Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Sarsılmak nedir?

@okurumbeiste

Omzumdan tutmuş bir el beni sarsanken uyandım beni sarsan ellerin sahibi annemdi. Hızla doğrulup anneme baktım gözlerinde anlamlandıramadığım bir endişe vardı. Bu endişenin sebebini öğrenmek için dudaklarımı araladım annem benden hızlı davranıp lafa girdi

"Umay baban bir karar aldı" cümlesini bitirdikten sonra kafasını başka bir yöne çevirdi sanki benden bir duyguyu saklamak istiyor du

"Anne söyle ne kararı"

"Evleniyorsun"

öylece kaldım bir şey diyemedim benim okulum vardı ne evlenmesi şaçmalıuor olmalıydı

" Geçen haftalarda bize yemeğe gelen bir aile vardı Erdemler

Metin ağaya gelin oluyorsun seni alma sebebini merak ediyorsan adam zaten evli karısınıda çok seviyor bu şansı sakın kaybetme biliyorsun ki metin ağanın üç kızı var hiç oğlu yok ona oğlan doğuracaksın ki soyadı devam etsin ha kız doğurdun şansına küs sana tüm çıplaklığı ile olayı anlattım soru sormak yok bize yardım etmek için amcangil geliyor ters bir şey yapayım deme "

diyerke odamdan çıkıp gitti ne kadar tiksindiriciydi bu anlattıkları her şeyi geçtim de buna karısı nasıl izin veriyor du kendisine bir kuma gelecek onun yapamadığı yaparak erkek çocuğu doğuracak ve o tüm bunlara sessiz kalacak bu şey tam olarak iğrenç bir şeydi

Nigar teyze böyle bir kadın mıymış inanamıyorum ama diğer bir gerçek evleneceğim adam 40 yaşında üç kızı var mutlu bir evliliğin içinde ve ben 19 yaşında genç bir kız nasıl olurdu bu bana nasıl bunu hor görürlerdi

Bunkarın hesabını sormak için hızlıca kalkıp aşağıdaki salona daldım arkandan annem dur diye bağırıyordu aldırmadım babam her zamanki yerinde gazete okuyor abilerim ise sohbet ediyordu herkes in gözü benin üstümde benim gözüm babamın üstünde

"Evlenmek istemiyorum " babamdan hiç beklenmeyen bir kahkaha yükseldi ne komikti? Neye gülüyordu? Çıldıracaktım en sonunda gülmeyi kesti ve bana döndü

"Sana fikrini sorduğumu hatırlamıyorum "

"Bana fikrimi sormak zorundasın bu benim hayatım sen üç kuruş fazla kazan diye o adam ile evleneceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun"

hızla yanıma gelip bir tokat attı yere düşmemek için direndim o adam ile evlenmemek içinde direnecektim bana bir tokat daha atacağı sırada Yalçın abim ve Kenan abim araya girdi beni Kenan abi kolumdan tutup koridora sürüklerken arkadan babamın sesini işitiyordum

"Bu edepsiizi odasına kilitleyin akşama kadar çıkmasın yanlış bir şey yaparsa akşam direkt düğünü bu haftaya alırım" diye bağırıyordu Kenan abim beni odama götürüp kapıyı arkamıza kapattı

"Lütfen sorun çıkartma seni abilerin o adam ile evlendirir mi hiç" ne yani beni kaçıracaklar mıydı

"Kaçaçak mıyım?" Diye sordum heyecanla

"Hayır" dedi sesi netti

kapı aralandı içeri Yalçın abim girdi gözlerimi tekrardan Kenan abime çevirerek lafa girdim

" Ne yapacaksın abi babamı ikna etmeyemi çalışacaksın babam kararından dönmez Nuh der peygamber demez "

"haklı" dedi Yalçın abim

"Kaçmaktan başka çözüm yolu yok gelin oturun şöyle plan yapalım " diyerek koltuğu gösterdi Yalçın abi o sırada içeri Leyla ve Banu girdi Banu'nun elinde masmavi güzel bir elbise vardı sanırım isteme elbiseydi o elbise bu aklıma gelince elbiseye tiksinerek baktım Leyla abilerime gidin bakışı attı hayır gidemezler di plan yapacaktık gidemezler di bana bakarak çıktılar odadan

"Ahhhh canım amca kızım nasıl olurda o adi adam ile evlenirsin çok mutsuzum " dedi Banu'nun gözlerinde gerçek hüzün vardı

" Banu ona destek olmamız lazım onun bize değil gel buraya kardeşim" diyerek kollarına aldı Leyla beni hemen arkamıza Banu gelip bize sarıldı biraz öyle kaldıktan sonra Kenan abim Leyla'yı ve Banu'yu çağırdı bende o sırada elbiseyi giyindim ve yatağa uzandım bir kaç dakika sonra Leyla ve Banu yüzlerindeki paha biçilemez bir mutluluk ile girdiler

"Kalk çabuk şaçını makyajını yapalım havedislerimiz var" diyerek beni yataktan kaldırıp makyaj masasına oturdu Banu

"Söyleyin dinliyorum "

"Umay abinlerle konuştum Şanlıurfa'ya gidiyorsun bu akşam inanmayacaksın ama sen yarın o adam ile nikahlanıyorsun babam işini sağlama almak istemiş o yüzden bu kadar erken kaçırıyoruz seni Şanlıurfa'da küçük bir kasabada sana ev tutmuşlar orada bir iş bulur girersin zaten Şanlıurfa Mardin'e yakın korkma biz burada olacağız sen tek gideceksin ama biz sana hep destek olacağız" dedi güven dolu bir sesle korkma demesi kolaydı çok korkuyordum

🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️🧚🏻‍♂️

tüm hazırlığım bittiğinde aynanın karşısına geçip kendime baktım ne kadar güzel olmuştum bana yazık değilimiydi bu bedene bu yükü bindirmek haksızlık değil miydi?
Diye düşünürken kapı çaldı Banu "geldiler " diye yapmacık bir heyecanla bağırdı hemen gidip kapıyı açtım tanımadığım birçok insandan sonra o girdi elinde bir demet papatya ile şu ana kadar papatyalar bana hep masum gelirdiler fakat şuna o pislik adamın eline değiyorlardı bunu ne kadar can atıttiklaton farkındalar mıydı? Dikenleri yoktu ama bana batıyorlardı şuna bunları uzunca düşünecek vaktim yoktu ama bu kısa zamanda bile bunu düşünmek onlardan nefret etmemi sağlamıştı düşüncelerden sıyrılıp papatyaları alıp koşar adımlarla mutfağa girdim ve kahveleri yapmaya başladım fakat ellerim zangı zangır titriyordu yapamıyordum hemen yardımına Leyla ve Banu koştu onlar kahveleri yaparken balkona çıktım nefes almak için

O orada duruyordu tüm masumiyeti ile ne kadar kusursuz olduğundan haberi varmıydı o yani küçük ağa karacaların küçük oğlu bora gözlerini konuştuğu adamdan çekip ban abartı aramızda bir şey yoktu ele alınabilecek ama bakışlarımızda öyle bir şey vardı ki anlamlandıramıyorum sanırım ona yavaş yavaş aşık oluyordum ama olamazdım bunu engellemeliydim ben artık bir hiçliğe gidiyordum dudaklarını araladı bir şwy diyecekti fakat Banu'nun sesi bu güzel anı böldü

"Umayyyyyyyyyy!!!" Bu sesi Bora bile duymuştu ve bana içeriyi işaret etti usulca başımı sallayıp içer girdim kahveler hazırdı tepsiyi alıp içeri girdim tüm aile büyüklerine kahvelerini verdim sıra ondaydı tepsiyi uzattığımda bana baktı almayınca ona bakıp kahveyi işaret ettim

"Çok güzelsin dalmışım bir an " ne dedi o duydunuz değil mi hani karısını seviyordu adi herifin tekiydi işte hızla doğrulup asker adımları ile çıktım salondan odama gittiğimde vallizim hazırdı hemen küçük kol çantası hazırladım kendime sonra hemen onları sakladım yüzük takmak için annem çağırdı ve aşırı kızdı gelin olacak kız hiç mutfaktan ayrılırmı dedi hıhhhh

Aşağo indiğimde bir tepsinin üstünde iki yüzük onları birbirine bağlayan bir kırmızı kurdele ve makas vardı yüzükleri parmağımıza takıp kurdelenin kesilmesini bekledim her şey bitince hemen balkona çıktım gidiyorlardı ve o orada evinin avlusuna oturmuş benim sözlüme ve benim sözüm için atılan mermilere bakıyordu gözlerini bana çevirdi gözlerinde nedensiz pişmanlık vardı bir şeylere geç kalmıştı sanki ve o geç kaldığı şey sanırım biz ve bizim yaşayacaklarımızdı gözlerimin yaşardığını hissettim engel olamadığım yaşlar gözümden süzülürken bunu görmeye dayanamayacakmış gibi kalktı ve gitti...

 

Loading...
0%