@okurveyazarolankiz
|
"Evet çocuklar! Umarım tatiliniz güzel geçmiştir. "Diye bağırdı salak sınıf hocamız. 10. Sınıftaydım ve lanet dersleri dinlemek istemiyordum. " Hocam bence derse geçek!' dedi arkadan en salak kafa. Teo. Mal işte. " Tamam. " Dedi Hoca gülerek. " Hocam ben bir şey soracağım! Muhtaç ne demek?" Dedi Alice. " Tabi ki de Valencia demek!" Dedi Teo gülerek. Tüm sınıf kahkaha atmaya başlarken yumruğumu sıktım. " Bacağına bak şunun! İğrenç! " Dedi Alice. " Ben muhtaç değilim. " Diye mırıldandım. " Engelli sakat!" Dedi Teo " Ben sakat değilim" dedim. " Değilsin. Değilsin Valencia. Kabus bak o hadi uyan. " Sesi geldi. Tiagonun sesiydi. -Tiago- Kucağımda yatan minik beden Valenciaya aitti. Ateşi vardı. Ve bugün voleybol maçının olduğu gündü. Reglsi 3 günde bitmişti. " Tiago " dedi. " Burdayım. Yanındayım. " Diyip yanağını öptüm. Elimi sıkıca tuttu. " Ayrılmadık değil mi? " Dedi. " Ayrılmadık bak yanındayım. " Dedim. " Ya Tiagonun kalbiysen. Gerçek Tiago değilsen. " Dedi. " Gerçek Tiagoyum. Aç gözlerini hadi nolur yalvarırım aç gözlerini. " Dedim. İnledi ve yavaşça gözlerini açıp etrafa bakındı. " Sınıf " dedi. " Kabustu. " Dedim. Yavaşça oturmaya çalıştı. Alnındaki terleri sildim. " Katil gelecek. " Dedi. Gece başka bir kabus daha görmüştü. " Odamda tecavüz edecek beni. " Dedi. Ayağa kalktım. " Hadi gelmesin kaçalım ondan. " Dedim. " Birlikte mi?" Dedi. " Birlikte " diye mırıldandım. Odasının kapısını açtım. Muhafız elindeki ok ve yayı bize doğru çekince Valencia " Muhafız. O Tiago. Kötü değil ki!" Diye mırıldandı. " Pardon Kraliçem ama sizi onun kucağında görünce kaçıracak filan sandım. " Dedi. " Biz kaçıyoruz. Katil gelcek. Tecavüz edicek beni. Tiago beni götürüyor. " Dedi. " Kabus gördü havale geçiriyor. " Dedim. Başını salladı. Onu dinlenme salonuna götürdüm. İçerde Alex,John, James ve bir kaç asker daha vardı. Bizi gördüklerinde ayağa kalktılar. Valencianın gözleri kapandı. Koltuğa gelip oturdum. " Kapatma gözlerini. " Dedim. " Ama uykum var. " Dedi. İçerdekiler oturdular. Valencia ise elini elime uzatıp sıkıca tuttu. Elimi sıkı sıkı tuttu. -Valencia- " Doktor. " Dedim. " Söyle. " Dedi. " Gelmiyecek değil mi?" Dedim. Başını salladı. " Gelmeyecek,gelemez. " Dediği an gülümsedim. Ona biraz daha sokuldum. " Sen bedenimi vermezsin kimselere. " Dedim. Sarıldı bedenime korumak istercesine. " Vermem. Hem benim kucağımdaysan güvendesindir. " Dedi. Başımı sallayan ben oldum. Bu sırada bedenim titriyordu. Korkudan mıydı yoksa katil gelip ve u tecavüz edecek diye miydi bilmiyordum. Bir yandan üşüyordum. Çok üşüyordum. " Üşüyorum. " Derken şorttan çıkan bacaklarımı kapatmak istiyordum. " Ateşin var çünkü bekle burda. " Dedi ve beni koltuğa bıraktı ama ben elini tuttum. " Tamam sende gel. " Diyip beni kucakladı. Yandan çocuk gibi kucaklamıştı. bir kolu kalçamın altında beni destekliyordu. Burdaki mutfağa gitti. Bir bez aldı. Daha doğrusu eline ışınladı. Bezde Hasta Oldum yazıyordu. Hastayken elimden bırakmadığım bezdi bu. Tiago suyu açıp yavaşça ıslattı. Ardından suyu kapatıp bezi sıktı. Alnıma koydu. Bez zaten yanlardan ipleri olduğundan kafamda sabit duruyordu. Bu sırada bir bardak alıp içine sıcak su kattı. Tam bu sırada hapşurasım geldi. Elimle ağzımı kapatıp hapşurmaya başladım. " İyi yaşa " dedi 1. De. 2. " Çok yaşa " dedi. 3 " Mutlu yaşa " dedi. 4. " Benimle yaşa " dedi. 5 " Yok ebesinin kombo üstüne kombo mudur bu?" Dedi. En son susabildim. " Ay " diyip bir nefes aldım. Burnum akıyordu. Tiago elime bir peçete verince başımı omzuna yaslayıp burnumu sildim. Bu sırada Tiago bana bir tür bitki çayı yapıyordu. " Grip olmuşsun. " Dedi bana. Eline bir ateş ölçer ışınladı. Büyüyla fırlatmayı denedim ama elimden kıvılcım çıktı. Bir daha denedim olmadı. Bir daha bir daha ve bir daha. " Tiago! Büyü yapamıyorum. " Dedim. " Sakin ol. " Dedi. " Gücüm yok olmuş!" Diye bağırdığım an elindeki bardağı düşürdü. Geri masaya koydu ama elini yakmıştı. " Sikeyim. " Diye mırıldandığında eline baktım. Kendimi tezgaha bıraktım. Elini kucağıma aldım. Eldiveni yavaşça çıkarttım. Eldiven olmasına rağmen elini yakmıştım. Eldiveni önce kenara koydum. Sonra da kendi elime kenardaki mutfak eldiveni giydim. Tiagonun elini kendi avucuma aldım ve suyu açıp soğuk dereceye getirdim. Elini suda gezdirdim. 3. Derece yanıktı. Suyu kapattım ve çekmeceden ilk yardım eşyalarını aldım. Çantayı açıp elimdeki eldiveni çıkarttım. Cerrahi bir eldiven giyip bir makas,pamuk ve antiseptiği aldım. Makasın ucuna pamuğu sıkıştırıp pamuğun ucuna antisebtiği döktüm. Elini kendi kucağıma alıp yavaşça pansuman yapmaya başladım. Yanacağını düşündüğümden üfleyerek yaptım. Tiago bu sırada alnıma ateş ölçeri dayadı. Bip sesi gelince geri çekti. " 40 derece yanıyorsun. " Dedi. Omuz silktim. Gerçekten üşüyordum ama şuan eli daha önemliydi. Eline pansumanı yaptıktan sonra bir sargı beziyle elini sardım. En son sargı bezinin üzerinden avuç içine tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım. Eldiveni giydirmek yerine eline baktım. " Üzüldün mü sen?" Dedi. Başını omzuna yatırarak bana baktı. " Ama sakin ol dedin dinlemedim böyle oldu. Doktor ben salağım. O kadar salağım ki sağımla solumu karıştırıp mal gibi baca... " Diyip devam edecekken çığlık attım. Ağzımı kapattı. " Ne oldu?" Dedi. " Sen geldiğinden beri hiç sevişmedik!" Diye bağırdığım an öyle sesli bir kahkaha attı ki. Dişlerini gördüm. Çenesindeki gamzeyi gördüm. " Sevişmeyeceğiz. Bacağın iyileşsin öyle. " Dedi. " Bacağım iyileşene kadar ölürüm ki ben!" Dedim. " Deme öyle. Ölmek mölmek yok! " Dedi. Sustum. Ama riskin farkındaydı. Zaten şurda götüm dönüyor! Uykum geliyor! Bacağım ağrıyor! Birde ölmeyi konuşuyoruz ya! Başımda ağrıyordu. Nefesimi verdim. Yorulmuştum. Bacağıma kaydı bakışlarım. Morarmaya başlıyordu ve hafif şişmişti. İki ayağımda da ayakkabı yoktu. Sağlam olanda siyah çorap vardı ama diğeri şiş olunca çorap bile giymek canımı yakmıştı. Başımı eğdim. Tiago çenemi tutup başımı kaldırdı. Dudağıma yaklaşıp bir öpücük kondurdu. " İç çayını zaten yarısı elime döküldü. " Dedi. Kıkırdadım. Çayı elime alıp tepeme diktim. Sıcaktı ama ben sıcak içecekleri sever kolayca içerdim. Tepeme diktiğim gibi de bitirdim. Bardağı kenara koydum. Tiago da bu sırada pencereden dışarıya bakıyordu. " Hakemin düdüğü ile maç başlayacak. Ama kırmızı takımın kaptanı olmadığından dolayı yeni bir katan ve libido seçiliyor! " Dedi anons. Nefesimi verdim. Başımı eğdim. " İzlemeye gider miyiz?" Dedi Tiago bana. Başımı olumsuzca salladım. " Niye ?" Dedi. " Pes ettim sanarlar götüm yemez gitmeye. " Dedim. " Kötü bir yalancısın. Orda sınıf arkadaşların var bacağınla dalga geçerler diye korkumdan gitmiyorsun. " Dedi Tiago. Omzuna bir şaplak attığımda inledi. " Elin ağır vurma vurmaaa!" Dedi gülerek. Kahkaha attım. " Doktor! Bu bir iltifattı değil mi?" Dedim. " İltifat miltifat boşver gel banyo yaptıralm sana. Ateşin düşmüyor. " Dedi. Kafamdaki bezi kaldırıp birkez daha ateşimi ölçtü. 39. " Düşmüş!" Dedim. " 39 yüksek yanlız! Başlıyayım senin doktorluk bilgine!" Dedi. " Ben gayet zeki bir doktorum! Beyin ameliyatı yaptım ben sen biliyon mu!" Dedim. Kıkırdadı. Bardağı makeineye koyarken " Evet hatta okul müdürüne yapmıştın. Onunla konuşurken adamın beyin kanaması gerçekleşti ve sende o kadar insan içinde kafasını neşterle açmıştın. Üstüne bir greft bile yapmıştın! Şaka bir yana beyin cerrahlığı konusunda uzman bir doktor olabilecek potansiyele sahipsin! " Dedi. Gözlerimi kırpıştırdım. " Bu şaka demi?" Dedim. Başını olumsuzca salladı. " Gerçekten. Bence bu seneki üniversite sınavına gir. Seni ben çalıştırırım!" Dedi. " Sen kalp cerrahısı " dedim. " Beyinle de bol bilgim var. En azından bölümleri hatırlıyorsundur." Dedi. " Evet! " Dediğim an eline bir beyin modeli ışınladı. " Say hadi biraz " dedi. Elime alıp teker teker saymaya başladım. " Merkezi yarık, yan kafalop, sarıcı çıkıntı, corpus carlos'un, lateral yarık, rap he çekirdeği, temporal... " Diyip devam edecekken " Yeter yeter. " Dedi. Durdum. " Lateral Yarık ne işe yarar?" Dedi. " Temporal lob,frotal ve parietal lobu ayırmaya yarar. " Dedim. " Doğru. CORPUS CALLOSUM ne işe yarar? " Dedi. " Kalın sinir lifi. Haraket kontrolü görme ve bilişsel işlev ile ilgili!" Dedim. " Mega doğru son soru! Bilirsen balon alırım. " Dediğinde çığlık attım. " Sor!" Dedim. " Diğelim ki bir hasta geldi ve karnı ağrıyor. Beyinle ilgili değil biliyorum ama yine de soruyorum. Ne yapardın?" Dedi. " Eksik bilgi! " Dedim. " Ne bilmek istiyorsun?" Dedi. " Cinsiyet yaş ağrı nerde ne zaman başladı ne boyutta?" Dedim. " Bunun yerine bir tomografi çekmez misin?" Dedi. " Çekmem. Çekmeden de tanı koyabilirim. " Dedim. " Tamam bu son soru. İnce bağırsak ipi telinin zedelenmesi sonucunda ortaya çıkan prosefolanda ne sorumludur?" Dedi. Bağırarak " GLP eksikliği! " Dedim. Başını salladığında çığlık atıp boynuna sarıldım. Tezgahtan indim ama bacağımın sakat olduğunu unuttum. Ben düşmeden belimden tutup beni kaldırdı. " Hop hop hop salak dikkat et!" Dedi. Ona sarılmaya devam ettim. " Alcan mı balon?' dedim. " Ayık olsaydın yani havale geçirmeseydin bıçak isterdin eminim. Ama al balon!" Dedi. Bana bir balon uzattı. Eline ışınlamıştı. Pembe bir balondu. Yavaşça bileğime bağlarken eldivenine baktım. Ne ara diğer ıslak olanı da giymişti bilmiyordum. " Niye bana dokunmuyorsun? Tenimiz birbirlerine değiyor o an bir şey yapmıyorsun irkilmiyorsun. Niye dokunmuyorsun?" Dedim. " Çünkü sana tenimle değil elimle zarar verdim. " Dedi. Başımı eğdim. " Zaten evlilik teklifi de hayal oldu!" Dedim. " Az büyü. Büyüyünce teklif ederim. " Dedi. " Ama 15 yaşımda da dedin! 4 yıl geçti büyüdüm işte!" Dedim. " Hala küçüksün olmaz büyü biraz daha." Dedi gülerek. " Sıktır git ya zaten üşüyorum. " Dedim. " Gel işte banyo yapıcaksın" dedi. " Yapmıyacağım dün yaptım!" Dedim. " Yapmazsan yapma ben yıkarım o zaman!" Dedi ve beni koltuk altımdan tutup odadan çıkarttı. " Biraz kendine gelmen lazım. " Dedi. Bir odaya girdi. Kalçasıyla kapıyı ittirerek girdi hatta. Beni koltuk altımdan tutmaya devam ederken haraket dahi etmiyordum. Ayaklarım yere bile değmiyordu. " Uyuşturucum nerde benim?" Dedim. " Yok uyuşturucu filan falan. Bırakacaksın onu. " Dedi. " Ney!" Diye bağırdım. " Bağımlı olmuşsun bildiğin her dakka başı içiyorsun belki o seni kötü etkiliyor. Psikoloğa da bugün tekrardan başlıyorsun duydun mu beni? " Dedi. Gözlerimi kapatıp açtım. " Kabus mu bu?" Dedim. Etrafa baktım. İçerde şu doktorlar vardı. Onlar aslında benim Kraliyetimde diler. Ama geçen ben Gabrielin Kraliyetinde ringdeyken orada olmalarının sebebi büyük bir ameliyattı. Bir Kralın ameliyatı için gitmişlerdi. Şimdi ise burada başka bir hasta için konuşuyorlardı. " Doktor burası toplantı salonu yanlız" dediğimde etrafa baktı. " Lan burası senin odan değil miydi?" Dedi. " Solda kaldı o sen çok ileri gittin!" Dedim. " Niye demedin?" Dedi. " Sormadın ki?" Dedim. " Ben biliyor muyum buraları? Söyle bana. " Dedi. Başımı salladım.
|
0% |