@ogretmenbiranne
|
Merhaba değerli okurlarım belli bir gün olarak bölüm paylaşacam diyemem ama yeri gelir 2 bölüm birden paylaşırım.
Bu süreçte sizin destekleriniz beni çok motive ediyor ilk kurgum olduğu için okunmaz sandım ama okunmalar beni mutlu etti hemen bölüm atayım dedim☺️
Umarım severek okursunuz okurken yıldızlayıp satır aralarında yorum yaparsanız sevinirim.
Keyifli okumalar diliyorum 🍀🍀
. . .
"Yağız abi bırak lütfen kolumu" aramızdan rüzgar gecmeyecek kadar yakındık.
"Neden Tolga abi değilde Tolga dedin?"
"Çünkü öyle istedi hem bundan sanane ya benim zaten 3 abim var kıskançlığını çekeceğim başka abiye gerek yok"
İçinden küfreder gibi 'abiymis abini s*ksnler'
"Öyle mi civciv hanım?"
"Evet öyle" burnumu havaya kaldırıp yüzüne baktım, biraz daha bana yaklaşıp nefesini kulağıma doğru üfleyerek..
"O zaman bir daha bana da abi deme civcivim"
Birkaç saniye ne dediğini anlamaya çalıştım abi o kadar da salak değilim tabi ki yağız abinin demek istediği açıktı ama sevgilisi vardı. Ecem...
Aklıma gelen şeyle aramızdaki mesafeyi açarak "Bunu bir daha yapma YAĞIZ ABİ."diyip cafeye doğru yürüdüm.
Sevglisi olmasa yağız der miydim bilmiyorum ama onun sevgilisi varken bana böyle bakıp yakınımda durduğunda zaten onu görünce heyecanlanan kalbim bu şekilde kuş gibi kanat çırpıp ona uçacak gibi oluyordu.
İçeriye girer girmez kuzey abimin gözleri beni buldu sorun yok der gibi kirpip. Melisin yanındaki boş koltuğa oturdum.
"Noldu kuzum moralin neden bozuldu" "Yok bişey canım sonra konuşuruz" diyip abime döndüm.
"Abi benim yarın sabah dersim var ne zaman kalkarız?"
"Birazdan kalkarız abicim Cihangirle şermin diğer müşterileri halletsinler hep birlikte çıkarız"
(Evet Cihangir abiyle nişanlısı bu cafeyi açmışlar ve bizim mahalledenmis onlarda hatta 2 hafta sonra düğünleri varmış.)
Hep beraber mahalleye doğru yürüyorduk bı yanımda cemre diğer yanımda Melis vardı. Birkaç adım sonra Tolga abi;
"Ayliz 2 dakika konuşabilir miyiz?" diyince bizim kızların kaşı gözü ayrı oynamaya başladı.
"Olur konuşalım" dedim
Ekibin biraz gerisinde kalınca önümüzde sadece abim Ceyhun abi Sermin abla ve Emre abi vardı.
"Ayliz ben annem adına senden özür dilerim ya mahallenin kadınları bir araya gelince oğlu olan anneler benim annem gibi yani hemen gelin arayışına başlıyorlar"
"Yani demem o ki ben annemle konuştum sana bir daha öyle bir gönderme yapmayacak benim hiç kardeşim yok ama seni abilerin gibi sever korur kollarım ama bana yine de abi deme" saçlarını savurur gibi yapıp
"Neden çünkü ben gencim ve yakışıklıyım".
Onun bu haline gülüp derin bir nefes verdim en azından korktuğum bir konuşma olmamıştı.
"Immm gerçeği söylemek gerekirse başta çok tırsmıştım böyle mahalleleri sizin gibi insanları bilmem gerçi ben çok fazla insanda tanımadım ama neyse yani seninde öyle düşünmediğine çok sevindim"
"Teşekkür ederim dinlediğin için fıstık hadi yetiselim bizimkilere"
Abime yetişip kolunun altına girdim saçlarımı karıştırıp yolumuza devam ettik.
Eve geldiğimizde herkes uyumuştu. Güzel bir duş alıp pijamalarımı giyerek yatağa geçtim.
* * * * * *
Telefonumun titreşim sesiyle gözümü açtım daha doğrusu açamadım telefonu alayım derken kendimi yerde buldum. Arayana baktığım zaman Aras olduğunu görünce açıp
" Ne var ya sabah sabah arıyorsun"
"Sabah mi balım senin bugün dersin kaçta?"
"9 da"
"Haa öyle mi bende dersine 45 dakika kaldı diye vereyim dedim"
diyince gözlerimi daha fazla açmam mümkünmüs pörtleterek ekrana baktım
"Hadi be neden daha önce uyandırmadın beni ya geç kaldım işte manyak kadın zaten takık bana uff kapat hadi hazırlanayım"
Hızlıca üstüme bişeyler giyinip merdivenleri seke seke aşağıya indim.
Sadece savaş abim vardı yanina koşup,
"Abi beni okula bırakabilir misin yarım saat kaldı otobüsü de kaçırdım"
"Tamam sarı papatyam sen al bu meyve suyuyla sandviçi arabaya geç ben telefonumu alıp geliyorum." arabanın anahtarını elime verip yukarıya çıktı.
Abimin gelmesini beklerken hemen sınıfın whatsapp grubuna girdim. Hoca 10 dakika gecikeceğini duyurmuştu. Saate bakınca 25 dakika vardı hocada 10 dakika gecikirse derse yetiştirdim.
Abim kapıyı açıp binince anahtarı uzattım. Bana dönüp;
" Onları elinde tutman için vermedim hadi ye aç aç derse girme" dedi şu anda eriyip koltuğa yapışabilirdim.
"Kendin için hazırlamışsın sandım"
"Sana bunu düşündüren ne abim derse gideceğini bildiğim için hazırlamıştım seni uyandırmaya gelmeden sen indin zaten"
" ben alışkın değilim birilerinin beni düşünmesine" dedim.
Kaşlarını çatarak bana döndü tekrar, bu arada sandviçi açıp yemeye başlamıştım
"Birincisi ben birileri yada kimse de değilim ikincisi bir ara abi kardeş konuşalım olur mu?"
Gülümseyerek "tamam abi olur, teşekkür ederim" dedim.
(İyi oldu valla sandviç cepte para sıfır eve gelinceye kadar karnım belime yapışırdı)
Düşündüğüm şey aklıma yeni dank etmiş gibi benim acilen part time bir iş bulmam gerektiğini söylemişti.
Abimin yanağından öpüp teşekkür ederek fakülteye girdim. İstemediğin ot burnunun dibinde bitermis derlerdi de inanmazdım.
Üst sınıflardan Halil ve yanında Ecem bana doğru geliyorlardı. Halil;
"Merhaba Ayliz nasılsın?"
"İyiyim teşekkür ederim sen nasılsın?"
"Teşekkür ederim dersin yoksa kahve içelim mi?"
" Sağol ama dersim var 5 dakika sonra, görüşürüz" diyip hemen sınıfa girdim.
Çok şükür Allahım bugünde derse geç kalmadan gelmiştim ve şimdi çıkıyorduk.
Aras'a mesaj atıp cafeye geçeceğimi söyledim dersi olmadığı için eve geçtiğini ama isterse gelip alacağını söylemişti. Onu reddedip cafeye gitmekten vazgeçip otobüs durağına geçtim.
Otobüse binerken karşılaştığım acı gerçekle bütün keyfim kaçtı. Bu akbil beni sadece 5 gün daha okula götürüp getirirdi.
Kulaklığımı takarak yolu izlemeye başladım. Sonbahar son sıcak günlerini yaşamış yerini yavaş yavaş soğuyan havaya bırakmıştı ve ben üşüyordum zaten karnımda iyice acıkmıştı.
Mahalleye girer girmez adımlarımı hızlandırmak istedim eve ne kadar çabuk varıp ısınır da yemek yersem o kadar çabuk kendime gelirdim. Köşeyi döner dönmez karnıma giren krampa baş dönmem de eklenince kendimi yerde buldum.
Adımın seslenildigini duydum ama kim olduğuna bakamadım.
Şimdi evdeyim herkes başımda evet ciddi ciddi abilmler melisler Tolga hepsi burada. Ayaz abim;
"Güzelim sen en son saat kaçta yemek yedin?"
"Sabah yedim abi" dedim ellerime bakarak.
"Sana yaptığım o ufak sandvicle misin bu saatte kadar Ayliz" savaş abim bağırınca gözlerim istemsiz bir şekilde doldu.
"Aklımdan çıkmış abi" gözyaşlarım akmasın doye ona bakamıyordum bile, yanıma gelip başımın üstünden öperek
"Tamam sarı papatyam sana bişey olacak diye korktum seni korkutmak istemedim"
"Korkutmadin abiii... Ben buraya nasıl geldim peki en marketin orada düştüm ama sonrası yok bende" annem hemen lafa girdi
"Tolga oğlum görmüş seni sendeledigini farkedince başın yere çarpmadan yetişmiş çok şükür"
"Aynen fıstık seni öyle görünce ne yapacağımı bilemedim"
"Çok teşekkür ederim hepinizi korkuttum biliyorum ama iyiyim üzülmeyin artık "Melis yanıma gelip,
"Evett beyler bayanlar duydunuz Aylizi dağıtalım şu atmosferi, Elif teyze annem akşam yemeğine bekliyorum dedi" ardından
"bizde Aylizle yukariya çıkıp üstümüzü degiselim hadi görüşürüz.."
Onun bu enerjik hallerine bayılıyorum 2 dakika içinde herkesi dağıttı akşam yemeğini araya sıkıştırdı ve beni kurtardı.
Yukarıya çıktıktan sonra Melisle konuşmaya başladık geçen gün ne olduğunu sordu tabiki anlattım hatta abisinin sevgilisi varken bana yakın olmasının kötü durduğunu söyleyince
"Oha oha abimin sevgilisi mi var?"
"Varmış canım kız bildiğin boynuna atladı insanların içinde"
Bana bakıp pis pis sırıtarak;
"Eee peki sen niye bu kadar sinir oldun ki bu duruma?" Pislik bu kız ya göz kırparak soruyor birde.
"O kaşın gözün rahat dursun Melis sadece insanların içinde yapınca bana değişik geldi bilmiyorum belki de daha önce hiç sevgilim olmadığı için garipsedim" dedim.
"Ee yuh ama artık nasıl hiç sevgilin olmadı kızım sen güzelliğinin farkında değil misin daha doğrusu erkekler bu güzelliği görmüyorlar mı?"
"Mesele güzellik değil ki diğer ailem yüzünden 11 yaşımdan sonra çok şey değişti değil sevgili normal erkeklerle bile gorusmemi istemediler.. sınıfımdan arkadaşlarımla görüşüp konuşunca sonu kötü bitiyordu"
Evet Melis'e karşı açtım kendimi biraz pişman mıyım asla o beni yargilamaz gerçekleri bilse asla beni suçlayacak biri değil. Yani inşallah değildir.
Ortamı dağıtmak için "neyse ya hadi üstüne düzgün biseyler giyimde bize geçelim sabahtan beri annem çağırıp duruyor" dedi.
Melis içerde oturuken banyoda üstümü giyinip işlerimi halledip çıktım. Annem çoktan sevim teyzeye yardıma gitmişti.
Melislerde hep beraber sofraya oturunca Sevim teyze "Ayliz kızım al bak bundan da ye çok zayifsin annem neden bu kadar az yiyorsun?"
Sevim teyzenin annem demesine mi şaşırsam yoksa neden zayıf kalmam gerektiğini mi söylesem bilemedim. En iyisi bozuntuya vermeden uzattığı tabaktan sarma alıp yemek.
Yemekler yenmiş çaylar icilmisti. Biz melisle kahveleri dagittiktan sonra beraber balkona çıktık.
Bir süre sonra Tolga geçince Melis seslenip onu da çağırdı. Yanıma gelip yanağımdan makas alarak;
"Fıstık iyi misin biraz daha acele işim olunca gitmek zorunda kaldım."
"İyiyim Tolga bugün için tekrar teşekkür ederim"
"Ne demek efendim prensesi kurtaran kahraman olduk işte niye teşekkür edip duruyors-"
"O elin kolun rahat dursun tolga uzak dur kardeşimden" savaş abimin sesi tolgayi paniğe düşürecek olmalı ki oturduğu sandalyeden düştü.
Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye zaten herkes gülüyordu birde ben gilmeyeyim şimdi.
Tolga abi " gül fıstık sende gül düşene bir tekmede sen at" dedi.
Abilerim iki yanımı sarınca karşımda Tolga Melis ve yağız abi kalmıştı. Onlarla beraber sohbetin nasıl geçtiğini anlamadığım bir günün daha sonuna gelmiştim.
Evden çıkarken herkesle sarılıp vedalaşma faslında sıra yağız abiye gelince yanından geçecektim ki kolumdan tutup sarıldı. Kulağıma fısıldar şekilde
"eve gidince mesaj atacağım cevap ver olur mu?"
Sesi o kadar çok etkiledi ki beni hemen koşup savaş abimin beline sarıldım.
"Sarı papatyam bişey mi oldu uykun mu geldi?"
Mırıltı şeklinde"hı hı uykum geldi" dedim.
Bizimkilere iyi geceler diyip odama geçtim yarın ki dersin iptal olduğunu grupta yazmışlardı. Yarın babamla konuşup iş aramaya çıkabilirdim.
Ard arda titreyen telefonumu elime alıp baktım Yağız abi yazıyordu mesajları görüldü yapmadan yukarıdan okumak mantıklı geldi.
Yağız abi: civcivim
Yağız abı: orada mısın?
Yağız abi: eh be güzelim iyi ki mesaja bak dedim.
Yağız abi: cevap vermemekte kararlısın yani?
Yağız abi: peki günah benden gitti..
Yağız abi: bekle geliyorum 😉
Blöf yapıyordu ne gelmesi cevap vereyim diye yaptı. Telefonu yatağa atıp üstüme pijamalarımı giyindim.
Yatağa uzanıp hayatımı sorgulamaya başladım gerçek ailem bu mahalle hepsi çok guzeldi keşke burada büyüseydim.
Camın tıklatılmasıyla yerimden fırlayıp perdeyi açtım cidden gelmişti ve yine bana öyle bakıyordu..
Kestikkk....
Yağız neden geldi sizce?🍀
Ayliz çocukluğunda ne yaşamış olabilir?🍀
Cama dayanan yağız bakalım neler yapacak?🍀
|
0% |