@okyanus
|
Ev çok bunalttığı için ezberlediğim sahil yolundan denizi görmeye indim Ne yapmam gerektiğimi bilmiyordum Kızlar mutlu olsa da kimliğime kavuşsam da önümde dağ gibi duran Ateş Mirza vardı Onu bu hale Ahu mu getirdi Ya da böyle bir adam mıydı hiç bir fikrim yoktu Çünkü onu tanımıyordum Aslında onu tanımak ya da vakit geçirmek gibi bir düşüncem yoktu Bir an önce geri dönmeli ve Aras ile evliliğimde neler olduğunu bulmalıydım Hayatımı yoluna koymalıydım Hayatım zaten karışıkken bir de Ahu'nun hayatını toparlamaya çalışıyordum Bu çok büyük bir saçmalıktı İkizlerin hayatını garantiye alıp buradan kurtulmak istiyordum Ben düşüncelerimde kayıp olurken bir anda etrafım sarıldı Ne olduğunu anlayamadan gözlerim kararırken bu sefer hangi belaya bulaştığımı merak ediyordum Saatlerce dövülmüşüm gibi kemiklerim sızlarken yavaşça gözlerimi açmaya çalıştım Yavaş yavaş görüşüm netleşirken kımıldamaya çalıştığımda ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu fark ettim Etrafıma baktığımda denizin ortasında bir gemideydim Geminin ortasına oturtulmuştum Bacaklarımın duruşu ile katlanıp konulmuş gibiydim Hava daha kararmamıştı ama ben Ahu'nun yüzünden mi yoksa Ateş Mirza'nın yüzünden mi buradayım bilmiyordum Sonunda bir adam gelirken "o sonunda Sipahi'miz uyanmış" dedi "Saatlerdir seni bekliyoruz güzelim ama uyanmamış olmanı isterdim Sana minik bir duş aldırıp ıslak halini görmek istedim" diye ekledi Ona iğrenerek bakarken üzerime baktım Üzerimde Ateş Mirza'nın sweatlerinden biri vardı Altımda tayt Ayaklarım çıplaktı Büyük ihtimal benden büyük terliklerim getirilirken düşmüştü Ellerim bağlı olduğu için bedenimi saramıyordum bile Hava soğuk olmamasına rağmen denizin ortasında olduğumuz için sert esen bir rüzgar ve titriyordum Zorlukla "derdiniz ne" soruma "hım demek ki fazla muhabbetten hoşlanmıyorsun Bak bu beni biraz üzdü Hem misafirimizsin sen Denizin ortasındayız ne güzel Tadını çıkar" diyerek gitti Bu adam resmen sabrımı sınıyordu Evde yokluğum fark edilmiş miydi Belki de kaçtığımızı düşünmüşlerdi Ateş Mirza beni arar mıydı Ya da kurtarmaya gelir miydi Belki de bu durum onun işine gelirdi Onu aradıklarında öldürün kızı derdi Belki de umurumda değil Ne isterseniz yapın Eğer öyle derse bu adamın bana dokunmasındansa kendimi öldürürdüm Donmuştum, kımıldayamadığım için her yerim uyuşmuştu, artık hissetmiyordum Zorlamaktan bileklerim kanamaya başlamıştı Saatler sonra hava karardığında aynı adam tekrar geldi Pis gülüşlerinden birini sergilerken "minik Sipahi kocan hala yokluğunun farkına varmadı herhalde Hiç ses yok Benim senin gibi bir karım olacak anında fark ederdim" dediğinde gözlerimi devirdim "Ben kocanı beklemekten sıkıldım En iyisi biz arayıp müjdemizi verelim" Adam Ateş Mirza'yı ararken bende kendimi hazırlıyordum Kendi kendime vereceği cevap seni üzmesin sakın Hayatın burada bitiyorsa da yapacak bir şey yok dedim Ateş Mirza telefonu açtığında "o Ateş Mirza Sipahi görüşmeyeli iki gün oldu Seni özledim" derken Ateş Mirza ne dediyse kahkaha atmaya başladı "Bence bu kadar sert olmamalısın Bak burada ağarlarken ne yapacağımızı bilemediğiniz bir misafirimiz var Seni yormadan kim olduğunu söyleyeyim" derken telefonu hoparlöre alarak bana uzattı Titreyen sesim ile "Mirza" dediğimde "Ahu" dedi sadece devamı yok Adam araya girerken "ah aşıkları buluşturdum Her ne kadar karının yokluğunu fark etmesen de" Ateş Mirza'nın öfkeli sesini duysam da ne dediğini anlamıyordum Adam korumasını yaptığı kişiye karşılık karın derken telefonu tekrar bana uzattı "Konuş kocanla belki son kezdir" dedi Ateş Mirza'nın "Ahu iyi misin" sorusu ile gözlerim dolarken "iyiyim Mirza" dedim Onun bir şey söylemesine izin vermeden "burada sadece kaza yaptığım zaman aklıma geliyordu Uçurumdan düşmeyi seçip bol bol yüzmeliydim Çok özleyeceğimi hissediyorum Burada öleceğim biliyorum" dedim Onun tek başınasın ya da seni kurtarmama değmezsin sözlerini duymak istemiyordum Adam telefonu çekerken "bu kadar yeter" diyerek kapatıp gözden kayboldu Kafamı arkaya doğru yaslarken şifremi anlamasını diledim Tabi beni kurtarmaya niyeti varsa Evdeki konuşmalarımızdan birinde uçurumdan düşmeyi mi planlıyordun diye sormuştu Çünkü Ahu'nun arabası uçuruma yakın bir yerde bulunmuştu Bende amacı o olsa da bilmediğim için hayır ben yüzme bilmiyorum demiştim Onu hatırlarsa deniz aklına gelirdi belki Saatler geçmiş adam gelmese de kimseden ses çıkmıyordu Artık midem bile açlıktan kasılmayı bırakmıştı Adam öfke ile tekrar gelirken "senin kocan laftan anlamıyor Ona ciddi olduğumuz bir resim gönderelim Kusura bakmayacaksın artık" ne demek istediğini anlamasam da yüzüme inen tokat ile amacı belli olmuştu Aldığım darbe o kadar sertti ki Yan tarafa düşerken kaşımı çıkıntıya çarpmama neden olmuştu Ağzıma gelen kan tadından dudağımın patladığını biliyordum Adam beni doğrulturken gördüğü manzarayı beğendi Saçımı dağıttı Karşıma geçip gülerek fotoğrafı çekerek gönderdi Belki bir sonraki sefer döverken videoya çekip gönderirdi Belki de her geçen saat bir parçamı da göndermeye başlardı Burada paramparça olacaktım ve ölseydim daha iyiydi diyecektim Artık soğuya ve açlığa dayanamazken, bir anda gemiyi koruma ordusu bastı Adamlar pat pat avlanırken biri önüme geçerek beni korudu Ben bir dizinin aksiyon sahnesini izlermiş gibi bakarken silahlar sustu Önümdeki adam bana dönüp bakarken onun Ateş Mirza olduğunu fark ettim Zorlukla "Mirza geldin demek" sözüme cevap vermezken beni kontrol etti Elimdeki ve bacağımdaki ipleri çözerken deli gibi titriyordum "Geldim tabi ki Sen burada, bu haldeyken arkamı dönüp gidecek adam değilim ben" söylediğine gülümsemek istesem de yüzümü hissetmiyordum Bağlarımı çözerken bir kaç küfür etse de sessiz kaldı Üzerime ceketini giydirdi Beni kaldırmaya çalışırken acı içinde "vücudumu hissetmiyorum Yürüyemeyeceğim galiba" sözlerim ile dikkatli bir şekilde kucağına aldı Onun sıcaklığın kaybolurken başımı omzuna yasladım Kurtulmuştum Ateş Mirza beni almaya gelmişti Arabanın koltuğuna yerleştirilirken hala titriyordum Ateş Mirza kendi tarafına geçip klimayı çalıştırdı Bende ceketine daha fazla sarılıp gözlerimi kapattım Araba durduğunda gözlerimi bile açamazken Ateş Mirza benim tarafıma gelerek tekrar beni kucağına aldı "Mirza" diye sayıklarken "uyu güzelim güvendesin" sözlerini kuyudan geliyormuş gibi duydum Eve girdiğimizde Deniz abla ve Asya'nın panik dolu sesleri vardı Bir yere yatırıldığımda inledim Resmen kemiklerim kırılıyordu sanki Sonra biri yüzümden saçlarımı çekti Kaşıma ve dudağıma ıslak ve soğuk bir şey değdirdiğinde tekrar inledim Sonra biri alnıma elini koyarken yanıyor dedi Biri tekrar beni kucağına alırken itiraz edecekken sesim çıkmadı Sonra bir anda gelen soğuk su ile çırpınmaya başladım Kolları beni sıkıca tutarken kaçamadım Sonra biri havlu ile sararken Deniz ablanın yardımı ile üzerimi değiştirip yatırıldım Biri saçlarımı kurularken zihnim kapandı Saatler sonra gözlerimi araladığım Ateş Mirza'nın başımda oturduğunu gördüm "Mirza" seslenmem ile bana bakarken sesimi tanıyamadım Beni yavaşça kaldırıp su içirdi Tekrar oturacakken kolundan tuttum "Başımda beklemene gerek yok Uykusuz kalma Ben başımın çaresine bakabilirim" dedim Zaten yeterince bakmıştı Kaşlarını çatarak bana bakarken "ateşin mi yükseldi senin Saçmalıyorsun" dedi Ateşime bakıp üstümü kontrol ederken "ateşin düşmüş ama çok terlemişsin Üstünü değiştirip" sözü ile dolabına doğru yürüdü Etrafıma bakarken onun odasında olduğumu anladım Yanıma gelip beni doğrulttu Üstümdekini çıkardığında utanarak başımı eğdim Beklemeden üstümü tekrar giydirdi Üstüme bakıp "benim yüzümden sweatin kalmayacak" dediğimde gülümsedi Yatağı göstererek "sen de yat lütfen Benden rahatsız olursan ben gidebilirim Ya da başka yerde uyumak istersen iyiyim ben" dedim Ateş Mirza'nın söylediklerimle kaşları çatılarak yavaşça koltuktan kalkarak diğer tarafa geçti Yatıp üzerini örterken ikimizde tavanı izliyorduk Ateş Mirza "çok üzgünüm Ahu Bunlar benim yüzümden oldu" sözlerine "olsun" dedim "Beni almaya geldin ya bu yeter" |
0% |