@okurveyazarolankiz
|
3. Bölüm Bir şeylerin değişeceğini hissedebiliyorum. Ben Valencia! Yaşadığım kraliyetin ve bu evrenin en güçlü savaşçısı olacağıma ölmüş kral Victorun üzerine yemin ediyorum! - Tiago- " Yardım edin!" Diye bir ses duyunca yan tarafa baktım. Bir savaşçı. Kanlar içindeydi. Ona koştum. Gelip yarasına baktım. Ama bir yararım olamayacaktı. Kralın emri üzerine savaşlarda ağır yaralı olanları ölüme hapsediyorduk. Daha az acı çekmeleri için morfin veriyordum. Yavaşça morfini koluna sapladığımda kolumu tuttu. " Sana yalvarırm Savaşçı Tiago. Karıma söz verdim. Buradan sağ salim gideceğime. Ben bile inanmıyordum. Ona bir mektup yazdım. " Dedi. Uyuşmaya başladı ve sesi kısıldı. Başı yere düştü. Kısık gözlerle bana bakarken iğneyi kolundan çektim. " Mektup. Sol cebimde. 6 numaralı evde karım. Ona ula.. " diyip devam edecekken kapandı gözleri. Bağırdım ve adamın kalbine bir yumruk atıp ayağa kalktım. " Yeter! Lanet olsun yeter! Savaşı kaybediyoruz!" Dedim. Adamın sol cebine elimi soktum. Kağıdı alıp mektuplarla dolu arka cebime koydum. Bir fırtına başlarken birisi buraya ışınlandı. Simsiyah giyinmiş kimliği bile belli olmayan bir kişi. Suratında maske vardı. Ellerinden alevler çıkıyordu ve siyah eldivenleri yanmıyordu. Güç kullanarak düşman krallığa bir duvar yaptı. O duvarı onlara ittirirken bir ayağı geriye gitti. Duvar ittirmeye devam ederken bedeniden kırmızı ışıklar çıktı. Başını geriye atıp daha fazla ittirdi. Duvar ilerdeki düşman krallığa fırlayınca koca bir gürültü koptu. Kasabadan uzak krallık sınırındaydık. Arazi boştu ama yer bile çatlıyordu. Savaş bitti çünkü düşman krallıktaki herkes duvarın altında ezilmişti. Kral kılıcını beline koydu. " Sen!" Diye bağırdı o kişiye bakarak. O kişi bize döndü. Nefes nefeseydi. Bol giyinmişti. Bana ve diğer herkese baktı. En son krala. Kral " Sen! Hepimizi kurtardın!" Diye bağırdı. Prenses Katarina babasının yanına gelip elindeki kılıcı omzuna koydu. " Babacım. Bu eğerki erkekse beni bu adama ver!" Dedi. Simsiyah giyinen kişi Krala yaklaştı. Kral " Sende kimsin?" Dediğinde bir kağıt çıkarttı. Krala gösterdi. " Soylusun. Bizim krallıktan. Seni hiç görmedim savaşçı. " Dedi. Benim omzumdaki vampir kanatları kapanırken simsiyah giyinen kişi cevap vermedi. " Savaşçı. Gücün kelimelerle anlatılamaz. Söyle bana kimsin sen?" Dedi. Simsiyah giyinen kişi konuştu ama sesi bir erkek sesi oluyordu bir kadın sesi. Mekanik bir ses. Gerçek kimliği belli değildi. " Beni bilmene gerek yok Kral. " Dedi. Kral anlamayarak " Soylu olan herkesi tanır.. " diyip devam edecekken siyah giyenin kişi " Beni tanımana gerek yok. " Dedi. Herkese baktı. " Beni bilen bilir. Bilen sever. Seven ise saygı duyar. Düşmanlarım konuşur. Ve bu herkesin kulağına ulaşır. Söyle bana kral. " Dedi ve Krala baktı. " Sence neyim ben?" Dedi. Kral " Daha tanışmadık bile. Ne diyebilirim ki?" Dedi. " Ben cevap vereyim. Güçlü bir savaşçı. Kraliyetimdeki güvenliğin artmasına sebep olacak bir savaşçı diyeceksin. " Dedi ve Krala yaklaştı. Kral ondan uzun olsa bile laflarının boyu Kralı geçerdi. Tamam bunu kendime bile söylemeliyim ki Kral fazla egoist. " Boşver. Daha tanşmadık bile. Seni korkutmak istemem. " Dedi. Geriye çekilmedi. " Bu mesafe fazla. " Dedi Kral. Geriye çekildi. Siyah giyinen kişi " EVET. " Demekle yetindi. " Benedict! " Diye bağırdı Kral. Benedict koşa koşa buraya geldi. " Kralım buyrun. " Dedi ve başını eğdi. " Bu savaşçımıza kraliyetten bir oda verelim. Aramıza hoş geldin savaşçı. " Dedi. Siyah giyinen kişi bizlere baktı. Kral " Savaşçı kılıcını getir Benedict." Dediğinde siyah giyinen kişi Krala döndü. Benedict bir kılıç getirdi. Kral onu aldı. Siyahlı " Ben kimsenin karşısında dizlerim üzerine düşmem ve çökmem. Kral bu sende de dahil. " Dedi. Kral kabul edermişçesine gururlu gözlerle ona baktı. Kılıcı önce sağ omzuna sonra sol omzuna koydu. " Sen " dedi ama sustu. Siyahlı " Boşver. " Dedi. " Savaşcı olmaya hak kazandın. " Dedi Kral ismimi söylemeyerek. Siyahlı kılıcı aldı. " Sağol Kral. " Dedi ama başını eğmedi. Belindeki kemere kılıcı koydu. " Tanış savaşçı. " Dedi. İlk ben atıldım. Siyahlıya yürüdüm " Ben Tiago. Kraliyet Hekimiyim. " Dedim. Kral devamını getirip " Aynı zamanda en güçlü savaşçı " dediğinde Krala gülümseyip başımı eğdim. Siyahlıya elimi uzattığımda elini korkarak uzattı. Eli titiryordu. Yavaşça elime yaklaştı ama sonra yapamayarak işaret parmağımı tuttu. Bir kere sallayıp elini çekti. " İnsanlara temas etme alışkanlığım yok ama elin havada kalmasın diye. " Dedi mahcup bir şekilde. Elimi indirdim. " Sorun değil. " Dedim ve elimi enseme attım. " Bu kadar işte yani. Başka bir şey yok. 25 yaşına yeni girdim ama vampir yaşım 894. " Dedim. " Boşver doktor. Yeter bu kadar açıklama. " Dediğinde şoke oldum. Biri koşarak geldi. Louis. " Ah selam savaşcı ben Louis. " Dedi ve elini tutup direkt sıkt. Ben ise hala şoktaydım. " Louis temas sevmem. " Dediğinde Louis elini çekti. " PARDON! Bu arada ben kraliyetin en yakışıklı savaşçısıyım. Yani 9 karın kasımda var. " Dedi. Peter " Eğerki erkekse Gay olacaksın Louis aptalı!" Diye bağırıp yanımıza geldi. " Ben Peter. Tiago gibi hekim ve savaşçıyım. " Dedi. Arkadan Samuel geldi. Herkes o gelince başını eğdi ama ben şoktan dolayı eğmedim. " Prens Samuel. Komşu Krallıktan. Prenses Diana ile sevgiliyim. Ve bilmelisin ki gücün her şeyi halledebilir. " Dedi. Diana geldi. Krala " Baba! Kim geldi!" Diye bağırınca siyahlı ona döndü. Diana " Prenses Diana. Bu da sevgilim Samuel. " Dedi. " Fazla aşk nefrete yol açar. " Dedi siyah giyen kişi. Diana ile Samuel birbirine bakarken Damien geldi. " Ben Damien. Savaşçıyım o kadar. Yaşım 28 " dediğinde siyahlı " Oha!" Diye bağırdı. Birden ağzını kapattı. " YANİ! Fazla büyük değil misin Damien?" Dediğinde Gabriel " Ben 31 yaşındayım. " Dedi. Siyahlı bu sefer " Ama yok amına koyayım!" Diye bağırdı eliyle Gabrieli gösterip. Elini indirip ağzını kapattı. " Çok pardon. " Dedi mahcuplanarak. Louis " Senin yaşın kaç ki birden telaşlandın?" Dedi. " Söylemek istemiyorum boşverin. Nerde benim odam hani. Hem gidin ölen kişilerin cesetlerini yakın. " Dedi. Dakikalar sonra herkes dağılırken şokumu atlatıp siayhlıya " Seni tanıyorum. " Dedim. Anlamadı. " Anlayamadım doktor. " Dedi. " Bana doktor diye seslenen tek bir kişi var. " Dedi. " Doktor olduğunu söylediğin için öyle dedim ismini unuttum kusura bakma. " Dediğinde rahatladım. " Tiago. " Dedim. Anlamak istercesine tekrar etti " Tiago. Memnun oldum. " Dedi. " Bende " dedim. Arkasını dönüp uzaklaşınca kendi kendime fısıldadım. " Valencia değilmiş. " Dedim.
|
0% |