@okurumsuokur_1
|
Gözlerimi yavaşça araladım. etrafıma bakınınca bi hastane odasında olduğumu fark ettim başımı sola çevirdiğimde Alparslan refekatçi koltuğunda uyuya kalmıştı . yalan yoktu Alparslan'a yabancılık duymuyordum tamamlanmışım hissi vardı . ben düşüncelere dalmışken telefonum çaldı telefon sesine de Alparslan sıçrayarak uyandı
"ha şey ben uyuya kalmısım kusura bakma"
gözlerini ovuşturarak koltukta dikleşti
"sorun yok"
telefonumu bana doğru uzattı baktığımda tanımadığım bir numaraydı
"ben çıkayım sen rahat rahat konuş "
"saol"
kafasını sallayıp dışarı çıktı , ısrarla çalan telefonumu açtım ,
"alo"
"KOMUTANIIIĞĞĞĞMM"
telefonu kulağımdan uzaklastırıp yüzümü butuşturdum
"söyle Aras söyle"
"komutanım yasıyonuz mu?"
" yok oğlum öldüm öbür taraftan izin çıktı konuşabilirsin diye "
" ay komutanım daha yeni gelmiştiniz daha ben sizinle adam vuracaktım ya"
"oğlum mal mısın ?"
telefonda bi tokat sesi geldi ardından Durmuş'un sesini duydum
"komutanım siz bosverin bu geri kafalıyı nasılsınız albaydan duyduk yine vurulmuşsunuz?"
"evet öyle bişey oldu, albay nerden duymuş ya!?"
"ohooo komutanım Albay neleri duymaz ki ha bide sey dedi "
Ali hafifce öksürersk sesini kalınlaştırdı
"o deli Aslana söyleyin ailesine mesleğini söyleyebilir , bide iki hafta izinli itiraz edip gelirse mesleğini elinden alırım"
"ne ya oha lan iki hafta nee! ben iki haftada kafayı yerim ya off"
"Umay albay haklı, deli dumrul iki kursun yarasından bahsediyoz yat dinlen "
"ama Osman abii"
"hadi güle güle yat dinlen"
"off, görüsürüz "
ben ne yapacam iki hafta ya? ben kara kara düsünürken odanın kapısı açıldı içeri doktor ve biyolojik ailem girdi uyandığımdan beri Oğuz ve Deniz'i görmemiştim .
"evet, Umay hanım gayet iyisiniz iki hafta raporlusunuz iyice dinlenin mümkünse ani haraketlerden ve ağır seyler kaldırmaktan kaçının gecmiş olsun"
ben elli kiloluk çanta tasıyom doktor nası kaldırmayayım
"teşekkürler "
doktor çıktıktan sonra Celil bey söze girdi
"ben taburcu olman için işlemleri tamamlayayım , Alparslan sende kardesini arabaya tası "
"gerek yok ben yürürüm "
"bu halde mi?"
ayağa yavaşca kalktım ama basım döndüğü için geri oturdum
"bende öyle düsünmüştüm"
Alparslan'ın bilmiş tavrına karşılık
"bondo oylo doşonmoştom"
diye tekrar ettim bana kaşları çatık şekilde baktı
"anlamadım?"
" yok bişey "
Alparslan beni kucağına alıp hastaneden çıkardı Meryem hanımda arkamızdan minos minoş arabaya bindi bi süre sonra ön kapı açılıp Celil bey binince arabayı çalıştırdı
"biz nereye gidiyoruz ? benim evim bu tarafta"
benim evimin tersi istikamette ilerliyoduk
"bize gidiyoruz kızım seni bu halde tek mi bırakalım"
isime gelirdi zaten bu halde hiçbisey yapamazdım sessizce yolu izledim eve varınca Alparslan tekrardan kucağına aldı Oğuz ve Deniz ise evin kapısının önünde vekliyorlardı
"na-"
Oğuz daha cümlesini kuramadan Alparslan beni hemen içeriye götürdü merdivenlerden çıkarıp bi odaya girdi beni de yumusak bi yatağın üzerine yatırdı
"annem burayı senin için hazırladı burası senin odan , asağıdakileride takma sen kaz kafaalıların teki onlar mümkünse konuşma bile"
" sen benim yüzümden abinlerle mi küstün?"
"evet"
"ama niye , beni daha tanımıyosun bile onca yıllık kardeşlerinle benim yüzümden küstün"
" eğer karışmasaydın sende benim onca yıllık kardeşim olurdun , fakat karıştın işte sikeyim ki karıstın ben onca sene o fahişeye ikizim dedim "
"ama"
"aması falan yok bundan sonra burada yaşayacaksın biz senin aileniz anladınmı?"
"buna sen mi karar veriyorsun?"
yumruğunu sıkıp ağzına götürdü sonra hicbirsey demeden aşağı indi bende kendimi yatağa bırakıp uyudum .
uyandığımda hava kararmıştı ve aşağıdan sesler geliyordu ayağa kalkıp dolaba yürürldüm belki eşyalarım buradadır diye ve evet buradalar üzerimi hızla değisip aşağı inmek icin kapıya yöneldim kapıyı açıp merdivenlere giderken basım döndü duvara tutunayım derken masanın üzerindeki vazoyu devirdim tekrar deneyip duvara tutununca belime iki kol sarıldı yüzümü çevirince Alparslan oduğunu gördüm
" niye çağırmıyorsun kızım ya düşseydin?"
"bişey olmaz "
"he bok bisey olmaz merdivenler bok böceği gibi yapışmak istiyosun herhalde "
" öff amma kafa ütüledin ha "
" tamam sustum hadi gel indireyim seni "
Alparslan tekrar kucağına alıp salona götürdü ikili koltuklardan birine oturtup yanıma oturdu karşıma baktığımda Oğuzun kucağında bi çocuk vardı masmavi kocaman gözleriyle bana bakıyordu oğuza döndü
"baba bu abla kim?"
ne baba mı? aman tanrım bu Oguz evlimiymiş
mutfaktan ellerinde tabaklarla beraber Meryem hanım ve arkasında siyah saçları ve mavi gözleriyle bir kadın geliyordu galiba Oğu'un eşiydi tıpkı çocuğa benziyodu , aman beynim yandı çocuk kadına benziyordu Meryem hanım elindekileri masaya bırakıp çocuga cevap verdi
"Kayahan o senin halan"
"hayammı? canan ye oydu?"
" o senin halan değildi oğlum "
"babaye bu da canan dibi tötü mü?"
ama ben bunu yerdimm
" yok oğlum "
çocuk bana doğru yaklaştı Oğuz pür dikkat bizi izliyordu ve her an tetikteydi
"meyaba yeni haya ben Kayahan şenin adın ne?"
"merhaba Kayahan benim adım Umay "
"umay cok güjelmişş"
"seninki daha güzel"
"şana haya diyim mi?"
"demek ister misin?"
kafasını salladı ve sevinçle üstüme atladı . yavrum şimdi yapılacak iş miydi bu dizi tam yarama gelince istemsizce inledim
"Kayahan"
Alparslan hemen Kayahan'ı kucağımdan aldı
" ya ye oldu ben mi vuydum haya cok özüy diyeyim"
kendimi toparalyıp cevap verdim
"olurmu hiç sen bana nasıl vurabilirsin ki ben arkadaşlarımla oynarken düstüm ondan ayra oldu oyüzden ağrıdı"
" ama haya koşkoca kadın oymusun ne oynu "
"hadi bakalımm yemek hazırr sofraya herkez"
Alparslan tekrar kucağına alacakken elimi kaldırdım
" yeter alışacam ha koluma girden yeter"
Alparslan sırıttı
"iyi peki hadi gel"
koluma girerek beni amsaya götürdü kendiside yanıma oturdu Celil bey yemeğee başlayınca hepimiz başladık
"haya?"
"efendim"
"senin göşlerin hangi yenk?"
"ela"
"babamınkiyelde eya"
Oğuz ile gözgöze geldik gercektende onu kide elaydı hemen tekrar kafamı yemeğime çevirdim hala abna güvenmiyordu ne o ne Deniz
yemeklerimiz bittikten sonra uyumak icin yukarıya çıktım üzerimi değişip yatağa girdim gözerimi kapattım odamın kapısı yavasca açıldı gözümü açamdım kapı tekrar yavaşca kapandı adım sesi duydum ve başucumda nefes alma sesi
"amca ben bugun hayamın yanında yatayımmı?"
"lan oğlum daha ben uyumamışım sana ne oluyor"
"ya ama amcaa"
"oğlum sus uyanacak şimdi hem benim kardeşim daha sarılmamısız bile hayır dedim hadi gidelim"
Alparslan ve Karahan'dı gözümü açım seslendim
"hadi gelin yatak büyük zaten"
"hayaaa"
"oğlum bi dur . yok Umay uyurken yarana falan değeriz boşver"
"ya gelin diyosam gelin "
Alparslan'a bi şans verecektim, vermeliydim. Alparslan dikkatlice Karahan'ı sağıma kendide soluma uzandı.
"ağrın olursa hem uyandır"
"tamam"
sağ kolumla Karahan'ı,sol kolumla Alparslan'ı göğsüme çektim anında kollarını belime sardılar . Kayahan hemen uyumuştu.
"özür dilerim"
"ne için?"
"seni bulmadan önce yasadıkların ve abimler adına"
"hiçbiri senin sucun değil"
"öyle de işte-"
" hadi hadi uyu bakalım"
"bi sans verecek misin bize"
"sizeyi bilemem ama sana çoktan sansını verdim bile "
kocaman gülümsedi saçlarına bir öpücük bırakıp gözlerimi yumdum...
gözlerimi actığımda Alparslan ahtapot gibi sarılmıştı bana Kayahan ise yanımda yoktu gece annesi gelip almıştı büyük ihtimalle . telefonuma uzanıp saate baktım saat 05.00'di alıskanlıklarım yüzünden erkenden kalkıyordum .
"ne oldu niye erkenden uyandın ki ?"
Alparslan uykulu sesi ve dağınık saçlarıyla çok tatlı görünüyordu gülerek yanağına bir öpücük bırakıp konuştum
"uyku tutmadı "
"ağrın falan mı oldu?"
"yok ya diyom ya uyku tutmadı diye"
" ben bugün ise gidiyorum iznim bitti sen de kendine dikkat et olur mu ?"
"tamam hadi sende dikkat et"
Alparslan odadan çıkıp kendi odasına gitti. bende ayaga kalkıp üzerimi değistirdim odamın kapısı çaldı
"gir"
"Umay ben çıkıyorum gel senide asağı indireyim"
"tamam hadi koluma gir "
koluma girmek yerine kucağına aldı
"ya oglum ben ne dedim sana"
"amn ne olacak ben bu kasları boşunamı yaptım"
"beni tasımak için mi yaptın Alp"
ikimizde kahkaha atarak aşağı indik aile üyeleri masada bizi bekliyorlardı bunalr niye bu kadar erken kalkıyorlar ki? Alparslan beni yerime oturtup saçlarımı iki yandan arkama alıp boynumdan tutarak saçlarımı öpüp yanıma oturdu Celil bey yemeğe başlayınca bizde basladık
"Anne Aylinle, Kayahan size emanet "
"tamam oğlum senin gözün arkada kalmasın"
sonra oğuz bana döndü
"mümkünse oğlum ve karıma yaklaşma"
"abii"
Alparslan'ın elini tuttum sakinleşmesi için ben ise cevap vermedim yemeğime devam ettim.yemek bitiminde Alparslan,Oğuz ve Deniz kalkıp işe gitti .Bende kalkıp salona geçtim Kayahan kosarak odasına gidip oyuncaklarıyla geri döndü.
"haya haydi oyun oynyayım "
annesine baktım o da kafasını salladı
" e hadi oynayalım, ne oynicaz"
"biymem ye oynayayım"
"hımm"
oyuncakları içinden iki kılıcı alıp birini ona uzattım
"şovelyecilik oynamaya ne dersin?"
"yaşaşın deyimm"
"hadi o zaman savaş baslasın"
Kayahan ile beraber yaramın izin verdiği kadar peşinden koştum o kaçtı ben kovaladım derken aksam oldu baya yorulmuştum
"oo haya hemen yoyuydin ya"
"oğlum bi dur sabhtan beri kovalıyorum seni nasıl yorulmayayım "
"ama haya daha şatomu aymaya çalışmadın"
"tm onu da alalım, hadi bakalım"
Kayahan ile kılıçlarımızı birbirine sürdük kapı çalmıştı ama biz hala oyun oynuyoduk
"Aylin , Kayahan nerede?"
"Bahcede hayatım Umay ile oyun oynuyor"
"ben size ne dedim yaklaşmayacak demedimmi?"
seslerden anlaşılırsa Oğuz gelmişti ve şimdide sorun çıkarıyordu
"ben sana ne dedim oğlumdan uzak dur demedimmi?"
oğuz bahçeye hışımla girdi ardından Aylin de geldi
"Oğuz"
"Aylin karışma"
arkadan Deniz ve Alparslan da geldi
"ben sana demedimmi oğlumdan uzak dur diye?"
yine cevap vermeyip gözlerinin içine baktım elini kaldırıp bana tokat atacakken elini tutup kıvırdım
"sana hesap vermek zorunda değilim , ve beni asla hafife alma birkere olur o bidaha sakın ama sakın bana elini dahi kaldırma"
diyerek öne doğru ittim
"ay yeter oğlum kabullen artık o senin kardeşin"
"o benim hiçbir şeyim anladınız mı hiçbirşeyim"
"oğuz o istemedi Kayahan istedi sabahtan beri o yaralı haliyle oğlun üzülmesin diye oyun oynuyo peşinden koşuyo kes şunu artık"
burada daha fazla durmanın anlamı yoktu
"Celil bey size teşekkür ederim , Meryem hanım sizde kusuruma bakmayın ama daha fazla duramam sırf sizin için kaldım öbür kızla ne yasadınız da bu kadar ön yargılısınız bilemem ama biraz karşınızdakinide düsünün o ne yaşadı ne yaptı biraz düşünün "
içeriye girip odadan eşyalarımı bile almadan telefonumu ve anhtarımı alıp çıktım
"Umay benide bekle"
"sen nereye?"
"bekle beraber gidelim sebi bu halde yanlız bırakamam"
"iyi hadi bekliyorum hızlı ol"
Alparslan koşarak yukarıya çıktı kapının önünde beklemeye başladım o sırada yanıma Deniz geldi hafif bi bakıp önüme döndüm
"ailemizi parçalıyosun"
"anlamadım "
"ailemizi parçalıyosun iyi kız rollerinle Alparslan'ı yanına aldın annemi aldın babamı aldın şimdi hepsi bize küs"
"benim suçum değil"
"hepsi senin suçun "
biraz durdu ardından devam etti
" hadi doğruyu söyle dövüşçü değilsin değil mi ? gerçek mesleğin ne ? a ah dur ben söyleyeyim eskortluk yapıyosun dimi hadi itiraf et"
ne benmi? eskortluk? işte sağlam bi yumruğu hak etti diyerek sağ kroşemi yanağına geçirdim
"al sana eskort"
kapıyı açıp çıktım arkamdan kapı açıldı arkama bakmadan arabaya yürüdüm yolcu koltuğuna oturdum ardımdan şöfor koltuğuna Alparslan oturdu anahtarı uzattım
"Deniz ne dedei sana"
"boşver"
"o yumruğu atmana sebep olan şeyi boş veremem "
"off Alparslan boşver işte"
"tamam , ee nereye gidiyoruz ?"
"evime"
"nerede evin?"
" lojmanlar"
"lojman mı?"
"hıımm"
"sen?"
"aynen ben askerim,ve b unu kimseye söylemiceksin"
"ciddi misin sen?"
"saka yapan bi halim mi var?"
"rütben ne?"
"Yüzbaşı"
"oha sen baya baya askersin , peki bize niye söylemedin"
"öyle olması gerekiyordu"
"sen burada mıydın peki seni hiç görmedim"
"yok hakkarideydim dün sabah geldim "
"e bizim tabura gelen yeni komutan sen misin?"
"evet"
"namı değer aslan?"
"evet"
"vay be"
yolun geri kalanında sessizdik hatta ben uyumuştum.
|
0% |