Yeni Üyelik
31.
Bölüm

Burada Sana Hayat Yok

@okyanus

Yeni yılın üzerinden tam bir ay geçti Kızların tatil zamanı gelirken biz evde kalsınlar Rahat rahat uyuyup, oynasınlar derken onlar kurs peşindeydi Şimdiden araştırmalarımıza başlamıştık

Hediyem sensin de tüm işler yoluna girmişti Satışlar rayına otururken sosyetede ismimiz çoktan duyulmuştu Siparişler gün geçtikçe artarken her gün kargo şirketine uğramak bir rutin olmuştu Ben başarmıştım

Eva'nın terapileri çok iyi giderken bazı hafta sonlarında bizde kalıyordu Buse sayesinde üniversite fikri aklına yatarken onun resme yeteneği olduğunu öğrenmiştik Çalışmalarına bayılırken güzel sanatlar okusun diye uğraşıyorduk

Özden ve Dağhan çiftinden bebek haberi gelirken mutluluğumuz katlandı İkizler de kendilerine arkadaş geleceği için mutluydu

Aslan ve Doğa yavaş yavaş birbirlerine adım atarken Doğa'nın mutluluğunu kendi mutluluğum olarak görüyordum Hediyem sensini bir iş yeri olarak görmezken erkenden gelip kahvaltı eşliğinde sohbet ediyor Bazı geceler geç çıkıyorduk Orası bizim unutma bahçemizdi ve biz gün geçtikçe kardeş oluyorduk Ahu ve Esila' nın yapamadığı kardeşlik

Ateş Mirza' nın da şirketi son zamanlarda büyük bir operasyonu yönetiyorlardı Dünya bu kadar kirli oldukça, hukuk bile adaletli bir karar vermekte zorlanırken işleri zordu Yine bir hakimi korumaya çalışıyorlardı ama karşı taraf çok güçlüydü

Ateş Mirza' nın çalışma odasında bir kitap ararken, kitaplarından arasından bir resim düştü Eğilip yerden aldığımda o resme bakarsam yanacağımı bile bile baktım

Sen hayal kurarsın hayat yıkar .. Sen bir daha hayal kurarsın hayat bir daha yıkar. Bazıları buna yaşamak der ama bazen yaşamak ölmeye benzer

İşte tam da öyle bir andı Ateş Mirza ve gerçek Ahu yan yana kucaklarında ikizler birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı Gözümden bir damla yaş süzülürken resme uzun bir süre öylece baktım Ne yok oldu Ne de görüntü değişti Şimdi bu resim paramparça olsa bile gözümün önünden gitmeyeceğini biliyordum

Resmi bu sefer kitapların arasına koymak yerine kitaplığın başına koydum Ateş Mirza'nın odası yerine kendi odama gittim Camın önündeki kanepeye yığılırken ne düşüneceğimi bilmiyordum Ateş Mirza yalan söylemiş olabilir miydi Belki de aldatıp suçu Ahu' nun üzerine atmıştı Belki de aralarında tahmin bile edemeyeceğim şeyler yaşanmıştı Belki de ben bunu çözmek için gelmiştim O yüzden dönemiyordum

Sonuçta her şeyi sadece Ateş Mirza'nın ağzından dinlemiştim Bazı şeyleri Deniz abla ve Asya doğrulasa da karı koca arasında olanları bilemezlerdi ki Peki ben şimdi ne yapacaktım Tekrar Ateş Mirza' nın elini tutabilir miydim

Tuğçe Kandemir' in dediği gibi seni öptüğüm sokak var ya diye bağırmak istiyordum

O gece Ateş Mirza' nın işten geç gelmesi işime yararken yanıma gelemesin diye Asel'in yanında uyudum Ama Ateş Mirza bana inat yaparmış gibi orada uyumama izin vermedi Kucağına aldığında "Ateş" diye mırıldandım Çünkü o benim için sadece beni yakan ateşti "Uyu güzelim" bu sefer kafamı göğsüne yaslayamazken kucağında put gibi durmuştum

Beni yatağa yatırdığında beni kollarına alamasın diye arkamı dönsem de bu sefer de beni kendine çekerek sırtımı göğsüne yasladı Bana dokunuşu canımı yakarken sessiz gözyaşlarımı döktüm Uyuduğunu anladığımda sessizce yataktan kalkarak odadan çıktım Artık benim için sadece doğru yol değil bir yol yoktu

Doğru düzgün uyumadan erkenden işe gitmek için evden çıktım Beni bilen sadece Doğa vardı Belki de onunla konuşurdum Dükkana geldiğimde erken olduğu için kapıyı kilitleyerek içeriye girdim Kendimi oyalamak için iş üretirken günlerdir ertelediğim işlere dört elle sarılmıştım

Doğa geldiğinde kahvaltı için ısrar etse de zorlukla bir iki lokma yiyebildim Doğa bende bir sorun olduğunu anlasa da üstelemedi Doğa o kadar mutluydu ki Böyle bir konu ile canını sıkmak istemedim Acımı kendime saklamak acımasızca kendi canımı tekrar tekrar yakmak istedim

Ateş Mirza' nın bir çok aramasını görmezden gelirken merak edip gelmesin diye son aramasını cevaplamak zorunda kaldım Ona nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum Bir tarafım açık açık sor derken diğer yanım ya bir gerçeği saklıyorsa diye çığlık çığlığa bağırıyordu

Ateş Mirza'nın "güzelim" diyen sesini duyduğumda gözlerim istemsizce kapandı Sesini bile özlemiştim Titreyen sesimle "Ateş Mirza" cevabını verirken "ah senin şu titreyen sesin" gülümsediği bilirken acı dolu bir gülümseme bile veremedim "Bir sorun yok değil mi Dünden beri canını bir şey sıkıyor gibi Sabah da seni yanımda göremeyince endişendim" Ben yapmıştım Bu halde olmamın tek sebebi bendim Ben sınırları aşmıştım

Ateş Mirza'nın "güzelim" sesi ile kendime gelirken "yok tabi ki Sadece bir kaç kabus gördüm Uyuyamadığım için işe erken geldim" Ateş Mirza endişeli bir şekilde "beni niye uyandırmadın ki Seni daha çok sarar, saçlarını okşayarak uyuturdum" sözleri canımı yakarken kapattığım gözümden bir damla yaş süzüldü Yapma Ateş dedim Yapma Bana böyle davranırsan gerçeğin peşine düşemem yapma

Titreyen sesim mümkünmüş gibi can çeker bir hal alırken "seni de huzursuz etmek istemedim Son zamanlarda çok çalışıyorsun" Ateş Mirza "seni ihmal ediyorum değil mi Çok kısa bir süre daha dayanmalıyız Sonrasında söz kendime izin vererek seninle bir kaçamak yapacağım" Kendini suçlaması beni rahatlatması gerekirken neden öyle olmuyordu Gerçekten Ateş Mirza ile ne yapmalıydım

Hafta sonuna kadar Ateş Mirza ile köşe kapmaca oynadık İşte uyuyabildiğim bir iki saat uyku ile idare ediyordum Evde sürekli bir yerleri karıştırarak bir kanıt bulmaya çalışıyordum Belki başka bir fotoğraf, günlük, video, ya da her hangi bir belge Ama hiç biri yoktu Tüm yaşananlar sadece Ateş Mirza'nın beynindeydi

İşe erken gelip geç giderken, işte uyusam bile Ateş Mirza kolayca içeriye girip beni eve taşıyordu İşteki reyon ya da ürün değişiklerini bahane ederken şehrin altını üstüne getirerek yeni ürünler buluyordum Bundan en çok memnun olan ise müşterilerdi Şehrin öbür ucundaki ürünü onlara getiriyordum

Hafta sonunu Ateş Mirza ile geçirmek istemediğim için kızlar ve Buse'yi alarak anne ve babasının evine kaçtım Çünkü kendi aileme kaçabileceğim bir ev bile yoktu Annem ve babam bizi görünce çok mutlu olurken Asel ve Lilya' yı fazla fazla şımarttılar Ben ise montuma sarılırken soğuya inat bahçede dolaşmayı tercih ettim Beklediğim, hazırlandığım ayrılık zamanı gelmiş miydi Bu kadar çabuk mu

Düşüncelerimin içinde kaybolurken belime sarılan kollar ile kaskatı kesilmiştim Kollar beni kendine çevirirken karşımda Ateş Mirza' dan başkası değildi Göz göze geldiğimizde gözlerinde gördüğüm özlem, endişe, sevgi gözlerimin dolmasına sebep olurken Ateş Mirza uzanıp eli ile yanağımı okşarken "seni çok özledim" dedi

Dolan gözleminden bir damla yaş süzülürken Ateş Mirza özenle sildi "Sorun ne Ahum" dediğinde başımı eğerek "ben sadece" diyebildim Benim sadece kırıklarım var Dile getirirsem beni kesecekler Sen anlayıp sarsan olmaz mı

Ateş Mirza bir elini boynuma koyarken beni kendine çekti Diğer elini sırtıma koyarken beni sıkıca kavradı Göz yaşlarım düşerken yaramın sebebi o olmasına rağmen Yaramı sarmasına izin verdim

Hep beraber akşam yemeği masasında bir araya gelirken Asel ve Lilya' nın kalabalık hoşuna gitmişti Ben ilk geldiğimde sadece birbirlerine güvenirken şimdi kocaman aileleri vardı Artık ben olsam da olmasam da bu ailenin bozulmayacağını biliyordum

Ateş Mirza'nın eli belimi bulurken titredim Üşüdüğümü düşünerek beni kendine doğru çektiğinde titremem daha da arttı Bu kaşlarını çatmasına sebep olurken ateşime baktı Beni asıl hasta eden kendisi olduğunu bilmeden

Yemekten sonra Ateş Mirza bana sıcak çikolata getirirken "bu titremeleri kesmezse salep, ıhlamur, nane limon diye devam edeceğim Benim sarmamın titremeni kesmemesine bozulsam da belli etmeyeceğim" beni mutlu etmek için takılsa da sahte gülüşlerimden birini yolladım

Sıra yatma vaktine geldiğinde çaktırmadan Buse' nin odasına gittim İlk defa ilgilenmeyerek de Doğu ile olanları dinledim Saatler sonra uyuyakalmak için neredeyse kafama tava geçirmek üzereydim

Sonunda uyuduğumda kulağıma Ateş Mirza ve Buse' nin sesi geldi Buse kız ne güzel uyuyor bırak uyusun derken Ateş Mirza ben onsuz uyuyamam Ayrıca uyandırmadan götüreceğim diye öfke ile söylenirken beni yavaşça kucağına aldı

Kısa bir süre sonra yatağa yatırılıp üstüm örtüldü Kendi tarafına geçmek yerine yatağa oturup beni izledi Saçlarımı okşarken "sorununun ne olduğunu anlayabilsem keşke Kabuslarında ne gördüğünü bilebilsem Aileni mi özledin, kötü zamanlarımızı mı gördün, yoruldun mu bilebilsem" zorlukla tutabildiğim gözyaşlarımdan biri süzülerek giderken Ateş Mirza uzanıp sildi Canı yandığı belli olan ses tonuyla "Sevgim bile seni iyileştiremiyorsa ne yapmalıyım Ahum"

Uyandığımda Ateş Mirza' nın kollarındaydım Yavaşça uyandırmadan yataktan çıktım Kahvaltı çoktan hazırlanmıştı Mutfaktan mis gibi poğaça kokuları geliyordu Mutfağa "annecim" seslenip geçerken "günaydın kızım" fırından çıkardığı poğaçalarla gülümsedi

Daha erken olduğu için beni masaya oturtturup çay ve iki sıcacık poğaça verdi Poğaçanın mis kokusu kendi annemi hatırlatırken gözlerim doldu Annem anlayışla gülümseyip elimi tutarken daha ben bir demeden beni anlamıştı

"Sen de benim kızımsın artık yavrum Ne zaman bir anneye ihtiyacın olursa kapım her zaman açık" gözümden bir yaş süzülürken gülümsedim "Buraya saklanmak için geldiğini biliyorum yavrum Aranıza girmek de istemem ama sana çok büyük bir teşekkür borçluyum Sen bana oğlum ve ikizlerimi verdin Kalbim ölen oğlum için sızlasa da üstündeki ağırlık kalktı

Ne yaşamış olursanız olun oğlum ve ikizlerim şimdi mutlu Bu bana yeter ama sen mutsuzken de olmaz kızım İnsan acısıyla yaşamayı öğreniyor ama bazı acılar zehirdir Seni yok etmesine izin verme yavrum"

Keşke annecim keşke o zehri içtiğimi çok önce fark edebilseydim

Herkesin ayaklanmasıyla gürültülü, kahkahaların bize eşlik ettiği bir kahvaltı yaptık Dönüşte Ateş Mirza' nın arabası ile dönerken arkada Buse ve kızlar şarkılar söylüyorlardı Onların bu neşeli tasasız hali beni güldürürken görevimi tamamlamış gibi hissettim Yok olmak için hazırdım

Eve geç bir saatte dönerken bu sefer kızlar gecemize Buse de katıldı Ben Lilya Buse ise Asel ile uyudu Sabah yine erkenden evden çıktığımda Ateş Mirza' nın benden önce çıkması beni şaşırtmıştı Belki de korudukları kişi ile ilgili bir problem vardı

Dalgınca dükkana yürürken önüne geldiğimde kafamı kaldırmam ile yok oluşumu gördüm Buradaki tek sığındım yer, varlığımın ispatı yerle bir edilmişti Git diyorlardı bana Git sana burada hayat yok


🎶 "Bu saatten sonra yansam ne olur Yağıyor yağmurlar


Olan olmuş artık dönsen ne olur Sönüyor yangınlar"

Loading...
0%