuşup elini hiç utanmadan devranın koluna sürtüp "ilahi devran.. hiç güleceğim yoktu." diyordu.

    

Kızın bakışları bizi bulunca daha doğrusu beni bulunca sinsice sırıtıp " anlaşmayı yemekle kutlayalım mı ?" demesiyle kan beynime sıçramıştı.

 

Olayı fark eden Su devranın bizi görmediğini anlayıp "Devran bitti mi toplantı? Seni bekliyoruz hadi çıkalım" diyerek bildiğiniz bağırdı.

 

Devran beni görmüş olmanın şaşkınlığıyla bakarken ben o kızın hala elini çekmediği kola bakıyordum.

      

Nereye baktığımı anlayan Devran kızın elini kolundan ittirip " Sağolun Aslı hanım sevgilim ve kuzenimle çıkacağız" diyip hızlı adımlarla yanımıza gelmişti.

      

Şu anda sinirli olsam bile o kıza bu keyfi yaşatmak istemediğim için Devran'a gülümsemiştim.

 

Yanıma gelip belimden tutarak kendine çekip alnımdan öpmesiyle eridiğimi hissetim.

 

"Peki o zaman afiyet olsun"

 

Kulağıma doğru eğilip " bu ne güzel sürpriz bebeğim" diyince yakınımda olmasını fırsat bilip kolunu cimdirip " ben sana sürprizi göstereceğim" diyerek ayrıldım.

    

Kadın gittikten sonra Su devran'a "kolay gelsin kuzen ben savaşı oyalarım" diyerek yanımızdan uzaklaştı.

 

Devranın odasına girince o da peşimden odaya girdi. Kapıyı hızla kapatıp onu kapı ile aramda tutarak.

 

O kızın yaptığını taklit ederek "ilihi divrin.. hiç gilicigim yıktı" elimi kolunu atmamla gür bir kahkaha attı .

 

Kaşlarımı çatıp işaret parmağımı sallayarak "bir de gülüyor musun? Kadın sana ayak üstü kur yaptı be sende halinden pek memnundun sanırım Devran bey"

   

Birden yerimizin degismesiyle " benim halimden memnun olduğum tek yer senin yanın dokunmasını istediğim tek el senin elin.." diyerek gamzemden öptü.

 

Onu ittirip alayla karışık "hıhı tabi kız sana dokunurken niye tepki vermedin?" diye sordum.

 

Bileğimden tutup büyük deri koltuğa doğru yürüyünce kendisi oturmuş benide ayakta bacaklarının arasındaki boşluğa çekmişti.

 

    

Tek eliyle iki elimi birden tutarak ceketinin cebinden telefonu çıkarıp "işte bu yüzden güzelim sana mesaj attığım için farkında değildim" mesajı açıp bana gösterdi.

    

'Çok özledim gelip seni kaçırsam mı?

biraz severim seni olmaz mı?'

 

"Yaaa Devran" diyip ondan uzaklaşmaya çalışmamı engellemiş kendisi aniden kalkarak beni belimden tutup kaldırarak kapıya doğru yürümüştü.

 

Ne yaptığını merak ediyor olsam bile şu 10 günde onu ne kadar özlediğimi bildiğim için fırsatçılık yaparak kollarımı boynuna sarıp başımı omzuna yasladım.

 

Kapıyı kilitleyip sanki küçük bir poşet taşıyor gibi benimle beraber kalktığı koltuğa geri dönünce belimdeki ellerini sıkılaştırıp kendini koltuğa bıraktı.

     

Az önceki pozisyona geri dönünce elinin içindeki avuçlarıma öpücük kondurup, bir bacağını koltuğa uzatıp "rahatsız olmazsan böyle gelir misin kokuna ihtiyacım var sarılıp özlem gidereyim mi birazcık?"

 

Bunun için benden izin istemesine gülümseyip bacaklarının arasındaki boşluğa oturarak iki ayağımı da koltuğa uzattım.

 

   

Kollarını belime dolayıp başını boynuma gömmesiyle derin bir nefes aldım.

Söylediğinin aksine rahatsız olmak şöyle dursun bu kollarda, yanında olmak onu yaşamak bana huzur veriyordu.

   

Daha önce sevdiğini söylediği için elimi saçlarına atıp her telini tek tek sevdim.

 

"Cennet kokulum.."

 

Duyduğum sözle kalbim beni yarı yolda bırakacak kadar hızlı atmaya başladı.

       

Bir anlık cesaretle karnımdaki sol elini kaldırıp kalbimin üstüne koydum her zaman odun olmanın manası yoktu.

 

"Sen beni böyle güzel sevince kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı atıyor, bir söz duymuştum ne kadar doğruymuş meğer"

 

"Hmm... Neymiş o doğru olan söz?" Kafasını boynumdan kaldırmadan konuşmasıyla nefesinin bütün sıcaklığını tenimde hissetim.

  

"Kalp dediğin atıyor zaten."

 

"marifet ritmini değiştirebilende"

 

"marifet ritmini değiştirebilende"

 

Aynı sözü söylemiş olmanın verdiği şaşkınlıkla yüzümü yüzüne çevirdim boynumu öpen dudakları, dudaklarıma değip geçince utancımdan yerin dibine girmek istedim.

 

       

" istemeden oldu.. yani birden oldu" diyip eski halime dönmek için aşağıya doğru kayarak başımı önüme eğdim.

     

   

"Gel yavrum gel irademi daha fazla zorlama" diyerek oturur pozisyona gelerek beni kolunun altına aldı.

 

    

Gelen bildirim sesiyle doğrulup masadaki telefonumu aldım. Su hep beraber yemeğe çıkalım diye mesaj atmıştı.

 

     

 

Benimle beraber mesajı okuyan sevgilim onaylar şekilde kafasını sallayınca cevap yazıp yerimden kalktım.

    

Üstüme başıma çeki düzen verip kapıdan çıkacağım an devran belimden tutup " güzelim artık Savaş'a söylesek mi böyle gizli saklı buluşup arkasından iş çevirmek hoş olmuyor" diyen sevgilime hak verdim.

 

Bende bunu düşünüyordum sanırım beraberken söylememiz daha uygun olurdu.

 

"Olur.. söyleyelim yemekteyken"

 

" Ohh be yine itiraz edeceksin diye aklım çıktı, en azından arkasından iş çevirmeden seninle zaman geçiririm artık" diyip odanın kapısını açarak çıktık.

 

Koridora çıkmamızla Su önden abimde arkasından çıkmıştı. Abimin yüzünde daha önce görmediğim bir gülümse varken Su başını yerden kaldırmadan yürüyordu.

 

Abim yanıma gelip " hayırsız bir kardeş mi varmış burada" diyerek başımın üstünden öpünce bir şey diyememiştim.

     

   

Su kafasını kaldırıp bize bakınca onda da bir değişiklik olduğunu farkettim. Yanakları kızarmış ve en önemlisi sabah sürdüğü rujdan eser yoktu.

 

      

  

 

Suratım nasıl bir ifade aldıysa Su bana kaş göz yaparak lavaboyu işaret etti.

 

     

"Abi biz bir lavaboya gidip gelelim siz aşağıya inin" diyince abim ikimize bakıp başını sağa sola sallayıp gülerek

 

"tamam biz bekliyoruz burada hadi abim" diyerek kimsenin anlamayacağını sandığı bir şekilde Su'ya göz kırptı.

 

    

Lavabodan içeriye girer girmez "ben mi yanlış anladım yoksa siz abimle-"

 

"Sus Ayliz vallahi rezil oldum ya.. Salaklık bende ne diye yanımda taşımıyorsam makyaj çantamı"

 

Çantamdaki ruju ona uzattım,

 

"Ee siz şimdi barıştınız yani eskisi gibi sevgilisiniz değil mi?"

 

Bu süreçte Su bize sık sık uğradığı için konuşup dertleşeceğimiz çok vaktimiz olmuştu. Yaşadıklarını anlattığında Aylin'in kafasından kıvılcım çıkarmamak için zor tutmuştum kendimi.

 

   

" Sanırım sevgiliyiz yine.. çok özlemişim onu yakınken uzak durmak çok yakıyordu canımı"

 

   

 

"Çok sevindim sizin adınıza.. hadi gidelim daha fazla bekletmeyelim"

 

    

 

ruju bana geri uzatacağı an pis bir şekilde sırıtıp kapıyı açarak " sana çok lazım olur sende kalsın" diyerek bizimkilerin yanına geçtim.

 

      

   

Şirkete yakın olan restauranta gelince ben abimin koluna girerken Su devranın koluna girmişti.

 

     

    

Abim ve devranın bize bakışlarını ikimizde farketmiş olacağız ki bu hallerine gülüp içeriye geçtik.

 

      

 

Masada Su karşımda devran yanımda abim ise Su ile yan yana oturmuş bir şekilde verdiğimiz siparişlerin gelmesini beklerken bu gergin ortamı dağıtmak bana düşmüştü.

 

   

 

"Abi sana bir şey söylemek istiyorum.. ama nasıl diyeceğimi bilmiyorum?"

 

    

"Hayırdır papatyam bir şey mi oldu?"

      

 

Devran birden söze atlayarak " ağzımı yüzümü dağıtabilirsin ama biz Ayliz'le birlikteyiz" diyerek masanın altından tutmuş olduğu ellerimizi yukarıya kaldırdı.

 

               

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

 

 

 

Su ve Savaş hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

 

 

 

Satır aralarında yorum yapmayı ve yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 🍀💙

 

Loading...
0%