Yeni Üyelik
50.
Bölüm

50. Bölüm

@okurveyazarolankiz

Ve lanet kapı tam bu sırada açıldı.

İçeri bilmem kaç kişi dalmaya başlarken bacağımdaki silahın mermisi yettiği kadar hepsini silahla öldürdüm.

Tiago da yardım etti.

Ama saklandığımız yerde omzumdan vurulunca hemen geri duvarın arkasına geçtim.

İçerdeki herkesi bu odanın mutfak kısmına taşımıştık.

Ve bizde mutfak yerindeydik.

Omzumdan kan akmaya başlarken solumda biraz uzakta duran Tiagoya baktım.

Kurşun omzumdaydı.

Ve şuan Tiago bize açılan savaştan dolayı yanıma gelecek durumda değildi. Duvardan iki saniye çekilse vurulurdu.

Gôzlerim kararınca kurşunun zehirli olduğunu anladım.

Tiago gelirken doktor eşyalarını da getirmişti.

Hemen bana o çantayı fırlattı.

Çanta bile kurşunlan8rken çantayı kendime çektim.

" Nolur ölme. " Dedi bana bakarken.

" Daha gencim. " Diyerek çantadan bir kaç alet çıkarttım.

Biriyle omzumdaki kurşunu çıkarttım ve biraz idare edebilmesi için oraya bir sargı bezi sardım.

Enfeksiyon kaparsa kendimi gebertirdim.

" İyi misin?" Dedi.

Başımı salladım ama çift görüyordum.

" Kendi silahımla vuruldum. Tanrım şuan trajikomik bir olay bu!' dedim gülerek.

Ayağa kalktım ve güvende olan bizimkilerin olduğu yere geldim.

Zaten 4 adım filan. Lavaboyu açıp yüzümü yıkadım.

Panzehir gibiydi.

Kendime gelince yerime gelip adamlara sıkmaya devam ettim.

" Bomba gönderiyorum. " Dedi ve elindeki bombanın timini çekti.

İleriye fırlatıp o kadar kurşunun ortasına atlayıp yanıma geldi.

Beni kucağına aldı. Daha doğrusu arkama geçti bacaklarını bana sardı ve elleriyle benim kulaklarımı kapattı.

Yere düşen bomba patlayınca irkildim.

Çıkan sesi duymuştum.

Gözlerimi kapatıp sıktım.

Tiagonun elleri üzerine kendi ellerimi koyup kulaklarımı daha sık kapatmaya çalıştım.

Etraf toz duman olurken gözlerimi açmadım.

Sesin beynimden çıkmasını bekledim.

Bomba... Anne bomba geldi! Elim! Anne elim kanıyor!

Bir şey yok Valencia. Bekle biraz. Victor,Valencianın eli parçalanmış git bak kızına.

Elizabet asıl sen bak! Annesi sen değil misin!

Babası da sensin ama!

BU kız benim kızım olamayacak kadar korkak git bak ona.

" Valencia!" Diye bir bağırış duyunca düşüncelerimden sıyrıldım.

" Hatırlama. Hatırlama güzelim. Nolur hatırlama o lanet olası patlamayı. " Dedi Tiago.

" Elim parçalandı " derken titredi dudaklarım.

Tiago ellerini kulaklarımdan çekti. Benim ellerimi tuttu.

Sağ elimi tuttu en çok.

" Bak. Valenciam bak parçalanmadı. Bak senin elin. " Dedi.

Başımı olumsuzca salladım.

" Benim kolum koptu. Ölmüş bir kızın kolunu benim koluma diktiler o el benim değil. Mia diye bir kızın benim elim parçalandı. " Dedim.

" Şşt. Valencia. Ama bak şimdi parçalanmadı eskide kaldı o. Aç gözlerini. " Dedi Tiago.

Ben ise gözlerimi açmadan başımı olumsuzca salladım.

" Korkuyorum. " Dedim.

Tiago kollarıyla beni sarmaladı.

" Tamam. Korkma geçtikten sonra aç gözlerini. " Dedi.

Büyüyle kapı kapanırken geçmişi değil Tiagoyla olan anlarımı hatırlamayı denedim.

Onunla uyuduğum zamanlar. Ben ölürken ağladığı zaman.

Ve daha fazlası.

Şimdi ben böyleyim diye çok korkuyordur o. Titriyordum. Belki titriyorum diye de korkuyordu.

Kulağıma " Küçük hastam. Korkma. Korkma ben yanındayım kimse bir şey yapamaz sana. " Dedi.

Gözlerimi yavaşça açıp ona baktım.

Göz bebeklerim bile titriyordu emindim.

" Sen yanımdasın. " Dedim.

Başını olumluca salladı.

Kollarımı ona sardım.

Bedenimi sarmaladı.

Kapıdan yine sesler geldiğinde ona sarılmayı kestim.

" Bir daha atmam bomba filan. Yemin ediyorum atmam. Gel sen benim götümde patlat bombayı. " Dediği an kıkırdadım.

Benden uzaklaştı ve gidip kapıyı açtı. Kahkaha attım. " O nasıl kelimedir ya. Bak aklıma geldi yine. Götümde patlat bombayı. " Diyip dizime vurdum.

Tiago geri geldi.

Merdivenlerden sesler gelirken altındaki pantolonu çıkarmaya başladı.

" Ne yapıyorsun?" Dedim.

Yoksa...

" Elbiseyle dövüşemezsin. Zaten kısacık. Birde koca göğüslerin çok belli oluyor haberin olsun. " Dedi.

Altında eşofman varken üzerindeki pantolonu bana verdi.

" Sen nasıl girdin ona " dedim.

" 2 beden büyük bana. " Dedi gülerek.

Üzerindeki gömleği de çıkartırken onun altında bu sefer sporcu yarım atleti vardı.

O an fark ettim. O da tüm dövmelerini silmişti.

" Dövmelerin. " Dedim güldü.

Hemde dişlerini göstere göstere.

" Giy şunları hadi. " Dedi.

Pantolonu aldım ve ayağa kalkıp elbisenin üzerine giydim.

Kemeri en sona kadar sıktım.

Gerçekten boy olarak da fazla olmuştu.

Göğsüme kadar gelebiliyordu.

Tiago bana bakarken kahkaha attı.

Ben ise elbiseyi üstten çıkarttım.

Altımda sütyen olmadığını unutmuştum.

Neyseki önüme geçti.

Ama yandan gelen salak başka bir siyahlı adam bize sıkacakken göğüslerimi gördü.

Geriye sendelendi ve birden yere düşüp bayıldı.

Tiago kahkaha attı. " Kadınıma bak be göğsüyle millet bayıltır. " Dedi.

Gömleği elimden aldı.

" Sütyen giymemen büyük hata. " Dedi.

Hemen ardından doktor çantasından bir şey çıkarttı. " Neyseki benim seni özlediğim zaman onunla uyuduğum bir şey var. " Dedi.

" Ney?" Dedim ve elindeki şeye baktım.

Bana biraz dar gelen 95A beden beyaz dantelli sütyenim.

" Ya sıktır git. " Dedim.

Kahkaha attı.

" Bu birde sana dar geliyor! İnanabiliyor musun bu sana dar geliyor!" Dedi.

" Göğüslerimin büyük olması benim sorunum değil! Genetik " dedim ama annemin göğüsleri çocuk göğsü gibiydi.

Kahkaha attı.

" Anneannenin göğsü bile küçükken bu göğüsler nasıl genetik! Estetik mi yaptırdın sen!" Dediği an elimi sertliğine dayadım.

" Aynısını buraya soruyorum. " Dediğimde yine bir kahkaha attı.

Sütyeni elinden alıp giydim.

Üzerine de beyaz gömleği giydim. Düğmeleri ilikleyip eteklerini pantolonun içine koydum.

" Evet oldu mu?" Dedim.

" Oldu oldu. " Diyip üzerime yaklaştı.

" Seni özledim. " Dedi ve dudağıma yapıştı.

Bende özlemiştim. Bacaklarımı beline doladım. O da ellerini kalçama koydu.

Beni mutfak tezgahına oturtup öpmeye devam etti.

Dilimiz buluştuğunda ilk emen ben oldum. Arada ayrılıp nefeslendik ama yine öpüşmeye başladık.

Gerçekten özlemiştim.

" Yanlız bizde burdayız!" Dedi Katarina.

Gabriel ise " Aman bırak kızım arkada Diana ile Samuel de yiyişiyor." Dedi.

Bu gülümsememe sebep olurken arkadan gelen bir adamı gördüm.

Masadaki silahı alıp alnına ateşledim.

Tiagoyla öpüşmeye devam ettim.

Ama birden geri çekildim.

" Adalet yerine gelsin! Benim olanı istiyorum!" Dedim.

Silahı Tiagonun kafasına dayadım.

Gülümsedi.

Tezgaha gelip oda oturdu.

Emekleyerek üzerine geldim ve atletten kaslarını açtım.

Karın kaslarını öpmeye başladığımda Tiago " Sapıksın diyene bak " dedi.

Kasını ısırdığımda inledi ve kalçama bir şaplak attı.

" Uslu dur. " Dedi ama ben mutluymuşum gibi bir mırıltı çıkardım.

Kaslarını tırnaklamaya başladım.

Bunları özlemiştim.

Eşofmandan biraz kasıklarını da açıp orayı da öptüm.

Biraz daha aşağıya inecekken duraksadım.

Burdaki iz neyin nesiydi?

Kaşlarımı çattım.

" Bu ne?" Dedim.

" Bıçak izi " dedi.

" Kasığında ne geziyor. " Dedim.

" Koca yürekli sevgilin hastasına salata hazırlarken bıçağı orasına düşürdü. " Dediğinde uzun bir kahkaha attım.

Hatta gülmekten 1 metre tezgahtan düştüm. Tabi yere çakılacakken Tiago saçlarımdan beni tuttu ve bir kediyi tutar gibi beni kucağına aldı.

" Ciddi misin?" Dedim.

Başını salladığında daha çok güldüm.

İçeriye adamlar girmeyi kesmişti. Ee tam olarak neden durdular ki.

Anlayamadım.

Ve birden ciddileştim.

" Niye durdular. " Dedim ayaklandım.

" Tiago gebertti onları. " Dedi Tiago. Elindeki eldivenleri çıkartıp masaya koydu.

" Ney?" Dedim.

İçeriye biri girdi. Tiago.

Bana bakmadı ama yanımdaki Tiago ona yürüdü.

Ve yeni gelen Tiagonun içine girdi.

O Tiago " Az önceki benim kalbimdi. Ne yaptı bilmiyorum ee zaten sikimde de değil. Sadece yardıma gelmiştim çünkü ölmeni istemiyordum. Her neyse. Hala ayrıyız. Ve kaçak geldiğimden dolayı Kraliyete geri gidiyorum. " Dedi ve beklemediğim bir şekilde yok oldu.

İlk 2 dakika boş boş baktım.

Kendini klonlamıştı.

Masadaki eldivenine baktım ve gülümsedim.

" Neyseki kalbi beni seviyor ha. " Diyip eldivenlerini aldım.

Sıkıca tuttum.

Burnuma yaklaştırdım ve kokusunu içine çektim.

Amber kokusu.

Gülümsedim.

Kenardaki doktor çantasına baktım.

Az önce olduğumuz konuma.

Gülümsemeye devam ettim.

" Hayatımın en mutlu günü filan mı bugün! " Diye çığlık atıp ayaklandım.

Bizim Kralların elindeki büyüde çözülmüştü.

" Siz kendiniz gidersiniz zaten. " Diyip odama koşturdum.

Ve o gün Tiagonun kıyafetleri,eldiveni ve doktor çantasıyla onlara sinmiş kokusuyla uykuya daldım.

 

 

Loading...
0%