Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Beni Sevdi, Beni Yaktı Ama Beni Yok Etmedi

@okyanus

Dükkanı çok geç saatte kapatırken herkesi yollamıştım Geriye ben, Doğa, Aslan, Ateş Mirza kalmıştık Günün yorgunluğu ile kanepelere yayılmış kahvelerimizi yudumluyorduk Ben arada gelen müşteriler ile ilgilenmeye devam ediyordum Takviyelere rağmen raflarda boşluklar oluşmuştu Tedarikçiler depolarını boşalttığım için memnun olurlarken yarın erkenden tekrar mal göndereceklerdi

Saat on ikiyi vurduğunda dükkanı kapattık İlk gün için bu kadar fazla kalmıştık Zamanla saatleri oturtacaktık Bir anda Aslan ve Ateş Mirza ortadan kaybolurken karşıdan elinde buketlerle döndüklerini gördüm Gülümserken Doğa'ya imalı bir bakış attım Aralarında bir şey olmuştu ama yakında öğrenirdim ben

Doğa Aslan'ın elindeki buketi alıp teşekkür ederken onu Aslan bırakacağı için yanımızdan ayrıldı El ele tutuştular mı diye baksam da elim boş döndüm Ateş Mirza elindeki beyaz gül buketini uzatırken "teşekkür ederim" uzanıp yanağına masum bir öpücük kondurdum

Araba ile eve dönerken ben arabaya biner binmez kapanan gözlerime hakim olamamıştım Eve geldiğimizde Ateş Mirza beni uyandırmak yerine kucağına almayı seçerken yüzüme soğuk havanın çarpması ile "Mirza" diyerek yüzümü göğsüne gömdüm Ateş Mirza "uyu güzelim eve geldik" sözleri ile uykuma devam ederken Ateş Mirza odasına götürdü Üstümü değiştirdi Ona karşı koymak istesem de gözlerimi açamıyordum Çok nazik davranırken beni yatırıp üzerimi örttü Saçlarımı öptükten sonra üstünü değiştirip yanıma gelerek beni kollarına aldı

Uyandığımda Ateş Mirza'nın kollarındaydım Belli bir süre onu izlerken uyanmasın diye dokunmadım bile Son günlerde resmen iki işi idare etmeye çalışıyordu Yavaşça yataktan kalkıp sessizce odadan çıktım Üzerimi değiştirip hazırlandım Kızlara baktığımda açılan üstelerini örterek öptüm Aşağıya indiğimde pazar günü olduğu için Deniz abla ve Asya'da uyuyordu

Evden sessizce çıkarken arabam ile dükkana geçtim Çok erken olduğu için kapıyı kilitleyerek içeri geçtim Dün kalan malzemelerden sandviç yaparken portakal sıktım İlk etapta dünkü kazancımıza baktım Kazancımız ile stoklara baktığımda sorun olmadığını görmem ile rahatladım

Dün kazandıklarımızla kredi, yerin kirası hatta aldığımız malların parasını bile çıkarmıştık En azından bu ayı rahat kapatabilirdik Açılış saati geldiğinde kapının kilidini açtık İlk baş çiçeklerim gelirken sipariş ettiğim ürünlerde peşinden geldi Bugün Doğa'ya geç gel demiştim Bu süreçte çok yorulmuştu Bu hafta açılış olduğu için pazar açsam da bir daha açmayacaktım

Yavaş yavaş tüm ürünleri yerleştirirken gelen tek tük müşterileri karşıladım Telefonum çaldığında Ateş Mirza'nın aradığını görürken "günaydın canım" Ateş Mirza da "günaydın Ahum Uyandırmadan çıkmışsın Çok erken değil mi" sorusuna "etrafı toparlayıp dünkü satışlara bakayım dedim Hem ürünlerimde gelecekti" Ateş Mirza "neden beni aramadın ki Doğa da geç gelecekti" gelen seslerden montunu giydiğini anlayabiliyordum "Gelen çok azdı zaten hayatım Ben hallettim bile Sen kızların yanında kal lütfen Çok boşladık onları" Ateş Mirza nefesini verirken "bu durumdan hiç hoşlanmadım" söylenmesine "sadece bu hafta pazar açacağım canım Haftaya hep beraber güzel bir gün geçiririz" Ateş Mirza'yı zor ikna ederken işime döndüm

Doğa geldiğinde "aslında erken gelecektim ama uyuyakalmışım" açıklamasına "ben geç gel dedim zaten canım" portakal suyu ve kurabiye verirken minnetle gülümseyerek aldı Tabi ben bunları boşa vermedim "E Doğa hanım Anlatmanız gereken bir şeyler yok mu" soruma anlamayan bakışlar yollarken peluş aslanı gösterdiğimde göz devirdi

"Dökül" demem ile "Aslında başta sadece didişiyorduk" başlangıcında ki başta lafının altını çizdim "Sonra bir gün Efe beni sıkıştırırken bir anda aramıza girerek Efe' ye sağlam bir yumruk çaktı Beni arkasına alarak bir daha bu kızın yanında çevresinde görürsem hatta hissedersem bile canına okurum diyerek beni bileğimden tuttuğu gibi götürdü Ona, bileğimdeki morluktan kıl olmuştu zaten" nefes bile almadan dinlerken "e sonra" demeden edemedim

"Sonra pek bir şey olmadı Efe konusunda beni uyardı İlk bir iki gün gelip giderken bana eşlik etti Sonra zaten açılış oldu" hayal kırıklığına uğrarken "bu kadar mıydı Elinde çiçek gürünce heveslenmiştim Eve giderken bir şey konuşmadınız mı" başını sallarken "hem kibarlık hem de işimiz olsun diye almış" Doğa'nın haline bakarken "bozulmuşsun galiba" yorumuma "bozulmam için aramızda bir şeyler olması lazım Zaten bir kalp kırıklığım var Yenisi için hazır değilim" Doğa için üzülsem de Aslan'ın kulağını çekmenin zamanı geldiğini biliyordum

Dükkanı çok geç olmadan kapatıp evlerimize geçtik Eve geçtiğimde uzun uzun kızlarıma sarılırken bu dönemde destek oldukları için teşekkür ettim Son olanlara adapte olmak için onları dinledim Biz bebek değiliz deseler de masal anlatarak uyuttum Uyuduklarında öperek odadan çıktım Odama geçip tabletimi açtığımda ilk sipariş ekranı açıldı

İlk gördüğüme inanamazken tekrar tekrar baktım Sonunda gerçek olduğunu anlayınca hızlıca Ateş Mirza'nın odasına geçtim "Mirza normalde aldığım siparişin bilmem kaç katını almışım" tabletten kafamı kaldırıp Ateş Mirza'ya bakarken üstünün çıplak olduğunu fark ettim Zorlukla yutkunup bir adım geri giderken Ateş Mirza da arayı kapatarak bir adım attı Bir adım ben bir adım o derken sırtımın duvara değmesi ile mecburen durdum Elimdeki tablet yere düşerken Ateş Mirza ellerini duvara koyarak beni gövdesi ile duvar arasına sıkıştırdı

Eğilip benimle yüz yüze gelirken "ilk defa odama bu kadar rahat geliyorsun ama sipariş için olması ne acı" zorlukla yutkunurken ağzımı açsam bile sesimin çıkacağından emin değildim Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken Ateş Mirza elini saçlarıma indirerek geriye doğru çekti "Senin şu bahar kokun yok mu beni delirtiyor Ama keşke ilk başlarda olduğu gibi benim şampuanımı kullanıp benim gibi koksan" bu isteği beni gülümsetirken "Seni seviyorum Ahu Sadece gözünü, saçını da değil, kalbini, ruhunu, bedenini her şeyinle seviyorum Bana bakışını seviyorum Beni sevişini seviyorum Her gün seni sevmek için yeni bir bahane ararken zorlanmıyorum bile"

Elimi uzatıp yanağına koyarken "seni seviyorum Mirza Sadece gözünü, dudaklarını değil Beni tutuşunu seviyorum Bana bakışını seviyorum Bana bir sığınak, bir ev verişini seviyorum" diğer elimi kalbine koyarken "ben senin benim için çarpan kalbini seviyorum Mirza Bahane aramaya ihtiyacım bile yok Seni sürekli tekrar tekrar sevebilirim"

Gözlerimiz belli bir süre öylece birbirinde asılı kalırken, dudakları dudaklarımı esir alırken bu sefer nazik değildi Bu sefer sert ve sahipleniciydi Birbirimize dokunduk, birbirimizde seviştik ama sınırımızı koruyarak Ateş Mirza bana saygı göstererek durması gereken yerde durdu

Beni sevdi, beni yaktı ama beni yok etmedi


Loading...
0%