@okurveyazarolankiz
|
Son 2 gün kaldı Diananın dügününe. Ve tabiki Martina ile Alex de davetliydi. Çünkü Alex ile Samuel yakın dostlardı. Diana ile Martina da. Ve bugün büyük bir şey oldu. Sadece 2 kez şok yemiştim ama ben... Ayağa kalkıp rahatça yürüyebiliyordum. Bunu sadece Tanrı ve ben biliyordum. Birazdan Tiago da bilecekti. Şuan da tekerlekli sandalyemi Tiagonun Halka konuştuğu sahneye doğru sürüyordum. Beni gören savaşçılar çekilip bana yolu açtılar. Tiago " Küçük Hastam. " Derken merdievnin başına geldim. Ve yavaşça ayağa kalkıp merdivenden hızla çıktım. Tiagoya yürüdüm. Gözlerimden yaşlar aktı belki. Ama ben başardım. " Doktor. Ben... Yürüyorum. " Dedim. Sessizlik. Sessizlik ve sessizlik. . " Doktor bir şey demeyecek misin?" Dedim Tiagoya bakarken. " Sen.. " dedi. " Yürüyorum. " Dedim. " Bu nasıl.. " dedi. " Bir büyü yaptım. 993 yılın r73 kitabından. Sayfa 393. Büyü işe yaradı. Ben yürüyorum. " Dedim. Yine şok. Ama yaklaşıp Tiagoya sarıldım. " Doktor. " Dedim. Bana sarıldı ama kendi de inanamıyordu. Birden bagırdı ve zıpladı. " Şaka değil demi bu?" Dediğinde " değil " dedim. " Tanrımmm!" Dedi. Gülümsedim. Halk da birden bağırınca mikrafonu elime alıp " Kraliçe Valencia işine geri döndü!" Diye bağırdım. Birden buraya bir şey canlandı. Havaya . Yaşlı biri. Tiagodan uzaklaşıp elime bir ok ve yay ışınladım. O dedeye doğrulttum. " Nesin lan sen!" Diye ciddi bir ses tonuyla bagırdım. " Sakin ol küçük Kraliçe. " Dedi bana bakarken. Tiago "Valenciam. O bir dilek çini sakin ol. " Dedi. " Alaaddin misin lan!" Dediğimde kendini tutamadım güldü. " Ben Dilek Cini. Valencia İgnatova. Sen şanslı kişisin. Bu dünyada toplam 2 kişiye çıktım. Biri yönetici Rosalie diğeri ise sen. Sen evrenin asıl kurucusu ve Kraliyetlerdeki Güçsün Valencia. Elindeki gücü nereye harcayacağını iyi bilen bir kızsın. Kraliyetin, elindeki en değerli hazinelerden biri. Diğeri ise Tiago ve bebeğin. " Dedi. Sustum. Nerden biliyor bu? " Ben bir Kainim. Evrendeki yaratılışda doğan büyülü biri. Sana diyeceklerini unutma Valencia. Güç senin kudretin. Acı senin kaderin. Aşk elindeki zaafın ve kalbin en büyük silahın. Bu hayatta neler yapabileceğini biliyorum. Yönetici diye dedikleri Rosalie bile senin kadar güçlü değil. Sana söylenen sözleri umursama. Yıkılmak istemiyorsan tabi. Şimdi sana soruyorum. 3 kişiyi canlandırma hakkın olsa kimleri canlandırırdın. Bu hak sadece en acı çekenlere verilen haklardan biri. Rosalie kullandı. Şimdi sıra sende. 3 can. " Dedi. Oku ve yayı indirdim. Ona bir adım attım. " Eğerki gerçekten böyle bir şeyi yapma gücün varsa Kain. Bana abim Louisi getir. Ona ihtiyacım var. " Dedim. " Son kararın mı?" Dedi. Biraz düşündüm. 3 hak. Valencia bunları sevgin,aklın ve gücün için kullan. Akıl ve Güç. Louis ve Arthur. " Abilerimi getir. 2 şansım. Akıl Ve Güç olarak onları kullanmak istiyorum. Akıl için Louis Güç için Arthuru. " Dedim. Başını eğdi. " Emriniz. " Dediği an tam karşıma yan yana duran Arthur ve Louis geldi. Bir adım geriledim. Bunlar gerçek gibilerdi. 29 yaşında bir Prens. Yanında da 28 yaşında başka bir Prens. Arthur pantolon ve gömlekle iken Louis şort ve tişört ileydi. Louis ileri bir yumruk attı ama boşluk. " Lan! Boks torbası!" Dedi. Arthur etrafa bakındı. " Siktir lan! " Dedi. " Arthur. Dostum. Bu ciniko bizim miniğe mı çıkmış bana mı öyle geliyor? " Dedi Louis. " Hayır gerçekten ona çıkmış. Kainatçı! Burda. Görüyor musun?" Dedi. Arthur 17 yaşında gelmemişti. Onu en son 17 yaşında öldürmüştüm. Şimdi ise 29 yaşında genç bir Prens vardı karşımda. O değişmemiş hala aynı 17si gibiydi. Yutkundum. " Valencia. Çok değişmiş. " Dedi Arthur. Beni 7 yaşında olarak görmediğinden mutluydum. " Yanağındaki el izi ne?" Diyip yaklaşacakken yayı ona doğrulttum. " Sakın yaklaşma Arthur " dedim. Kaşlarını çattı. " Ben yaptım izi. " Dedi Tiago. Louis " Tiago. Oğlum gel lan buraya. " Dedi ve Tiagoya sarıldı. " Lan ne özlemiş he. " Dedi. " Ameliyatta kendimi gebertemem için karşıma çıkan hayalet cidden sen mıydın?" Dedi Tiago. " Evet. Çünkü siz birbirinizi desteklen parçalarsınız. Yapboz gibi. Tabi Arthura kötü yönlerini anlatarak başlama. Sakın yapma kardeşim. " Dedi. Onlar biraz daha konuşurken hala Arthura bakıyordum. " Doktor. Bir şey de bana. Kendime gelmem lazım. " Dedim. Tiago bana yaklaştı. " Bence elindeki ok ve yayı ver. Gel bir bana tutun. Sigaram da yok yanımda sınırını rahatlatsın. " Dediği an parmak uçlarıma yükselip dudağına yapıştım. Louis " Hah şöyle bir sakin olun. " Dedi. Ok ve yayı elimden alıp kenara koydu. Tiago gözlerini kapatınca kapatıp öpmeye başladım. Önce alt dudağını sonra üst dudağını emdim. Dilini dilime yaklaştırıp dilimi emmeye başladı. Sakin ol Valencia. O senin abin Arthur. Tiago yavaşladı. " Bunlar .. " dedi Arthur. " Sevgililer. Valencianın evlilik hayalleri kurduğu adam. Tiago Trusova. " Dedi Louis. " Adam 30 yaşında Valencia 15!" Dedi. " Abartma. Valencia 19 yaşında Tiago 27. " Dedi Louis. Tiagoyu öpmeyi kestim. Gözlerimi açıp yüzüne baktım. Eldiven elindeyken sırtımı tutan elleri sırtımı okşadı. " Sakin ol. " Diye mırıldandı. Bende dediklerini tekrar ettim. " Sakin ol " dedim kendi kendime. Arthura döndüm. " Tamam. Sadece şunu soracağım. Ciddi ciddi biz 3 kişi kardeş miyiz?" Dedim. Louis cevapladı. " Evet. İlk ben doğdum hatta kıskanın! Hahayt!" Dedi. " Ben senden 1 yıl erken doğdum aptal!" Dedi Arthur. " Akıl diye seni seçtiğime inanamıyorum Louis abi. " Dedim. " Tamamda operasyon yok ki! " Dedi Louis. " Çok komik " dedim abim ile aynı anda. Arthura baktım. " Zamanında seni öldürdüğümden dolayı özür dilerim. " Dedim. " O herif sana bir şey yaptı mı?" Dedi. " Sonra konuşun bence o uzun konuları. " Dedi Tiago. Louis " Aynen öyle. Bu arada Tiago sen yine mi uzadın ya?" Dedi. " Ya bir siktir git be Louis. Yeter uza uza nereye!" Dedi Tiago. Güldü. " Louis abi doktor bana dokunmaya başladı sen biliyor musun?" Dedim Louise gülerek döndüm. Louis bağırdı. " Ciddi misin?" Dedi. " Evet! Bana dokundu. İlk defa dokunduğu ilk kişi ben oldum. Mutluluktan geberiyorum! Hemde ne dedi biliyor musun? Ben sana dokunuyorsam imkansız yoktur dedi. " Dedim. Louis bağırırken Tiago eğilip bana " Dokunmayayım mı sevgilime. " Dedi. Gülümsedim. Gülümsedi. Louis " İkinizin de gülmesini görmek hoşuma gitti ya. Eskiden gülmezdiniz. Şimdi. " Dedi. Güldüm. " Doktor beni delirtti. Sana her şeyi anlatıcam. " Dedim. Başını sallarken Arthura kaydı bakışlarım. Şimdi biz gülüyoruz eyleniyoruz ama o. Sanki dışlıyorduk onu. Koluna baktım. Diğer dünyada yapmış olduğu dövmeleri vardı. Şimdi ben sweat ve eşofman giydiğimden dolayı dövm... Ben dövmelerimi silmiştim. Yutkundum ve ona bir adım attım. Hemen sonra başka adımlar. Sarıldım. Onunda boyu 1.90 vardı. Bayağı uzundu. Bu yüzden parmak uçlarıma yükselerek sarılmıştım. Ellerini sırtıma sardığında irkilmemek için direndim. Louis " Valencia. Sen ilk defa ben ve Tiago dışında bir erkeğe dokunuyorsun." Diye hatırlatınca hemen geriye çekildim. Arthur havadaki ellerini indirdi. Geriye adımlar atarken birine çarpınca irkildim. Yine geriledim. Ama o kişi Tiagoydu. " Valenciam. Hey. Korkma. " Dedi kolumdan tutup beni kendine çekince bağırdım ama hemen sustum. Bir şey yapmamıştı. " Doktor. " Dedim. " Gel. " Dedi ve bana sarıldı. Sarıldım. " Korkma bak o senin abin. " Dediğinde daha sıkı sarıldım. " İlaçlarını içmedin 2 gündür. Uyumadın da. Yemek de yemedin. O yüzden oldu. Bugün biraz dinlen. Yoruldun. Duydum Martina ile 3 kez şok vermişler sana. Sonra makine. Ve yapmışsın. Dayandı dediler bana. " Dedi. Başımı salladım. " Tek sorun dizlik olan bacağım hala aksıyor. Ama yine yatalak olmam demi yada şu tekerlekli sandalyeye binmem. " Dedim. " Artık iyisin. Sadece biraz daha şu aletleri kullan. Ama tek bacağın için. Diğeri iyi durumda. Tamam mı?" Dedi. Başımı salladım. " Hadi şimdi 3. Kişiyi de söyle. " Dedi. Cine döndüm. " Doğduğu an ölen birini canlandırma özelliğin var mı? " Dedim. Başını olumsuzca salladı. " Bebeğini canlandırmak istediğini biliyorum ama o sonradan ölmedi. " Dedi. Başımı eğdim. Arthur " Bebeği derken. " Dedi. Louis " Abi anlatıcam sonra bir dur be amına koyayım. " Dedi. Başka kim vardı. Tiagoya baktım. " Sevgi kaldı. Anneni canlandırabilirim. " Dedim. " Kesinlikle hayır. Böyle boktan bir oğlu olduğunu görse keser beni. " Dedi. Burukça gülümsedim ama o güldü. " Boktan bir oğlu yok ki. " Dedim. Tiago " Ne kadar kötü bir insan olduğumu şu izlerinden bari anla " dedi eliyle yanağımı gösteririken. Arthur birden bağırdı. " Sen mi yaptın lan kardeşime o izleri!" Dedi ve Tiagoya koşturup yumruk atacakken önlerine geçip yumruğunu tuttum. " Tiagoya zarar dahi veririsen seni geri cehenneme gönderirim. " Dedim. " Lan bu... Bu gerizekalı sana vurmuş niye sevi... " Diyip devam ediyorken yumruğumu havaya kaldırıp suratına geçiriyordum ki Tiago tuttu. " Valencia!" Dedi. Louis " Lan! Bıraksana geçirsin!" Dedi. Tiago Louise gidip " Ney geçir... " Diyip devam edecekken hepsi birlikte konuşmaya başladılar. Başım... Ağrıyordu. En son onları susturmak-hayır başımdaki ağrıyı susturmak-için bir çığlık attım. Saçlarımı yolup öne eğildim. Ayaklarımı yere vurarken daha fazla bağırdım. Hepsi susunca bağırmayı kestim. " Yeter!" Dedim son kez. Tiago bana gelecekken onu da durdurup salak Kabine döndüm. " Bir insanı gebertme hakkın var mı? Hiç kimi diye sorma direkt gebert beni. Direkt. " Dedim. " Öyle bir gücüm yok. " Dedi. Sevgi. Kimi çağırabilirdim. Sevgi? Beni seven bir Tiago vardı. O da ölü değildi ki? Başka biri yoktu ki. Omuz silktim. " Başka biri yok. Benim hakkımı başka birine ver. " Dedim. Sahneden indim ve karşımdaki tekerlekli sandalyeye tekme attım. Hemen sonra odama gittim.
|
0% |