@okyanus
|
Sonunda kahvaltıya inebildiğimizde Deniz abla ve Asya bıyık altından gülüyorlardı Onlara dik bakışlarımdan birini gönderirken gülerek mutfağa kaçmışlardı Kızlar "alışveriş için hazır mıyız bakalım" soruma ellerini kaldırarak "hazırız" bağırışı ile cevap verdiler Onların bu heyecanı beni güldürürken Ateş Mirza' nın şu son aldığı problemi işi aklıma geldi "Ateş Mirza şu canını sıkan koruma olayı ne oldu" Ateş Mirza çayından bir yudum alırken "ihale bir hafta sonra Şimdilik karşıdan bir atak yok ama kızı hala zor tutuyoruz" ağzıma peynirimi atarken "hapis gibi yaşamak zor olmalı Bir ara bizde de koruma olsa da ben öyle hissetmemiştim o ayrı Hem o bu kadar ciddi değildi" yorumunda bulundum Kahvaltıdan sonra kızlar hazırlanmak için hevesle odalarına çıkarken bizde Ateş Mirza ile kahvelerimizi kanepeye yayılarak içiyorduk Ateş Mirza "bu hafta zaten çok yoruldun Keşke şu alışveriş işini erteleseydik Ya da senin yerine bende gidebilirim" önerisine "yapma Ateş Mirza Zaten dükkandaki tüm işi senin sözde çaktırmadan gönderdiğin kişiler yaptı Şuan planın çok ilerisindeyiz Hem kızlar çok heveslendi Onları çok ihmal ettim zaten" Ateş Mirza yüzüme düşen saçlarımı çekerken "bu arada kendini de ihmal etme" sözü kızların gelmesi ve benim onlara koşarak gitmem ile havada asılı kaldı Arabama atlarken keyifli bir müzik açtım Lilya "anneciğim babama söylemedim ama kurada Doruk bana çıkmayınca çok üzüldüm O da üzülmeme dayanamayıp istersem ayrıca birbirimize hediye alabileceğimizi söyledi Alırız değil mi" sorusuna gülerken "alırız tabi kızım" dedim Asel "ama kurada ben daha şanslıyım Çünkü Karan ile birbirimize çıktık" sözleri ile gözüm büyüdü Artık Doruk'un yanında bir Karan'ımız vardı Ateş Mirza bunu duymasa iyi olacaktı Kısa sürede alışveriş merkezine gelirken kızlara ne almak istediklerini sordum Lilya Doruk'un istediği oyuncağı alacağını söylerken Asel ise Karan'ın istediği takım formasını almak istediğini söyledi Doruk için oyuncak alırken bende çaktırmadan kızların istedikleri oyuncak hediyelerini aldım Doğa için zarif bir kolye, Özden için bir bileklik, Aslan'a bir gömlek, Dağhan için de bir cüzdan, Deniz ablaya üniversite okuyan kızı ile rahat konuşabilsin diye bir tablet, Asya için istediği kazağı aldım Ateş Mirza'nın ailesinin hediyelerini evlerine yollayacaktım Elimdeki paketler gittikçe çoğalırken Ateş Mirza için alacak bir hediye bulamamıştım Özel olması için onu sonraya bırakırken kızları oyun alanında bırakarak paketleri arabaya götürdüm Kızlar oynarken işim için açtığım sosyal medya da dolaştım Siparişlerim çok olmasa da hala gelirken ara ara kontrol ediyordum Kızlar yorulup yanıma geldiğinde bir şeyler içtikten sonra çam ağacı için alışverişe başladık Büyük boylardan birini seçerken kızlar süsleri seçerken çok eğlendiler Onları karşıdan izlerken ilk onları gördüğüm zaman aklıma geldi O günün üzerinden neredeyse üç ay geçmişti O zamanlar göz göze gelince kaçan ikizler şimdi boynuma atlıyorlardı Karanlıkta yaşarlarken şimdi neşe saçıyorlardı Ahu'nun sebep olduğu tüm hataları düzeltmiştim Gelme sebebim buysa hayatını toparlamıştım Geri gitmediğime göre bu aileyi hak ediyor muydum Belki çok büyük bir sınavı bekliyordum Belki de çok büyük bir darbeyi Çam ağacı alışverişi de bitince, kızların acıkmalarını söylemeleri ile hamburger yemeğe gittik Kızları masaya oturtup hamburgerleri alıp geldim Onlara yardımcı olduktan sonra tam patatesi ağzıma atacakken sandalyeyi çekip oturan Ateş Mirza ile göz göze geldim "Sen hani gelmiyordun" takılışıma patateslerimden birini çalarak "sen hamburger patates buluşmasını bensiz yapamazsın" göz kırparken kızlar gülüyordu Bende ilk baş kaşlarımı çatsam da Gülmeden edemedim Alışveriş merkezinin en altında buz pateni pisti vardı Kızlar denemek istedikleri için giderken ben göze alamamıştım Kızlar düşseler bile hiç sızlanmadan, ağlamadan ayağa kalkarlarken büyüdüklerinde çok güçlü olacaklarını biliyordum Onlar için şimdiden ilk okul, lise, ön sekiz yaş, üniversite, hatta evlilik için özel hediyeler hazırladım Videolar çektim Sanki ölüme hazırlanır gibi kendimi hazırladım Ateş Mirza için ise tek bir video çekerek buraya geldiğimde de boynumda olan kelebek figürlü çok değer verdiğim kolyemi koydum Ona kendimden verebileceğim başka bir şey yoktu Bu kelebek kolyenin benim için artık farklı bir anlamı da vardı Eğer kelebek gibi bir gün ömrüm olsa O bir günü Ateş Mirza ile geçirmek isterdim Kızları izlerken gözlerim buğulanırken Ateş Mirza ile göz göze geldim Kaşları çatılırken bir şey yok anlamında başımı salladım Ben kızları ile gurur duyan bir anneydim sadece Onları doğurmasa bile kalbinin tamamı ile seven bir anne Kızlar arabada yorgunluklarında dolayı bayılırken, hallerine güldüm Ateş Mirza' ya dönerek "senin bu arabanda bir şey var herhalde binen uyuyor" Ateş Mirza çapkın gülüşlerinden birini sunarken "arabam kollarım gibidir Sıcak, şefkatli, huzurlu denemek ister misin" Ateş Mirza' ya inanamayan gözlerle bakarken "araba reklamı teklifi aldın sanırım ama" kollarını göstererek "bunu kollarla yapmazsan sevinirim" Ateş Mirza atışmayı bozmazken ışıklarda durduğunda bana döndü "Hım kıskancız diyorsun yani" bir şey söylememe izin vermeden dudaklarımdan masum bir öpücük çalarken ışığın değişmesi ile hiç bir şey yapmamış gibi yoluna devam etti Ben ise sadece başımı sallayıp kafamı çevirmekle yetindim Eve geldiğimiz de ben Lilya' yı kucağıma alırken Ateş Mirza da Asel' i aldı Allahtan kızlar uykularında Karan ve Doruk'u sayıklamıyorlardı Onları yatağa yatırdıktan sonra öperek odadan çıktık Üstümüzü değiştirdikten sonra paketleri içeriye taşıdık Kızların arkadaşlarına olan paketleri çaktırmadan odalarına götürdüm Ateş Mirza'nın ne yapacağı belli olmazdı açıp bakabilirdi Kızlar bir iki saat sonra canavar gibi kalkarlarken karınlarını doyurup çam ağacının başına geçmiştik Kızlar çam ağacından çok süsleri kendileri takarlarken Ateş Mirza "ah benim mini çam ağaçlarım" diyerek kollarına alarak gıdıkladı Saatler sonra işimiz biterken ışıkları yaktığımızda kızlar ile alkışlayarak kutladık Kızlar "kızlar gecesi" bağırışını Ateş Mirza anlamazken ben ne demek istediklerini biliyordum Örnek pijamalarımızı giydikten sonra kakaolu sütlerimizi alarak kızların odasına geçtik Ateş Mirza girmek istese de onu kapı dışarı ederek yatağımıza kurulduk Lilya Doruk' a göz koymuş Eliz den sinirle bahsederken Asel Karan'ın istememesine rağmen saçını çekmesinden dert yanıyordu Ben ise geleceği görürken kızlar büyüdüğünde başımızın sürekli dertte olacağı için içime çöken sıkıntıyla kalbimi ovalıyordum Gecenin sonunda kızlar ile aynı yatakta uyumuştuk Bir an gözlerimi araladığımda Ateş Mirza' yı görürken sayıklama gibi "Mirza" dediğimde Ateş Mirza üzerimizi örterken "uyu güzelim" dedi Sanki bunu bekliyormuş gibi gözlerimi kapattım Pazar günü ise korudukları ailenin kızının kayıp olması haberi ile başlarken Ateş Mirza ismine yakışır şekilde ateş püskürüyordu Tam kapıdan çıkıp gidecekken fotoğrafının olup olmadığını sordum Ateş Mirza sosyal medyadaki ismini söylerken telefonu alıp hızlıca kontrol ettim Hesabındaki tüm resim ve yorumları inceledikten sonra az çok nerelerde olabileceğini anlamıştım Kızları Deniz ablaya emanet ederken hızlıca evden çıktım İki mekandan da eli boş dönerken üçüncü mekanda sabahın bu saatinde dağılmış bir halde bulmuştum onu Zorlukla onu bir kenara çekerken ilk baş bana karışamazsın, diye tepeden baksa da ciddiyetimi görünce biraz yumuşadı "Şuan herkes seni arıyor Başınızda gerçekten büyük bir bela var ve senin bu tavrın yardımcı olmuyor Ne zaman bu şımarıklığı bırakacaksın" isminin Eva olduğunu öğrendiğim kız "sen kim oluyorsun da bana şımarık diyorsun A doğru güvenlik şirketi demiştin değil mi Babam sizi kovsun diye her şeyi yapacağım" benim de tepem atarken "baban sadece bize güveniyor Ayrıca dünya da senin etrafında dönmüyor Baban bir dediğini iki etmemiş belli Sevgisinden başın dönmüş" sözlerimin doğru yere gittiğini anlayarak "babamın sevgisi ha Babam paradan başka hiç bir şeyi sevmez" sorunun ne olduğunu çözdüğümde her şey daha kolaydı Uzanıp elini tutarken "sen hala küçük bir kız çocuğusun ve sorununun çözümünü çok yanlış yerde arıyorsun Hadi buradan çıkalım ve sana gerçek bir aile göstereyim Sonra da annen ve babanı karşımıza alıp konuşalım Sana söz veriyorum seni yargılamadan, canını yakmadan dinleyeceğim Ama ilk buradan çıkalım" Eva başını sallarken silah sesleri duyuldu Eva korku ile titrerken buradan başka çıkışın olup olmadığını bilmiyordum Silah sesleri fazlalaşırken saçımı açıp "çıkar üstünü" üzerimdeki montun fermuarını açarken ne yapmak istediğimi anlamıştı Montun şapkasını kafasına geçirirken onu önüme alarak ilerledim Çatışma içeride oluyordu Çalışanlar kaçışırken onların arasına karıştık Tam kapıdan çıkıp gidecekken bir anda keskin bir acı hissettim Eva'yı ittirirken belki de dedim Belki de burada da ölmem gerekiyordu |
0% |