@okurveyazarolankiz
|
Saat sabah 11 e geliyordu. Tiago dün o 17 hastayla 5 saatte ilgilenmişti. Yorgundur ve hala uyukluyordu. Onu uyandırmak istemiyordum. Biraz dinlenmeye ihtiyacı vardı. Ben ise yatakta boş boş oturuyordum. Yanımda yüz üstü yatan Tiagoya arada bakışlar atmayı da ihmal etmiyordum. Tam bu sırada bacağıma feci bir ağrı girince bağırmamak için tuttum kendimi. İnlemeye başladım. Birden acımıştı. Elim Tiagonun koluna kaydı. Elini kavrayıp yavaşça sıktım. Çok acıyordu. " Doktor bacağım. " Dedim inlemelerim arasında. Tiago birden başını kaldırdı. Uykulu gözlerle baktı bana. Sonra da bacağıma. Ama sanki bir şey görmüş olacak ki hemen ayaklandı. Kenardaki doktor çantasını eline aldı. Hemen içersinden bir kaç alet aldı. Ben daha fazla inledim. Yavasça dizliğimi çıkarttı. " Telefonu uzatabilir misin?" Dedi. Uzattım. Hemen bir numara çevirdi. Açan kişiye " Ameliyathaneye hazırlayın " dediğinde kalbim durdu. Ameliyathane... " Doktor " dedim. " Bir şey olmayacak bir şey yok... Hatta iyi bir şey bu... " Dedi. Beni kucakladı. Tekerlekli sandalyeme oturttu. Altımda bir şort ve üzerimde tişört vardı. Onunda öyle. Hızla odadan çıktık. Merdivenlere geldiğimizde Tiago beni yine kucakladı. Koşarak merdivenlerden çıkarken " Tiago. " Dedim. " Korkma. " Dedi. İador Krallığında. Siyah giyimli adam. Kalın ses. Tecavüz. 4 adam sırayla. " Ya gelirse. " Dedim. " Ya gelip beni tecavüz ederse. " O ise merdivenlerin sonuna gelirken " Yanında olacağıma söz veriyorum. Tutucam elini. Gelemeyecek kimseler. " Dedi. Güvenmeyi seçtim. " Martina sedye getir. " Diye bağırdı Tiago. Sedye geldi. Beni yavaşça üzerine yatırdı. " Bacağı.... " Dedi Martina. " Zaman yok! Zaman yok! Çabuk ameliyathaneye! Greft tutmuşken çabuk! Bak kurtulma şansı var !" Diye bağırarak benim sedyemi ittirdi. Ama 4 adet hemşire benim içeriye girmemi engelledi. -Tiago- Martina da burda kalırken 3 erkek doktor Valenciayı ameliyathaneye aldılar. Bağırdım. " Valencia! " " Tiago bana bak! Bana bak sırası değil! Defalarca kez onun ameliyatına girdin ama bu yöneticinin kuralı! " Dedi. " Giremezsin" Bir kez daha seslendim ona. " Tiago!" Diye bağırdı Martina bir kez daha. " Söz verdim. Giricem dedim! Tutacağım elini kimse sana zarar veremez dedim! Şimdi sen giremezsin diyorsun!' diye bağırdım. " Bağırma bana! Kendine gel! Tutamayacağın sözler benim umrumda bile değil! Sen şimdi burda sakince oturuyorsun! Ameliyat bitene kadar burda duruyorsun! Bittuğinde Valencia iyi olacak ve sende onunla görüşeceksin! Duydun mu beni! " Diye bağırdı. Tutamayacağın sözler vermen... Sakinleştim. " Tamam. Ama içeriye 1 erkek bile alma. Kriz geçirir! " Dedim. Başını salladı. " Kız hemşireler ameliyatlarından çıkarlarsa onları alacağım. " Dedi ve gitti. Hemşireler de beni bir yere oturup gittiler. 15 dakika sakin sakin oturdum. Ama 15 dakikanın sonunda Valencia acı dolu çığlıklar atmaya başladı. " Bırak beni!' diye bağırdı en sonunda. Martinanın da bağırışı duyuldu. " VALENCİA kıpırdama!" Demesi ve ardından " Jackson! Ellerini tut! " sesi gelmesi. " Dokunma... Kriz geçirir daha da çırpınır. " Dedim kendi kendime göz yaşları dökerken. Tecavüzcüsün sen! Onu darp mı ettin? Kraliçe ona layık biriyle sevgili olmalıydı. Haketmiyorsun Valencianın sevgisini. Sevmedin ki onu! Sevmiyorsun! Annesini ölü bulduğu evden kucaklayıp kendi ateşe atmış. Şizofrenin teki kendini zincirliyor. Kalpsiz Tanrı onu yaşattıklarını yaşatıp öldürsün. 4 Kadın tecavüz etmiş hemde Valencianın tecavüz edildiği ameliyathane de. Boş konuşuyor Halk onu dinlemiyor ki? Bu kadar kötülük bana bile fazla. Valencia ona nasıl dayanıyor! Tutamayacağın sözler verme. Sus. Sus. Sus. Sus. Sus. Sus. Nolur sus. ... " Tiago! Tiago bak dinle! " Diye bağırdı kapıdaki Gabriel. Ben ise ameliyathanedeki gazı fulledim. Buharın olduğu makineyi hemen suratıma dayadım ve yere oturdum. " Valencia! Ne olacak ona!" Dedi Katarina. Ağzımdaki maskeyi çıkartıp bağırdım. " Daha mutlu olur! Onu darp etmeyen! Kalbini kırmayan! Onu taciz etmeyen! Kalbini kıran biri olmayınca daha mutlu olur! İyileşir belki de! Kendine yeni bir yaşam kurar! Ona layık bir Prensle evlenir! Benim o hayalini kurduğum kız çocuklarını o Prensden yapar! Onunla evlenir! Hayalini kurduğu evliliği o Prensle yapar! Çocuk gibi davranır onun yanında korkmaz! Titremez! Krize girmez! " Diye bağırdım. Makineyi yüzüme yine dayadım. " Sen intahar edince mutlu olacağını mı sanıyorsun?" Dedi bir ses. Gözlerimi kapattım. " Onu ayakta tutan sensin. O senin sayende eğleniyor gülüyor kahkahalara boğuluyor. Bazen normalleştiridiği dövmeleri yapma sebebi oluyorsun. Seni seviyor. " Dedi yine aynı ses. Louisin sesi. " Gôzlerini aç Dostum. Büyük bir hata yaptığının farkına var. " Dedi. Dediğini yaptığımda karşımda gölge şeklinde oturuyordu. Öksürmeye başladım. " Ağzından çek şu makineyi. Biraz konuş. " Dedi. Makine kendiliğinden düştü. " Onu öldürüyorsun. Bak belki sözünü tutamadın. Ama ameliyathane kapısının önünde durup onunla biraz konuşabilirsin. Bunu yapmadın. Sen onun bağırışlarından kaçmayı seçtin. Onu yanlız bıraktın" dedi. Gözlerim kararmaya başladı. " Sen onu hiç sevmedin ki? " Dedi. " Sevdim. " Dedim kendimi ayık tutmaya zorlayarak. " Yanında değilsin. " Dedi ve kaybolduğu an birden bire ameliyathane kapısının önünde bağıranların sesini duydum. Gazları kapatıp ayağa kalktım. Sendeleyerek kapıya yürüdüm. Kilidi açmak için doktor kartımı okutup kapıdan çıktığım an bayıldım. .... " Hey Valencia. Beni duyabiliyor musun?" Dedi Martina. " Evet duyuyor baksana gözlerini kıpırdatıyor. " Dedi Jackson. " Beni duyabildiğine dayir bir şey söyleyebilir misin?" Dedi. " Doktor... Nerde ?" Dedim. Sessizlik olurken bacağımın ağrısına inledim. " Bacağım. " Dedim gözlerimi yorgunlukla açarken. " Yeni bir greft yaptık. Sevineceğim bir şey diyebilirim. Demirlerin çıkarttık. Tiago seni tam zamanında yetiştirdi. Artık sadece dizliklerin olacak. Tek sorun. Bacağındaki demirleri almamız biraz zor oldu. Şiş bacağın biraz bizi engelledi desem daha doğru. Bu yüzden ayağa kalkman... Bak bunu söylemek bana da zor ama. Artık iki bacağında felçli.... " Dedi. ...... " Tiago... Nerde o " diye odamda otururken Alexe bir soru yönelttim. Susmaya devam etti. Beni odama o getirmişti ve Tiago 4 gündür yoktu. " Hastalarıyla ilgileniyor hala. " Dedi. " 4 gündür mü? Ama onun en önemli hastası bendim. Nerde o? " Dediğimde yine sessizce " Çok soru soruyorsun. Bekle işte. " Dedi. Susarak önüme döndüm. Bacaklarıma baktım. Artık ölüyordum. Her saniye acıdan bağırmak istiyordum. Ve banyo günüm gelmişti. Tiago burda değildi. Beni de yıkacak biri yoktu. Pis olduğumu düşünüyordum. " Sence... " Dedim Alexe. " Ama yeter ha! Zaten sevgilimle ayrılcam senin yüzünden... " Dedi ve ayaklandı. " Haklısın onun yanına git. " Dediğimde kapıyı çarpıp gitti. Kulaklarımı kapattım. Çok yüksek ses çıkmıştı. Ağlamaya başladım. ... 3 saat aralıksız ağladım. Ve en sonunda kendimi öldürmek için o ilacı kullanmaya başladım. İlaç belli olmasın diye bir şeker kutusuna koyup başıma koydum. 6 gün kullansam ölürdüm zaten. Acılı bir ölüm. Hakettiğim gibi.. ... -Gabriel- " Kralım? İyi misiniz?" Dedi karşımda duran savaşçım. " Bilmiyorum savaşçı. Yoruldum. Emekli olucam gibi " dediğimde güldü. Ve karşıdan gelen kişiye baktım. Tiago. Yoğun bakımda komadaydı. " Tiago. " Dedim. Dinlemedi. Koridorda yürümeye devam etti. Silah odasına girince arkasından 3 kişi daha girdi. Hızlı adımlarla bende geldim. Ama çok geçti. Kafasına tabancayı dayamıştı. " Dur! Sakın Tiago!" Diye bağırdım. " İletirsiniz Valenciama. Öldü seninki diye. Sonra benim bacağımı ona verirsiniz. Olur biter. " Dedi. " Ne bacağı! Ne bacağı dinle " dedim. Katarina beklemedi. " Ameliyat sonucu neymiş haberin var mı?" Dedi ve onun tam karşısına geçti. " Yaklaşma. " Dedi Tiago. ' Ölmen sikimde değil bil diye söylüyorum. Demirlerin çıkartmışlar. Kötü olan ne biliyor musun? Bacağı felçli. Şişmi neymiş. Bu yüzden demirleri çıkartırken zorluk yaşamışlar. Bacağı felçli. Hemde sadece biri değil. Diğer bacağıda öyle. Yatalak olmuş sevgilim diye geçindiğin kadın! O orda senin hastalarınla uğraştığından dolayı gelmediğini zannediyorken sen burda intahara kalkışıyorsun! O orda Tiago yok diye ağlarken sen burdasın! Onun yanında değil! Sevgin bu mu lan senin! İntahar ediyom bacağımı ona verin mı sevgi! Sen dedin. Niye insanlara sürekli şans veriliyor kimse ilkini düzeltmek istemiyor dedin! Kendinde düzeltmiyorsun ki! Bana bak Tiago! O kadın orda ölüm kalım savaşı verirken sen burda kendi çapında salak saçma harahetler... " Diyip devam edecekken Tiagonun elindeki silah yere düştü. Elleri titremeye başladı. İki elinde de eldiven yoktu. " Ne?" Dedi. " Duydun. " Dedi Katarina. " Valencianın neee?" Dedi. Katarina sustu. " Belki o ameliyathane kapısının önünde dursaydın bile bunlar olmayacaktı! Senin hatan! " Diye bağırdı Katarina. Tiago kalçasını arkasındaki masaya yaslayıp destek almayı denedi. " Ne?" Dedi yine inanmak istemezcesine. Kafasına vurdu. Katarina ya " Oyun oynuyorsun. Kabus bu değil mi? Yalan bu yalan! Kabus bu!" Dedi. " Sen öyle san. Ama zamanın daralıyor. Düşman Krallıklar birlik oluyorlar! Valencia ölünce Kraliyetini kim alacak Tahda kim geçecek diye! " Dedi. Tiago gerçekliğini anlamaya başladı. Masadaki telefondan birini aradı. Sesi fulledi ve kulağına koydu. " Sonunda be Tiago. " Diye bir kadınsı ses duyuldu. " Katarinanın dedikleri... Valencia felç mi?" Dedi. " Oo! Sevgilis.... " Diyip devam edecekken kadının lafını kesip bağırdı. " Sana bir soru sordum cevap ver bana!" Diye bağırdı. " Duymak istediğin tek kelimeyle söyleyeyim evet. Kadının burda gebermek üzere. Gebermek. 5 saattir aralıksız ağlıyor. Nefes alamadı diye buhar verdik yine aynı. Ağrısı olduğunu söylüyor ilaç veriyoruz aynı. 4 gündür soruyor Tiago nerde diye. Yalan atıyoruz hasta bakıyor diye. Kendine gelsene bir! Alex bile dalga geçmiş kızla. Çok konuşuyorsun çok soru soruyorsun demiş. 5 saattir konuşmuyor. Ağlıyor. Psikoloğu çağırdık ona da konuşmadı. Şimdi banyo günü diye ağlıyor diye düşündük. Hizmetçi bir erkek ona bir su haz... " Dedi ve devam edecekken onu susturdu Tiago. " Sakın Martina. Sakın! Duydun mu beni! Odasına erkek dahi alma. Ameliyathane de ne oldu?' dedi Tiago. ' Kadın yoktu hiç. " Dedi telefondaki. " Ve sende erkek aldın içeriye. O kadın tabi korkar! Ameliyathanede tecavüz edilmiş bir kadını ameliyat ediyorsunuz. Bari erkek almayın dedim ben !" Dedi Tiago. -Tiago- " Çırpındı diye tuttular. Başka bir şey yapmadı onlar" dedi Martina. " Erkeklere dokunmaya korkan kadını zorla erkekler tutuyor! Odasına erkek giriyor! Banyo diyorsun! O da erkek! Ve sonra 5 saattir ağlıyor! Aptal mısın sen Martina! Beynin mi yok! Şimdi anladım doktorların sana niye kalpsiz dediğini. Sen dur. Bekle nasıl gebertiyorum ben seni... " Diyip devam edecekken telefon kapandı. Ve bu sefer başka biri beni aradı. Açıp kulağıma koyduğumda bir ağlama sesi duydum. Sadece ağlama sesi. " Doktor. Numaranı aradım ama kesin başka biri açtı biliyor musun?" Dedi. Bir nefes aldı ve verdi. " Ama her kimsen yanıma gelir misin? Yanımda birinin olmasını istiyorum. Korkuyorum. " Dedi. Tekrar ağladı. " Sana diyorum be konuşsana!" Dedi. Gülümsedim. " Valencia. " Diye mırıldandım. " Bacağım çok acıyor. Hani felçliydim lan ben! Hisediyorum! " Dedi. " Valencia. " Dedim bir kez daha. " Şizofrenleştim. " Dedi. " Hayır. Şizofrenleşmedin. " Dedim. Biraz su içme sesi geldi. " Eğerki gerçek Tiago isen gelsene yanıma. Çok özledim. " Dedi. " Götüm yemiyor. " Dedim. " Ama... " Diyip sustu. Bu hoşuma gitmemişti. " Çok konuştum ben. " Diyip kapattı. Kaşlarımı çattım ve telefonu bıraktım. Hızla onun Kraliyetine gittim.
|
0% |