Yeni Üyelik
28.
Bölüm

Açılış

@okyanus

Hediyem sensin de günden güne boş yer kalmazken, tabelamız asılmış, broşürlerimiz dağıtılmaya başlanmıştı Sonunda açılış günü gelirken içim içime sığmıyordu Gururla emeğimize bakarak Ateş Mirza sayesinde kurulan alarm sistemine şifreyi girerek kapıyı kilitledim

Arkamı döndüğümde Ateş Mirza' yı görürken gülümsedim Bana elini uzatırken "büyük gün yarın ha" uzanıp elini tutarken "evet yarın rezil mi olacağız vezir mi belli olacak" sözüme "boşa endişeleniyorsun Her şey çok güzel olacak" yavaş yavaş deniz kenarında yürürken "umarım öyle olur da sizden ayrı kaldığım bu zamana değer" Ateş Mirza elimi sıkarak destek vermeye çalıştı

Geçen günlerde Eva'nın babasının ihalesinin görülmesi sayesinde tehdit ortadan kalkmış Hepimiz rahatlamıştık Eva terapiye başlarken ilk randevusuna gitmiştik bile Şimdilik memnun olmasa da zamanla açılacağını düşünüyordum Ateş Mirza'nın etrafı sayesinde onu üniversiteye götürebilmiştim Hatta bir derse girebilmiştik Eva'nın direk gözleri parlayıp burada olmalıyım demese de aklının karıştığını biliyordum Bu bile yeterdi Eva açılışa kadar bizimle kalırken açılış gününde destek verdikten sonra ailesinin yanına gidecekti Evlerimiz çok uzak olmadığı için şanslıydık Onu Buse ile tanıştırmak istiyordum Aramızdaki tek üniversiteli oydu Daha iyi yönlendirme yapabilirdi

Eve geldiğimizde Buse'nin geldiğini görürken "o Buse hanım siz bizi hatırlar mıydınız" laf dokunduruşuma "yapma ama yenge sınav döneminde olduğumu biliyorsun Ayrıca her gün aradım Açılış için de şimdiden geldim" onun savunmasına gülerken "tamam tamam anladık Avukat olacaksın" Buse Ateş Mirza'ya doğru giderken "seninle uğraşılmaz yenge" diyerek savaşı bitirdi

Ben kızlara yemek saati demek için yukarıya çıktığımda kendilerine küçük bir market yaptıklarını gördüm Bir Asel kasiyer oluyordu Bir Lilya Sesimi çıkarmadan sepetimi alarak alışverişe başladım Bir kaç ürün ekledikten sonra kasaya gittiğimde Lilya hanım büyük bir resmiyetle beni karşıladı Ürünlerimi okuttu Parasını ödeyerek çıktım

Döne döne oyuna devam ederken kapıda Ateş Mirza'yı gördüm O da sepet alıp bize katılırken kasada ben vardım Kasaya geldiğinde ürünlerini okuttuktan sonra "dört çocuk ha" gülerek göz kırparken Ateş Mirza bana tehlikeli bir şekilde yaklaşarak kulağıma doğru eğildi "Bazı geceler de uzaktan kumandalı arabanızla oynuyorum Özellikle bazıları yüzünden uykularım kaçtığında" zorlukla yutkunurken yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim Ateş Mirza geriye çekilirken yüzünde keyifli bir gülümseme vardı Kızlara baktığımda onlarda gülüyordu "Ben çok acıkmışım Mola zamanı" arkama bakmadan kaçarken güldüklerini biliyordum

Yemek Buse'nin okulu birbirine katma anıları ile renklenirken benimle özellikle konuşmak istediği belli oluyordu Bizimki ya sevgili yapmıştı ya da o yoldaydı Bana yaptığı kaş gözleri görmezden gelirken delirmesine ramak kalmıştı

Sonunda beni çekiştirerek odama hapis ederken "sabahtan beri sana kaş göz yapıyorum yenge" ben de hiç fark etmemiş gibi yaparken "a bana mı Nasıl anlamadım" yatağıma kurulurken "bana tehlike diyorsun da asıl tehlikeli olan sensin yenge" dediğini hiç üstüme alınmazken "e anlat hadi kim bu müstakbel sevgili" soruma yılansın sen bakışları atarken "ismi Doğu" ismi çok açıklayıcı olurken "kaptın mı kapmadın mı onu söyle sen Olmayacak biri ise yorma beni" Buse bu havan kime bakışı atarken "tabi ki de kaptım" ilk karşılaşmalarında bu zamana kadar olanları tek tek anlatırken bir film izliyor gibiydim Neredeyse Asya'dan patlamış mısır isteyecektim Klasik bir üniversite aşkıydı ama klişelere bayılırdım

Sohbetimiz saatlerimizi alırken abisi ile yakınlığımızı fark ederek beni sorguya çekmeden rahat bırakmamıştı Bizim için çok mutlu olduğunu söylerken sınav döneminde uykusuz kaldığı için odasına geçti

Bende odada biraz vakit öldürdükten sonra uyuyamayacağımı anlayınca salona geçtim Televizyonu açıp boş boş bakarken Ateş Mirza merdivenler iniyordu "Ahu çok geç oldu Yarın erkenden gitmeyecek misin zaten" sorusuna omuz silkerken "sen de uyumamışsın" Ateş Mirza elimdeki kumandayı alarak televizyonu kapattı Uzanıp elimi tutarak koltuktan kaldırdı "Yarın açılışı olan ben değilim" yorumuna "sanki orada olmayacaksın da" diye söylendim Bana ters ters baksa da bir şey demedi

Beni odasına götürerek yatırdı "Hadi bakalım koca bebeğimiz uyusun" takılmasını yaparken kollarına alarak saçlarımı okşamaya başladı Çoğu akşam hatta artık her akşam beraber uyumamıza rağmen eşyalarımı buraya getirmemiştim Hatta o getirmezse odaya girmiyordum bile Bu benim son duvarımdı sanırım Bunu aşamıyordum Sanki biraz önce heyecandan dolaşıp duran ben değilmişim gibi gözlerim yavaşça kapandı

Alarm sesi ile uyandığımda Ateş Mirza yanımda değildi Bana derken kendi benden önce çıkmıştı Özenerek hazırlandıktan sonra aşağıya indiğimde kızların uyanması için çok erken olduğunda sessizlik hakimdi

Deniz abla beni mutfağa çağırırken önüme kahvaltı tabağı koydu Zorlukla bir iki lokma yerken "daha fazla yiyemeyeceğim abla Acıkırsam orada yerim artık" yerimden kalktığımda "açılış bereketi ile gelsin inşallah Bizde ikizlerle orada olacağız" sarılıp teşekkür ederden Deniz ablam kapıda sandviçi tutuşturmadan bırakmadı Bahçeden çıktığımda kapıda Ateş Mirza'yı bisikleti ile gördüm

Gülümserken elimi göstererek "kahvaltı yapmadan çıktın değil mi" sorusunu geçiştirerek "Deniz abla işte" demekle yetindim Ateş Mirza önünü gösterirken "atla bakalım Bugün patron şoförlüğü yapacağım" yorumuna gülerken bisiklete bindim "Hangi patron bisikletle gider ki" Ateş Mirza gülerek "neyin normal ki" demekle yetindi Sırtımı göğsüne yaslarken güvendiğim dağ olarak gördüm onu Ne olursa olsun arkamda duracaktı Bu beni sakinleştirip rahatlattı

Dükkana geldiğimde kapıyı açık tutarak havalandırdım Ürünlerde son kontrolleri yaptım İkramlık masasını kontrol ettim Açılışa yakın karşıdaki pastaneden çeşit çeşit kurabiye gelecekti Kurdelem makasımı ortaya çıkardım Görünürde bir problem yoktu Biraz sonra tazecik çiçeklerim gelirken burası mis gibi kokacaktı Açılış için bir ekiple anlaşırken gün boyu kapının önünde müzik çalacaktı Hatta gelen çiçeklerin bir kısmı şehrin dört bir yanına bizim etiketimizle dağıtılacaktı

Her şey yolunda olmasına rağmen yerimde duramazken beni yalnız bırakmayan Ateş Mirza yanıma gelerek ellerimden tuttu "Her şey yolunda Bir aksilik olmayacak Olsa bile anında çözerim biliyorsun" gülümserken başımı göğsüne yasladım "Kendimi yok yere yoruyorum değil mi" Ateş Mirza cevap vermezken "beni anlayıp beni durdurduğun için teşekkür ederim" öyle belli bir süre kalırken Ateş Mirza'nın arkasından bir adım sesi duydum "Rahatsız ediyorsak çıkabiliriz" kafamı kaldırınca Doğa ve Aslan'ı görürken Ateş Mirza'nın elini bırakmadan "sen gel bakıyım buraya" sert bir şekilde söylerken Ateş Mirza'nın tek elini bırakarak sarıldım "Bol kazançlar ortak"

Belli bir süre sonra müşteriden fazla kişi olurken gelen çiçekler anında yerleştirilmiş, pastaneden gelen kurabiyeler ile kokular birbirine karışmıştı Herkesin gelmesi ile görkemli bir açılış yaptık Kısa sürede gelen giden çoğalırken kimisi meraktan, kimi de Ahu Sipahi ürünlerini kullanmış olmak için geliyordu

Kalabalık saatler geçtikçe daha fazla bastırırken ekip sağlamdı Doğa, ben, Aslan, Dağhan, Özden, Eva, Buse hatta ikizler bile hediye paket bölümünde çalışıyorlardı Sıkılınca müşteri tavlamak için ortada şirinlik yapıyorlardı Onların haline gülümserken Lilya ile göz göze geldik Göz kırptığımda gülerek işine döndü

Kısa sürede ortadaki ürünler biterken depodan ürün çıkarmaya başladık Tedarikçilerimi arayarak önceden stok hazırlattıklarımı göndermelerini istedim Hatta yeni ürün varsa resmini Öğleden sonra sabahkinden fazla çiçek gelirken halimden memnundum Çiçekler için Doğa'nın bize yardım eden arkadaşı gelirken canla başla bizimle çalıştı Bir ara buket yapan Aslan'ı gördüğümde gülmedim dersem yalan olur

Ateş Mirza'nın tüm çalışanları ya hediye ya da çiçek almak için gelmişlerdi Bunu Ateş Mirza'nın sağladığını hatta bunun için ek ödeme yaptığını biliyordum Her çalışanını gördüğümde ona bakarak sessiz bir teşekkür gönderiyordum

Ateş Mirza gün boyu yanımdan ayrılmazken zaman zaman ortalarda dolaştı Tüm çalışanların motivasyonuyla ilgilendi Arada ofise çıkarak kalabalık etmek istemedi Ama ne zaman yorgunluktan düşecek olsak yanımızdaydı

Dönüşümlü olarak mola yapıyor, ayakta kalmak için bir şeyler atıştırmaya çalışıyorduk Sabah kahvaltısı yapmadığım için çok acıkmıştım ama önce herkesin karnını doyurmasını bekliyordum Ateş Mirza beni ofise çağırırken merakla yanına çıktım

Ofise geldiğimde iki kişilik masa gördüm Köfte, hamburger ve patates vardı Yemek seçimine gülerken ona doğru döndüm Ateş Mirza "favori yemeğinin köfte patates olduğunu biliyorum ama hamburger patates takıntın beni düşündürdü" Ateş Mirza'nın haline gülerken masaya yerleştik Karnımı doyurduğum da gözlerim açılırken karnımı ovalayarak arkama yaslandım

Ateş Mirza gözlerini ayırmadan beni izlerken gülümsedim Aramızdaki sehpada duran tabakları alarak sehpaya oturdu Uzanıp ellerimi tutarken "ilgi büyük ha Neredeyse seni kıskanmaya başlayacağım" elini sıkarken kahkahalarımı saklayamadım "Yapma Ateş Mirza aşağıdan yarıdan fazla senin çalışanın var" Ateş Mirza kafasını geriye doğru atarken "senin de gözünden hiç bir şey kaçmıyor" yorumuna keskin bakışlarımla cevap verdim

"Bizim için asıl bundan sonrası önemli Ama desteğin için çok teşekkür ederim Beni daha da güçlü hissettiriyorsun Ne zaman düşecek olsam seninle göz göze gelerek toparlıyorum" Ateş Mirza gülümseyip elini uzatarak yanağımı kavradı "Bu senin gücün Ahu Ben ise seni uzaktan izleyip hayran olan biriyim sadece" Ateş Mirza yaklaşıp dudaklarıma yapışırken o an etrafımdaki herkes önemini yitirdi Açılış, kalabalık, sesler hepsi anlamını yitirdi Geriye sadece kalp atışlarımız kaldı

Loading...
0%