@okurveyazarolankiz
|
-Valencia- Bacağım ağrıyordu. Çok ağrıyordu. Tiago ile koca odamdaki yatağımda uyumayı deniyordum. 2 hatta 3 kişilik koca yatakta uyuyamamıştım. Bacağımın ağrısıyla uyku tutmuyordu. Hemde başım Tiagonun göğsündeyken. Onun kokusu bile işe yaramamıştı. Tiago da uyumuyordu emindim ama uyuyorum imajı vermek için ses ćıkarmıyor haraket etmiyordu. Acı daha fazla artarken ses çıkarmamayı denedim. Ama engel olamadım. Ses çıkarmadan ağlamaya başladım. Bedenim titredi. Daha çok ağladım. Çok ama çok acıyordu. Dayanamıyordum. Tiago " Sesli ağla tutma kendini. " Dedi. Dediğini yaptım. Zaten düz yatmaktan başka çaremde yoktu. Rahat bile olamıyordum. Boynumda sola sağa dönmekten yorulmuştu. " Özür dilerim. Ben... " Dedim. Sustum. Seninde işlerin vardı. Ben seni de yoruyordum o zaman. Bu kadar yük olduğumdan dolayı çok özür dilerim Tiago. Ben... " Sözlerim aptalcaydı. Seni seven birini yormazsın Valencia. Seni seviyorsa seni zaafı olarak görür yük olarak değil. Bakar sana. Sarılır sever öper kokunu çeker. " Dedi. Ağlamayı kestim. " Sen beni seviyor musun?" Dedim. Güldü. " Hmm! Sanırım balonların içindeki helyumdan daha çok!" Dedi. Hadi ama doktor. Dedem yaşında adamsın! Söylesene! Her hastanı ayrı seviyorsundur! Beni ne kadar? Çok Küçük Hasta Çokk! Sen beni ne kadar seviyorsun bakim! Ben seni balonlardaki helyumdan daha çok seviyorum! O ne demek? Yani çok demek! Helyumu içine çekince sesin kısılıyor ya hani! Onda da helyum bitmiyor! Eski anılar aklıma gelirken gülümsedim. O an fazla uyku bastı. Ve uyumak zorunda kaldım. ... " Hadi ye" dedi Tiago. Ama uzattığı ekmek arası nutellayı yemedim. " Yemicem. " Dedim. " Biraz valla çok yedirmicem " dedi. Başımı olumsuzca salladığımda elindeki ekmeği indirdi. Kırılıyordu ama ne yapabilirim ki! Odamın koca balkonundaydık. Masada oturuyorduk ki benim sakat bacağım başka bir sandalyede duruyordu. " Bacağım acıyor şişti ve yavaş yavaş morarıyor. " Dedim. Bacağıma minik bir öpücük kondurdu. Zaten çişimde vardı ve söylemeye de utanıyordum. " Ne oldu?" Dedi. Muhtaç hissetmekten nefret ediyordum. " Yanakların kızardı ne oldu utandın mı sen?" Dedi. " Çişim geldi. " Dediğim an biraz sustu ama gülme krizine girdi. Aşağıda insanlar vardı. Pazar vardı bugün. Bana da halkım defalarca geçmiş olsun demiştiler. " Buna niye utandın? Gelemez mı çişin?" Dedi. Ayağa kalkıp elindeki nutallalı ekmeği ağzıma bastı. " Oh mis mis! Parmağımda az kaldı onu da yala. " Dediğinde parmağını yaladım. Güldü. Beni yavaşça kucakladı. İçeriye getirdi ve tuvaletin kapısını kalçasıyla açıp içeriye girdi. Ben ellerimle altımdaki bol şortu ve iç çamaşırımı indiri verdim. Tiago beni klozete oturttu. " İyi çişlemeler " diyip gitti. Kendi kendime kahkaha attım ve işedim. Tiagonun diliyle konuşmayı seviyordum. Harika! Regl başı. " Hay ben bunun başlayacağı zamanı sikeyim ya!" Diye bağırdım. " Ne oldu?" Dedi kapıdaki Tiago. " Regl olmuşum! Git bana ped getir !" Dedim. Kapı açıldı ve birden suratıma bir ped çarptı. Kapı geri kapandı. Gerekenleri yaptım. Sifonu çekip bekledim. " Tek ayağım üzerine kalkabilirim değil mi?" Dedim. " Geliyom kucaklıyim. " Dedi uzaktan. Ben ise duvardan destek alıp ayağa kalktım. Tek ayağım üzerinde duruyorken şortu yukarıya çektim. Lavaboda ellerimi yıkadım ama dengemi kaybettim. Sola düşecekken kapı açıldı ve Tiagonun eli belimi tuttu. " Dikkat!" Dedi Tiago. Beni kucakladı. " Uslu durmayan kadın! Yatak örtüsü kan olmuş çamaşır makinesi onu görünce şenlenecek oldu mu şimdi!" Dediğinde kıkırdadım. Balkona geri geldik. Beni yerime oturttu. Öğle yemeği yemekten nefret ediyordum. Sabah kahvaltısı tutuyordu zaten. Ee şuan yemek değilde atıştırmalık yiyorduk. " Bak bari bunu ye! Kahvaltı yapmadın bunu ye bari !" Dedi Tiago. Uzattığı ekmekli nutellaya yine burun kıvırdım. " Şey. " Dedim. " Ney?" Dedi. " Senin işin var mı?" Dedim. " Seninleysem hiç bir zaman yok ne oldu. " Dedi. " Krep yapalım mı? Canım krep istedi. " Dediğimde heyecanla çığlık atıp elindekini kendi yedi. " Kalk yapalım!" Dedi ama kalkamazdım. " Ha pardon " diyip hızla beni kucakladı. Kahkaha attım.
|
0% |