Telefon sesiyle uyandım komodinin üzerindeki telefonumu aldım saat 02.30'du daha . albay arıyordu

"komutanım"

"Acil karargaha gel göreve gidiyorsun timinle beraber"

"emredersiniz komutanım "

albayı kapattıktan sonra Osman abiyi aradım

"abi timi topla görev var"

"tamam "

Osman abiyi kapattıktan sonra kıyafetlerimi alıp banyoda giyidim

"Umay nereye gece gece?"

"abi görev var albay aradı acil dedi "

"tamam bekle bende geleyim"

ıtiraz edecek zamanım yoktu

"ben aşağıda bekliyorum "

asağı inip arabaya bindim benim ardımdan abi kadrosu geldi. hemen arabayı çalıştırıp karargaha geldik üniformamı giyip hazırlandım toplantı salonuna indim tim çokten gelmiş toplantı odasındaydı.

"hah gec Aslan"

" plan ne komutanım ne yapıyoruz"

"şimdi Horozlu köyüne baskın olmuş hemen oraya gidiyorsunuz dikkatli olun siviller de var kimseyi sağ istemiyorum"

"emredersiniz komutanım"

helikopterin önüne geldik Oğuz abim önüme geldi

" dikkatli ol Yüzbası Aslan"

"emredersiniz komutanım"

Deniz abim geldi bu sefer

" sağ salim ve mümkünse tek parca halinde gel"

"bakarız "

"Umayy"

"emredersiniz komutanım"

Alparslan geldi

"yüzbaşı Umay unutma seni bekleyen birileri var "

"unutmam yüzbaşım"

küçük bir baş selamı verip time döndüm

"Bela araç bin"

helikopterde yerlerimizi aldık ve havalandık yolda pilanın üzerinden geçtik yerleri iyice beynimize kazıdık

1 SAAT SONRA

"KOMUTANIM SAAT BİR YÖNÜNDE KESKİN NİŞANCI VAR"

"Bekir nişancı sende hallet hemen"

" hallettim komutanım"

"Durmuş karargaha bağlandın mı ?"

"buyrun komutanım"

"ATEŞ ÇEMBERİ, ASLAN ATEŞ ÇEMBERİNDE"

bu telsizlerin dinlenme ihtimaline karsılık tuzağa düştüğümüzün haberiydi

"komutanım etrafımızı sarıyorlar "

" hemen çekilin geride kalın ve gelecek olan yardımı bekleyin"

"gitmeyiz komutanım "

"emrediyorum "

mecbur kalıp geri geri geldiğimiz yöne doğru gittiler şimdi baş başa kaldık işte

"Aslan Aslan demeh gene yanız galdın he mi "

ayağa kalktım beni vurmazlardı vuramazlardı onlara en iyi koz olarak kullanırlardı

"ah köpek , şunu bi analamdınız gitti ben hiçbir zaman yanlız kalmam"

" e hani nerdeler senin köpekler"

"sen o köpek dediğin yiğitlerin tırnağına kurban ol serefsiz"

" ben imdi seni yahaladım artık elindesin ne yapabilirsin ki "

" yoo suan hiçte elinde değilim hatta şöyle söyliyeyim sen benim elimdesin"

"bah bahayım burda bir sürü adamım varıken mi ?"

" hee bir sürü adamın varken "

" tutun sunu "

silahımı kaldırıp havaya ateş ettim

"ben olsam bana yaklasmazdım"

"sen beni vuraman komutan ben size lazımım"

"sen kimsin köpek de bize lazım olacaksın hem kim bana ne diyebilir ki"

adamın sag ayağına sıktım adam acıyla inledi

"bidaha söylesene tam duyamadım"

"ne duruyorsnuz yahalayın şo karıyı"

tek yapmaya calıştığım zaman kazanmaktı tim varken bu tehlikeye giremezdim ama tekkken girmediğim tehlike yoktu çok şükür

"senin bu köpekler söz dinlemeyen cinsten ha bide cok korkaklar be "

benim sözüme eş zamanlı enseme bir darbe yemem bir oldu başım döndü gözüm karardı . ama olabildiğince kendimde kalmaya çalıştım ve sonunda blanık da olsa timi gördüm

YAZAR ANLATIMI

Umay timi gönderdikten hemen sora yardım için kara yel ve timi gelmişti hızla en son ki konumlarına doğru yol aldılar . karsılarında Bela timini görünce şaşkınlık içinde yanlarına gittiler

"Bela timi Yüzbası Umay nerede?"

"komutanım , umay komutanım bizi gönderdi kemdisi hala orada"

"ne?Siz komutanınızı yanlız mı bıraktınız ?"

"komutanım zorunda kaldık "

"çabuk çabuk , size bunun hesabını soracağım"

bela timi büyük pişmanlık icindelerdi kara yel ise öfke ve endişe . İçindeki bu hisse anlam veremiyordu ve bu hiç hoşuan gitmiyirdu içinden bir sen sıçtın sen Aybars diyordu ama hadi hayırlısı olsundu. hızla Umay'ın en son bulunduğu yere geldiler Umay ayakta dengede kalmaya çalışıyordu

"etraflarını sarın "

Umay'ın etrafında teröristler , teröristlerin etrafında ise Bela timi ve Kasırga timi sarmıstı

"ateş serbest"

teröristler bir bir düşerken Aybars'ın gözleri itatsizce bir kisiyi aradı Umay'ı . Aradığı Umay yerde yatıyordu beklediği gibi ayakta değildi bir kişiyi daha anlından vurduktan sonra ayağa kalktı

"beni koruyun"

kosarak Umay'ın yanına gitti ve tutup kayanın arkasına gecti Uymay'ı ise bir yandan uyandırmaya çalısıyordu. çatısma bitmişti tim etrafta canlı varmı diye kontrol ettikten sonra komutanlarının yanına gitti

"komutanım vurulmuş mu?"

" hayır basına darbe alıp bayılmış fakat hala uyanmadı "

" taşıyalım komutanım helikoptere kadar "

"siz daha beyninizi taşımayı bilmiyorsunuz komutanınızı nasıl tasıyacaksınız"

Umayı kucağına rahatlıkla alıp yürümeye başladı. time hala öfkeliydi nasıl bir tedbirsizlikti bu hele Umay onun yaptığı baslı basına mantıksızdı öfkesi icini kemiriyor içini kemirdikçe de Belay'a kusuyordu öfkesini . helikopter gelmiş ve binmişlerdi fakat Umay hala uyanmamıştı

"Cemil karargaha bağlan"

"buyrun komutanım hattalar zaten"

"kara yel konuşuyor Albayım"

" söyle Kara yel"

"komutanım Bela timini bulduk terör unsurlarını etkisiz hale getirdik fakat Umay yüzbası basına aldığı bir darbeyle bayılmıs hala uyanmadı "

"tamam evlat ben ambulansı hazırlatıyorum baska bir durum var mı?"

bela timinde göz gezdirdi hepsi pişman halde boyunları bükük duruyorlardı ne derse haklıdır diyip gıkları çıkmıyordu

"yoo komutanım"

albay hemen telsizi kapatıp ambulans hazırlattı kendide karargahın bahcedinde oğuz Deniz ve Alparslan ile onuncu turunu atmaktaydı sonunda helikopter gelince hemen oraya koştular Alparslan vakit kaybetmeden helikopter daha inmemişken atılıp helikopterden aldı ikizini ambulansın sedyesine yatırdı ardından kara yel de hemen inip Umay'ın başına geçti . Umay ambulansa götürülürken kıpırdayıncavsedyeyi durdurdular

"Umay ?"

Umay yine kıpırdanıp gözlerini açtı basının üzerine eğilen 4 kafa görünce olduğu yerde sıçradı

"ne oluyo ya . hem bu ambulans niye geldi birine bişey mi oldu"

"vah vah basımıza gelene komutanım hafızasını kaybetmiş"

Aras kafasına aynı anda bir sürü tokat yedi ve yerine sindi

"kızım sen bayılmadın mı?"

" ha o mesele en son kafama bir darbe yedim sonra bizim timi görünce rahatlamıştım içim gecmiş uyumuşum "

"ne uyumuşmusun?"

"Uyumuşum ne Umay?"

"Uyumuşum diyo abi ya"

" yüzbaşı Umay bunun hesabını vereceksin haberin olsun"

"ya ben bi ara haraket ediyodum çok rahat bir yerdi mümkünse beni tekrar oraya alabilir miyiz?"

Aybars gülmemek için dudağını ısırdı Umay'ın rahat dediği yer onun kucağıydı Aybars gülmemek için kendini zor tutarken Oğuz ,Deniz ve Alparslan üçlüsü sinirden kıpkırmızı kesilmişlerdi çünkü onlarda anlamıştı...