@okyanus
|
Ateş Mirza'yı zorlukla şirkete yollarken mekan sahibi ile sözleşmemizi imzaladım Mekanda dolaşırken yapılacak tadilatlar için ekstra not alarak çıktım İlk görüşmem gereken yere doğru gidiyordum Gece uzun uzun araştırma yapmıştım En uygun yer, en kaliteli malzemeleri olan yerleri biliyordum İlk raf için görüşmemi yaptığımda kataloglarında tam da aradığım ürünler olduğunu gördüm Oradan çıkıp üst katı ofis haline getirip camla bölebilecek kişilerle anlaştım Oradan ofis ve dükkan için mobilya seçtim Lavabosu daha hijyenik bir hale gelsin diye görüşme yaptım En sonda tedarikçilerimle görüştüm Şimdiden ürün seçimi ve stok durumlarına baktım Mekana döndüğümde ölçü için verdiğim saatten önce geldiğimi gördüm Büyük bir tadilat için kendi zihnimi hazırladım Adamlar ölçülerini alıp giderlerken yapılacak tadilatlarla ilgili bir iki kişiden fikir aldıktan sonra çıktım Yolda Buse'yi arayıp uzun bir sohbet ettikten sonra Doğa' yı arayarak bize davet ettim Ona bir teklifim olacaktı Eve geçtiğimde yorgunluktan ölüyordum Kendimi hemen bir duşa atarken rahatladım Biraz uzandıktan sonra Deniz abla ve Asya'nın yanına gittim Onlar da benimle gurur duyarken en büyük destekçim olmuşlardı Burada uzun süredir yaşadıkları için esnaf konusunda onlara danışıyordum Kapının çalması ile Asya'yı durdurup ben açmaya gittim Gelen Doğa zannederken karşımda Ateş Mirza ve Aslan'ı buldum Ateş Mirza "hayatım" diyerek saçımdan öpüp geçerken Aslan da ona eşlik etti Kapıyı kapatıp yanlarına geçerken "bugün erken çıkmışsın Patronsun diye bir torpil mi yoksa" takılmama gülerken "e o kadar da olsun" diyerek beni yanına çekerek oturturdu Kolunu belime dolayıp beni kendine çekerken başımı omzuna yasladım "İş konuşacaksınız odama geçerim" diye teklif etsem de " Ateş Mirza "yok hayatım Çok yoğun bir gündü Bunaldığımız için erken çıktık Aslan ile yemekten sonra biraz çalışacağız" ikisinin de yüzündeki sıkkın ifadeyi görünce bir sorun olduğunu anladım "Sorun ne" meraklı soruma Aslan cevap verirken "son aldığımız iş Zengin bir iş adamı girdiği ihaleden dolayı tehdit alıyor Adamı korumak kolay ama kızına laf geçiremiyoruz Sürekli kaçarak bizi zor durumda bırakıyor Şımarık bir kızla uğraşmak istemiyoruz" dediğinde hak veriyordum Büyük ihtimal ergenlik çağındaydı ve kendini kaçarak başarı elde ettiğini düşünüyordu Bu baş kaldırışın nasıl bir sonuca sebep olacağını bilmiyordu "Yardım edebileceğim bir şey olursa söyleyin Gerekirse kızla da konuşabilirim" derken kapı çaldı Bu sefer gelen Doğa idi Onu karşılamak için kalkacakken Aslan'ın bakışları dikkatimi çektim Oturup onları izlerken Doğa o taraftan dolanarak bize doğru gelmeyi seçmişti Aslan ile tokalaşırken aralarındaki elektriği fark ederken Aslan gibi ben de bileğindeki morluğu fark etmiştim Aslan ile aralarında bir gerilim oluşurken sen anlat karadeniz de ki gibi bir Nefes Tahir sahnesi izliyordum adeta Doğa zorlukla elini kurtarırken bana öfkeli bakışlar atıyordu Ne yapacaktım ki Aslan beni mi dinleyecekti Sonunda yanıma otururken ikimizin de anlatacak konularımızın olduğunu anladım İkizlerin de gelmesi ile sofraya geçerken özellikle Aslan ve Doğa'yı yan yana oturtmuştum Belki kolları falan çarpar diye Tam yemeğe başlayacakken kapının çalması ile şaşırsak da gelenleri karşılamak için Ateş Mirza ile kalktık Dağhan el ele biriyle gelirken şaşırmıştım Ateş Mirza merhabalaştıktan sonra bana dönerek "sen hatırlamıyorsundur Dağhan' ın eşi Özden Bizim şirketin avukatı" dediğinde Özden ile merhabalaşarak "açıkcası Dağhan' ın evli olduğunu bile bilmiyordum Ama arkamız sağlammış" Dağhan gülümserken Özden "Ateş Mirza bey bir konu hakkında görüşmemiz gerekiyor Yemek zamanı gelmişiz ama" dediğinde "siz de buyurun lütfen Hep beraber yiyelim Aslan da çalışmak için bekliyor zaten" dediğimde itiraz etseler de ikna ettim Kalabalık bir sofra da keyifli yemek yedik Kızlar zaten Özden' i tanıyorlarmış Arkadaşlarıymış gibi konuşmaya başladılar Yemekten sonra kahvesini alan odasına çekilirken bizde Doğa ile odama geçtik Karşılıklı oturduğumuzda "aslında ilk bileğin hikayesini dinlemek isterim ama şuan sana teklifimi söylemek istiyorum" Doğa merakla beklerken "ben bir çiçek sepeti tarzında dükkan açmayı planlıyorum Hazırlıklara da başladım ama benimle çalışmak ister misin diye soracaktım Hem pazarlama bölümü mezunu olarak çok şey katacağına eminim Hem de güvenilir birine ihtiyacım var" sabırsızlıkla cevabını beklerken "bende çok isterim" cevabı ile ona sarıldım "Zaten çalıştığım yerde mutlu değildim Çok iyi olur" dedi Arkama yaslanıp "e bileğin hikayesi" dediğimde yüzü gölgelendi "Efe'nin hediyesi Evden ayrılıp kendi ayaklarımın üzerinde durmamı hazmedemedi Ondan böyle kolay vazgeçemezmişim Herhalde o ne yaparsa aşkımdan kabul edeceğimi düşünüyordu Ama çok yanılır Ona olan aşkım kendime verdiğim değerden daha büyük değil" sözleri ile onunla gurur duymuştum "Bu erkekler onları geçip gittiğimizde ne zaman malları olmadığımızı anlayacaklar acaba" dedim Kahvelerimizi içerken oluşan sessizlikten sonra "benim hikayemi dinlemeye hazır mısın Eğer beraber bir yola çıkacaksak sen de benim hikayemi bilmelisin" Doğa başını sallarken söze başladım "İnşallah hikayemi duyduktan sonra deli olduğumu düşünmezsin Çünkü ben fantastik bir kitabı anlatır gibi anlatacağım Umarım fantastik kitap okuyorsundur" Ateş Mirza ile terasta tanışmamızdan itibaren her şeyi en ince ayrıntısına kadar açıkladım İlk defa birine anlattığım için hem rahatlamış hem de kendi hikayeme ben bile inanamamıştım Sona geldiğim de "işte" dedim "Esila böylece Ahu Sipahi oldu" kahvemden büyük bir yudum alarak arkama yaslanırken derin bir nefes aldım Doğa' nın hala gözleri sonuna kadar açılmış bir şekilde bana bakarken "vay canına gerçekten fantastik bir kitap gibi Olanlar inanılmaz olsa da" uzanıp elimi tutarken "ben böyle bir durumda senin kadar güçlü olabileceğimi sanmıyorum Birini sevdiğin için utanmamalısın Kalp attığı sürece yaşıyor insan" sözleri ile rahatlamıştım Beni anladığı için beni deli sanmadığı için benim yanımda olduğu için çok şanslıydım Doğa, Aslan, Özden ve Dağhan'ı yolcu ederken Ateş Mirza "film izler miyiz Biraz kafamız dağılsın" teklifini büyük bir hevesle kabul ederken Ateş Mirza "atıştırmalıklar benden sen filmi seç" dediğinde pişman olacağını biliyordum Titanik filmini seçerken "gerçekten onu mu izleyeceğiz" yüzünde memnun olmayan ifadeyi görsem de aldırmadım "Hiç başından sonuna izleyecek fırsatım olmadı İzlemez miyiz" masum bir kedi gibi bakışırken "peki peki" dedi Ben Ateş Mirza' nın göğsünde yerimi alırken benden mutlusu yoktu Filmin sonunda ah Jack üzümlü kekim diye ağlarken Ateş Mirza' nın öfkeli bakışlarını üzerime çekmiştim Gözlerimi sonuna kadar açarak ne var dediğimde gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı Onun bu hali beni güldürürken "sen adamı delirtirsin" yorumuna omuz silktim |
0% |