Yeni Üyelik
40.
Bölüm

40. Bölüm

@okurveyazarolankiz

Suyun içindeydim.

Deniz kızına dönüşmüştüm. Büyüyle bunu yapabiliyordum evet.

Havuz bayağı büyüktü.

Su berraktı.

Yuvarlak bir havuzdu ve ben kenarda dolanıyordum.

Sağ elim sol elimin içinde ve başımın üzerindeydi.

Suda ileriye gidiyorken turuncu ile kırmızı karışımı kuyruğumu sallıyordum.

Göbeğimin altına kadar geliyordu kuyruğum.

Üzerimde ise kırmızı ile turuncu karışımı sadece göğsümü kapatan ip askısız bir kıyafet vardı.

Bikiniydi.

Resmen 10 dakikadır su altındaydım.

Katarina küfür ediyordu. ' Benden güzel amına koyayım ' diyordu.

Bazılarıysa ' Hala nasıl suda ' diyordu.

Gabriel ise ' Büyüyle deniz kızı olsa bile gerçekten yetenekli ' diyordu.

Vitiligom çok belliydi farkındaydım.

Göğsümde bile vardı. Tabi insanlar daha görmemişti çünkü şu yüzeyine hiç çıkmamıştım. Suya da ışınlanarak gelmiştim.

- Tiago-

Kalabalığa yaklaştım.

Altımda simsiyah bir deniz şortu üzerimde de siyah sıfır kollu bir tişört vardı.

Çocukların olduğu sol havuza bir baktım.

Gülümsedim ve onlara gittim.

Ellerinde bir kaç elma şekeri vardı.

" Çocuklar!" Diyip ıslık çaldığımda bana baktılar.

Suya bir sürü çikolata bıraktım.

" Aaa Valencia abla bize şeker verdi sen çikolata verdin Tiago abi. Teşekkürler!" Dedi bir kız.

" Valencia mı verdi onları?" Dedim.

Eliyle bir yeri gösterdi.

Oraya baktım.

Bir stant. Ve üzerinde bir sürü elma şekeri.

Valencianın hediyesi ücretsiz yazıyordu stantta.

Gülümsedim.

" Tiago abi! Büyük havuzunda bir deniz kızı 12 dakikadır nefes almadan yüzüyor! Belki Valencia abla da onu izliyordur!" Dedi.

Oraya gittim.

Suya değilde etrafa baktım.

Yanımdaki Kral Gabriele " Valencia nerde Kralım?" Dedim.

" Burda değil. Bu deniz kızı hala nasıl suda " dediğinde bende deniz kızına baktım.

Hızlı hızlı ve naifçe yüzüyordu.

Yüzü su dalgalı olduğundan belli değildi ama turuncumsu kuyruğunu görmek zor olmuyordu.

Bir dakika.

Kızın yavaşça göğsüne baktım.

Bu yaptığıma Valencia çok kızabilirdi tabi bu kız Valencia değilse.

Vampir güçlerimi gizlice kullanıp daha yakın baktım.

Vitiligo. Büyük göğüsler. İnce bel. Kıvrak beden. Kızıl uzun saçlar.

Valencia.

Gülümsedim.

Üzerimdeki tişörtü kıvrak bir şekilde çıkardığımda herkes bana döndü.

" Yok ebesinin götü! Bu kasları daha yakın görmek bana iyi gelmedi! Tiago evlenmek ister misin? Sırta bak hele. Tüü nazar değmesin. Kocaman kocaman!" Dedi Katarina.

Ben ise " Gösteriş ha. " Diyip elimdeki Tişörtü yere koydum.

" Yatakta da yaparsın gösterişlerini Valencia. " Diyip suya balıklamasına atladım.

En derine geldim.

Valencia önüne bakmıyordu bile.

Onu birden bire belinden yakaladım.

Korkarak çığlık attı.

Suda ses duyulmasa bile yukarıya baloncuklar çıkmıştı.

Bu anı haraketimden korkmasın diye onu bıraktım.

- Valencia-

Yukarıya kulaç atıp suyun yüzeyine çıktım.

Hemen çıktığım an insanlar bana baktı.

Alnıma yapışmış saçlarımı düzelttim.

Ve hızla suya baktım.

Burnumu silip mırıldandığım an şu yüzeyine çıktı zürefa herif.

Alnına dalgalı saçları yapışmış durumdaydı. Ama kaslarından akan su beni bitiriyordu.

Gözlerimi kırpıştırdım.

O ise önce el izinin olduğu yanağıma baktı. İz suda daha fazla belli oluyordu.

Sonra gözlerime baktı.

O an fark ettim.

Bir gözü mavi bir gözü yeşil oluyordu.

Sudaydık.

" Doktor!" Diye bağırdım.

Kıkırdadı.

Havuzun kenardaki mermerlerine dirseklerini koyup " Gösterişini bozdum ama seni arıyordum. Hem.. " dedi ve bakışları göğsüme kaydı.

Kaşlarını çattı.

" Sen göğsünü mü kestin? Bacağına bile yeni dikiş attık. Suya niye girdin? Yemek yedin mi sen? 40 kilonun altındasın demi? " Dedi.

" Tiago!" Dedim bu sefer.

Sustu.

Gözlerime geri baktı ama bakışları sürekli göğsüme kayıyordu.

Göğsüme daha 1 gün önce yaptığım dövme aklıma geldi.

Büyük bir dövmeydi.

Tam göğsümden boynuma kadar çıkıyordu.

Yılan dövmesi.

Tam enseme doğru yılanın dili çıkıyordu.

Ve dövme bitiyordu.

Sırtıma da yeni dövmeler yapmıştım. Aslında tek bir dövmeydi ve tamamen sırtımı kaplıyordu.

Tiagonun yüzü.

Tam sırtımdaydı.

Bunun aynısı Tiagoda da var diye yaptırmıştım.

Tiagonun koca sırtında benim yüzüm vardı.

Tam göğsünde de V harfi. Benim baş harfim.

Benimde göğsümde T harfi vardı.

Ah her neyse.

" Yemek yedin mi?" Dedi bu sefer.

" Hayır. " Dedim.

" Valencia 2 haftadır bir lokma yedin mi?" Dedi.

Sustum.

" Sen yedin mi!" Dedim.

Sustu.

İkimizde aynı anda " Sikeyim " diye mırıldandık.

Nereye kadardı. Ben ölecek kadar yorulmuştum.

Bacağımdan,ayrılıklardan,vedalardan. Yemek yiyemiyordum da.

Boğazımdan bir şey geçmiyordu.

Bir çocuk buraya koşturdu.

" Valencia abla! Deniz kızı senmişsin!" Dedi.

Ona döndüm.

Kucakladım.

" Deniz kızları güzel kızları öpermiş. " Diyip yanağını öptüm.

Güldü.

" Sana da elma şekeri getirdim. Baksana çok güzel tadı. Isırınca daha güzel. " Dedi.

Elime elma şekeri verip kucağımdan mermere zıpladı.

" Beni seviyorsan ısır onu!" Dedi bana bakarak.

Paketi açtım ve kağıdı çöpe fırlattım.

Bana bakan kıza ve elma şekerine baktım.

" Sen yesene! Ben yedim " dedim sevecen bir sesle.

" Ama sen yee lütfen!" Dedi.

Yavaşça elma şekerinden bir ısırık aldım. Ve sevmiş gibi bir ses çıkartıp kıza baktım.

" Tamam oldu! Şimdi ben arkadaşlarıma gidiyorum! Bay bay!" Dedi ve koşarak havuza girriğinde ağzımdaki tek parça şekeri çıkartıp çöpe attım.

Elimdeki şekeri de öyle.

Hızla elime bir poşet ışınlayıp " Kusucam. " Dedim.

Simsiyah poşete başımı sokup kusmaya başladım.

O kadar çok kustum ki bunu anlatamam.

Kusmaya devam ederken ellerim titiyordu.

Tiago yanıma gelip poşete gelen saçlarımı tuttu.

Diğer eliyle de sırtımı sıvazladı.

" Harika bir şekilde mide öz suyunu kustuğunun farkındasındır umarım. " Dediğinde daha da çok midem bulandı.

Bu yüzden daha çok kustum.

" Ben susuyorum. " Dedi Tiago.

Saniyeler sonra kusmam bitince tükürüp poşetten başımı çıkarttım.

Tiago eline ışınladığı peçeteyle ağzımı sildi.

Poşetin içine peçeteyi atıp poşeti elimden aldı.

Çöpe attı.

Ellerimi karnıma koydum.

Hala midem bulanıyordu.

Tiago " Miden dilinin değdiği şeyi bile istemedi. Valencia yemek yemezsen boru ile besleneceksin haberin olsun. " Dedi.

" Boru ile beslenmeye razıyım. " Dedim.

" Boruyu takarsan görürsün. " Dedi.

" En azından yine yanında kalırım. " Dediğimde durdu.

Biraz uzağımdaydı.

" Valencia. Bana doğruyu söyle. " Diyip bana yaklaştı.

Ellerimi tuttu.

" Sen sırf gitmemek için mi zayıflayıp kendini hasta etmeye çalıştın. " Dediğinde sustum.

" Konuş" dedi.

" Ne bekliyordun! Ne bekliyordun ki Tiago!" Diye bağırıp onu göğsünden sertçe ittirdim.

Herkes bunu yapmamdan şok olurken " Eğerki kendime bunu yapmasaydım Kraliyete giderdim. Bırakırdım seni! " Diye bağırdım.

Nefes nefeseydim.

" Ne değişti amına koyayım " diye bağırdığında geriledim.

" Ne değişti Valencia ne ne!" Dedi.

Üzerime geldi.

" Yine gideceksin! Halkın orda kendi kendini mı koruyacak! Askerler mı koruyacak halkı! Askerleri kim yönlendirecek! Valencia boruyu sana taksam bile gitmek zorundasın! Başka bir doktor bakar sana orada. Anla! Sen bacağını kessende kendine zarar versende bir bok değişmedi! Sen yine gideceksin! " Diye bağırıp beni göğsümden ittirdi.

Sırtım mermere çarparken ona bakmaya devam ettim.

" Sen gideceksin ve sonra beni suçlayacaksın! Yok beni terk ettin diye!" Diye bağırdı.

Çenesi seyiriyordu. Kolundaki her damar patlayacak gibiydi.

Bende dellendim.

Tam onun karşısında durdum.

Bu sefer tokadı ona ben çarptım.

Ona vurdum.

Elimi indirdim.

Başını sinirle bana çevirirken bağırdım.

" Ha yani sorun bende! Ben Kraliçe olduğumdan dolayı bok oldu her şey! İşlerim yok halkım yok yönetim yok anlaşmalar! Tabi hepsi benim yüzümden! Sen doktorsun lan sen doktorsun! Doktor olmasaydın bunlar olmazdı! Ben kendimi öldürmeye kalkmazdım! Lanet olası bir doktor olduğundan gelemiyorsun ve beni durduk yere suçluyorsun! Yine yine ve yine!" Diye bağırdım.

" Ben seni suçluyorum öyle mi! Ben !" Diye bağırdı ve bana daha da çok geldi.

Karşımdaki Tecavüzcüydü. Amacı da beni tecavüz etmekti yine.

Onu daha sert ittirip kendimden uzaklaştırdım.

" Yürüme üstüme!" Diye bağırdım.

Gök gürledi.

" Ne oldu! Korktun mu yine! Lan ben gelmeyeceğim! Gelsem de gebercen gelmesemde! Ne değişti Valencia! Sen zayıflıktan falan da gebermeyeceksin! Lanet olası bacağın yüzünden geberceksin! " Diye bağırdı.

Konuşmaya devam ederken bu sefer daha çok bağırdım.

İşaret parmağımı çenesine uzatıp " KAP'a çeneni!" Diye bağırdım.

" Kapamıyorum!" Dedi.

" Kapayacaksın!" Diye kalın sesimle bağırdım.

Sustu.

" Bacağım senin yüzünden böyle! Duydun mu beni! Sen beni darp ettin diye böyle! Yanağım! Hala geçmedi izi! O iz benim kalbimde Tiago duydun mu! Sen ne yaparsan yap o iz geçmeyecek! Lanet olsun Tiago sana! Lanet olsun! Senin yüzünden öleceğim ben! Psikolojim kaldırmayacak belki yaşarsam. Senin yüzünden! Eğerki bir şekilde gebermezsem bacağımdan dolayı! Ben senin yaptıkların şeyleri hatırlayıp psikolojik olarak gebereceğim! Sen bir TECAVÜZCÜSÜN Tiago. 9 harften oluşan bu lanet şey senin kalbini ne kadar kırabilir bilmiyorum ama bil sen affedilmeyen bir tecavüzcüsün! O 4 kadın senin ellerinde neler çekti bilmiyorum ama onlar sen ne kadar çiçek verirsen ver seni affetmeye ekler! Çünkü sen herkesin nefret ettiği ve korktuğu! Agresif çok sınırlı dediği bir piç kutusundan ibaretsin! Sen özür dileyince her şeyin eskisi gibi olacağın8 sanan bir delisin! Tiago sen manyakeı! Psikolojim sikilmiş! Ben bir de seninle evlilik hayalleri kuruyorum ya! Seninle! Şuan bana bağıran bir herifle kuruyorum bu hayalleri! Bir kez sus! Tamam mı sus! " Diye tek nefeste bağırdım.

Sonucunda ise yüzümü avuçlayıp beni kendine çekti.

 

 

 

Loading...
0%