@okurveyazarolankiz
|
Bağırarak yatağımdan kalktım. Ter içinde kalmıştım. " Tiago " dedim. Hemen kalktım. Üzerimde bir sütyen altımda da şort vardı. Odamdan çıkıp koşarak dinlenme salonuna gittim. Kapıyı açtığımda içerdeki herkesin elinde bir kadeh içiyorlardı. Tiago tekli koltukta Arthur ile Louis savaşcılarla sohbet ediyorlardı. Ve her ne konuşuyorlarsa Tiago anlatıyordu. Ağlamaya başladığımda bana döndüler. Tiagoya gittim. Bacaklarımı iki yana açıp kucağına oturdum. Başımı göğsüne yaslayıp daha çok ağladım. Bir elini sırtıma sardı. " Ne oldu? Kabus mu gördün yine. " Dedi. Biraz nefes almayı denedim ama beceremeyince sustum. Tiago, Arthura " şurdan bir bardak su versene " dedi. Arthur dediğini yaparken yavaşça nefeslendim. Tiago elindeki şarabı bırakıp suyu bana içirdi. İçtim. Bir kaç dakika sonra " Şimdi anlat bu sefer ne gördün. " Dedi. " Geberiyordun!" Diye bağırdım. Önce sustu ama sonra kıkırdadı. " Savaştaydık. Salak gibi vurulcaktım! Sende gittin üzerime atladın! Vuruldun! Niye atladın ki! " Diyip ağlamaya devam ettim. Tiago uzun bir kahkaha attı. " Büyük aptallık yapmışım üzerine atlamakla " dedi. ' evet " dedim. " Şimdi iyisin ama. Hem kabustu o. " Diyip dudağımı öptü. Tam bu sırada Arthur " Höst!" Diye bağırınca geri çekildim. Ona baktım. " Öyle öpemezsin !" Dedi. Ama lOuis " Yakında sevişecekler gözünün önünde o zaman anlarsın bunların bir şey olmadığını " dedi. ... Diana ile Samuelin düğününe gelmiştik. Üzerimde bu elbise vardı. Kırmızı bir makyaj da yapmıştım. Şimdi kapının önünde 3 erkek ve bir ben vardım. Arthur mavi Louis siyah bir takım elbise giymişti. Tiago çok takım elbise gitmezdi. Bir kez toplantıda denemişti. Ama ona da ben izin vermemiştim. Şimdi ona aldığım doğum günü hediyeleri içindeydi. Siyah pantolon lacivert gömlek. Arthur kocaman kapının kolunu çekti ama açılmadı. Biraz daha sert çektı. Ama kapının kolu kırıldı. " Aferin!" Dedi Louis. Elimi alnıma vurdum. Garsonun biri elinde bir tepsi " Ah! Kraliçem ve Prensler. Tiago Bey. " Diyip başını eğdi. " Anahtar hemen getiriyorum!" Dedi. Gitti. 5 dakka gelmeyince " Ben bekleyemem " dedim. Tiagoyla aynı anda kapıya bir omuz attım. Bir kez daha. Ve kapı menteşelerinden çıkıp açıldı ama biz açılmadı danıp bir kez daha omuz attık. Ama mal gibi ikimiz de boşluğa düştük. Tiagodan destek almayı deneyeyim dedim ama o da yere çakılmıştı. Bende en son yere yapıştım. Neyseki göt üzeri düştüm. Yerde boş boş otururken içerde çalan şarkıya odaklandım. LOVE NWANTİTİ. Gülümsedim. Tiago inledi. " Kap kolu karnıma bıçak gibi girdi. " Diyip yavasça kalktı. Cidden öyleydi. Çığlık attım. " Doktor!" Diye bağırdım. Louis ve Arthur buraya gelirken Tiago kapıya oturdu. " Nasıl çıktı lan o kapı?" Dedi. Ben ise gömlekteki düğmeleri açıyordum. Tamamen açtım. Gömleğini de çıkarttım. Kesik çok derin değildi. Ama 4 dikiş atılabilirdi. Beklemeden birkaç eşya ışınladım. Önce gazlı bezle kanamayı biraz durdurdum. Sonra dikiß eşyaları getirip yavasça dikiß atmaya başladım. Bitince makasla kestim. Üzerine beyaz bir spanç yapıştırdım. Ellerim biraz kan olmuştu. Bu yüzden kolonya ve ıslak mendil ile de elimi temizledim. Tiago " Doktorculuğun bittimi " diyince sertçe bacağını cimcikledim. Bağırdı. " Tanrım! " Diyerek. Onu cimciklemeyi kestim. " Eğerki şurda beynini açmamı istemiyorsan sus olur mu aşkım?" Dedim cilveyle. İnledi. " Ne oldu yaran mı?" Dedim panikle. " Hayır. Cilven kalbime ağrı yaptı. " Dedi. Kıkırdadım. Elindeki eldiveni baktım. " Doktor. " Dedim. " Söyle " dedi. " Diyorum ki. Sen benden o kadar şey istiyorsun. Bak iyileştim de. Şimdi ben senden bir şey istesem. " Dedim. " İste. " Dedi hevesle. " Eldivenlerini sadece bugünlük çıkartsan. Valla bak dökün demiyeceğim. " Dedim. Eldivenlerini çıkarttı ve saçlarıma daldırıp madayla kıvırcık yaptığım saçlarımla oynadı. " Ne güzel oldun sen böyle ya. " Dedi. Kaslarına baktım. " Bence giyin. " Diyip ayaklandım. Geçen garsonun elindeki tepsiyi aldım. 4 kadeh vardı. Viski Votka Şarap Rakı. Hepsi birer tane alırken bana Rakı kaldı. Severiz. Tepsiyi garsona geri verdim. Tiago ne ara giyinip ayaklandı? Neyse. Büyü ile kapıyı yerine geri koydum. " Evet nereye oturuyoruz. " Dedim. Tiago " Kucağıma. " Dedi. Elimi alnıma vurdum. " Bugün iyi şeyler olmayacak. " Derken Louis elindeki Viskiyi bitirmişti bile. Bir masa buldu. " Bana bir kadın bulun be oğlum. Kaldık boş. Bekar. " Dedi. Arthura baktım. " Abi. Gelsene bir sen. " Dedim. Tiago da masaya otururken elinden tuttuğum gibi onu masaların arasından geçip diğer odaya götürdüm. " Burda bekle. " Dedim. Başını salladı. Oradan ayrılıp beyaz çiceklerle dolu masaya gittim. Dianaya baktım. Mükemmel kabarık bir gelinlik giymişti. Yanındaki Samuel ile biraz sohbet ediyor gülüşüyordu. " Ooo millet " diyip aralarına geldim. Şahitler Katarina ve Gabriel idi. Samuelin annesi de babası da burda değildi. Antlaşmalar vardı. İşleri. Samuele çok üzülmüştüm. " Oo Valencia. Hoşgeldin. " Dedi Diana. Ayaklandı. Yanaktan öpüştük. " Size mutlu evlilikler dilerim. Ki daha memur gelmedi evlenmediniz. Yine de olsun. İki dakika Şahidiniz bana lazım. " Dedim ve Katarinanın elinden tutup diğer odaya yürüdüm. " Ne oluyor be. " Dedi. Kapının önündeyken " Ayarla dedin. " Dedim. Gülümsediğinde onu odaya çektim. Arthur, Katarina dan behsetmişti. Onu tanıması gerekiyordu. Odanın anahtarını alıp onları kilitledim. Gabriel kaşlarını çatmış bana bakıyordu. " Aşıkları birleştirmek sevap " dedim. " Ne!" Dedi Louis. " Arthur, Katarinayı seviyor. Katarina da Arthuru seviyor. Amma ve lakin birbirlerini tanımıyorlar. Bende bunu yaptım. Şey. Gabrielcim. " Dedim. Dizine vurdu. " İki kızımda elden gitti !" Dediğinde tüm salon kahkaha attık. .... Düğünün 3. Saati. Arthur ile Katarina yan yana oturup gülüşüyorlar. Diana ile Samuel pistte dans ediyorlar. Louis ise kız arıyordu. " Abi bana da bulun bir be!" Dedi. Etrafa bakındım. Prenses Jasmine. Wallacenin üvey kızı. Biraz çekingendi. Ama onunda evlilik hayalleri vardı. Boş boş etrafa bakınıyor dizlerimi titretiyordu. Wallace " Sana erkek mi yok kızım. " Dedi. Louise dönüp bakışlarımla Jasmineyi gösterdim. Pembe elbisesi ile gerçekten prensesti. " Jasmine. Kral Wallacenin üvey kızı. Çekingen içine kapanık 25 yaşında bir kız. Evlilik hayali var. Yakışıklı bir Prens istiyor. Bence ona idealsin. " Dedim. Gülümsedi. Bakışlarını çekmezken " Güzelde kızmış. " Dedi. Dişledi dudağını. " Tanış derim. " Dediğimde bana döndü. Kravatını sıkılaştırdı. " Şu 20 kişilik masa hep Kral Kraliçe, Prenses dolu demi. Jasmineye ne yapım. Çicek vereyim mi?" Dedi. " Aptallaşma. Git dans teklif et. Hatta bende geleyim. Doktor bekle hemen geliyorum. " Dedim ve avucunu öptüm. Gülümsedi. " Bekliyorum bebeğim. " Dedi. Arthur da Lois de Tiago da feci sarhoştular. Ben 5 bardak Rakı içmiştim. Yani sarhoş gibi bir şeydim. Ayağa kalktım. Louis de kalktı. " Takip et beni. Ve sakın titreme kıza bakarken. Birde kekeme olma " dedim. Oraya doğru yürürken herkesin bakışları bizdeydi. " Rahat ol bak. " Dedim. " Sigara yaka... " Diyip devam edecekken " Louis geberteyim mı seni abicim." Dedim. " Bak geldik. " Dedim. Ona dönüp kravatını biraz gevşettim. " Git dansa kaldır " dedim. Başını salladı. Kralların yanına geldim. " Ooo Valencia Hanım!" Dedi Loyal ayaklanarak. Elimi tutup öptü. " Sizleri böyle görmek bizi gururlandırdı. " Dediğinde kıkırdadım. Bu sırada Louis elini Jasmineye uzatmış diğer elinin tersini beline koymuş hafif dizini kırmıştı. " Prenses Jasmine. Be... Benimle dans.. Tanrı kahrtesin. Of işte Benimle dans etmek ister misin? Misiniz?" Dedi. Jasmine kızarırken içimden Louisi sövüyordum. Jasmin elini uzattığınde Louis onu piste çekti. Loyal " Tüm kardeşlerinizi bugün birilerine ayarladınız ya size inanamıyorum. " Dedi. Kahkaha attım. " Buyurmaz mısınız?" Dedi. Oturdum. Bir kaç dakika sonra bunlar dans ederken Jasmine durdu. " Şey.. yanlış anlamasan ben hemen lavaboya gidip gelsem. " Dedi. Louis " Tabi bekliyorum. " Dedi. Masada duran bir viski şişesini alıp tıpasını açtım. Bu sefer kibar bile olmadan tepeme diktim. Uzun 1 viski şiesi bitirmem Jasminenin gelmesine eşitti. Şişe bitince masaya koyup ağzımı sildim. Louis bir şeylerin ters gittiğini anladı. Üzerindeki ceketi çıkartıp Jasminenin beline bağladı. Regl olmuş ve kan elbisesine geçmişti. Jasmine anlayınca " Ben... Çok " dedi. Kızarmaya başladı. Ağlamaya başlayıp koşarak odadan çıktı Jasmine. Louis kravatını bana fırlatınca tuttum. Koşarak arkasından gitti. Diana ile Samuel tam bu sırada pastaya ilerlediler. Müzik sesi kısıldı. " Bıçak nerde?" Dedi Diana. " Beni mi kescen. " Dedi Samuel. " Hayır pastayı !" Dedi Diana. Koca bıçağı görünce aldı. Samuelin elinde verdi ve Samuelin elini tutup pastayı kesti. Alkışlar başlarken Tiagoya baktım. Ellerine bakıyordu. Feci sarhoştu. Yutkunduğunda ister istemez gözlerim doldu. Çok korkuyordu. Belki sarhoşken bunu belli etmezdi ama şimdi sarhoştu. Elleri titremeye başlayınca elindeki kadeh yere düştü. Sesten bu duyulmasada ben görüyordum. Bana baktığında kaşlarımla eldivenini gösterdim. Giymedi. Başımı sağ omzuma yatırdım. Dudakları titrediğinde yüreğim burkuldu. Erkeklik? Neydi bu erkeklik? Kadınlar sert diye bilirlerdi. Ama her erkeğin zaafı vardı. Tiago eldiveni giymedi. Bana bakarken morali yerine gelmiş olacak ki masadan başka bir bardak alıp bana kaldırdı. Gülümsedim. " Evet! " Dedi bir sunucu. " Burda olan herkes için Diana ve Samuelin teşekkürlerini ileten gerek. Takı töreni birazdan olacaktır. " Dedi. Abime baktım. Katarina ile gülüşmeye devam ediyordu. Katarina da feci sarhoştu. O da. " Hadi ama bir kez daha. " Dedi Arthur. Katarina ile taş kağıt makas oynuyordu. Gülümsedim. Katarina " Yendim!" Dediğinde Arthur dudaklarını dişledi. " Profesyonel!" Dedi. Bu sırada bizlere pastalar veriliyordu. Garsona " Tiagoya pastayı gösterme tamam mı? Pastayı hiç sevmez. " Dedim. Başını salladı. Tiago şuan pasta görse kusacak durumdaydı. Bende pastamdan sadece 2 lokma yemiştim zaten. Birden bire elbisem yırtılınca üzerime baktım. Lanet göğüslerim dayanamamıştı! İp kopmuştu. Hemen ayaklanıp mutfağa geçtim. Neyseki boştu. Üzerime yeni bir elbise ışınladım. Üzerimdeki elbisenin uzun hali. Elime de bir ayna ışınladım. Saçım bozulmuş yine düz halini almış,makyajım akmış durumdaydı. Hemen yüzüme kırmızı makyajımı geri yaptım. Biraz daha parfüm sıktım. İçerden birinin " Kraliçe Valencia nerde?" Dediğini duyduğumda bir anons yapıldı. " Kraliçe Valencia İgnatova? Kraliçe Vale.. " diyip devam eden anonsu Tiagonun sesi kapattı. " Elbisesinin askısı koptu yeni bir elbise giymeye gitti. " Dediğinden sessizlik oluştu. Aynayı da ışınladım. Hemen olduğum yerden çıktım. Garsonun elinden bir bardak aldım. Kadehte bir Votka vardı. Gülümserken bir yudum aldım. Geri yerime geldim. Oturdum. Sohbetler başlarken birşeyler ters gidiyordu. " Dansçılar gecikecekmiş. " Dedi Samuel. Diana " Dügünüm boklaşmaya devam ediyor. " Derken buraya Louis ile Jasmine geldi. Jasmine başka bir elbise giymişti. Ve dudakları şişti. Ruju biraz bozulmuş gibiydi. Gülüyordu. Louis de ona bakarken güldü. Elimdeki bardak sıkılaşırken onlar Tiagonun yanına oturdular. Jasmine,Tiagoya elini uzatınca Tiago eldivenini hemen giydi. Jasminenin elini sıktı. Kıskanmıyordum çünkü edliven vardı evet. |
0% |