Yeni Üyelik
40.
Bölüm

Büyük Fi̇nal

@okyanus

Ateş Mirza'nın terastaki evlenme teklifinden sonra ailemin evine döndüğümde ağlayarak anne ve babama sarıldım Onları çok sevdiğimi, çok özlediğimi söylerken bir kaç saat önce evden çıkmama rağmen böyle tepki vermeme şok olsalar da bir şey demediler Ama içlerinden psikolog araştırdıklarına eminim

Annem ve babamdan ayrıldıktan sonra Ahu ile göz göze gelirken onun bana yaptığı gibi bende onu görmezden geldim Onu uzun bir süre affedebileceğimi düşünmüyordum Hatta onunla Ateş Mirza'yı aynı ortamda bile bulundurmazdım

Odama geçip yatağıma sırt üstü yattığımda elimi havaya kaldırarak yüzüğüme baktım Her şey normale dönmüştü Ben ailemden uzak kalmak zorunda değildim Ahu olmak zorunda değildim Ateş Mirza ailesinden ayrılmak zorunda değildi Hep beraber yaşayabilirdik Ama ikizlerim şimdiden burnumda tütüyordu Onlar olmadan nasıl yaşayacaktım

Peki ya Doğa Aslan Dağhan Özden Eva Deniz abla ve Asya hayatımda olacak mıydı Onları kaybetmek yerine Ahu olarak yaşayabilirdim de Hayatın bana diğer sürprizleri ne olacaktı

Sabah uyandığımda evime dönmenin şerefine güzel bir sofra hazırladım Bu annemi daha korkuturken "kızım son günlerde iyi değilsin sanki" dediğinde "bu bir kez yapacağım sürpriz sultanım hiç heveslenme" sözlerim ile rahatladı Masa da Ahu'dan uzak bir noktayı seçerken gece aldığım evlilik teklifinden bahsettim Ailem evde kalacağımı düşündüğü için hem şaşırmış hem de sevinmişti Tanışmak için en yakın zamanda bir araya gelmek isterlerken bende numarası bile olmadığını fark ettim Ama dün gece korkudan ismimin Esila olduğunu bir kaç kere vurguladım

Hem Aras ile bir daha karşılaşmamak hem de şirkette çalışmak istemediğim için istifa etmeye giderken Ateş Mirza beni bulmuştu "Evleniyoruz ama telefon numaralarımızı bile almamışız" diye gülümserken "ben nerede olsan seni bulurum" cevabını aldım Ama yine de telefon numaralarımızı aldık Ayak üstü şirkette çalışmak istemediğimden bahsettim Ayrılacağım senin için sorun olur mu dediğinde saçmalama dedi

Evlilikten dolayı istifa edecekken arkadaşlarımın uyarması ile yıllık izin aldım Haklarımı alarak çıkacaktım Böylece planladığım işim için ödeneğim olacaktı Evet doğru düşünce Burada da hediyem sensini açacağım

Şirketten çıkarken Aras ile karşılaştım Onu görmenin beni huzursuz etmediğini fark ettim O bilmese bile kötü evliliğimizi ben biliyordum Onunla sürekli görüşen arkadaşlardan olamazdım ama ona karşı bir duygum kalmamıştı İyi arkadaşım olduğu için son olanları kısaca anlatıp vedalaştım Eskisi kadar samimi olamasam da karşılaşınca bir merhaba derdim

Sonraki dönem çok hızlı gelişti Ateş Mirza ilk ailemle tanışmaya geldi Onu camda beklerken Ahu ile karşılaştıklarını gördüğümde uçarak aşağıya inmiştim Koşarak uzaklaştırıp elini tutarken kardeşim Ahu demiştim Ateş Mirza bu tavrımı anlayamasa da sesini çıkarmadı Ah dedim içimden sen yaşadıklarımızı bir bilsen

Ateş Mirza ailemden tam not alırken bende ailesi ile tanışmaya gittim Ailesi beni çok sıcak karşılarken abisi yaşıyordu Ama daha evli bile değildi Bir şeyler değişiyordu Buse ise üniversite sınavına hazırlanıyordu Ateş Mirza'nın bahsettiği gibi abisi ile yan yana gelince yaramaz çocuklara dönüyorlardı Buse bana ilk baş tavırlı yaklaşsa da konuştukça yakınlaşmıştı Belki de abisini ondan koparacağımı düşünüyordu Ateş Mirza ile göz göze geldiğimizde gülümserken bende ona içten bir gülümseme gönderdim

Evlilik için fazla beklemek istemezken hazırlıkları hızlandırdık Ben büyük bir nişan istemezken Ateş Mirzaların evlerinin bahçesinden aile arasında yüzük taktık Ateş Mirza burada kendi şirketini kurmak için adımlarını attı

Atlas da ki gibi bahçeli bir ev tuttuk Ama bu sefer tüm eşyalarıyla tek tek ilgilendim Ateş Mirza'yı görmek için şirketine gittiğimde Aslan ve Dağhan'ı görmem ile neredeyse ağlayacaktım Kendimi zorlukla tutarken beni ilk görüşte deli sanmamaları için normal davranmaya çalıştım

Özden yine şirketin avukatı olurken Dağhan daha peşinde koşuyordu Aslan'ın yanında da Doğa'yı görmem ile arkamı dönerek gözyaşlarımı saklamaya çalıştım Kardeşim dediğim insan buradaydı ve Aslan ile beraberdi Ateş Mirza yanıma gelip beni kollarına alırken "bugün çok duygusalız sanki" yorumunda bulundu Ona dönerek gülümserken "sadece böyle kocaman bir aile olacak olmamız duygulandırdı İyi ki seninle o gece terasta karşılaştım" Ateş Mirza' da "iyi ki o gece sana ceketimi vermişim Hem kokunun sindiği ceketi giyebildim Hem de aşık olacağım kadını buldum" söyledikleri beni gülümsetirken dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu

Yaşanılan öyle zordu ki İsmimden vazgeçmeme sebep olmuştu Şimdi ise nerede ismimi görsem gülümsüyordum Kimlikte, davetiye de, belki bir evrakta gördüğümde üzerini parmaklarımla okşuyordum

Doğa, Buse ve Özden ile kısa zamanda kaynaşırken gelinliğimi beraber seçmiştik Ateş Mirza'dan önce her şeyi tek başıma yapmış olsam da şimdi destekçim çoktu Hatta Doğa'ya hediyem sensinden bahsettiğimde çok sıcak bakmıştı Çalıştığı yerde mutsuz olduğunu söylemişti

Düğünüm ve evimin hazırlığı el birliği ile yapılırken düğünüm hayalimdeki gibi düzenlenmişti Deniz kenarında çıplak ayak, her yerin beyaz güllerle kaplandığı kır düğünü Evden çıkmadan önce odamda titriyordum Ateş Mirza'nın odamın kapısını açıp beni gelinlikle gördüğünde gözleri doldu Yanıma gelip alnımdan öptü Gözlerimin belli bir süre kapalı kalırken, bir kez daha bir ömrü paylaşmak için uzattığı eli tutarak beraber yavaş adımlarla evden çıktık

Düğün yerine geldiğimizde herkes bizi coşkulu alkışlarla karşıladı Güneş batarken birbirimize evet derken Buse Doğa ve Özden'in bağırışları ile Ateş Mirza'nın ayağına bastım Evlilik cüzdanı bana verildiğinde sallamayı ihmal etmedim Hiç kimse bilmese bile onu almak için neler atlatmıştım

Dans şarkısı olarak "Başka bir evrende En güzel halinle" şarkısını seçerken herkes saçmalama o ayrılık şarkısı deseler de bende anlamı büyük diyerek aldırmadım Ateş Mirza da her şeyin isteğime göre olmasını söylediğinde rahatlamıştım

Düğünümüz herkesin eğlenip dağıttığı, kimsenin pistten inmediği bir düğün oldu Göbekler atıldı Dans edilip, pasta kesildi Herkes evine dağıldığında bende ailem ile sarılarak vedalaştım Bu sefer yanımda olsalar da gözlerim buğulandı

Eve geldiğimizde Ateş Mirza beni kucağına alırken "adet bu adet" gülüşüne eşlik ettim Beni yatak odasına götürüp indirdiğinde her yerin mum ve beyaz güllerle kaplandığını gördüm Ateş Mirza uzanıp ellerimi tutarken ister istemez titredim Ateş Mirza bunu fark ederken elini uzatıp yanağımı okşadı Uzanıp alnımdan öptü

Göz göze geldiğimizde "Esilam korkmanı gerektirecek hiç bir şey yok Seni incitmemek, canını yakmamak için elimden geleni yapacağım" beni bu denli düşünmesi gülümsememe sebep olurken içimden ah adam dedim Senin beni nasıl dağıtacağını bilirken nasıl sakin olabilirim ki

Ateş Mirza yavaşça yaklaşıp ilk baş başımdaki bin bir tel tokayı çıkardı Saçlarım serbest kalırken boynuma değen soğukluğu hissettim Elimi uzattığımda kolye ucunu tutarak baktım Bu kolye benim kolyemdi Benim kelebekli kolyem Bu gözlerimin dolmasına sebep olurken Ateş Mirza karşıma geldi "Bu kolyeyi gördüğümde sen aklıma geldin Kelebek sever misin bilmiyorum ama sanki sana ait gibi hissettim" kolyeye tekrar bakarken "severim" dedim "Ben kelebekleri çok severim"

Tekrar göz göze geldiğimizde Ateş Mirza yaklaşarak dudaklarımı esir aldı Her dokunuşu beni yakarken daha önce beraber olmuş olmamıza rağmen bu çok farklıydı Sayısız kere beni sevdiğini söylerken yakıcı dokunuşları nazikliğini hiç kaybetmedi Beni kırılacak bir vazo gibi severken canımı yakmamak için çabası gözlerimi doldurdu Bana olan sevgisi o kadar eşsiz, yoğun ve özeldi ki Kendimi tutamıyordum

Her sabah uyandığımda onun kollarında olacağımı bilmek çok güzeldi

Onu dakikalarca izledikten sonra uyanıp beni öpücüklere boğmuştu Yatağımıza portakal sulu bir kahvaltı getirirken beni dikkat ederek yıkamıştı

Belli bir süre balayı yapıp oldukça eğlenmiştik Evliliğimizin ilk zamanları da bahçede çıplak ayak dolaşıp dans etmeye, bisiklet ile beni gezdirmesine, tabi ki hamburger patates randevularına çıkmaya devam ettik

Kısa bir sürede yine denize karşı iki katlı bir dükkan bularak hediyem sensini Doğa ile açtım Çok ilgi görürken keyfim de yerindeydi Ateş Mirza da işlerini büyüterek kısa zamanda tanınan biri oldu

Evliliğimiz ilk yılı bitmeden hamile olduğumu öğrenmiştim Bu ağlamama sebep olurken ikizler burnumda tütüyordu Bu müjdeli haberi vermek için Ateş Mirza'nın şirketine gitmiştim Ateş Mirza beni görünce yüzünde güller açarken hemen kalkıp bana sarıldı

Onu sandalyesini oturtmazken "ailemiz büyüyor hayatım" sözüme gülümserken "ne o kim evleniyor sorusunu sordu Elini alıp karnıma koyarken "daha evlenmesi için çok erken" dedim Ateş Mirza'nın yüzü aydınlanırken "hamilesin" dediğinde başımı sallamamla şirketi ayağa kaldırdı Herkes bir şey olduğunu zannedip koşarken haberi alan gülmeye başladı

Hamileliğim ilk başlarda çok sorunlu geçerken sürekli midem bulanıyor, yattığım yerden kalkamıyordum Banyoya koştuğumda Ateş Mirza da benimle gelirken kovsam da saçmalama diyerek gitmiyordu

Hatta o kadar kötü olmuştum ki Ateş Mirza korkudan evden çalışmaya başladı Doktor kontrolüne gittiğimizde ikiz olduğunu ve ikisinin de kız olduğunu öğrendiğimizde günlerce Asel ve Lilyam geliyor diye ağlamıştım

Hamileliğimin ilerleyen zamanları daha kolay geçmişti Belli bir süre sonra hediyem sensine dönmüştüm Tabi ki kısa süreli kendimi yormayacak şekilde çalışıyordum Hamilelik döneminde bambaşka bir Ateş Mirza görürken mümkünmüş gibi beni daha çok seven, üzerime düşen, her konuda yardımını esirgemen biri oldu Duyguları daha da yoğunlaşırken bazen bakışları bile içimi titretir oldu

Sürekli kızları ile konuşup masallar anlatırken odalarını özenerek hazırladı Günler geçtikçe aşermelerim atarken gecenin bir yarısı iskender ya da kış günü karpuz arattırır oldum En son Aslan, Dağhan ve Ateş Mirza erik arıyorlardı Şirket de bazı zamanlarda resmen seferber olmuşlardı

Bir gün Ateş Mirza ile odasında otururken önümüzden ışık hızıyla geçen Özden ve arkasından koşarak giden Dağhan'ı gördük Birbirimize bakıp gülerken Dağhan acaba ne yapmıştı da Özden' i kızdırmıştı Belki de Özden yine Dağhan'ın istemediği davalardan birini almıştı diye düşünmeden edemedik

Hamileliğimin son zamanları Doğa ve Aslan'ın düğününe denk gelirken Doğa "ne olursa olsun bu gece doğurmak yok" dedi Düğün zamanı o kadar aksilik yaşamışlardı ki sesimi çıkaramadım İkizlerim inat eder gibi o gece gelmeye karar verirken acılı sancılara dayanıp sözümü tutmuştum Tam Doğa ve Aslan ile ayrıldığımız da "Mirza" dedim "Bence ev yerine hastaneye gitmeliyiz Çünkü ikizleri daha fazla tutamayacağım" dediğimde

Ateş Mirza beni hızlıca kucağına alıp arabaya bindirdi Kısa sürede hastaneye varırken zorlu bir doğum gerçekleştim Çünkü kızlarım hevesli olsalar da doğmak istemediler Ateş Mirza'nın dışarıda delirdiğine emindim Ama doğduklarında onları kucağıma verdiklerinde her şeye değer dedim Ateş Mirza da gördüğünde göz yaşlarını tutamazken ellerimi tutarak sayısız kere teşekkür etti

Hayatımıza hamileliğimde Deniz abla dahil olurken doğumdan sonra Asya katıldı Eva'yı yine bir operasyon sayesinde tanıdım Ahu ile aramız hiç bir zaman düzelmedi Ateş Mirza ile olan evliliğim onun daha çok mutsuz olmasına sebep olurken yurt dışına yerleşerek iletişimi tamamen kopardı

Daha önce yaşadıklarımızı yaşayıp Özden'i ve Ateş Mirza'nın abisini kaybedecek miydik bilemiyordum Belki de o yaşamdaki sınavımız olarak bunlar yaşanmıştı Ama Dağhan'ı bir daha öyle görmemek ve Ateş Mirza'nın bir yarası daha olmaması için elimden ne gelirse yapacaktım

dört yıl sonra

Korktuğum hiç bir şey başıma gelmezken, hiç kimseyi kaybetmemiş şimdi bahçemizde çocuklarımız koşuştururken keyifli bir sohbet ediyorduk İkizlerimiz yine Doruk ve Karan'ı bulurlarken Ateş Mirza'yı sakinleştirmek bana düşüyordu Hamileliğimin son zamanlarımda olduğum için bana kıyamıyordu

Evet ikizlerimizden sonra bir ikiz daha geliyordu Ama bu sefer biri kız diğeri erkekti Ateş Mirza kalabalık aileleri sevdiği için bu habere delirirken ben bir anda dört çocuk fikrine alışamıyordum Ateş Mirza gülerek "sen niye dert ediyorsun ki Ben beş çocukla uğraşacağım" dediğinde yüzüne yastık atmıştım Evet burada da kızlarımla oynamadan duramıyordum

En son sek sek oynarken başımın dönmesi ile hamile olduğumu öğrenmiştik O günden sonra evde sek sek yasaklandı Tam itiraz edecekken yani en azından kızlar oynasın diyecekken "korkuluktan sarkma" uyarısını aldım Bu sarı değil resmen kırmızı karttı

Ateş Mirza yanıma gelip oturduğunda beni kolları ile sararken sırtımı ona yasladım Aklıma Ahu değil Esila olduğumu söylediğim akşam anlattıkları geldi

Bir gece bahçede ağlıyordum Ahu ile olan evliliğimden pişman olmuştum İkizlere bir aile verememiş, onları mutsuz ederek, kendimi de yalnız bir adama dönüştürmüştüm İşte o an bir şans daha istedim Çok pişmanım ne olur bir şansım daha olsun dedim Sonraki gün kaza oldu ve ben şansımı buldum

Ateş Mirza bunları söylediğinde bende okyanusun diğer ucunda arabada ağlayarak söylediklerimi hatırladım Çok pişmanım, bir şansa ihtiyacım var demiştim

Bu dileğimiz bizi bir araya getirirken, aşkımızı ispat etmemiz kaderimizin bir olduğu gerçeği tüm evrenleri yok ederek en başa dönmemizi sağladı Biz bu büyük savaşı zorlanmadan vermiştik

Ne demişler "Dünya sana hediye sunmaz, inan bana. Eğer bir yaşam istiyorsan, çal onu."

ve yine favori söz ile konuşmayı bitiyorum.

"Seveceğiz, sevileceğiz, mutlu olacağız Çünkü.......Çünkü hak ettik !!

Loading...
0%