@okurveyazarolankiz
|
" Of!" Diye acıyla bağırdım. Bacağım çok ama çok acıyordu. Bu çok fazlaydı. İnlemeye devam ettim. Yatağımda otururken çekmeceden bir ağrı kesici aldım. Ağzıma atıp susuz yuttum. Yatağa yattım. Ayağımı uzatırken daha fazla ağrımaya başladı. Yatağı sıktım. " Doktor. " Dedim. Ama o kendini penceresiz kapalı simsiyah bir odaya zincirlemişti. Kral onunla biraz dalga gecmişti ve o çok sinirlenmişti. Yine sınırını benden çıkartmamak için kendini bağlamıştı. İçeriye Louis girdi. " Kardeş. Bacağın mı ağrıdı. " Dedi. " Ağrı kesici içtim ama dayanamıyorum. " Dedim. " Peter!" Dedi. İçeriye Peter geldi. " Bacağım. " Dedim. Geldi. " 20 gün tedavi olmadığından dolayı oldu. Makineye gidelim. Biraz egzersiz yap. Demirler sağlam kaynıyorlar. " Dedi. " Hayır. Ah. Çık dışarıya. Louis sende. " Dedim. Hepsi çıktıktan sonra 5 dakika geçince odadan topallayarak ben çıktım. Tiagonun odasına gittim. Gelince direkt girdim ve kapıyı kapattım. " Son 4 gün kaldı doğum gününe. " Dedi bana. Ama kendi sesi değildi hala sinirliydi. Odanın kenarındaki makineye gittim. Oturdum ve bacağımdaki dizliği çıkarttım. Bunu yaparken bacağımdaki 3 iğneyi de çıkarmıştım. Sadece demirler kalırken kendimi makineye bağladım. " Abi herkesin bana garezi var ya! Seninde mi? Kral sıçtı ağzıma. Yok fazlalık yok bu! Hem niye geldin ki sen! Sen ne boka yarıyon! Kral o sözleri bana değil sana söylemeliydi. " Dedi. Ellerimi koyduğum yerleri sıkarken makinedeki 2 kiloyu hızlı hızlı ittirmeye başladım. O kadar acı çekiyordum ki. Ve bu acım 40 dakika sürdü. Ara vere vere yaptım bunu. Bunları yaparken Tiago bana bağırıyor suçluyordu. Çok terlemiştim. Bir kez daha ittirdim aleti ama acıma dayanamadım. Kendimi kasıp acıyla bağırdım. Öne eğilip ağlamaya başladım. " Çok acıyor. " Dedim. Daha fazla ağladım. Dikleştirdim kendimi ama başımı geriye attım. Nefes nefeseydim. Bir kez daha yapmak istedim. Ama acıyordu. Yüzüm kızarırken bir kez daha yapmayı denedim ama yapamadım. Her şeyde bir ama vardı. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Başım geriye giderken ne kadar zavallı olduğumu fark ettim. Tiagonun dedikleri doğruydu. Neyi başaracaktım. Bacağımdaki aletleri söktüm ama ayağa kalkamadım ve yan bir şekilde yere düştüm. Sargıdaki omzum ve kolum çok acıyınca inleyip daha fazla ağladım. Kalkamıyordum. Çok titriyordum ve kalkamıyordum. " V-valencia. " Dedi Tiago. Kendi sesiydi. Ama çok titriyordu. Bana biraz yaklaştı. Bedenindeki zincirleri çözdü ama kolları ve ayaklarındaki zincirleri,elindeki kelepçeyi cözüp taktığı eldiveni çıkarmadı. " Ç-çok acıyor. " Diye fısıldadım. Başımı olumsuzca salladım. Ellerimle kulaklarımı kapattım. " Dayanamıyorum. " Dedim. Tiago bana dokunmak istiyordu ama yapamıyordu. Birden saçlarıma bir kaç su damlası akınca ağlamayı kesip gözlerimi açtım. Ne zaman kapattığımı bile bilmiyordum. Ama o gelen yaşlar Tiagoya aitti. O da ağlıyordu. O da titriyordu. Oturma pozisyonuna geldim. " Doktor. " Dedim. O birden daha fazla ağlamaya başladı. Ben onun ağladığını ilk defa görüyordum. Yıkılıyordu. " Ben çok kötü biriyim ben... Valencia sen çok güzel bir kadınsın. Ben seni çok seviyorum. Çok muhteşemsin gerçekten. Ama ben mahvediyorum seni. " Dedi. Kapı birden açılsada umursamadım. " Ben senin o güzel yüzünü ve bedenini mahfettim. Yaralar açtım. Ben seni taciz ettim Valencia. " Dedi. Kelepçeli ellerini vurdu göğsüne " Ben seni taciz ettim. Sana bağırdım korkuttum seni! " Dedi. Yine bağırdığını anlayınca sesini kıstı." Çok seviyorum seni ama sen beni sevme. Nolur sevme sana zarar veren bir adamı sevme be kadın. " Dedi. Daha çok ağladı. " Sen sevme beni! Sana zarar verecek olan bir adamı sevme! O sana daha çok zarar verir. Bak ben az önce sana neler dedim. Zorban gibi davrandım resmen. Bağırdım sana. Sen benim yüzümden acı çekiyorsun. 40 dakikadır işkence çekiyorsun. Valencia. " Dedi. Benden biraz uzaklaştı. Kendine güvenemiyordu. Yine sinirleneceğini düşünüyordu. " Bacağın. Ben yaptım onu. Ben o demirlerin bacağında olmasına sebep oldum! Yanağın. Ben pürüssüz teninde yanık oluşturdum hiç geçmeyecek derinlerde bir yanık! Kolun omzun. Karnın. Kalbin! Ben her şeyi mahfettim. Ben... " Dedi. " Bilmiyorum" Sarsılıyordu. Çok kötüydü. Onu böyle görmek parçalıyordu beni. Acımı dahi unutmuştum. Tiagoya inlememeye çalışarak yaklaştım. " Ben daha önce hiç birine ağlamadım. Babam öldü ağlamadım annem öldü ağlamadım ablam öldü ağlamadım. Ben ilk defa ağlıyorum sana. Sevdiğim bir kadını kaybetme korkusuyla. " Dedi. Yavaşça onun yüzünü minik ellerimle avuçladım. " Doktor. Bende seni ilk defa ağlarken gördüm. Ağlamak güçsüzlük değil. Bende ağladım. Canım yandı ağladım. Doktor. Sen güçlü birisin. O oruspu çocuğu piç yarrak kafalı egois kralı dinleme. Sen güçlü birisin. " Dedim. Ağlamayı kesti. " Seni darp ederken fazla sert olduğumdan dolayı mı bildin?" Dedi. Ellerimi çektim. " Beyaz tenlisin. Ama hiç bir yaran kalıcı değil. Benim yaptklarım peki. Ben sana çok sert davrandım Valencia. Kabullen bunu. Ben sana düşmanımmışsın gibi vurdum. Yumrukladım tekmeledim seni. Çok canını yaktım. Ve... " Dedi. Yutkundu. Ağlamaya geri başladı. Bu çok daha fazlaydı. Burnunu çekiyordu da. " Her doğum gününü yanlız geçirdin diye sana güzel bi süpriz yapmak istemiştim. Kocaman bir pasta ve 3 hediye almıştım uğurlu sayın 3 diye. Ama o gün darp ettim seni. O gün asla tanışmamanı istediğim Tiago ile tanıştın. Doktor değildim o an. Tiagoydum. Sadece Tiago. Doğum gününü zehir eden Tiago. " Dedi. Alnını yaralı olmayan omzuma koydu. Elleriyle yüzünü kapatıp daha fazla ağladı. " Ben sevilecek bir insan değilim! Ben herkesin nefret ettiği biriyim. " Dedi. " Beni seviyor musun?" Dediğimde ağlamayı kesip başını kaldırdı. " Ne?" Dedi. " Beni seviyor musun?" Diye yineledim. " Evet. Çün.. " diyip devam edecekken " Peki. Ben nasıl sevdim seni?" Dedim " Anlamıyorum. " Dedi. " Herkes benden nefret ediyor. Korkuyor. Kaçıyor. Louis dışında bir arkadaşım yok. Beni niye sevdin doktor. Sırf acıdığın için mi?" Dedim. " Ben seni diğerlerinden farklı olduğun için sevdim. " Dedi. Ben gülümseyip tekrar ettim. " Ben seni diğerlerinden farklı olduğun için sevdim. " Dediğimde anladı. Birden bir bıçak aldı. Boynuna yaslayınca ben ondan hızlı davrandım. O tam boynunu kesecekken kendi elimi koydum. Elimi kesti. Durdu. Ve baktı. Bıçak elimde kana baktığında düştü. " Valencia. " Dedi. " Bu kadar acı çeken bir insan geberli gerekir doktor. Senin değil. Ve gebermezsin sen. " Dedim. Kucağına birden bire yattım. " Uyumak istiyorum. Ama ağrıdan uyuyamıyorum. Bu yüzden beni uyut. Masla filan oku ne bilim abim hep okuyunca uyurdum. " Dedim. " Elin. " Dedi ama bağırmadı. Elim çok kesilmemişti. Yavaşça bir sargı bezi aldı. Elime sardı. Yavaşça bir battaniye aldı. Üzerime örttü. Ama bana dokunmadı. Elleri havadaydı. Bana dokunmaya çalışıyordu. " Elini belime koy. " Dedim. " Olmaz! Yapmam. " Dedi. " Her boku taciz anlama. Ben istiyorum elini belime koy. " Dedim. Kendini zorlayarak koydu. Belime sarıldığında elindeki sıcaklık beni mayıştırdı. " Saat kaç?" Dedim. " Akşam 9 " dedi. Gülümsedim. Biraz kıpırdadım. " Oynaşma. " Dedi. Sustum. " Konuş. " Dedi. " Masal okumayacak mısın?" Dedim. " Niye. Kitaptaki kötü karakter olan Tiagoyu mu?... " Dedi. " Tiago yeter amına koyayım! Oku Rapunzel! Severim onu. " Dedim. Kıkırdadı. " Sende Rapunzel gibisin" dedi. " Bacağımı kes. " Dedim. " Ne?" Dedi. " Bacağımdan kurtulmak istiyorum kes şunu. " Dedim. " Olmaz. Kariyerin biter. " Dedi. " Sikimde değil. Biraz uyuyaym sonra konuşalım. " Dedim. Daha saniye geçmeden uyuya kalınca hissettiğim şeyin Tiagonun yavaşça ayağa kalkması olduğunu tahmin etmiştim. -Tiago- Valenciayı yatırdıktan hemen sonra yere gelip geri oturdum. Umursamadan sadece Valenciayı izledim. Dakikalarca. Ama 2. Dakika geldiğinde ayağa yorgunca kalktı. Bacağı acımış olacak ki inledi ve basamadan bir dizi üzerine düştü. Sonra da benim baxağıma kafasını koydu. Onu kucakylayıp geri yatırdım. Ama saniyesinde boynuma sarıldı. " Valencia. " Dedim. " Hı?" Dedi. Sonra " Hıhı!" Kıkırdadım ve yanına yattım. " İki dakka sadece. " Dedim ama biz uyuya kaldık
|
0% |