Timi ve diyer askerleri gönderdikten sonra çardağa geçtim biraz oyalandıktan sonra ayaga kalktım , kalkmaz olaydım karnıma bir ağrı saplandı yürüyemedim bir elimle çardağa tutunup bir elimi karnıma koyup eğildim geçmesini bekledim ama geçecek gibi değildi yanıma biri geldi

"komutanım Albay sizi çağırıyor"

"bana cabuk Alparslan yüzbaşını çağır acil"

"emredersiniz komutanım"

şuan yürüyecek halde değildim ki Albayın yanına gideyim tekrardan yanıma biri geldi kafamı kaldırıp bakmadım

"yüzbaşı iyi misin?"

kafamı kaldırdığımda Kara Yel başımdaydı rütbesine baktım binbaşıydı

"sorun yok komutanım "

"hicte sorun yokmuş gibi görünmüyor "

"yok komutanım kardeşimi çağırdım gelecek birazdan "

" yüzbası iyi değilsin"

"iyiyim komutanım "

"peki "

ulan Alparslan ulan Alparslan bittin sen .

"Umay!"

Alparslan koşarak yanıma geldi

"ne oldu iyi misin?"

" çok iyyiyim Alp hatta okadar iyiyimki can sıkıntısından eğildim nerdesin lan sen ölcem burda"

" gel hadi revire götüreyim"

" kucağına alma bütün karizmam gider"

"yerler karizmanı gel dedim şu halinle bile inatlasıyosun ya pes Umay"

ağrımın artmasıyla inledim

"direk hastaneye gidiyoruz "

Alparslan beni kucağına alıp arabaya gitti ben ise acımın içinde hala söyleniyordum karizmam yerlebir oldu ya ben buralara gelmek için kıcımı yırttım be!

...

"Umay hanım çok kötü bir durum söz konusu değil. sadece kendinizi çok kasmışsınız onun acısı gecmis olsun çıkabilirsiniz"

"sağolun"

Alparslanla hastaneden çıktıktan sonra karargaha gittik Albayın yanına gidip rapor verdikten sonra bahçeye çıktım

"BELA TİMİ TOPLAN"

tim hızlıca karsıma geçip sıra oldular ee bunlar benim hiç Aslan tarafımı görmediler . göstermek gerekiyor

"sağa dön ikiserli sıra ol karargah etrafında 150 tur başla"

"komutanım "

"200 tur"

"ama"

"250 oldu "

" birde 50 50 artıyor bir susun "

"300 tur tamamlanmadan bir yere ayrılmak yok başla"

en önde Osman abinin yanında kosmaya basladım ilk on tur hafif tempoda koştuk ardından hızlı koşuya geçtik.

" geride kalan fazladan 100 tur daha kosar "

hepsi sessizce beni takip etti bir yandam koşutuk bir yandan da Şahlanış Marsı söyledik öyle vöyle derken 300 tur bitti tekrardan sıraya geçtiler bi beş dakka dinlendikten sonra şınav emri verdim

"şınav pozisyonu al"

hepsi yere yattı aynı zamanda bende yattım

"150 şınav basla "

150 şınav çektik ve ben ayğa kalktım tim kalkmayıp hala çekiyordu iste beklediğim performans

"kaç oldu Asteğmenim"

"0 komutanım"

ayağımla sırtına baskı uyguladım

" nasıl rahat mısın ?"

" rahatım komutanım"

" çok rahat olma "

diyerlerine de aynı zorluğu yaptıktan sonra mekik çekmeye geçtik

"Aras ,Ali ,Bekir mekik pozisyonu al 100 mekik başla "

biz kalanlar olarak ben Osamn abi ve Dursun ayaklarına basarak işlerini zorlaştırdık 100 mekik bitince yer değiştirdik benim ayağıma basan Bekir olyerine Kara yel binbası vardı

durup bekledim

"hadi yüzbası yoruldunmu?"

" yorulmadım komutanım "

diyerek çekmeye basladım

"demek meşhur Aslan sendin he yüzbaşı "

"evet komutanım"

"Oğuz binbaşı senin neyin"

" abim komutanım "

neden soruyordu simdi bunu ne alaka?

" o halde deniz de abin, Alparslan da"

" hayır komutanım Alparslan ikizim "

"güzel"

"anlamadım güzel olan ne komutanım?"

" eğitimin diyorum tam Aslanlık haraket "

" sağolun kokomutanım"

"asker sen devam et "

Bekir gelip ayağıma basınca devam ettim binbaşı ise yanımdan ayrıldı mekik te bitince barfiks çubuğuna geçtik sırayla hepsinin ayağına ağırlık taktım en fazla 25 kiloyu tasıyabildiler sıra bana geldi 5-10 derken 25 e geldik hala zorlanma hissetmiyordum Osman abi bi bes kilo daha ekledi çok hafif zorlanma oldu bi beş kilo daha gelince iyice zorlandım beş dakika sonra bıraktım

"şimdi gözlerinizi bağlayın"

sorgulamadan bağladılar

"simdi gözleriniz kapalı dövüşeceksiniz , farz edin ki bi mağaradasınız göz gözü görmüyor fakat tehlike var . bu gibi durumlar için bu eğitimi her eğitimde yalacağız başlayın"

ilk deneyimlerine göre gayet iyilerdi fakat daha da iyi olamları gerekiyordu

"şimdi tekrardan dövüsüyorsunuz fakat bu sefer yere yıkar yıkmaz gözünüzü açıp hedef tahtasına üç el ateş ediyosunuz "

dediğimi yapılar fena değillerdi ama gelistirilmeleri gerekiyordu gözleri kapalı Arasın yanına gittim karsısında bekir vardı

" başlayın "

bir süre kavga ettiler ardından sorumu sordum

" Aras karsındaki kim ?"

"Osman komutanım,komutanım "

"hayır "

Dursun'un yanına gittim

"Dursun karşınaki kim"

"Ali asteğmen komutanım "

"evet aferin"

hepsini tutup rastgele köşelere bıraktım ortaya geçip emrimi verdim

"olabildiğince sessiz olun ve sesten tanımaya çalısın"

evet bu biraz zordu ama alışacaklardı birbirlerinin nefes sesini adım sesini bile tanımak zorundalardı . timde alışmıştı daha ilk eğitim olmasına rağmen birbirlerini uyarıyorlardı

Osman abi

" Aras sag taraftasın , biraz nefesini düzene sok bu kadar heyecanlı olma"

"peki komutanım "

Dursun

"Ali hareket seslerin çok fazla daha dikkatli ol karsımdasın"

"tamam komutanım "

bende katıldım aralarına ve hepsini uyardım

"Osman abi arkamdasın yutkunma sesin fazla geliyor

-Aras acemiliğini beli ediyosun çok hareketlisin Alinin yanındasın

-Ali sende şu nefesini düzene sok

-Dursun sen de Osman abinin arkasındasın ve adımların ser ve sessiz olsun sesli değil

-Bekir Solumdasın sen de hızlı hareket ediyosun bu güzel ama varlığın belli oluyor"

gözlerimi açıp yerlerinebaktım hepsini doğru tahmin etmiştim eğitimi bitirip binaya baktım Albay camdan gururla bizi izliyor onun alt

camından abilerim ve onların hemen yanında hic tahmin etmeyeceğim ve beni sarsırtan Kara Yel binbası izliykordu bu adam da fazla olmaya başlamıştı basımı indirip binaya girdim odama gidip üniformamı çıkardım kararvahın kapısında beklemeye basladım Bibnbaşı kapıdan çıkıp

"iyi günler Yüzbasım eğitim güzeldi"

"iyi günle komutanım, teşekkür ederim"

arabasına binip gitti bi bes dakika sonra baimler geldi

" yemin ederim bide kadınlara söylenirsiniz geç hazırlanıyorlar diye , alın ağaç oldum burda sulayında meyve vereyim"

" hadi badi çok konusma da bin arabaya "

arabaya binip eve gittik akşam yemeğimizi yiyip bahçeye gectik . biraz gıcıklık fen olmazdı sanki bahçede duran hortumu alıp arkalarından sıkmaya başladım

"Umayy"

" bittin sen Umay"

" gebertecem seni umay"

" ay ne kadar seviyosunuz beni gözlerim yasardı"

" bekle sen bekle "

" valla yaklaşma Oğuz abi seni daha çok ıslatırım "

be oğuz abimle uğraşırken arkamdan Alparslan hortumu aldı

"canım ikizim benim ikizine yapmazsın değil mi bak ıslanmaktan hoslanmam hadi bırak onu geçip oturalım hadi "

" yok öyle yağma "

Deniz abim beni tutarken Alparlan basımdan aşağı tuttu hortumu

" zature olursun inşallah Alparslan, hortum ayağana dolanırda düşer kafanı gözünü yarasın Alparsan "

" kız sus bela okuma"

bahçden eve girdik

"askerler operasyon adı anne terliği kaçın "

benim uyarımla hepimiz merdivenleri kosarak çıktık ama benim kafama terlik geldi

" Anne ya sen bırak ev işini gel bizim karargahta işe basla valla bak bizden daha iyi hedef vuruyosun"

ikinci bir tellik cıkmıştı ki ondan kurtuldum hemen odaya girdim üzerimi değiştirip yataga geçtim odamın kapısı açıldı Deniz abim içeriye geldi hemen yanıma uzandı ben de kedi gibi kafamı gö

ğsüne koyum uyudum . ben huzurun tadını yeni alıyordum meğersem şimdiye kadar ben yaşmaıyormuşum ki nefes dahi almıyormuşum, buraya gelince tekrar dirilmiş nefes almaya başlamışım gibi bir his vardı işte ben bu hissi çok sevmiştim.