Yeni Üyelik
27.
Bölüm

Hediyem Sensin

@okyanus

Bir yatağa bir Ateş Mirza'ya bakarken büyük bir ikilemdeydim Ateş Mirza' ta doğru dönerek "neden bu durumu kendi lehine çevirdiğini hissediyorum acaba" Ateş Mirza gülerken "yarın ortalık karıştığı için zor bir gün olacak Aklım sende kaldığı için sürekli kalkıp sana bakmam gerekecek Onun yerine yanımda güvende olduğunu bilsem, uykumu alsam daha iyi olmaz mı"

Verecek cevap bulamazken parmağımı kaldırarak "hiç adil dövüşmüyorsun" yanından geçip giderek yatağa yerleştim Sağlam kolumun üzerine yatıp Ateş Mirza' ya bakarken gülümseyerek odaya girdi Kapıyı kapatıp yatağa yerleşti İlk benim üstümü sonra da kendi üzerini örttükten sonra yavaşça beni kendine çekerek göğsündeki yerime yatırdı Kalp atışlarını dinlerken, elini saçlarıma götürerek okşamaya başladı İkimizden de tek kelime çıkmazken sanki büyüyü bozmamak için uğraşıyorduk Kendimi çok huzurlu hissederken gözlerimi kapatarak uykuya bıraktım

Uyandığımda yatakta tek başımaydım Belli bir süre tavanla bakıştıktan sonra yavaşça yataktan kalktım Etrafı kontrol ederken saate bakmak aklıma geldi Saat kızların kreşte olma zamanıydı Yine de sessizce aşağıya indiğimde ilk Asya' yı gördüm

Sessizce onu çağırırken "Ateş Mirza çıktı mı" soruma evet diye cevap vermesi ile rahatlamıştım Burada olsa beni yataktan bile çıkarmazdı Masa da Eva ile karşılaşırken gülümseyerek "günaydın" dedik Ben basit bir kahvaltı yaparken Doğa'yı aradım O da yeni dükkana geçiyordu Bu beni rahatlatırken biraz sonra yanındayım dedim Doğa'nın olanlardan haberi yoktu

Kızlar bana inanmayan gözlerle bakarken "şimdi kızlar ben dükkana gidiyorum ve bunu Ateş Mirza fark edene kadar saklıyoruz tamam mı" Deniz abla "sen ne dediğinin farkında mısın daha yeni vuruldun" Koluma bakarken "vurulmadım ablacım ufak bir sıyırma sadece Ayrıca taş taşımayacağım Doğa beni çalıştırmıyor zaten En azından kontrol ve fiyatlandırma yapayım" Deniz ablayı Ateş Mirza dan zor ikna ederken Eva'nın "bende onunla giderim Ne gerekiyorsa onun yerine yaparım" demesiyle evden çıkabildik

Ateş Mirza çoktan arabamı eve getirtmişti Sonunda dükkana geçtiğimde kahve kokusu yayılmıştı Doğa beni görünce hemen kapıya gelirken "merhaba Doğacım Kimse gelmedi sanırım" yorumumu onaylarken Eva'ya bakışını gördüm "Tanıştırayım Eva Kendisi ile dün bir macera yaşadık" Doğa Eva ile tanışsa da beni anlamayan gözlerle bakarken "hadi yukarıya çıkalım da anlatayım Hem de Eva neye karar vermiş onu konuşuruz"

Doğa anlattıklarıma inanamazken hemen kolumdaki yarayı kontrol etti Geldiğim için ondan da bir azar yerden "burada da oturuyorum zaten Doğa Seni yalnız bırakamazdım Yorulursam söz gideceğim" demem ile sakinleşti

Eva ailesini buraya davet ederken terapiyi kabul etmesi beni memnun etmişti Elini tutarken "merak etme bu işi beraber çözeceğiz" Doğa "onu bunu bırak da buranın ismi ne olacak Bir tabela yaptırmak lazım" ismi hiç düşünmediğimi fark ederken içerisinde çiçek, kırtasiye, takı, hediye olacak olan bir yerde isim ne olabilirdi ki "Bence her telden diyelim, kurtulalım" şakasını kızlar göz devirme ile karşılarken hevesle "hediyem sensin olsun Sembolümüzde gökkuşağı olsun ne dersiniz" Doğa ve Eva biraz düşündükten sonra "harika fikir" onayını verdiler

Burası, buradaki hayatım bana hediyeydi Doğa'ya göre tanışmamız ve burası ona hediyeydi Eva da dünkü karşılaşmamızı hediye olarak görürken daha uygun bir isim olamazdı Burası bizim unutma bahçemizdi Bize hediyeydi Gökkuşağı ile de her karanlıkta olana rengarenk bir armağan verecektik

Hemen tabela için Doğa'nın telefonundan görüşmelere başlarken ne istediğimi net söylemem ile bir çok örnek geldi Aralarında en beğendiğimizi seçerek siparişimizi verdık Sipariş kargoları için simgemiz gökkuşağı resmi yollayarak çıkartmalar istedim

Tam bu işi çözmüşken siparişler geldi Hafif olanları kızlar taşırken ağırlar için yardımcı olmuşlardı Kızlar beni yerimden kaldırmazken sadece kontrolleri yapıyordum Raflar toz olduğu için silerek tek tek yerleştirilirken ben yaptığım araştırmalar sayesinde belirlediğim fiyatları asıyordum

Eva'nın kapıya doğru gitmesi ile ailesinin geldiğini anlarken bende ayaklanmıştım Onları yukarıya davet ederken ister istemez gerilmiştim Karşılıklı oturduğumuzda ikisi de beni dinlemezken babası zaman kaybıymış gibi sürekli saatine bakıyordu Lafımı bitirdiğimde çok abarttığımı kendi başının çaresinde bakabilecek yaşta olduğunu ve bunu artık yapması gerektiğini söylediler Ben karşımdaki insanlara inanamazken konuşmayı uzatmadım zaten boşunaydı Ailesi giderken Eva ile göz göze geldik Ona yalan söylememek için başımı sallarken gözlerinde ki hüzün canımı yakmıştı Karsına geçerken ellerini tuttum "Aile olmak için kan bağına ihtiyaç yok Biz bir aileyiz" demekle yetindim

Listeye gömülmüşken üzerimde bir gölge hissettim Kafamı yutkunarak yavaşça kaldırırken Ateş Mirza'nın öfke saçan gözleri ile karşılaştım Arkasında Aslan ve Dağhan vardı Onların yüzüne baktığımda ifadelerinden bu sefer bittiğimi anlamıştım Gülümseye çalışarak "Mirzacım ne iyi ettin de geldin Neden buraya kadar yoruldun ki üzüldüm bak şimdi" Ateş Mirza hiç duruşunu bozmazken "telefonunu evde bıraktığın ve çok sonra cevap alabildiğim için olmasın" Sanki hiç haberim yokmuş gibi "a evde mi unutmuşum Hiç farkında değilim Aktif olarak kullanmıyorum biliyorsun" aslında bal gibi farkındaydım Hatta kızlar çaldığını duymasın diye sessize alıp saklamıştım Kesin Asya bulmuştur Koynumdaki düşman ya

Düşüncelerimi Ateş Mirza'nın sweati sıyırması dağıtırken "beni görende üstüme saldırıyor" kafamı kaldırdığımda Ateş Mirza'nın ismi gibi ateş gözleri ile karşılaşırken hemen "Doğa ilk duyduğunda kontrol etti" savunmamı yaptım Ateş Mirza "telefonu bilerek evde bıraktığını biliyorum Çünkü açarsan yalan söylediğini anlardım ve sen beni oyalamak için evde olduğuna ikna etmeye çalışırdın" koluma bakarken "anlar mıydın cidden" kafamı kaldırdığımda gözlerinde ciddi misin ifadesine göz devirmekle yetindim

Ateş Mirza pansumanımı bitirirken "kendimi yormamak için Eva'yı da getirdim Üç kişiyiz burada kapımızı da kitli tutuyoruz" Ateş Mirza sinirle gülerken "tehdit altındaki kızla buraya geliyorsun Dört tarafın camla kaplı ve güvensin öyle mi Tabi kapı kilitli olunca geri dönerlerdi zaten Arabayla geçerken ateş falan açmazlar" başımı eğerken Ateş Mirza masanın etrafında dolaşıp yanıma gelerek beni kendine çevirdi

Aslan ve Dağhan'ın arkasını döndüğünü ve koruma ordusunun etten duvar olduğunu görürken Ateş Mirza önümde eğildi "Bu kadar masum olma Ahu İnsanlar senin düşündüğünden çok daha kötü Beni endişelendirmekten de vazgeç Her gün delireceğim bir şey yapıyorsun resmen"

Yanaklarımı şişirip üflerken "ben kontrolün altında tutabileceğin biri değilim Mirza Seni kırmak istemiyorum ama tam da yeni bir adım atarken sırf tehdit altındayım diye korkmayacağım Başımı belaya sokmayacağıma söz veremem ama yaşamak için elimden ne gelirse yapacağım"

Ses tonumu düşürürken "burada da oturuyorum zaten Ateş Mirza Kızlar yerimden oynatmıyor Bırak da bari listeleri halledeyim Bugün ürünlerin yüzde sekseni gelecek Yorulursam yukarda yatarım ya da eve geçerim söz" masum kedi gibi gözlerine bakarken "peki" demek durumunda kaldı

"Aslan sen Ahu'nun yanına geçerek listelerle uğraş, Dağhan sen de rafa yerleştirmeye geç" Korumalardan bir kaçını da taşıma işine verirken Aslan ve Dağhan' a üzgün bakışlar attım "Çok üzgünüm Benim yüzümden alakasız bir iş yapıyorsunuz" Dağhan gülerek "boş ver bizim için de bir değişiklik oldu" beni rahatlatmaya çalıştığını bilsem de sesimi çıkarmadım

Etrafıma baktığımda kızları göremezken karşıdan pastane poşetleri ile geldiğini gördüm Hainler Ateş Mirza'yı görünce kaçmış, beni tavlamak için de tatlı almışlardı Ben kanar mıyım hiç

Ateş Mirza'ya söylensem de Aslan ve Dağhan sayesinde işler hızlanmıştı Hem de böylece Aslan ve Doğa yakınlaşabilmişti Özellikle onların yan yana gelmesi sağlarken eve de beraber göndermeyi planlıyordum Doğa yaralı olduğu için fazla üstelemek istemiyordum ama yolu Aslan'dan geçiyorsa fırsat vermek lazımdı

Öğle yemeğinden sonra ağırlık çökerken Aslan benden çok listelere hakim olduğu için üst kata çıkarak uzanmaya karar verdim Uzandığımda tüm vücudum rahatlarken denize bakarak gözlerimi kapattım Bana beş dakika gibi gelen süre saatler olurken yavaşça gözlerimi açtığımda üzerimde Ateş Mirza'nın montunu gördüm

Yan tarafa bakarken de laptop ile çalıştığını fark ettim Göz göze geldiğimizde gülümserken "iyi misin" sorusuna başımı sallayarak cevap verdim Önündeki evraklara gösterirken "sayende yakında ofisim burası olacak" söylenmesine "işimin geleceğini görerek bana ortak olmaya çalışıyorsanız, güzel bir teklifle gelmelisiniz" sözüm onu ilk baş şaşırtıp sonra güldürürken "şimdiden iş kadını olmuşsun Seninle ters düşen yandı" dedi

Gülümseyerek bakmaya devam ederken içimden senin sayende dedim Çünkü benim hediyem sensin

Loading...
0%