Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@okurumsuokur_1

"üç"

 

"dört"

 

"kacta kalmıştık?"

 

"4 komutanım"

 

"doğru diyosun bencede baştan"

 

"bir"

 

"iki"

 

sabahtan itibaren 10 tane şınav çekecektim fakat bu üçyüzüncü şınavımdı . Binbaşı Aybars timime ceza verecekti fakat ben emir verdiğim için onlara karsı çıktım ve sonuç ortada sabahtan beri şınav cekiyordum daha bu sadece Aybars bibasının cezası Oğuz abim ve albayın cezaları duruyorsu Deniz abim ve Alparslan ise aynı rütbede olduğumuz için askeriyede bir şey yapamıyorlardı fakat bakıslarından belliydi evede canıma okuyacaklardı

 

"Aybars binbaşı ne kadar kaldı bitmeye?"

 

"Bak görüyo musun Aslan yüzbası Oğuz binbası yüzünden karıştı ne yapalım şimdi?"

 

"Allah'ın adını aldım ya sıkın kafama ya da yeter bırakın gidim"

 

" yok öyle yağma Umay hanım "

 

"ooff of"

 

saat beşe kadar eğitim yaptım . Çok şükür ki çıkış saatleri gelmişti de gitmişlerdi. benmi ? ben ise nöbetteyim . annem aramış halimi hatrımı sorup kapatmıştı. babam desen zaten dalga geçmişti diyerleri ise ne ben ne onlar aramıştı şimdi ise geziyodum bos boş . bir saat kadar volta attıktan sonra kafamı çardağın masasına yasladım

 

"görev başında uyumak , yazdım bunu yüzbası"

 

" aman komutanım siz yazmayın Allah aşkına"

 

gözlerini kısarak güldü ve çardakta karsıma oturdu elindeki poşeti masaya bıraktı

 

" bak sana yemek getirdim"

 

" teşekkürler komutanım ne gerek vardı?"

 

" gerek varmıs ki ben getirmişim"

 

"emredersiniz komutanım"

 

"çok değişik birisin"

 

"anlamadım komutanım , nasıl?"

 

" sanki içinde tatlı su ile tuzlu su gibi , Yumuşak ve sert karakterler var . aynı sularda olduğu gibi yan yanalar ama asla karışmıyolar"

 

sanki bu sözleri bana değildi de kendine anlatıyordu

 

"işte o iki su karısırsa balıklar ölür komutanım , içindeki karakterler karışırsada ben "

 

gözlerimin içine öyle bi baktı ki gözlerimi çekemedim .

 

" hadi yemeğini ye "

 

ben yemeğe başlayınca o da sigarasını yaktı sigara kokusundan hoslanmaz hatta nefret ederdim her daim cebimde bulundurduğum lolipopu çıkarıp binbasının ağzına verdim eş zamanlı sigarasını da alıp yandaki çöpe attım . şaşkınlıkla bana döndü

 

" bu ne şimdi?"

 

" lolipop komutanım"

 

"onu bende biliyorum niye aldın sigaramı?"

 

" kokusundan nefret ediyorum

 

" e söyleseydin ya "

 

"ne bileyim ben komutanım yoksa niye vereyim güzelim lolipopumu mis gibi kolalıydı"

 

birden kahkaha atmaya başladı

 

"Delisin sen Umay"

 

" simdi komutanım siz daha tam anlamıyla görmediniz benim deliliğimi "

 

" aman bunun ötesi tımarhane"

 

"kac kere gittim de almadılar"

 

"nereye?"

 

"tımarhaneye"

 

yine gözlerimin içine daldı ben ise ne yapacağımı saşırmış bir şekilde getirdiği lahmacunu yiyordum. içim kıpır kıpırdı ve bu his sebepsizce hoşuma gidiyor. sabaha kadar beraber sohbet ettip gülüp eğlendik. sabah olunca o odasına gitti ben de nöbet yerime ilk defa bu kadar iyi ve güzel bir nöbet geçirmiştim . nöbet bitimine bir saat kala abimler geldi hiç yüzlerine bakmadım tiribimizi de atmalıydık ki cezai indirim uygulansın onlar ise bana bakıp gülerek gitter

 

"ulan dağda taşta bu kadar aşağılanmıyom ben ya"

 

"yüzbaşı Umay!"

 

"emredin komutanım "

 

" ne dedin tam duyamadım"

 

"ne kadar iyi bir albay olduğunuzdan bahsediyordum komtanım"

 

" kime bahsediyordun?"

 

" kendime. kendime komutanım her seferinde sizi örnek alıyorum"

 

"yaa demek öyle"

 

" ya komutanım"

 

"düş önüme Umay hanım"

 

"estağfurullah komutanım siz düsün önüme "

 

Albay bana öyle bir bakış attıki icimden edeceğim duayı dısımdan ederek hemen albayın önüne düştüm

 

"dilini esşek arıları soksun Umay . "

 

"öyle deme sonra beni övemezsin"

 

aha albayıda kaybettik gözümüz aydın

Loading...
0%