Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.BÖLÜM

@okurtomato_986


Selamün aleyküm knklar. Uzuuuun zamandır bölüm atmıyodum. Neden
diye sorarsanız bi takım özel sebepler ve keyfimin amcası öyle istediği için atmadım. Ayrıca önceki bölümü 22.11.2022 tarihinden önce okuyanlar için diyorum, mistyi lilith olarak değiştirdim. Umarım bölümü seversiniz çok boş yaptım iyi okumlar.

"Ben bu kızı hepinize emanet ettim. Neden yanında durmuyosunuz."

"Kimki o yanında duralım. Bayılsın veya ölsün umrumda bile değil."

Hâlâ gözlerimi açmamıştım. Uyanalı birkaç dakika olmuştu ama ben gözlerimi açmak için onların odadan çıkmalarını bekliyodum. Onlarsa odadan çıkmak yerine kavgaya devam ediyorlardı.

Kavga sebepleri ise yine bendim. Babam neden ilk okul günümde yanımda durmadıkları hakkında konuşuyordu biyoların ise pekte umrunda değildi. Söylediklerini pek takmıyodum ama merih'in sözleri tekrardan gerçekleri görmemi sağladı.

Ben ölsem bile umrunda olmazdı. Hiç kimsenin umrunda olmazdı. Benim yaşadığım hiç birşey hiç kimsenin umrunda olmazdı.

Aaa yapma ama böyle biz seni umursuyoruz. Mesela bacaklarını kestiğinde biz seni çok umursuyoruz yada kollarını.

Ama onu en çok intihar ettiğinde umursuyoruz dimi ammon.

Evet lilith haklısın biz onu en çok kendisini öldürmeye çalıştığında umursuyoruz.

Daha fazla onların sesini duymak istemediğim için gözlerimi açmak zorunda kalmıştım.

"Uyandı."

Yağızın lafıyla hepsinin gözleri bana dönmüştü. Annem dışındaki herkes buradaydı. Babam hemen yanıma gelmişti.

"Kızım,iyimisin?"

"İyiyim."

Muhtamelen okulun revirindeydik. Neden hepsi gelmişlerdiki önemli bir şey yoktu.

"Sen bayıldığın zaman orda olan öğrencilere sorduk bi anda çığlık atıp,bayılmışsın. Neden bayıldın?"

Ben söyleyecek bir şeyim olmadığı için yalan düşünürken cenk benim yerime bulmuştu.

"Bide soruyomusun baba, sabah hiç bişey yemedi,tabii bayılır."

"Bundan sonra yemek düzenine dikkat ediceksin. Hastanedeki bi diyetisyenden senin için liste istiyicem. Gerçekten çok zayıfsın ve bünyende çok zayıf."

"Alp doğru söylüyor, çok zayıfsın. Yinede neden çığlık attığını merak ediyorum."

Hadi söyle onlara,"Ben bir şizofrenim ve lilith bi anda karşıma çıkarak beni korkuttu" desene.

Şizofren olmak dünyanın en korkunç şeyi olabilirdi. Hiç kimsenin görmediği ama sizin gördüğünüz varlıklar vardı.

Susmaları için onlara bakıyodum ama her zamanki gibi beni takmadılar bile. Onlar kendi aralarında beni çıldırtıcak türden konuşurlarken ben onları duymazdan geliyodum. Alışmıştım artık, bazen hiç gözükmezlerdi bazen ise tüm gün yanımda dururlardı.

"Yerler ıslaktı, düşüp kafamı falan vurmuş olabilirim. Muhtamelende bu yüzden bayılmışımdır."

Kafamı hafifçe kaldırıp hepsinin yüzüne baktığımda az öncekinden dahada sorgular şekilde baktıklarını gördüm. Söylediğim yalana pekte inanmamışlardı sanırım. Ama uzatmadılar ve konuyu kapattılar.

Odada bir melodi çalmaya başlamıştı. Yalan söylemiycem bu çalan şey o kadar iğrenç bir melodiydiki kulaklarımı kapatmamak için zor duruyordum. Benim aksime yağız, merih ve umut kulaklarını kapatmış, diğerleri ise yüzlerini buruşturmuştu. Ama cenk inadına yapar gibi telefonu cebinden yavaşça çıkardı ve aynı şekilde açarak kulağına götürdü.

Oy ve yorum atarsanız cok mutlu olurum

"Efendim anne... Yok bizim ufak bir işimiz çıktı, ama birazdan geliriz... Evet anne 4 saat erken gelicez... Evet anne biz derken hepimiz... Evet anne telefonlarına bakmayan babam, abilerim ve kardeşlerimde hepimize dahil... Ne yazıkki o kızda hepimize dahil... Tamam anne o kız değil kardeşim... Annecim sen pek sevgili kocanla sonra konuşsan olmazmı... Niye uzaklaşsın yanımızdan ne özel konuşçaksınızki... Banane evlenmeseydin onunla benimle evlenseydin... Çocuğun olmam benimle evlenemeyeceğin anlamına gelmiyor. Küçüklüğümden beri boşa onu benimle evlen diyorum sana dinlemiyosun. Sonra telefonlarını açmayınca böyle üzülüyosun... Üzüldün üzüldün biliyorum ben hatta birazdan gelip ben seni öpmeden mutlu olmıycaksın dimi... Tamam birazdan gelip öpücem seni... Tamam veriyom kocana konuş."

Kahkaha atmamak için kendimi tutsamda kafam eğik bi şekilde sessizce gülüyodum. Babam cenk'in laflarına hem sinirlenmiş duruyodu hemde kahkaha atıyordu. Alp abi ve Kağan abi normalce kahkaha atarken diğerleri pekte normal değildi. Yağız revir yatağının yanındaki koltukta merih'in üstüne asıla asıla gülerken, umut yere yatarak gülüyodu ve eliyle uğur'u aşağıya çekmeye çalışır bir görüntü oluşturuyodu.

Uğur çok değişikti. Oda herkes gibi gülüyordu ama gülüşü sanki cenk'in konuşmasına değilde umut'un mutlu olmasınaydı. İkiz bağlarından dolayımıydı bilmiyorum ama bende merih ile böyle olmak isterdim.

Babam, annemle özel bir şey konuşmak için revirden dışarı çıkmıştı. Bir süre sonra kahkahalar durşmuş ve ortam sessizleşmişti. Herkes için sessizleşse bile yanımda durmadan konuşan iki varlık yüzünden benim için pekte sessiz değildi.

Ben sıkıldım, biraz eğlenmesekmi acaba ammon.

Ben yorgunum uğraştırma beni sen ne yaparsan yap.

Kalbimi kırdın demek isterdim ama ne yazıkki kalbim yok.

Lilith ayağı kalkmış ve kağan abinin arkasındaki çekmecenin üzerindeki vazoyu eline almıştı. Vazoyu kağan abinin kafasına tutuyordu. Her an vazoyu kafasına vurucak gibi duruyordu.

Vurmaması için lilith'e içimden yalvarırken, aslında lilith'in gerçek olmadığını unutmuştum. Gözlerimdeki korkuyla bir lilith'e bir vazoya bakıyordum. Ama heekesin bana baktığından habersizdim.

Tam lilith vazoyu kağan abinin kafasına vurduğunda kapı açıldı ve ben bir kaç saniyeliğine kağan abinin kafasından akan kanlara bakakalmıştım. Çığlık attığımı bile sonradan farketmiştim. Odadakiler etrafıma toplanmaya başlamıştı ve kağan abinin kafasındaki kanlar bir anda yok olmuştu.

"Masal bana bak, duyabiliyormusun beni, masal bana bak."

İyiydim, bazen bu yaptıkları gerçek gibi geliyordu ve kanıyordum. Ama sonrasında hemen sakinleşiyordum. Hasta olduğumu biliyordum. İtiraz etmiyordum, ben bir deliydim.

"İyiym ben bir şeyim yok."

"Ne demek bir şeyim yok kaç dakikadır yüzüme bakıyorsun ve bir anda çığlık atıyorsun. Gerçekten hiç bir şeyin yok."

Kağan abi doğru söylüyodu ama onlara şizofren olduğumu söyleyemezdim. Aksi taktirde sonum yine tımarhane olurdu. Hayır orası klinik değildi, tam bir tımarhaneydi. Ve ben tımarhaneyle 14 yaşında tanışmak zorunda kalmıştım.

Hepsi ne olduğunu, neden çığlık attığımı düşünüyordu. İki kişi hariç. Onların yüzünde sanki gerçekleri çözmüş gibi bir ifade vardı. Biri alp abiydi, ve düşündüğüm doğru çıktı. Hasta olduğumu anlamışlardı.

"Masal, sadece soruyorum. Bize söylemek istediğin bir hastalığın veya sorunun varmı."

Alp abi sadece sormuştu ama hastalığımı çozen diğer kişi bana gülümsüyordu. Sanki her şeyi kendiside yaşamış gibi. Neler hissettiğimi anlar gibi bakıyordu bana.

Umarım düşüncelerimde yanılırım. Umarım oda hasta değildir.

Sizce "o" kim?

Oy ve yorum atmayı unutmayın dostlar. Kitap kapağını değiştirmek istiyorum sizce hangisi olsun.

 

 

Loading...
0%