@okurtomato_986
|
Not: bu bölümde biraz fazla "o" görüceksiniz. Evet ben hastayım, diyemedim. Ağzımı açamıyordum, ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Bu sefer babamda tüm biyolojik kardeşlerde endişeliydi. Hepsi'nin yüzüne bakıyordum ama gözlerim en çok bana güven verir gibi bakan kişideydi. O'nunda benim gibi hasta olmasını asla ama asla istemezdim. "Masal bana cevap verirmisin. Bize anlatmak istediğin bir şey varmı." Tam ağzımı açmıştım ki "o" gözlerime rahatlatmak istercesine bakıp konuşmaya başladı. "Anlatmak istemiyorsa zorlamayın, kendi ne zaman isterse söyler. Annem çağırmıştı zaten, daha fazla bekletmeden gidelim." Annemin çağırdığını cenk'in konuşmasında duymuştuk hepimiz. Herkes onu onaylarken alp abi "o" ve bana daha sonra konuşucaz der gibi bakıyordu. Bir süre sonra benim olayımı unutmuş, hastaneden çıkıp eve gelmiştik. Henüz kapıdaydık ki annem bir anda kapıyı açtı ve sorular sormaya başladı. Sorularına kimse cevap vermeyince tripli bir şekilde içeri geçti. Herkesin arkasından bende yavaş adımlarla salona geçmiştim. Babam, annem ve cenk bir koltukta; alp abi, kağan abi, ve yağız bir koltukta; uğur ve umut bir koltukta son olarak merih ve bende tekli koltuklarda oturuyorduk. "Anlatıcakmısınız artık, neden erken geldiniz?" "Neden olucak anne, şu kız bayılarak başımıza olay çıkardı." Cenk yine kırıcı laflarını söylerken annem hızla bana döndü ve yanıma geldi. Hayır hayır gelmemişti, bu gelmek değildi. Bu ışınlanmaktı, bir anda dibimde bitmişti. Ellerini yanaklarıma koyup yüzümü bir o yana bir bu yana çeviriyordu. "Ne bayılması? Noldu? Neden bayıldı? Gerçi benimkide soru sabah tek lokma yemedin ki ben farketmedim sanıyorsun ama gördüm. Tabaktakileri çatalla karıştırıp durdun. Bundan sonra seni aç aç okula gönderirsem bende Ayça Korkmaz değilim. Ya siz niye susuyosunuz bi açıklama yapsanıza hem o bayılırken siz yanındamıydınız." Herkes birbirine bakıyordu, bu bakışma aslında hangimiz cevap vericek bakışmasıydı. En sonunda uğur cesaret etmiş olucakki derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Bayılma sebebi muhtamelen açlıktan dolayıdır. Bayılırkende biz yanında değildik." O kadar umursamaz cevap vermiştiki annem sanırım birazcık sinirlenmişti. Gözlerini uğur'dan çekip babama baktı ve kaş göz işaretiyle bir şeyler söyledi. Babam ayağı kalkıp merdivenlerden çıkarken annemde peşinden gidiyordu. Onların gitmesiyle salon sessizleşmişti. Hiç kimse konuşmuyor birbirine bakıyordu. Odama çıkmak ve yanlız kalmak istiyordum ama hiç biri kalkmadığı için bende oturuyordum. "Bügünlük bu kadar yeter, yarın dördünüzünde sınavı var kalkında çalışın. Özellikle sen cenk, bu senede sınıfta kalmassın umarım. Alp sende işin yoksa yağıza yardım et. Uğur ve umut sizde ne halt yapıyosanız yapın." Kağan abinin laflarıyla yine içime korku dolmuştu. Ya sınavdan düşük alırsam, umarım onlarda üvey anne ve babamın yaptıklarını yapmazlardı. Benim korkulu ifademin aksine umut kağan abiye bakarak sırıtıyordu. Kafasını diğerlerine çevirdi ve kağan abiye doğru acayip bir şekilde yürümeye başladı. Bu yürüyüş okuldaki bazı kızların yürüyüşüne benziyordu. Gitti ve kağan abinin karşısında durdu daha sonra ise kucağına yan bir şekilde oturdu ve kafasını yine bizden tarafa çevirdi. "Yaaağğ görüyorsunuz dimi aşkım bana kıyamadığı için benim yerime ders çalışıp ödevlerimi yapıcakm- aahhğğ götüm!" Kağan abinin umutu yere itmesiyle kendimi durduramamış ve gülmüştüm. Herkeste benim gibi gülüyorduki bir anda sustular. Kafamı kaldırıp neden sustuklarını anlamak için yüzlerine baktım. Hepsinin bana baktığını görmemle yüzümdeki gülümseme yavaşça solmuştu. O an aklıma üvey babamın sözleri gelmişti. Yine sırtıma kemerle vuruyordu , en sevdiğinin bu olduğunu söylemişti. "Sen benim ortağıma gülümsedinmi, yoksa benmi yanlış gördüm?" Bir kemer darbesi daha... "Ben sana ne demiştim..." Bir kemer darbesi daha... "Benden başka hiç kimsenin yanında gülümsemiyiceksin." Bir kemer darbesi daha... "Duydunmu beni!?" "D-duydum, özür dilerim l-lütfen vurma." Son bir kemer darbesi daha... (Oy ve yorum atarsanız cennet için artı puan kazanıcaksınız.) Yine korkuyla yüzlerine bakıyordum ki geldiğimden beri sadece bir kere konuşan uğur beni şoka sokucak bir şey söylemişti. "Gülüşü güzelmiş." "Ne!?" "Ne!?" "Ne!?" "Ne!?" "Ne!?" "Ne!?" Her seferinde koro gibi bağırmaları kulaklarımı çürütsede şuan ilk kez aldığım iltifat benim için daha önemliydi. Uğur bile şaşırmış duruyordu dediklerine. Hızla ayağı kalktı ve son cümlesini söyleyerek yukarı çıktı. "Ben öyle bir şey demedim." "Ya hayır ya! Uğur gel buraya bana hesap vericeksin. Tamam kızın gülüşü güzel olabilir hatta bizi bizden almışta olabilir ama bana bile iltifat etmemişken ilk iltifatını ikizin yerine o kıza diyemessin." Ne yani ilk kez banamı böyle bir şey demişti. Ayrıca umutta yanlışlıkla iltifat etmişti. Sanırım ilk defa bu kadar mutluydum çünkü yanlışlıkla bile olsa bana iltifat etmişlerdi. Belki siz amma abarttın alt tarafı iltifat ettiler diyebilirsiniz ama bu benim için çok önemli bir şey sonuçta ilk defa ailemden birileri bana güzel bir şey söylemişlerdi. İstemsizce gülümsüyordum. Yukarıdan umutun uğura kızma sesleri geliyordu. Umarım ciddi değildir çünkü eğer ikizlerin aralarını bozarsam kendimi affedemezdim. Sadece ikizler değil buna ailedeki herkes dahildi. Bir süre sonra annem ve babam aşağı inmişlerdi. Umutun sesleri biraz azalmıştı en azından az onceki gibi evi yıkıcak kadar bağırmıyordu. "Neden bağırıyor bu umut yine hanginiz uğura yaklaştıda kıskançlık saçmalığına girdi." "Valla bu sefer bizim hiç bir suçumuz yok." "Merih abim doğru söylüyor baba, masal ab- yüzünden oldu." Bir an abla diyeceğini sanmıştım. Çok güzel bir histi ama çok kısa sürdü. "Ne demek masal yüzünden oldu, umut uğura bağırıyorsa kıskanmış demektir. Masalı niye kıskansınki, nerdeyse kıza yaklaşmıyosunuz." "Evet anne ama uğur yanlışlıkla ilk defa birisine iltifat etti. Bu kişide masal olunca umutta bana hiç iltifat etmedin ama masala ediyosun diye yarım saattir bağırıyor." "Siz eminmisiniz umuttan bahsettiğimize çünkü benim oğlum asla iltifat edemez." "Eminiz anne eminiz ki haklı bir iltifattı." "Nasıl yani, anlamadım alp." "Şöyleki beş dakika önce inmeyerek bir şahaseri kaçırdınız.." "Hiç bir şey anlamadım oğlum düzgünce konuşsanıza." "Boşver be annem bu hayatta her şeyi anlamamak daha iyi, hem yoruldum ben uyuycam akşama hastanedeyim." "Tamam oğlum git uyu, iyice dinlen." Alp abi annemi öperek yukarı çıkmıştı. Herkes bir bir bahaneleri söyleyerek yukarı çıkarken bende peşlerine takılmıştım. Günüm kötü başlasa bile iyi bitmişti. Bir kaç saat ders çalışıp günümü ve geleceği düşünerek yatağıma yatmıştım. Aklımda ise en çok "o" nunda hasta olması vardı. Çünkü gözlerinde görmüştüm. Umarım düşüncelerimde yanılırdım. Gözlerimi ilk defa rahatça kapatmıştım. Şuan uyurken korkmamak bile beni çok mutlu ediyordu. Tam olarak 1000 kelime yazdım açıklama dahil değildir. Oy ve yorum atarsanız çok sevinirim. "O" dediği kişi sizce kiiiim? Yb 3-4 gün sonra falan gelir. Diğer kitabım mafyacım'a bakmanızıda oneririm. Byyyyyyy |
0% |