Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. Bölüm

@ogretmenbiranne

Tatatatam bu saatte yeni bölümle geldim.

 

Yazım yanlışı varsa şimdiden affola.

 

 

 

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💕

 

.

.

.

 

 

Devran birden söze atlayarak " ağzımı yüzümü dağıtabilirsin ama biz Ayliz'le birlikteyiz" diyerek masanın altından tutmuş olduğu ellerimizi yukarıya kaldırdı.

 

 

Savaş abim yerinden dikleşerek tek kaşını havaya kaldırıp " öyle mi? Sizi dışarıya alalım o zaman devran efendi kapanacak hesap varmış desene"

 

Ben abimin bu kadar sakin tepki vermesine mi yoksa kapanacak hesap demesine mi şaşırsam bilemedim.

 

"Abi ne hesabı ne dışarısı önce bir konuşsak"

 

Devran alttan elimi tutup baş parmağıyla elimin üstünü okşayarak sakinleştirmeye çalışırken,

 

" Papatyam bir sorun yok bazı kişiler kuzeniyle sevgili olduğum zaman attığı yumruğun hesabını kapatacak sadece, hem bende ne zamandır bu itirafı bekliyordum" dediği an gözlerim fal taşı gibi açıldı.

 

Abim bu halime gülerek "Bakma öyle şaşkın şaşkın kardeşimdeki değişimi görmemek için kör olmam gerekiyordu gerçi sadece sen değil Devranda hiç gizleyemedi"

 

Su gülmemek için kendini zor tutarken Devran ağzının içinden " aklıma sıçayım böyle olacağını bilseydim yapar mıydım?" demişti ama yanında oturduğum için ben duymuştum.

 

Su elini Savaş abimin elinin üstüne koyarak "hayatım yemekten sonra iade yapsan şimdi ağız tadıyla yemeğimize dönelim" diyince abimin hülyalı bakışları Su'ya dönmüştü.

 

"Olur.. sana hep olur" diyerek geriye yaslanmış bu arada tuttuğu eli öperek bırakmıştı.

 

Yemek gayet sakin geçtikten sonra şirketteki işlerini halleden Su ile birlikte bizim eve geçmiştik.

 

Annem ikimizi birden görünce güzel kızlarım diyip sarılmış sevim teyzenlere geçeceğini söyleyip çıkmıştı.

 

Odama çıkıp akşam giyeceklerime karar verirken Su eve uğrayıp üstünü değişip geleceğini söyleyerek gitmişti.

 

Ufak bir duş alıp odama geçeceğim zaman Kuzey Abimin odasından sesler gelince ister istemez merak edip kulak misafiri olmuştum.

 

"Nasıl gidip söyleyeyim oğlum sevgime karşılık almayı gectim ya bir daha yüzüme bakmazsa"

 

Abim benim kuzey abim birini seviyormuş ama o kişinin haberi yokmuş.

 

"Ne kaybedeceksin lan git söyle işte"

 

İçeriden Tolga abinin sesi de gelince üstümdeki bornozla yakalanmamak için duvarın kenarına geçip dinlemeye devam ettim.

 

"Oğlum mal mısın bir daha ona bu kadar yakından bakamam bile"

 

"Mal sensin bence cemre de sana farklı bakıyor hangimize davrandığı gibi sana davranıyor ki"

 

İşte bunu hiç beklemiyordum abim cemre'ye aşıkmış.

 

Bunu abimle konuşmayı sonraya erteleyip sessiz adımlarla odama geçip üstümü değişerek Su'ya hazır olduğuma dair mesaj attım.

 

 

(Ayliz'in giydikleri)

 

 

 

Aradan geçen yarım saatin sonunda Su geldiğini haber verince çantamı ve ceketimi alarak aşağıya indim.

 

Kapıdan çıkarken Savaş abime rastlamamla o bir bana bir de önünde henüz onu görmemiş Su'ya bakıp "siz ikiniz bu şekilde" kıyafetlerimizi gösterip "nereye gidiyorsunuz acaba?"

 

 

( Su kızımız ve giydiği)

 

 

 

 

Su dudağını ısırıp arkasını yavaşça dönünce abimin kaşları olabildiğince çatılmış ve ağzının içinden konuşmaya başlamıştı.

 

 

Su tatlı olduğunu düşündüğü bir ifadeyle abime yaklaşıp kollarını boynuna sarınca " yaa hayatım bizde tam kız kıza zaman geçirmek için çıkıyorduk" diyerek abimin yanağına öpücük kondurup geri çekildi.

 

 

 

Abim öpücüğün vermiş olduğu keyifle hafif bir tebessüm etmiş "tamam bitanem" diyebilmişti sadece.

 

 

 

 

Bu kız fenaydı. Abimi 2 dakika içinde etkisi altına alıp alaşağı etmişti.

 

 

 

 

Su bana kaş göz yapıp hızla arabaya geçince ayakkabının fermuarını bile çekemeden hemen ön koltuğa oturdum.

 

 

 

Mahalleden hızla çıkarken arabada yankılanan telefon sesiyle ikimizde kahkahalarımızı serbest bırakmıştık.

 

 

Önce AVM'ye geçip yemeklerimizi yiyip sonra hafif bir şeyler içmek için daha önce gittikleri bir mekana geçmeye karar verdik.

 

 

Bu arada ne abim ne de Devran bize nefes aldırmadan mesaj atıp arada bir arıyorlardı.

 

 

Biricik yengemin bahsettiği mekana gelince Arasla beraber geldiğimiz mekan olduğunu farkettim.

 

    

İçeriye geçip sakin bir yerdeki masaya oturunca Su ile kendimizden geçmişimizden bahsetmeye başlamıştık.

 

   

Su selfie çekip hikayesine atıp beni etkiledikten 2 dakika sonra telefonum çaldı.

    

  

 

Arayan kişinin Devran olduğunu görünce bugün kaçıncı göz devirisim olduğunu sayamadığım bir sekilde Su'ya gösterip aramaya cevapladım.

 

"Alo.. Bebeğim ne yapıyorsunuz?"

 

   

"Sana da alo canım 5 dakika önce attığım mesajda ne yapıyorsak aynısını yapıyoruz" dedim.

 

Napayım ama ya bir rahat bırakmadılar anlaşmış gibi sırayla ya arayıp ya da mesaj atıyorlardı.

 

" Aşk olsun güzelim sesini duymak istedim özlemiş olamaz mıyım?"

 

"Hıhı tabi tanıştığımızdan beri arayıp mesaj atmadığın kadar bugün arayıp sordun sevgilim.. acaba biraz rahat bıraksanız da zaman mi geçirsek"

 

Arkadan abimin 'neredelermiş sorsana' demesini duymamla

" Ya siz ikiniz bir aradasınız madem niye ayrı ayrı arıyorsunuz?"

 

"Yok güzelim biz şimdi buluştuk bir şeyler içmeye gidecektik hemde haber vereyim diye aramıştım o yüzden yani"

 

"Tamam canım tamam hadi size iyi eğlenceler görüşürüz."

 

 

Telefonu kapatıp masaya bırakınca sohbetimize devam etmeye başladık.

 

  

Aradan geçen 20 dakikanın sonunda yanımızdaki hareketlilikle başımı çevirip gelenlere baktım.

 

 

Yaşları bize yakın olan iki genç tepemizde duruyordu.

 

   

 

"Sanırım yalnızsınız.. Bu iki güzel hanımefendiye eşlik edebilir miyiz?"

 

   

"Hayır teşekkür ederiz.."

 

   

 

Su çok kibar bir şekilde istemediğimizi dile getirince diğer genç biraz daha yılışık olan elini sandalyemin yanına koyarak,

 

    

"Ama tek başına tadı çıkmaz güzelim bizde-"

 

.

 

"Senin güzelim diyen ağzını sikerim o zaman tadı çıkar"

  

 

Devranın sesiyle oturduğum yerden hızla kalkıp arkamı döndüm.

 

   

Abim ve Devran adamları gerçekten parçalayacak gibi bakıyorlardı.

 

     

Abim devranın omzuna pat pat yapıp Su'yun yanına geçerken başımın üstünden öpmeyi de ihmal etmemişti.

 

   

Devran gelip belimden tutup kendine çekince adamlara dönerek,

 

    

 

"Hala neyi bekliyorsunuz dediğimi yapıp yapmayacağımı merak ediyorsunuz.. defolun lan" diyerek adamları çok kibar! bir şekilde kovdu.

    

 

Devranın yüzünde gözünün hemen altındaki morlukla abimin yapmış olduğunu anladım.

 

 

Abim karşımdaki koltukta sevgilisinin yanına oturunca devranda az önce kalktığım yere yanıma oturdu.

 

    

"Kuzen Allah aşkına o nasıl bir girişti yazık adamların aklı çıktı" diyen Su abimin sert bakışlarına esir düştü.

 

"Neresi yazık tam olarak?" abim ne kadar sakin konuşsa da sesindeki sinir gözlerinden okunuyordu.

 

    

 

"Hayatım öyle demek istemedim ki"

lafı değiştirmem gereken bir ortamda olduğumuzu farkettim.

 

    

 

Kızgın olduğumu düşündüğüm sürat ifadesiyle sevgilime dönüp,

"Sizin burada ne işiniz var biz kız kıza zaman geçirmeyecek miyiz?

 

   

Devranın gülmesiyle daha çok sinirlenmiş olacam ki elimi yumruk yaparak göğsüne vurup

" niye gülüyorsun ya komik bir şey mi dedim"

 

    

Vurduğum elimi tutup avucumun içini öpen sevgilimle bütün yelkenleri suya indirdim.

 

  

 

Tam sevdiğim adamın beline sarılacağım an abimin burada olduğunu hatırlayıp onlara baktım.

 

     

Abim başını Su'yun boynuna gömmüş Su ise yanağını abimin başına yaslamış bir şekilde gözlerini kapatmış ve tamamen dünyadan kopmuş görünüyorlardı.

 

    

  

Onların mutluluklarını elinden almaya çalışanlara inat yine beraberdiler ve mutluydular.

 

 

Su aniden kalkıp abimide dansa etmeye götürünce bizi yalnız bırakmak istediğini anladım.

 

 

"Kokun.. huzur kokuyorsun"

 

Ensemde hissetiğim nefesle kalbim dört nala koşmaya başlamıştı.

 

     

Söylediği sözden sonra kendime gelip başımı yan çevirip sevdiğim adama baktım.

 

    

Sol kolunu koltuğun arkasına atmış sağ eliyle yarım bıraktığım içeceğimden içerken gözlerini kapatmıştı.

 

    

 

Ne sarılıyor ne de öpüyordu sadece öylece durmuş derin nefesler alıp veriyordu.

 

    

 

Cidden beni incitmeden ben istemeden öpmeyecek miydi?

 

   

  

Bir adım atmam gerekiyordu artık, o beni benim isteğim olmadan öpmüyorsa benim biraz ona yaklaşmam gerekiyordu.

 

Nihayetinde asker arkadaşı değildim.

 

 

Yan bir şekilde dönüp koltuğa attığı kolunun altına girerek çenesine ufak bir öpücük kondurdum.

 

    

Benden bunu hiç mi hiç beklemediğini kasılan bedeni ve hareket eden adem elmasından belli oluyordu.

 

   

Boşta kalan elini karnımın üstünden belime sarıp " öyle bir şey yapıyorsun ki bana.. bütün zaman mekan kavramlarını unutuyorum"

 

    

 

Bu söylediğine tebessüm edip karnımın üstündeki elini tutup parmaklarıyla oynamaya başladım.

 

Bugün yeterince cesur davranıyordum ama şu anda bunu yapmazsam içimde kalır diye düşünüp tuttuğum elini kaldırıp avucunun içinden öptüm.

 

Dudaklarımda hissetiğim sıcak elini yavaşça çekip elini boynuma indirerek baş parmağını dudaklarımın üzerinde gezdirdi.

  

Bu.. bu çok çok değişik bir histi. Nefesimi tutup anın tadını çıkarmak istedim.

 

Parmağını aniden çekip,

"Nefes al güzelim.. sadece seni hissetmek istemiştim özür dilerim" diyerek boynumdaki elinide çekerek tekrar bardağı alıp içmeye başladı.

 

Beni yanlış anladı ben rahatsız olmadım ki değişik hissetirdiği için tadını çıkaracaktım sadece.

 

Elindeki bardağı alıp tek seferde içip dudaklarımı yalayarak gözlerinin içine baktım.

 

Biraz daha dibine girerek elimi yanağına yaslayıp önce abimin morarttığı yeri öpüp sonra baş parmağımla dudağına dokundum.

 

Aslında bulunduğumuz ortamda normal konuşsam da duyacağını bildiğim halde onun bana yaptığı gibi nefesimi boynuna üfleyerek " özür dileme sevgilim rahatsız olmadım anın tadını çıkarmak istemiştim" diyerek burnumu boynuna sürterek geri çekildim.

 

"Yapma güzelim ben iradesi güçlü biriyim ama senin karşında kendimi zor tutuyorum, seni incitmekten benden uzaklaşmandan korkuyorum"

   

"Tutma.. yani sadece ben istedim diye bir şeyler yapma ben senden uzaklaşmam sende beni incitmezsin biliyorum"

 

Kolunu omuzlarımın üstünden geçirip şakağımı tekrar tekrar öperek " incitmem.. üzmem.. yeterki sen benimle ol" dedi.

 

Şu an dünya dursa gram üzülmeyeceğim bir mutluluğun içindeydim.

 

Abimle Su masaya doğru yaklaşınca Savaş boynumdaki elini indirmiş elini arkadan belime sararak doğrulmamızı sağlamıştı.

 

Su aldığı alkolü fazla kaçırmış olacak ki resmen abimin boynuna yapışmış biraz daha dans edelim diye tutturmuştu.

 

Abim sabır dilenip "Devran sen Su ile eve geç istersen bizde kalkalım artık" diyince "Yok kardeşim hayatta olmaz ben bu şekilde eve götürürsem annemlerde bir ton laf yeriz, sen en iyisi al benim evin anahtarını oraya götür bende Ayliz'i bırakıp geleyim"

 

Abim itiraz etmeden Su dilinin döndüğünce lafa atlayarak " Ayyy evet aşkım hem evde de dans ederiz olur mu?"

    

Abimin kızarmasını bu ışıklara rağmen farkettiğim için başımı öne eğmek zorunda kalmıştım.

 

Abim tövbeler çeke çeke bir kolunda Su diğer kolunda ona ait çanta ve montla beraber mekandan çıkınca bizde hesabı ödeyip mekandan ayrıldık.

Sabah mis gibi olan hava akşamın geç saatlerinden soğuğa geçince bacaklarımda hissetiğim soğukla vücudum ürperdi.

Su kadar olmasada hafif bir baş dönmem ve çakır keyif olduğum için devran kolunu belime sarıp yürümeme yardımcı oldu.

   

Koltuğa yerleşir yerleşmez ayakkabılarımı çıkararak biraz rahatlamaya çalıştım. Topuklu ayakkabı bana göre değildi arkadaş spor ayakkabı candır.

Üşüyen bacaklarıma ellerimi sürünce devran üstündeki ceketi çıkarıp bacaklarıma örttü .

Bir kaç dakika sonra çalan telefonla devran arabaya sesi aktarıp konuşmaya başladı.

Amcamlar tanışmak için yarın gelecekleri programı bugüne çektikleri için şu anda bizim evdelermis abimde devran'a beni bu sarhoş halimle eve bırakmasının mantıklı olmayacağını söyleyip yanlarına çağırmıştı.

 

 

   

"Abi ben zaten Su ile kalacağımı anneme söylemiştim sorun olmaz" diyince Devran "siz bakın keyfinize ben eve yakın bir yer ayarlarım" diyip abimin suratına telefonu kapatınca güldüm.

 

Aklıma dolan otele mi gideceğiz düşüncesini savuşturmak için kafamı iki yana salladım.

     

Devran arabayı bizim eve yakın sahile çekince arabadan inip bagajdan bir poşet alarak arka koltuğa koydu ve kendisi geçip oturdu.

     

 

Ne yaptığını anlamaya çalışmak için arkamı dönmeme fırsat tanımadan kollarımın altından tutup benide yanına çekti.

 

     

Sırtını kapıya yaslayıp benide göğsüne çekerek getirdiği poşetten çıkardığı peluş battaniyeyi üzerimize örttü.

 

      

Alkolün verdiği mayışıklığa Devranın saçlarımda gezinen eli eşlik edince kendimi huzur bulduğum kollarda uykuya teslim ettim.

 

.

.

.

.

 

 

Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

 

Sınır koymak istemiyorum ama yorum yapmayı ve yıldızıma tıktık yapmayı unutmazsanız sevinirim 💙

 

Loading...
0%