Yeni Üyelik
2.
Bölüm

01- Görev

@okms_zhl

Yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi iyice belirginleştirir saniyeler. Ya öldürür ya da yaşmasına izin verir. Saliseleri de katarsak hesaba oldukça keskindir o çizgi şimdi olduğu gibi. Boynuna ağırlık yapan bedeni iyice kesmişti nefesini genç kızın. Öyleki nefes almayı bile unutacak derecedeydi.

Bir çift göz uzaktan seyretti tüm olan biteni. Biten nefesleri öyle ki ruhu ayrılırken acı çeken beden bile çırpınmayı bırakmış hareketsiz asılmaktaydı. İnce bir ıslık sesiyle buluştu kızın bedeni. Ciğerlerine dolmaya çalışan hava çıkmasından daha çok yaktı canını. Yaktıkça öksürdü öksürdükçe gözleri doldu. Etrafta görmek istedi yeni nefesini ama saklanan bedeni istese de göremedi. Uzunca süre bekledi yerde. Öksürürken sallanan bedenini hissetmese öldüm derdi.

Sessiz adımalarla ayrıldı saklandığı yerden. Boş sokakakta ayaklarını izleyerek yürüyen birine dönüştü ne dikkat çekti ne de dağıttı. Ha varmış ha yokmuş fark bile edilmedi. Arkasından doğmaya başlayan güneş sadece günün değil yeni bir hayatında doğuşuydu. Gerçi her yeni hayat iyi değildir ya. Bu hayatın daha iyi olacağını kimse savunmadı.

Suratına dağılmış kızıl saçlarını geriye attı ilk. Yüzüne gelen her şeyden nefret eder nefesini keserdi genç kızın. Olduğu yerden iyice toparlanıp nefeslerinin düzelmesini bekledi. Havasızlıktan neredeyse patlayacak ciğerleri değil de zorlanan kalbi daha çok acıdı. Yine başaramamıştı işte.

Gün yavaş yavaş doğarken o da kalktı ayağı yeniden. Gitmediyse vardır bir sebebi. Aralık duran kapıdan buz gibi olan eve girdi. Ayakları kendi odasına değilde kaç gündür olduğu gibi kardeşinin odasına gitti. Uzandığı yatakta yorganı olabildiğince çekti. Çok üşümüştü. Öyle ki dişlerinin birbirine vurma sesi duyuluyordu. Zorla kapadı gözlerini. Bir ihtimal uyuyabilmek için.

****

Sokaklar birbirine karışmış her insan baş rolü olduğu hikayesine devam etmişti. Bunlardan biri de Altaydı. Yine uykusuz bir gece geçirmiş kara gözleri kan çanağına dönmüştü. Tüm hikayelerinde olduğu gibi üstüne düşeni yapmıştı. Şuan ise tek istediği uyumaktı.

Ağır aksak attığı adımlar ilk duvarına sabitlediği kara tahtanın önünde durdu. Bir görev daha başarıyla tamamlanmış masum bir can daha kurtarılmıştı. Çetelesine bir çizgiyi daha hak etmişti.

Elindeki sarı tebeşir kara tahtanın üzerinde usulca kaymış ve geri yerine dönmüştü. Artık yorgunlıktan iflas eden gözlerine hak verip kendini yatağına bırakmıştı. Daha uykuya dalmadan onu kaldıran tanıdık melodi olmuştu. Her çalışında olduğu gibi huzursuz olmuş ve sırf bu hissi def etmek için açmıştı telefonunu bilseydi açar mıydı, açardı. Açmalıydı.

Kulağına dolan cümleyle yorgun bedeni isyan etsede kendini kazıdı yataktan. Şimdilik silinmesi gereken bir çizgi ve yarım kalmış bir işi vardı.

''Kız öldü, görev başarısız.''

......


 
  

Loading...
0%