Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm

@okuyanfilozof

Selamm. Yeni bölümle geldim. Bugün ya da yarın başka bir kurgumuda yüklemeye başlayacağım. Ama önceliğim hep bu kitap olacak. Yükleyeceğim kurgunun bazı yerlerinden emin değilim. Sadece ilk yazdığım kısımdan eminim. Umarım onu beğenirsiniz. Normalde Susan Yara'ya hafta sonu bölüm atacaktım ama vazgeçtim.

Yayınlanma Tarihi: 17 Eylül 2024

 

 

 

Keyifli okumalar!

 

‘’Çok heyecanlıyım!’’ Genç kız heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. Bu gün isteme günü vardı. Babası mutsuz bir şekilde oturuyordu. Genç kız kapının önünde sevdiği adamı bekliyordu. Annesi yanına gelip. ‘’Çiçeğim, otur kızım. Gelirler acele etme.’’ Genç kız annesiyle birlikte babasının yanına gitti. Babası başını başka bir tarafa çevirdi.

‘’Baba neden böyle yapıyorsun?’’ Ethem uyarır bir ses tonuyla konuşmaya başladı. ‘’Bu iş içime hiç sinmiyor bir tanem. Bu şerefsiz seni yıpratır. Bak ne olursun vazgeç bu işten.’’ Çiçek babasının yanından kalkıp kapıya doğru yürüdü. ‘’Seviyorum baba ne yapayım.’’

Ethem kızının Özgürle evlenmesini hiç istemiyordu. Çiçeğin yanına gidip konuşmaya başladı. ‘’Çiçek ben her zaman senin iyiliğini istiyorum. Eğer sana bir yanlışı olursa sakın bana, annene ve kardeşlerine anlatmaktan korkma.’’ Sesi titremişti. Çiçek bir şey diyecek oldu ama kapı çalmıştı.

‘’Hoş geldiniz.’’ Çiçek heyecandan konuşamıyordu bile. Ceketinin cebinden naneli şeker çıkartıp kızına uzattı. Çiçek gülerek babasının elinden şekeri aldı. Damadını kapıda görünce derin bir nefes aldı. Damadı elinde ki bir buket dolusu gelinciği kızına uzattı.

Çiçek gülerek Özgür’ün elinden buketi aldı. Özgür dayanamayıp sevgilisinin dudağının kenarına buse kondurdu. Ethem’in öfkeli bakışlarını üzerinde hissedince geri çekildi. Kayınbabasına doğru yürüdü. Ethem elini Özgür’e uzatmadı. ‘’Baban gibi yaşlı değilim ben damat.’’ Özgür Ethem’in bu hareketine güldü.

Birlikte oturma odasına geçip oturdular. Özgürle Çiçek yan yana oturuyorlardı. Çiçeğin giydiği elbisenin yırtmacı birazcık derindi. Özgür’ün gözleri istemsizce Çiçeğin bacaklarına kayıyordu. Özgür’ün babaannesi kınayan bakışlarla Çiçeği süzüyordu. Ayla’nın bu hareketi Ethem’in canını çok sıkmıştı.

Bu kadını ilk gördüğünden beri hoşlanmıyordu. Onlara kızı için katlanıyordu. Özgür’ün babası Burhanla iyi anlaşıyorlardı. Özgür’ün annesi Nefiseyle Belkıs anlaşamıyorlardı. Ethem kadınların aşağılanmasından hoşlanmazdı.

Ethem’e göre bir erkek hayatında ki kadına karışıyorsa güvenmiyor demekti.

‘’Çiçeğim kahveleri yap istersen.’’ Belkıs’ın söylediği şeyle Çiçek hızla ayağa kalktı. Ethem Adem’e kaş göz işaretleri yaptı. Adem hızla Çiçeğin peşinden mutfağa girdi. ‘’Özürlünün kahvesini ben yapıcam.’’ Çiçek ağabeyinin omzuna hafifçe vurdu. ‘’Ağabey Allah rızası için bu mutlu günümde beni huzursuz etmede git artık.’’ Adem şeytanca gülümsedi. ‘’Özgür’ün eski sevgililerini düşün istersen. Neyse ben karışmayayım sen bilirsin.’’ Adem kardeşini kışkırtıp mutfaktan çıktı.

Çiçek öylece Özgür’ün kahvesine bakıyordu. Çiçek biraz kıskanç biriydi. Buz dolabını açıp yumurta aldı. Yumurtayı Özgür kahvesinin içine kırdı. Suyun içine de tuzu doldurdu.

Önce büyüklere kahve götürdü. Mutfağa dönüp Özgür’ün kahvesini aldı. Özgür gülerek kahveyi aldı. Özgür kayınbabasına bakıp kahveyi tekledi. İlk başlarda zorlansa da sonra kahveyi yuttu. Çiçek kıkırdamaya başladı. Özgür Çiçeğin duyabileceği şekilde konuşmaya başladı. ‘’Ben sana yumurtalı kahvenin hesabını soracağım Çiçek Hanım.’’ Arsızca bakışlarını Çiçeğin bedeninde gezdirdi.

Çiçek gözlerini devirip sessizce konuşmaya başladı. ‘’Hak ettin sen onu.’’ Burhan öksürüp konuşmaya başladı. ‘’Sebebi ziyaretimiz belli. Allah’ın emri Peygamberin kavliyle kızınız Çiçeği oğlumuz Özgür’e istiyoruz.’’ Ethem sertçe yutkundu.

‘’Bak Özgür. Benim şu hayatta iki tane kızım var. Senelerce onları koruyup kolladım. İki kızımın da yeri bende çok ayrı. Kızlarım benim için cennetten gelmiş mücevher gibi. İlişkinizi öğrendiğimden beri, bu ilişkiye olumlu bakmıyorum. Bunu sana bizle tanışmaya geldiğin ilk gün söylemiştim. Bu konuyu babanla da konuştum. Askersin, ama ben kızımı dağ başına göndermek istemiyorum. Sana ilk ve son kez söylüyorum. Eğer kızımı incitip, kıracaksan, onu kırmadan bana getir.’’ Ethem gözyaşlarına engel olamadı.

Özgür derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. ‘’Çiçeği üzmeyeceğime emin olun. Onu asla üzmem. Şuan biliyorsunuz ki Çiçeğin tayini Bitlis’e çıktı. Bende tayinimi Bitlis’e yazdırdım. Çiçek nereye ben oraya. Onu asla bırakmıyacağım. Bırakmak konusunda şüpheniz olmasın. Beni Çiçek'den yalnızca Allah ayırabilir. Gözünüz arkada kalmasın.’’

Ethem’in içi hiç rahat değildi. Belkıs kocasının sıkıntısını anlayıp, ellerini Ethem’in dizine koydu. Hep birlikte ayağa kalkıp yüzükleri taktılar. Ayla yüzükleri keserken Adem araya girdi. ‘’Enişte makas kesmiyor!’’ Özgür elini cebine atıp bir miktar para uzattı. ‘’Makas kesecek neredeyse.’’ Özgür biraz daha para verince Adem mutlulukla konuşmaya başladı.

‘’Bu parayı meyhanede yemem yok mu?’’ Ayla Adem’i takmayıp kurdeleyi kesti.

Tamay Gülmez

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Işığın çıkmasına 2 saat vardı. Üzerimi değiştirip, saçımı yaptım. Telefonuma gelen mesajla aynaya bakmayı kestim.

Işık: Tamay 2 tane arkadaşım var gelirken onlarda gelebilir mi?

Tamay: Umarım flörtün filan değildir.

Yazıyor…

Işık: Ne flörtü ben bunlarla pazara bile gitmem. Edebiyat Hocası ödev verdi. Bizi de Kadirlerle eşleştirdi.

Tamay: Kadirler?

Çevrim içi.

Yazıyor…

Işık: Sınıfta en önde oturan zeki, gözlüklü çocukla uyuşturucu satıyor diye dedikodusu çıkan çocuk var ya.

Uyuşturucu mu?

Tamay: Off iyi tamam gelin ne ödevi?

Çevrim içi.

Yazıyor…

Işık: İbrahim Hoca görecek, gelince öğrenirsin görüşürüz:)

Çevrim dışı.

Sohbetten çıkıp dış kapıya yöneldim. Ayakkabılarımı giyip kapıyı kilitledim. Birkaç dakika asansörü bekledikten sonra bindim. Görevli Alim ağabeyi görünce gülümsedim. ‘’Günaydın Alim ağabey.’’ ‘’Tünaydın demek istedin her halde.’’ Gülerek binadan çıktım. Markete gidip evin eksiklerini alacaktım. Yolda peşime yavru kedi takılmıştı. Kediye doğru yere eğilip onu sevdim. Tam tamına 5 dakikadır kediyle uğraşıyordum.

‘’Misafirlerim gelecek gitmem lazım.’’ Yeninden ayağa kalkıp yürümeye başladım. Kedi bir türlü peşimi bırakmıyordu. Mecburen eve götürecektim. Kucağıma alıp yürümeye devam ettim. Kafasını boynuma yaslamıştı! Telefonumu elime alıp kediyle fotoğraf çekindim. Anneme sürpriz olsun istiyordum. Binaya girdiğimde Alim ağabeye döndüm. ‘’Alim ağabey para versem kedi kumu alabilir misin? Misafirlerim geleceği için dışarı çıkamıyacağım.’’ ‘’Ben giderim ver sen bana.’’ Cebimden para çıkartıp Alim ağabeye uzattım.

Asansöre binip elimdeki poşeti yere bıraktım. Kediyi incelemeye başladım. Bembeyaz tüylerinin üzerinde sarı, kahverengi ve siyah karışımı benekleri vardı. Gözüme çok hoş gelmişti. Asansör durunca, asansörden indim. Kapıyı açıp kediyi kucağımdan indirdim. Kedi bana hayran hayran bakıyordu. Mutfağa gidip aldıklarımı dolaba yerleştirdim. Mutfak malzemelerini dolaba yerleştirmek hoşuma gidiyordu. Kedi bacağıma yapışmıştı. Bir türlü inmiyordu. Telefonuma baktığımda Işıktan mesaj gelmişti.

Işık: Tamay biz çıktık haberin olsun balım.

Tamay: Tahminen kaç dakikaya gelirsiniz?

Çevrim içi.

Yazıyor…

Işık: 25 dakikadanmış.

Tamay: Tamamdır.

Telefonumu kapatıp kediyi kucağıma alıp banyoya götürdüm. Onu yıkayacaktım. Dikkatlice küvete yerleştirdim. Suyun sıcaklığını ayarlayıp önce bacaklarına tuttum. Uslu bir şekilde duruyordu. Böyle durması beni daha çok gaza getirmişti. Suyu tamamen bedenine tuttum. Elime biraz dalin sıkıp tüylerine sürdüm. Gayet akıllı bir şekil de bana bakıyordu. Havluya sarıp banyodan çıktım.

Saç kurutma makinesini alıp tüylerini kuruttum. Kediyi oturma odasına bırakıp mutfağa gittim, hazırlık yapacaktım. Ocağa çay koyup abur cuburları da tabağa yerleştirdim. Oturma odasına geri döndüğüm de , koltukta sırt üstü uyuyan kediyi gördüm. Çok tatlıydı! Onu uyandırmadan fotoğrafını çektim. Kapı çalınca telefonumu cebime koydum.

Işık kendi eviymiş gibi direk girince güldüm. ‘’Tamayım!’’ Işık bana sımsıkı sarılınca bende ona sarıldım. Montunu çıkartıp askılığa astı. Kapıya baktığımda iki çocuk vardı. ‘’Hoş geldiniz.’’ İkisi bir ağızdan konuşmaya başladı. ‘’Hoş bulduk.’’ Işık oturma odasına geçince hızla konuşmaya başladı. ‘’Tamay bu çok tatlı nereden buldun?’’ ‘’Marketten gelirken peşime takıldı. Bende eve getirdim. Sakın uyandırma.’’

Küçük bir çocuk gibi dudaklarını büzdü. ‘’Ama Tamay.’’ Kediyi kucağıma alıp odama götürüp, yatağa yatırdım. ‘’Eee, ne ödeviymiş bu?’’ Kadir olduğunu tahmin ettiğim çocuk konuşmaya başladı. ‘’Bir yazarın kitabını okuyup video çekecekmişiz. Sonra da oturup tartışacakmışız. Ben sayısalcıyım edebiyat benim neyime yarayacak yavşak herif.’’

Gözlükçü çocuk Kadir’e dönerek bağırmaya başladı. ‘’Borahan Hoca hakkında böyle konuşman çok yanlış! Sayısalcıyım diyorsun denemelerde görüyorum ne yaptığını! Ayrıca yanımızda iki tane kız var nasıl böyle konuşa bilirsin?’’ Araya girip konuşmaya başladım. ‘’Kavga etmeyin. Herkesin görüşleri farklı olabilir.’’ Işık gözlüklü çocuğun ismini bilmediğimi anlamıştı. ‘’Enesciğim bu ödevi bir tık fazla abartmıyor musun?’’ Enes ellerini iki yana açıp, ‘’Allah’ım ben ne günah işledim de sen beni böyle bir ortama soktun!’’

‘’Işık sustur şu ineği elimden bir kaza çıkacak!’’ Kadir’in söylediği şeyle Enes sinirle bağırmaya başladı. ‘’Ne yapacaksın beni de mi uyuşturucuya başlatacaksın!’’ Kadir bu hamleyi beklemiyor olmalıydı. Bir şey diyecek oldu ama sonra geri vaz geçmişti. Gözlerinde anlam veremediğim duygu vardı. Enes’e dönerek konuşmaya başladım. ‘’Haddini aşma. İkinizde birbirinizi aşağılayacaksanız gidin. Adam akıllı ödev yapacaz tamam mı?’’

İkisi de onaylarca sesler çıkardı. ‘’Çiçek teyze nerede?’’ Işık annemi kendi annesi gibi sahiplenmişti. ‘’Nöbeti vardı, gelir biraz sonra.’’ Mutfağa gidip çay doldurdum. Hazırladıklarımı yavaş yavaş oturma odasında ki sehpaya taşıdım. ‘’Aklınız da bir yazar var mı?’’ Sorduğum soruyla Enes bilmişçe konuşmaya başladı. ‘’Halide Edip Adıvar’ı yapalım.’’ Bu çocukta iyi ki ‘Halide Edip Adıvar’ hakkında sunum hazırlamıştı.

Işık araya girdi, ‘’Sal şu kadını artık sınıfın çoğu onu yapar. Hem Borahan Hoca kimsenin okumadığı kitabı seçin dedi. Biz Tamayla Halide Edip Adıvar’ın neredeyse bütün kitaplarını okuduk.’’ Kadir ayağa kalktı. ‘’Ben gideyim artık.’’ Kaşlarımı çattım. ‘’Sebep?’’ Yüzüme bakmamaya çalışıyordu. ‘’Annen gelecek ya belki şey yüzünden sana kız-‘’ Lafını böldüm. ‘’O çıkan dedikodular umrum da değil. Ben hiç kimseye ön yargıyla yaklaşmam.’’ Bu çocuğa anlamsızca kanım kaynamıştı.

Kapı çalınca Işık , koşarak kapıyı açmaya gitti. ‘’Teyzem!’’ Annem gülüyordu. ‘’Üzerimi değiştirip geliyorum.’’ Kadirle konuşmak istiyordum. Ama çekiniyordum. ‘’Ay!’’ Annemin bağırma sesiyle irkildim. Büyük ihtimalle kediyi görmüştü. Kucağında kediyle içeriye girdi. ‘’Selam gençlik.’’ Enes şaşkınlıkla anneme bakıyordu. Annem bana dönerek. ‘’Nereden buldun bunu?’’ ‘’Marketten eve gelirken peşime takıldı bende eve getirdim. Alim ağabeye dedim kum alacak.’’ Annem kediyi kucağından indirmeden Kadir’in yanına oturdu. ‘’Kadircim nasılsın?’’ Annemle Kadir nereden tanışıyorlardı?

‘’Sağ olun Çiçek Hanım iyiyim siz nasılsınız?’’ Annem gülümsedi. ‘’Teşekkürler. Mine nasıl oldu iyi mi?’’ Kadir başını olumlu anlamda salladı. ‘’Oldu.’’ Anneme hayran hayran baka Enes’i gördüm. Enes anneme dönüp konuşmaya başladı. ‘’Ne kadar gençsiniz.’’ Annem bu cümleyi duymaktan o kadar hoşlanıyordu ki. Gülmeye başladı. ‘’Yapım böyle canım, senin ismin ne?’’

‘’Enes, annenizden mi geliyor bu yapınız?’’ Sahi ya annem bana hiç annesinden bahsetmemişti. Bende sormamıştım. ‘’Memnun oldum Eneciğim. Evet.’’ Enes anladım dercesine başını salladı. Annem kediyi seviyordu. ‘’Yarın bunu veterinere götürelim.’’ Bizle kalıcaktı! Başımı salladım. ‘’Ee, ödeviniz ne?’’ Annem kediyi yere bırakınca, koşarak yanıma geldi. Kucağıma çıkıp kafasını elime sürttü. Ellerimle oynuyordu.

Kadir kediye çok değişik bakıyordu. Sanırım korkuyordu. ‘’Bir tane yazarın kitabını okuyacakmışız.’’ Annem biraz durduktan sonra heyecanla konuşmaya başladı. ‘’Buket Uzuner’in Gelibolu diye bir eseri var onu okuyabilirsiniz.’’ Enes bilmişçe atladı. ‘’Ben onu okudum. Borahan Hoca dördümüzün de okumadığı bir kitabın olması gerektiğini söyledi.’’

‘’Anne yorgunsan uyuyabil-‘’ ‘’Hayır! Yeni tanıştığım çocuğu anlatıcam size.’’ Işığa ters bakışlar attım. Kadir gülemeye başladı. ‘’Yine hangi mala aşık oldun Işık?’’ Beni taklit edercesine sesler çıkarınca annem gülmeye başladı. Resmen beni taklit etmişti. Annem gülmekten konuşamıyordu. ‘’Ay! Lale Demirtaş’ın Demir Yaylı Dukak diye bir kitabı var onu okusanıza.’’

Enes kaşlarını çattı. ‘’Ne anlatıyor tam olarak?’’ Annem hevesle anlatmaya başladı. ‘’ Demir Yaylı Dukak Selçuk beyin babası Dukak'ın merkeze alındığı, Oğuzların hikayesinin anlatıldığı bir roman. İçinde biraz aşkta var. Ben severek okumuştum.’’ Kitap herkesin aklına yatmış gibiydi. ‘’İtirazı olan yok galiba.’’ Herkes başını olumlu anlamda sallayınca, Kadir konuşmaya başladı. ‘’O zaman bize müsaade. Enes gel senide evine bırakayım.’’

Enes de ayağa kalkınca onları yolcu etmek için bende ayağa kalktım. ‘’Detayları sonra konuşuruz. Yarın okula gelecek misin?’’ Kadir’in soru sormasıyla başımı kaldırdım. ‘’Cuma günü gelicem.’’ Kadir’in küfür etmesini beklerken Enes etti. ‘’Siktir! Ben seni mi bekleyeceğim. Benim YKS’ye çalışmam lazım.’’ Şaşkınca Kadir’e bakmaya başladım. Onunda benden bir farkı yoktu.

‘’Kıyamet kopacak galiba. ‘Buz Devrin’ de bir tane sahne var. Tavuklar ‘Dünyanın sonu geldi buzullar buzular.’ diye şarkı söylüyordu.’’ Kadir’in dediği şeyle ikimiz de gülmeye başladık. Enes’e dönüp konuşmaya başladım. ‘’Azcık beklersin bir şey olmaz. İsterseniz dışarıda buluşup okuruz.’’ Enes bir şey demeden asansörü çağırdı. Şuan Enes bana trip atıyordu! ‘’Dikkat edin.’’ Onlar asansöre binince kapıyı kapattım. Annemlerin yanına gidip oturdum. ‘’Anne sen Kadir’i nereden tanıyorsun?’’ Annem derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. ‘’Kardeşi Mine kanserdi. Ben ilgileniyordum. Sonra ameliyat olması gerekiyordu ama ameliyat parası biraz fazlaydı. Kadir’e söylediğimizde en kısa zamanda getireceğini söyledi. Bir gün sizi okula almaya gelmiştim. Sizin okulun orada bir tane ara sokak var ya. Orada uyuşturucu satarken gördüm. Sonra yanına gidip konuştum. Baya bir konuştuk. O çok iyi bir insan. Yani uyuşturucu satması tamamen kardeşi içindi.’’

Kadir kardeşi için uyuşturucu satmıştı.

Işıkla bir birimize baktık. Annem ortamın havasını yumuşatmak için, ‘’Ee, kimmiş senin yeni flörtün?’’ Işık hemen gülmeye başladı. ‘’Soyadı ilginç bir şekilde Tamayla aynı.’’ Annem kaşlarını çatıp konuşmaya başladı. ‘’Nasıl yani?’’ Işığı öksürük krizi tutmuştu. ‘’Ayaz Gülmez. O kadar iyi biri ki. Tanışmamız bile çok ilginç.’’ Annem benimle konuşamadığı gönül işlerini Işıkla konuşuyordu. ‘’Biz yaklaşık 8 aydır birlikte takipleşiyoruz. Bir gün bu bana sarhoşken ses kaydı attı. Sonra sabah özür filan Diledi derken bir bakmışım flörtüm olmuş.’’

 

Annemle gülmeye başladık. Işık telefonunu çıkartıp Ayaz’ın fotoğrafını gösterdi. Annemin yüz ifadesi değişmiş gibiydi. Pek fazla aldırış etmedim. Işık beni şikayet etmek için konuşmaya başladı. ‘’Çiçek teyze, Ayaz’ın ikizi Doruk var onu Tamay’a sana yapalım diyorum reddediyor.’’ Annemden önce konuşmaya başladım. ‘’Senin inadına 35 yaşında evlenicem!’’ Işık gözlerini devirince kolumun altında ki yastığı ona fırlattım.

‘’Kızlar ben çok yorgunum şimdi yatıcam siz eğlenmenize bakın.’’ Annem gidince Işıkla film gecesi yapmaya karar verdik.

 

Bir hatam olduysa affola. Bir sonraki bölümde görüşürüz.

Loading...
0%